@nurkedisi03
|
Aşağıdaki yıldızımızı parlatirsaniz çok çok sevineceğim 🌼🌼🌼 °°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°° Yusuf sabahtan heyecanla Hasret'in evine gidip kapısını çaldı ancak evde kimse yoktu. Sonra Hasret'in eve doğru yaklaştığını fark etti birbirlerine başlarıyla selam vererek hiç konuşmadan eve çıktılar. Sonra önceden hazırlanmış olan kahvaltıya yeni demlenmiş çayı da ekleyerek konuşmaya başladılar. - Nereden geliyordun Hasret? -Okuldan unuttun mu bugün sonuçlar açıklanacaktıya. - Ben unutmadım ama galiba sen unutmuşsun Hasret! Hani beraber gidecektik sonuçları almaya? -Kusura bakma seni bekleyemedim senin sonucunu da aldım. Biraz suskunluktan sonra: -Tebrikler Yusuf öğretmenlik fakültesini birincilikle kazanmişsın canım. Yusuf sevinçten çıglik attıktan sonra aklına geldi: - Peki sen sen kaçıncı olmuşsun Hasret? - Ve de birinci olmuşum Yusuf ! dedi buruk bir sevinçle. Yusuf bu işte bir iş olduğunu anlamaya başlamıştı. Günlerdir bu sınava gece gündüz beraber çalışmış ve sonunda kazanmışlardır ancak bir okulda 2 tane birinci olamazdı ki! - Nasıl yani Hasret bir okulda birden fazla 1. olamaz? - Biliyorum Yusuf olamaz zaten aynı okulda 1. olmadık sen buradaki fakültede 1. oldun ben komşu ildeki fakültede 1. oldum. Yusuf duyduklarına inanamamıştı ki Hasret söyleyebildiği için rahatlamıştı biraz. Fırtına öncesi suskunluktan sonra Yusuf'un fırtınası yavaş yavaş başlamıştı yine o günkü gibi odanın içinde bir o tarafa bir bu tarafa yürümeye başladı yine ellerini çenesini sımsıkı kapatmıştı. Hasret duvar kafa tokat meselesini tekrarlamasına korkuyordu ama öyle olmadı Yusuf birdenbire durdu. Hasret arkasındaydı yumrugunu sıkıp gözlerini sıktı gözlerinden süzülen yaşlar yanaklarından aşağı iniyordu sakin bir sesle: - Neden! Neden başka ili seçtin? Bana daha önceden söylemedin ? Bu sorusunda hiçbir şekilde kızgınlık yoktu daha çok suçluluk hissi vardı. Sanki Hasret ondan kaçtığı için diğer ili tercih ettiğini düşünüyordu. - Yusuf ben sana söyleyemedim çünkü korktum sonuçlar açıklanınca öğren istedim . -Tamam işte öğrendim neden orayı tercih ettin? - Öyle olması gerekiyordu Yusuf. - Peki neden Hasret neden öyle olması gerekiyordu? Yusuf ağlıyordu ama Hasret'e belli etmemeye çalışıyordu. Zaten Hasret'e arkası dönük olduğu için sadece konuşurken sesini çatlamaması yeterliydi. Hasretin ağladığını fark etmemesi için. Yusuf' ta beklenmedik bir şekilde sakinlik vardı. - Çünkü! Çünkü ! ......... Bilmiyorum! - Nasıl bilmiyorsun Hasret ağzındaki baklayı çıkar neden orayı tercih ettin. Hasret söylemek istemez ve söyleyemez de zaten. Hasret suskun kalınca: Yusuf: Seni anlıyorum Hasret sen de haklısın seni bu aralar çok sıktım . Seni hiç yalnız bırakmadım kendi kendine vakit geçirmene izin vermedim kusura bakma seni sıkmak istemezdim ama istemeyerek de olsa sıkmışım gitmekle çok iyi bir tercih yapıyorsun benden kurtuluyorsun. Demişti ki tam son kelimesinde sesi çatladı ağladı bariz belli oluyordu yumruklarını sıktıktan sonra odadan fırlayıp merdivenlerden koşarak inmeye başladı. İnerken "güle güle Hasret" diye bağırarak iniyordu ama nasıl bağırmak gözleri sımsıkı kapalı yumrukları sımsıkı gırtlağı parçalanırcasına sadece " güle güle Hasret" diyordu güle güle Hasret. Hasret'in evin her yerine saçılan o güzel kokusunu içine çekerek koşuyor ve " güle güle Hasret" diyordu deli gibi ağlayarak merdivenin son basamağına geldiğinde yere kapaklandı. Oturup merdivenin parmaklarına tutunarak ağlamaya devam etti ve kendi kendine tekrarladı " güle güle Hasret, güle güle" hıçkırarak iç çeke çeke. Hasret de bu sırada Yusuf'un arkasından ağlayarak odadan fırladı ve merdivenin başında belirdi. Yusuf arkasına dönerek ıslak gözleri ile Hasret'in gözlerine bakmak istedi ama vazgeçti çünkü onun gözlerine bakarsa helak olacağını biliyordu. Ayağa fırladı ve ağlayarak hıçkırarak bağırarak bahçeden çıkıp yollarda koşturmaya başladı. Hasret biliyordu ki ne kadar koşarsa koşsun Yusuf'un hızına yetişemezdi. Onun için merdivenin başında oturup ağlamaya başladı o da tekrarlıyordu sözlerini " elimde değil Yusuf, elimde değil" diyordu. Hasret'in Yusuf'un bu haline dayanamamışti. Bu kadar üzüleceğini bilmiyordu ki. Hasret akşama kadar ne bir lokma yemek yedi ne de yerinden kımıldadı sadece "elimde değildi Yusuf" deyip duruyordu. Yusuf sa o hızla biraz daha koştuktan sonra bir tepeye tırmandı oraya Hasret le çıkıp köyü izlerler di orada oturdu. Ağlamaya devam etti düşüncelere daldı bir kez daha Hasret için böyle ağlamıştı onu hatırladı ama onda Hasret'ine yine kavuşmuştu. Fakat bu seferki gözyaşlarının sonunda Hasret'e tekrar kavuşamayacağını biliyordu. Akşama kadar öylece oldukları yerde durup ağladılar ve sözlerini söylediler "elimde değildi Yusuf, elimde değil" , "güle güle Hasret, güle güle". |
0% |