@nzlkrcn
|
.... GÜNÜMÜZ... O klozetin üstünde ne kadar ağladığımı bilmiyorum. Ama mesai saati çoktan başlamış olması lazım. Biraz kendime geldikten sonra kabinden çıktım. Aynada kendime baktığımda gözlerimin kıpkırmızı olduğunu gördüm. Makyaj çantamı çıkarıp bozulan makyajımı düzelttim. Derin derin nefesler alarak kendimi toplarlayıp tuvaletten çıktım. Odama doğru yürürken tam karşı odamın kapısının önünde onu gördüm. Gözleri sanki acı çeker gibi baktı yüzüme. Ne kadar toparlamaya çalışsam da gözlerim beni ele veriyordu. Ağladığım zaman kızarması bir yana küçülüyorlardı. Ona doğru dürüst bakmadan odama girdim. Ayrılan Bülent beyin yerine geldiği için onun odasını kullanacaktı ve o oda tam karşı odamdı. Masama geçip bilgisayarı açtım. Yarım kalan işlerimi tamamlamaya çalıştım ama kafam o kadar yerinde değildi ki odaklanamıyordum. Telefonu elime alıp Oziyi aradım. İşte ozi her zamanki gibi kafamı toplamama yetmişti. Biri dese ki liseden bir dostun olacak lise bitse de sizin dostluğunuz bitmeyecek inanmazdım. O benim için dosttan bile öteydi. O benim olmayan kardeşim abim herşeyimdi. Attığım adımdan aldığım nefesten bir göz kırpmamdan herşeyimi anlardı. Oziyle konuştuktan sonra işlerime dönebilmiştim. Kalan sevkiyat işlerini yeni projeleri hepsini gözden geçirdim. Dosyaları toplayıp bilgisayarı kapattım. Bu süre zarfında karşı odaya hiç bakmamıştım. He olur da gözüm kayarsa diye zaten stor perdeleride kapatmıştım. İşlerimi toparladıktan sonra çantamıda alıp odadan çıktım. Son kez Gökhan beyin odasına girip son durumu rapor ettikten sonra şirketten ayrıldım. Otoparka indiğimde arabama binip hızla ordan ayrıldım. Tekrar karşılaşmak istemiyordum.
Yoldan pastaneye uğrayıp Lalenin en sevdiği tatlıdan aldım bolca. Tam bir Profiterol aşığı kendileri. Ozilerin siteye girince misafir alanına aracımı park edip onların katına çıktım. Kapıyı çaldığımda içeriden ponçiğimin sesi duyuldu. Arkasından mutfağa ilereyip arkasından başımı uzattım. "Yengem küsmüş mü bana" Derken onunda yanağına öpücük kondurmuştum. Aslında Leyle ozi ile ilk sevgililik döneminde beni hiç sevmemişti. Aramızdaki ilişkiyi anlamlandıramadığı için kıskanmıştı. Benimle görüşmesine yasak koymaya kalkınca ozi orda resti çekmişti. 'Kimse Aslı ile arama engel koyamaz. Onun yeri ayrı' diyinde neredeyse ayrılma noktasına gelmişlerdi. Benim gidip leyla ile konuşmamla herşey tatlıya başlamıştı. Zamanla oda bizim aramızdak bağı anlamıştı. Hani şöyle diyim size çırılçıplak karşısına geçsem ozinin erkekliği bana yine karşı işlemezdi. O derece. Belki aynı ana babadan olsak bu derece yakın olur muyduk bilmiyorum. "Gelmedi mi daha kocan? " diyerek lavaboda ellerimi yıkayıp çıkardığı salata malzemelerinin başına geçtim. Ozi de gelince hep birlikte sofraya Oturmuştuk. Yemekte iştah kaçmasın diye bişey demesede sofradan sonra hesap geleceği belliydi. Yemekten sonra leyla ve ozi sofrayı toplarken ben Lalecik ile oyun oynanıştım. Hayır bide mızıkçı daha 4 yaşındasın sen nerden biliyon hileyi. Babası kılıklı! Leyla ben laleyi uyutayım diye yanımızdan ayrıldı. Amacı bizi yanlız bırakmaktı. Ozi ile balkona çikip birer sigara yaktık. Biraz daha konuştuktan sonra ayrılıp eve geldim. Ilık bir duş sonrası yatağa uzandım. Aklım yine bana karşı oyununy oynadı. O günlere gittim.
.... ONÜÇ YIL ÖNCE.... Parkta ozinin omzunda uzun süre ağladıktan sonra eve gittim. Annem halimden anlamıştı zaten bişeyleri. En başında beri biliyordu Yiğiti. Ben ondan hiç bi zaman bişey saklamamıştım. Anneden çok arkadaştı bana. Olanı biteni ona da anlatıp bir süre onun dizlerinde ağlayıp uykuya teslim oldum. O hafta ne okula nede kursa gitmedim. Gidecek halim de yoktu zaten. Pazar günü odamda tavanı izlerken telefonuma gelen bildirim sesiyle gözlerimi tavandan çektim. Ya melihler mesaj atmıştı ya da ozi. Elime telefonu aldığımda gelen mesajla gözlerim anında doldu. 'Aslı? 'Yiğit yazmıştı. Neden yazmıştı. Daha önce yüzüme bile bakmayan adam bana neden yazmıştı. Cevap vermedim. 'Hayır! 'diyerek cevap atmak zorunda kaldım. 'Aslı bak ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Yapma böyle lütfen. Melihler okula da gitmediğini söyledi.' 'Yiğit. Sen söylemen gereken herşeyi söyledin. Net şekilde anladım. Lütfen evine gider misin. Gelemem. ' ki gerçekten gidebilecek halde bile değildim. Şu bir haftada tam dört kilo vermiştim. Ağlamaktan gözlerimin altı mosmordu. Şükürki bu hafta babam köyde babannemin yanındaydı da halimi bilmiyordu. 'Aslı aklımı sende bırakma. Ben arkadaşlığımızı kaybetmek istemiyorum. Diğer türlü ilişkiyi başaramadık ama ben senin arkadaşlığını yitirmek istemiyorum ' 'Aklın bende olmasın kalbinin olmadığı gibi. Düşünme beni.' 'Beş dakika gelemez misin? ' 'Yiğit lütfen. Tamam arkadaşınım. Sadece arkadaşım. Ama lütfen üstüme gelme.' 'Tamam kursa da geleceksin değil mi? ' 'Evet! ' 'Peki. Görüşürüz o zaman. ' 'Görüşürüz'
Arkadaş kalalım dedi. Ve benim aptal kalbim bunda bile umut buldu. Sonuçta o kızla tekrar olmam imkansız demişti. İki cihan birleşse biz olamayız demişti. Belki tekrar arkadaş gibi olursak bana olan hisleri zamanla değişirdi. Değil mi? Ama bu defa asla üstüne gitmeyecektim. Normal arkadaşımdı. Belki o gelirdi bu defa...
BÖLÜM SONU. BU HİKAYE DAHA ÖNCE DE DEDİĞİM GİBİ YARI KURGU YARI GERÇEK. ARKADAŞIMDAN İZİN ALARAK KENDİ EKLEMELERİMLE YAZDIĞIM BİR HİKAYE. İSİMLER MEKANLAR KİŞİLER FARKLI. BAZI DURUMLARDA FARKLI OLMAK ZORUNDA. GERÇEKTE OLMAYAN BAZI KARAKTERLER EKLİ MESELA HİKAYEYİ CANLANDIRMAK İÇİN. UMARIM DİĞER KİTAPLARIM GİBİ BUNU DA BEĞENİRSİNİZ. OY VE YORUMLARINIZI LÜTFEN EKSİK ETMEYİN. DESTEK OLAN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM😘💕
|
0% |