Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Tören hazırlığı

@ozgefanfic

Mumların titrek ışıklarının altında bir o masaya bir bu masaya gidip geliyordu Lilith.Etrafındaki hizmetçilerin her yaptığı gözüne batıyor ve hepsini azarlıyordu.Kızı tahta çıkacaktı her şey mükemmel olmalıydı.Arkasında iki iblisle beraber Jonathan içeri girdi. " Tamam anne bu kadar abartma.Victoria bile senin kadar heyecanlı değil.Sakin ol" dedi omuzlarından sarsarak.Asmedious köşeden çıkarak " Jonathan benim güzel kızımı kıskanmayı kes.Lilith annen olduğu için sana hep iyi niyetle yaklaşıyor ama ben senin gerçek yüzünü çok iyi biliyorum.Sakın taht hayalleri kurma seni piç kurusu.Damarlarından iblis kanı aksa da sen melek olarak doğdun unutma.Eğer taht uğruna kızıma bir şey yapmaya kalkarsan senin kalbini ilk ben sökerim.Bu taht her zaman asil iblis kanını taşıyanların olacak" dedi.

Jonathan üzerine yürüyerek " Ben senin gibi taht uğruna kardeşimi harcamam.Hatta bırak tahtı bu dünyadaki hiçbir şey ondan daha değerli değil benim için.Bu yüzden saçma sapan taht kavgalarına girmem ama emin ol karşımdaki varis sen olsaydın seve seve girerdim" dedi.Asmedious onu ilk geldiği günden beri sevmemişti.Kızına hep rakip görmüştü.Aynı şekilde Azazel'da rakibiydi ama Jonathan cehenneme gelince o varislerde üçüncü sıraya düşmüştü.Zira veliaht Lilith'den doğan olacaktı.

 

                                   ***

Lilith tahtın üzerine bir erkek bebek koymuştu.Asmedious " Kimden peydahladın bu piçi.Artık meleklerle de mi yatmaya başladın.Bu pis melek kanı taşıyan çocuğu nasıl getirirsin buraya " dedi öfkeyle.Lilith Victoria'yı da bebeğin yanına bırakarak Asmedious'un önüne doğru yürüdü. " Sen kimsin de kraliçene hesap sorarsın.Kendine gel Asmedious ben senin karın falan değilim.Benden çocuğun olması seni öldüremeyeceğim anlamına gelmez.Bebek Valentine ve Jocelyn'in oğlu.Valentine ile bir anlaşma yaptık.Jocelyn öldüğünü sanıyor.Çocuk lanetli dokunduğu her canlı ölüyor.Annesinin karnındayken benim kanımı enjekte ettik.Yani bu çocuk benim oğlum.Damarlarında benim asil iblis kanım akan melez bir shadowhunter."

İkisi de tahta odaklandılar.Bebekler birbirleriyle oynuyolardı.Sanki kendi aralarında bebek diliyle konuşuyor gibiydiler.Jonathan kızıl saçları beyaz teniyle çok güzel bir bebekti.Gülüşü onun bir canavar olduğunu unutturuyordu.Lilith onlara baktığında gözleri doldu.Bu tabloyu görebilmek için çok uzun zamandır bekliyordu.

  

                                     ***

Misafirler yavaş yavaş gelmeye başlamıştı.Kurtlar vampirlerle karşılıklı oturmuşlardı.Tıpkı melekler ve şeytanlar gibi onlarda yüzyıllardır birbirlerine düşman olan iki canlıydı ama yeni liderleri Raphael ve Luke sayesinde aralarındaki buzlar erimeye başlamıştı.Büyüceler Magnus'un arkasından sıra halinde ilerliyolardı.Seelie'ler renkli gösterişli kıyafetleriyle ortalıkta gezinip dans ediyorlardı.Raphael Rosa'yı da getirmişti.Burdaki tek normal insandı.Rosa alzheimer hastası olduğu için kimseyi hatırlamıyordu.Tek hatırladığı Raphael ve Victoria'ydı.Onları asla unutmuyordu.En son davetli olarak shadowhunterlar geldi.Meclis üyeleri etraftaki herkese iğrenerek bakıyordu.Aslında burda olmamaları lazımdı.Çünkü onların olduğu her yer adeta bir savaş alanıydı.Meclis üyeleri kendileri için ayrılan masaya oturdular.Magnus'da onların yanlarına oturdu.Alec'ten bir dakika bile ayrı kalmaya dayanamıyordu ama Alec'in annesi Maryse bu ilişkiyi onaylamıyordu.Oğlunun bir büyücünün sevmesine katlanamazdı.Magnus Maryse'in delici bakışlarından kaçarak bir saray görevlisini çevirdi. " Prenses nerde? Onu görmem gerek" dedi.Saray görevlisi kaşlarını çatarak " Prenses şuan hazırlanıyor.Müsait olsa bile büyücüler prensese yaklaşamaz.Muhafızlar görüşmenize izin vermez" dedi. Jace Alec'in kulağına eğilip " İki dakikaya gelirim" diyerek çıktı.

 

Aynaya baktı.Uzun siyah saçlarının uçlarını yeşile boyamıştı.Yeşil cehennemde onun hasret kaldığı bir renkti.Taçlarına son kez bir göz attı.Artık bunları takamayacak bunlar yerine daha gösterişli daha büyük taçlar takacaktı.Belli etmese de çok heyecanlıydı.Hizmetçiler bir oraya bir buraya koşuşturup prensesi hazırlamaya çalışıyorlardı.Doğduğundan beri bugunü beklemişti.Onun doğma amacı buydu.Diğer insanlar gibi eğlenip hayatını en güzel şekilde yaşamak onun hiçbir zaman amacı olamazdı.O lider olmak için doğmuştu.Kraliçe olmak için.Muhafızın kapıyı açmasıyla kafasındaki tüm düşünceler dağıldı. " Prenses aileniz tören öncesi sizinle görüşmek istiyor.İzniniz var mı? " dedi muhafız mızrağını yere vurarak. " Elbette, gelebilirler" dedi.Ailesini görünce daha da strese girdi.Lilith " Benim güzel kızım,şuan ağlamamak için zor duruyorum.Sen artık sadece benim değil tüm cehennemin parlayan yıldızı olacaksın.İnsanlar kafalarını kaldırdıklarında tıpkı tanrılar gibi senden medet umacaklar.Senin karanlığında boğulacaklar.Tanrılardan bile güçlü olucaksın." dedi.Lilith gözyaşlarını tutamayarak odadan çıktı.Herkesin korktuğu kraliçenin ağlaması tuhaftı ama herkesin bir zayıf noktası vardı işte.Azazel Victoria'nın öne düşmüş saçlarını topladı ve arkaya attı.Nazik ve etkileyici şekilde davranıyordu ona. " Cehennemin değil senin kralın olmak için bekliyorum " diye fısıldadı kulağına.Jonathan'ın bakışları kitlenmişti.Azazel'dan hoşlanmıyordu.Birbirlerini rakip olarak görürlerdi.İki prens de güç uğruna birbirlerini öldürebilirlerdi.Victoria'nın onu sevmediğini biliyordu.Azazel'ın takıntılı aşkından nefret ediyordu.Victoria sadece gülümsedi ve Azazel'da odadan çıktı.Asmedious pelerinini düzelterek " Benim güzel prensesim sonunda beklediğimiz gün geldi.Taht gerçek kraliçesine kavuşacak ve ben de tek varisimin saltanatıyla güçlenicem" dedi. " Tek varisin öyle mi? Peki ya Magnus? " dedi Victoria.Asmedious kızını ilk defa böyle görüyordu.Normalde böyle durumlarda hemen savunmaya geçerdi ama yapmadı. " Victoria böyle bir günde bunu konuşmayalım lütfen" dedi.Victoria sinirlenerek " Sen bence bunu benle hiç konuşma baba.Çünkü muhattabın ben değilim Magnus.Şuan aşağıda seni bekliyor.Git ve oğluna sıkı sıkı sarıl.Biraz baba ol! " dedi.Asmedious selam vererek çıktı.Duvara yaslanmış bekleyen Jonathan " Bir erkek kardeşin daha mı varmış? Ne güzel kraliyet işleriyle uğraşmaktan beni unutuyordun şimdi iyice unutursun.Onu benden çok mu seviyosun Victoria? " dedi.Jonathan etrafındaki herkesi kıskanırdı.Victoria'nın ondan başka birini daha çok sevme ihtimaline katlanamazdı.Eğer ondan çok severse Jonathan'ı bırakacağını düşünürdü. " Sen benim için her zaman herkesten değerli olacaksın.Bunu sakın unutma.Seni çok seviyorum kardeşim" diyerek sarıldı.Ardından Jonathan da hazırlanmak için odadan çıktı.

 

Uzun siyaha boyanmış koridorlardan geçti.Pencerenin önünde durdu.Cehennemi izledi.Çok büyük ve korkutucuydu.Şelalelerden lav akıyordu.Etrafta hiç ağaç yoktu.Güneş kırmızı ışığıyla tüm cehennemi aydınlatıyordu.Aynı anda nasıl hem güneş olup hem de karanlık olabilir diye düşündü.Sondaki kırmızı kapılı odadan Jonathan çıktı.Etrafı kontrol etti.Muhafızlar Jonathan olduğu için gitmişlerdi ama yine de kendini garantiye almak istedi.Siyah bir pelerin giyip yüzünü kapattı ve Victoria'nın odasına girdi. " Ne var Azazel? Senin hazırlanman gerekmiyor muydu? " dedi arkasını dönmeden.Sessizce onu izliyordu.Giydiği elbise fiziğini ortaya çıkarmıştı.Güzelliğiyle büyüleniyordu.Victoria durdu bu ne Azazel ne de tanıdığı başka biriydi.Yabancının enerjisini hissetti.Güçlü bir varlıktı.Yabancı iyice yaklaşmıştı.Victoria masadaki hançeri alıp yabancıyı duvara yasladı. " Beni öldürmek için daha iyi yollar denemelisin.Bir aslanı kendi ininde öldürmek ne büyük aptallık." Yabancı sırıttı.Pelerinin altından dudakları gözüküyordu.Pembe dolgun ve çekiciydiler.Sakalları olmasa onu bir kadın sanardı.Yabancı yüzünü açtı.

Victoria " Sarışın? " dedi şaşkınlıkla.Hançeri indirdi.Jace tepki vermiyor, yüzündeki küstah ifadeyle kızın yüzünü inceliyordu.Koyu mavi gözleri vardı.Daha önce hiç böyle bir renk görmemişti.Yağmurlu bir gökyüzünü andırıyırdu.Onun iblis olduğu o kadar belliydi ki gözlerindeki karanlık insanı içine çekiyordu.Jace kendini toparlayarak " Jace.Adım Jace.Seni öldürmek gibi bir niyetim olsa bunu sarayda mı yaparım sence? Sandığın kadar aptal değilim" dedi.Odayı incelemeye başladı.Eşyaların hepsi Victoria gibi siyahtı.Odada devasa camlar vardı.Ortada duran büyük yatağa uzanarak " Veliaht prenses olmak böyle bişey herhalde.Baksana cehennemin en iyi odasını kapmışsın ama zevk'in berbat.İçim karardı hiç renk yok her yer siyah." dedi.Victoria gözlerini devirerek " Sen de benim içimi karartıyorsun.Kapıyı tıklayıp girmek varken niye sessizce girersin ki? Seni öldürebilirdim." dedi ve ekledi " Sahi sen niye buraya geldin?"

Jace'in yüzündeki küstah ifade birden kayboldu.Gerçekten neden burdaydı? Buraya gelmek için hiçbir nedeni yoktu.Sadece gelmek istemişti.Diğer insanlar gibi onu sadece törenlerde görüp hayran hayran bakmak istemiyordu.Victoria kahkaha attı.Jace'in üzerine doğru eğilerek " Noldu sarışın yoksa beni mi özledin? " dedi.Parmağını Jace'in göğsünde gezdirip yüzüne dokundu. "Hadi ama bana aşık olduğunu saklamana gerek yok."

Jace kolundan tutup onu da yatağa çekti ve kızın üzerine eğildi.Artık hakimiyet ondaydı. " Hadi ben sana aşık olduğum için geldim diyelim.Sen neden beni kovmadın? Dün beni öldürmekle tehdit ediyordun şuan fırsatın varken neden şansını denemedin?" derken kapı açıldı.Azazel içeri girdi.Jace ve Victoria hemen toparlandı.Azazel gördükleri karşısında donakalmıştı.Yıllardır aşık olduğu kadın başkasına aşıktı.Jace ne diyeceğini bilemedi durum yanlış anlaşılmaya çok müsaitti.Azazel öfkeyle Jace'in üzerine yürüyerek " Sen bu odaya nasıl girersin ona nasıl yaklaşırsın seni geberticem! " dedi.Victoria Jace'in önüne geçti. " Asıl sen bu odaya kapıyı tıklatmadan nasıl girersin bu ne hadsizlik! " Halbuki Jace de kapıyı çalmamıştı. " Victoria sen şuan bana onu mu savunuyosun? Sen bir melekle böyle bir samimiyete giremezsin.Bu kraliyetin bir kuralı var."

Victoria sinirlenmişti.Azazel'ı severdi ama onun bu kıskanç tavırlarından nefret ediyordu.Jace Azazel'ın üzerine giderek " Bağırma kıza! Kuralları senden mi öğrenecek? Ortada sandığın gibi bişey yok." dedi.Victoria elini Jace'in üzerine koydu.Azazel ona her dokunuşunda deliriyordu. " Yeter! İkinizde defolun odamdan." diyerek muhafızları çağırdı.Azazel kapıyı çarparak çıktı odadan.Jace de arkasından kapıya doğru yürüdü. Arkasını döndü ve Victoria'ya baktı. " Tebrik ederim.Eminim çok güzel bir kraliçe olucaksın" diyerek odadan çıktı.

 

 

Loading...
0%