Yeni Üyelik
26.
Bölüm

KANLI KAMUFLAJ.

@nzlkrcn

Verdikleri serumdan kaynaklı uyumuşum sanırım. Gözlerimi araladığımda kalbimin üzerinde ki sızı hala devam ediyordu. Bakışlarımı odada gezdirdiğimde demet teyze ve derenin yaşlı gözlerini gördüm. Bişey olmuştu. Artık emindim. Yatakta doğrulmaya çalışırken. İkiside hızla yanıma gelmişti. "Ne oldu" dedim titreyen sesimle. "Uğur mu" diye sordum tekrar. Kalbimin bu sızısının başka anlamı olamazdı. "Nerde" Dedim bu defa kolumdaki damar yolunu sökmeye çalışırken. "Gitti mi biriniz cevap verin" Diye bağırırken demet teyze beni tutmaya deren albaya ulaşmaya çalışıyordu. Hızla kolumdaki damar yolunu söküp attım. Ayağa kalkmamla başımın dönmesi bir oldu. Bir kaç saniye kendimi toparlamaya çalışırken kapıdan albayım içeri girmişti. Hızla kolumdan tutup oturtmaya çalıştı. "Durumu nasıl" dediö. Bu defa ona. "Artık bişey söyleyin. Ne durumda" diye bağırınca en son Erdem aöca cevap verdi. "Ameliyatta yeni girdi sayılır. Durumunu bilmiyoruz" Dedi.
"Ne olmuş nasıl yaralanmış" diye sordum tekrar. Normalde ağlamam gereken durumda ağlayamıyordum bile.Ben babamın cenazesinde bile ağlamamıştım ki. Uğura da söz vermiştim. Bigün o mertebeye ulaşırsa ağlamayacaktım.
"Yavuza siper etmiş kendini. Pusuya düşmüşler. 3 yerinden kurşun yemiş. Efe müdahale etse de durumu ağır. Biri sırtından kalbinin hizasında. Biri omzunda. Diğeri sağ böbreğinin orda" diyerek açıkladı durumu. Evet aldığı yaralar tehlikeli bölgelerdeydi. Ama o güçlüydü. Bunu yenerdi. "Beni oraya götür" dedim albaya itiraz etmek istesede dinlemeyeceğimi bildiği için ses çıkarmadı. Beni kolunun altına aldı. Ameliyathanenin önüne geldik. Bütün tim ordaydı. Hatta kızlar bile. Ve hatta Gül bile. Kızlar kocalarının yanındaydı. Gül efenin yanında. Beni görünce hepsi ayaklandı. Yavuz hızla yanıma geldi. Başını eğdi. "Özür dilerim Yonca. Benim yüzümden. Dikkat edemedim. Bana siper etti kendini. " diye ağlamaya başladı. Omuzlarındab tuttum. "Kaldır başını yavuz. Türk askeri başını eğmez. Uğur doğru olanı yapmış. Senin oğlun var. Seni bekleyen evladın var. Şehit çocugu olmanın ne olduğunu oda bende iyi biliriz. Bem olsam bende aynı şeyi yapardım" dedim gözlerine bakarak. Gözlerimi timin üzerinde gezdirdim. "Silin gözyaşlarınızı" Dedim hepsine bakarak. "Ağlamayacaksınız. O soysuz köpeklere bu zevki yaşatmayacaksınız. Eğer çıkarsa o ameliyattan. Sırt sırta verip. Soylarını kurutacaksınız. Eğer nasip olmazsa yanımıza dönmek. Kardeşinizin kanının intikamı için göz yaşı değil onların pis kanını akıtacaksınız" Hepsi dik bir duruşa geçti bu sözlerimle. "Emredersiniz Doktorum" dediler heo bir ağızdan. Uğurun bana dediği gibi. Şimdi hepimiz kapının önünde dua ediyorduk başka yapacak bişey yoktu. 4 saat olmuştu ameliyata gireli. Bir ara kan için çıkmıştı hemşireler. Efe ve akifin kanı uyduğu için hemen kan verilmişti o ara kısa bir bilgi vetilmişti. Omzundaki ve böbreğinin ordaki halledilmişti. Ama sırtındaki sıkıntıydı. Onunla uğraşıyorlardı. Ufacık bir hata hayatına mal olabilirdi. Bu sırada sevinç teyzelere de haber verilmişti. İlk uçağa binmişlerdi. Tam 6 saatir devam ediyordu ameliyat. Kızlar zorlamamızla evlerine gitmişti. Demet teyze ve dereni albay götürmüş geri gelmişti. Bana ne kadar ısrar edilse de gitmemiştim.

 

Bekleyiş devam ederken Neşe ve Sevinç teyze de gelmişti. İkisininde gözleri kıpkırmızı ve şişmişti ağlamaktan. "Oğlum nasıl" dedi annesi. "Abim iyi mi" diye atıldı neşe. Durumu kısaca onlara izah ettiğimizde onlarda bizimle bekleyişe katılmıştı. Geçen bir saatin sonunda doktor çıktı ameliyathaneden. Hepimiz başına toplanmıştık.
"Ameliyat bizi yordu. Şükür şuanlık durumu stabil. Kolundaki ve böbreğinin ordaki çok riskli değildi. Ama sırtından giren kalbe çok yakındı. Bizi zorlayan o oldu. Ufacık bir hata hayatına mal olabilirdi. Titizlikle çalıştık. Şuan yoğun bakıma alıyoruz. İlk 24 saat çok önemli. Bu 24 saatin ilk on iki saati daha riskli. İç kanama riski olabilir. Başka komplikasyonlar gelişebilir. 12 saatin sonunda sıkıntı çıkmazsa eğer 24 saat tamamlandığında uyandırma işlemine başlarız" diye açkklamada bulundu. "Görebilir miyiz" diye sordu Sevinç teyze.
"Bu mümkün değil." Dedi doktor. Sonra bana baktı. "Bildiğim kadarıyla doktorsunuz. Bu durumları bilirsiniz. Şuan enfeksiyon riski sebebiyle kimseyi alamayız. 12 saatin sonunda eğer bir komplikasyon olmazsa bir kişi alabiliriz. Uyandırma sonunda bir kişi daha görebilir" Diye durumu anlattı. Doktor'un arkasından hemşire elinde siyah bir poşetle geldi. "Hastanın kıyafetleti" Diyerek uzattı elindekini.

****************

Hastanedeki bir oda onlar için ayrılmıştı. Uğurun kıyafetleri verilince annesi dayanamamış bayılmıştı. Şimdi o sedyede yatarken yonca poşetin içindekilere bakıyordu. İlk pantolonu çıktı poşetten. Heryer çamur olmuştu yer yer kan lekeleri vardı. Sonra ceketi çıkardı içinden. Asker üniforması olduğu için kesmemişlerdi. Her yeri kanla kaplıydı. Sevdiği adamın kanı vardı heryerinde. Sımsıkı kapattı gözlerini ağlamayacaktı. Ceketi sardı bedenine sıkıca sanki Uğur'a sarılırmış gibi. Öylece ceketi sararken eline gelen bir sertlikle ceketi koynundan çekip ellerinin arasına aldı. Elleriyle yokladı evet iç cebinde bişey vardı.

 

Elini cebine atıp içindekini çıkardı. Gördüğü şeyle gözleri şaşkınlıkla açıldı. Kırmızı kadife bir kutu vardı titreyen ellerinin arasında. Zorla açtı kututu. İçinde çok zarif tek taş yüzük vardı. İşte ozaman tutamadı gözündeki yaşı. O tek damla yaş tektaşın üstüne düştü. Anında sildi gözünü hızla kutuyu geri cebine koydu. Diğer eşyaları katlayarak poşete geri koydu. Kimseye hiç bişey söylemedi. Sessizce çıktı odadan. Yavaşça Onur'un yanına yaklaştı.
"Onur" sesi duyan adam başını kaldırdı. "Ben bir lojmana gitmem lazım. Hemen döneceğim. Sevinç teyze odada. En ufak bişeyde beni arar mısın" dedi kısık sesiyle.
"Ben burakırım yenge" dedi onur.
"Yok onur siz. Burda kalın taksiyle giderim ben" Diyince hızla ayağa kalktı onur.
"Hayatta olmaz. Eger yüzbaşım seni taksiyle gönderdiğimi duyarsa canımı alır valla sen bekle ben efeye söyliyim" diyerek uzaklaştı. Diğerlerine durumu anlattı. Hastaneden çıkıp. Hızla eve gittiler. Onur kendi evine bile girmedi. Kapıda beklerdi de buna da yonca izin vermedi. O salonda beklerken yonca kıyafetleri makinee attı. Onlar yıkanırken hızla mutfağa girdi. Pratik hızlı birer sandviç hazırladı herkese. Buzlukta olan meyveleri çıkardı. Hızla tencereye atıp kaynattı. Onlar olurken makine Durmuştu. Kıyafetleri kurutmaya atarak tekrar mutfağa girdi. Kaynayan meyve suyunu süzdü şekerini atıp soğuduktan sonra şişelere doldurdu. Yonca bu hazırlıklarla uğraşırken onur koltukta oturduğu yerden uyuyakalmıştı. Yonca hazırladıklarını bir çantaya yerleştirdi. Kurutmadan çıkan kıyafetleri ütüledi. Askıya astı. Onuru uyandırıp hastaneye gittiler.

 

Herkes getirdiği şeyleri yemiş bekleyiş içindeydi. Sanki nöbettelermiş gibi sırayla koltuk üstünde uyukluyorlardı. 12 saat dolduğunda doktor sevinçli haberi vermişti. Durumu iyiye gidiyordu. Sevinç teyze girdi oğlunun yanına ilk. Uzun uzun sevdi oğlunun saçlarını. Süresi dolunca dışarı çıktı. Şimdi 24 saatin dolması bekleniyordu.

 

Herkes sırayla uyumaya çalışırken tek uyumayan yoncaydı. Sen son sevinç teyzenin ısrarı ile oda geçmeden koridorda. Başını onun omuzuna yaslayıp uyuyakalmıştı. Kaç saat uyuduğu bilinmez ama bianda irkilerek gözlerini açtı. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Sanki içeriden göğsünü delip çıkacakmış gibiydi. Yoğun bakımın kapısından hızla doktor ve hemşireler içeri girdi.

 

 

Hepsi kapıda bekliyordu. Ne olmuştu neden birden içeri dalmışlardı. Sevinç teyze ağlayarak dua ediyordu. Tim heps birbirine sarılmış korkak gözlerle kapıya bakıyordu. Neşe annesine sarılmış ağlıyordu. Yonca ise elini kalbinin üstüne koymuş camdan içeriyi görmeyi bekliyordu. Bi anda kalbindeki sızı geçti. Sanki sihirli değnek değmiş gibiydi. Saatlerdir ağrıyan kalbi bi anda geçti. Dudaklarında bir gülümseme peydah oldu. "O iyi" dedi diğerlerine bakarken. Ordakiler öylece yoncaya bakarken kapılar açıldı...

 

İçeriden doktor ve hemşireler çıktı. Tüm kalabalık doktorun başına toplanmıştı. "Geçmiş olsun" Dedi doktor gülümseyerek. "Güçlü adammış. Biz 24 saati bekleyip uyandıracaktık ama onca ilaca rağmen kendi başına uyanmaya başladı" Dedi. Sevinç hanım "çok şükür allahım" diyerek neşeye sarıldı. Tim gürültülü bi şekilde birbirlerine sarılıyordu. Tabi onların ki sarılmak mı güreşmek mi belli olmasa da. Yonca elleri kalbinde binlerce şükür etti Rabbine. "Yonca hanım burda mı" Diye sevinçlerini böldü doktor. Bir adım öne çıkarak kendini belli etti yonca. "Daha gözünü açmadan adınızı sayıkladı" Dedi doktor. "Son kontroller yapılsın hemşire hanımlar sizi hazırlasın Hastamızı görebilirsiniz" Diyerek ordan ayrıldı.

 

 

Yonca özel kıyafetleri giyerek içeri girdi. Küçük adımlarla sevdiği adamın yanına geldi. Yavaşça eline dokunmasıyla uğur gözlerini araladı. "Doktor hanım" diye mırıldandı. Yonca yüzünde maskeden görünmese de büyük bir gülümseme bahşetti karşısındaki adama. "Yüzbaşımm" dedi aynı onun gibi. Uğur eline dokunan eli avcunun arasına aldı. "çok özledim"dedi sesini zorla çıkararak. " Zorlama kendini"dedi yonca elini okşarken "bende seni çok özledim. Bi an önce toparlan yüzbaşı. Bizi bu kadar korkutmanın cezasını çekeceksin daha"diyince yüzünde yamuk bir gülümseme oldu Uğurun. " Başımla beraber"diye cevap verdi. "Maskeni indirsene yüzünü göreyim" dedi. Yonca hızla başını salladı. "Enfeksiyon riskini alamam. Olmaz" Desede uğur dinlemeden elini zorla maskesine atıp aşağı indirdi. Yavaşça yanağını okşadı. "Bak şimdi çok daha iyiyim"dedi. Sonra bi an bişey aklına gelmiş gibi oldu.
" Yoncam" Dedi naif sesiyle "kıyafetlerim nerde benim" Yonca genişçe gülümsedi. "PasakIı adamsın heryeri çamur olmuş. Yıkadım ütüledim getirdim" Dedi. Uğurun gözleri bi an yoncanın yüzünü inceledi. "Şey.. Cebinde şey" Derken sözünğ kesti yonca. "Bütün herşeyi yerli yerinde. Sen önce iyileş. Sonra bakarsın cebinde olanlara" diyerek uğurun istediği cevabı verdi.

Hemşirenin süre doldu demesiyle istemeden de olsa ayaklndı yonca. Başının üstüne tüy gibi hafif bir öpücük bırakarak yanından ayrıldı. Son kez arkasına baktı. Uğurun gözleri hala ondaydı. Ellerini dudaklarına yaslayarak havadan bir öpücük attı. Uğur sağlam eliyle öpücüğü kapıp dudaklarına götürdü.

 

 

 

HELLO CANLAAAR.

ÇOK BEKLETTİM DEĞİL Mİ.

İNANIN OĞLUŞA ÖDEV YAPTIRMAKTAN BURAYA FIRSAT KALMIYOR.

NEYSE

NASILDI BÖLÜM.

YOKSA TEKLİF Mİ GELİYOR.

UĞUR HEPİMİZİ KORKUTTU GALİBA.

BEN OLSAM YONCA GİBİ DİMDİK KALAMAZDIM SANIRIM.

UĞURUN KENDİNİ YAVUZ İÇİN SİPER ETMESİ PEKİ.

YORUM ATMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN OLUR MU.

SİZLERİ SEVİYORUM ❤💕😍🥰😘

 

Loading...
0%