@pain.mdg
|
Ertesi gün abime çok kızdım ama bir yerdede haklıydı.Sonuçta babam ve abimlerin peşinde bir sürü adam var ve her an beni kaçırabilirler yada zaraar verebilirler.Bir yerdede haklılardı yani.Ama bende insanım.Dışarı tek çıkmak istiyorum. Ondan sonra Oğuz korumam değilde arkadaşım gibiydi.Sanki en yakın arkadaşım oydu.Alışverişe gidiyorduk.Sadece benim için değil, onada alıyorduk.Lunaparka bile gidip dondurma yerken dönme dolaba bindik. Koruma olduğu için kendi telefon numarası yoktu.İnstagram hesaplarımızı verdik.Ordan konuşuyorduk.Biraz süre sonra en yakın arkadaşım Oğuz oldu. Zaten başka arkadaşım yoktu.En azından abilerim,babam ve çalışanlar dışında birini görmek güzeldi.Bir gün yeniden görüşünce "Bir yere götürmek istiyorum seni" "Nereye" "Süpriz.Hem doğum günün bu gün." "Aaa haklısın bu gün doğum günüm.Peki sen nerden biliyorsun?" "Doğduğum gününü Demir abin söyledi." "Hiç gerek yok.Ben doğum günüyle alakalı bir şey duymak istemiyorum" "Neden ki?" "Doğum günümü asla kutlamadık.Ben daha 4 yaşındayken annem doğum günümde parti hazırlarken vefat etti." "Ben özür dilerim.Seni üzmek istemiyordum" "Yok sorun yok.Üzülmedim artık alıştım.Bir dakika sen benim yaşiımı biliyorsun ama kaç aydır yaşını söylemedin?" "Ben sana hiç bir şeyimi söylemedimki." "Söylesene" "Tamam.34 yaşındayım.Boyum 1,96.Annemle babam beni küçük yaşta terk etmiş.Doğum günüm 14 Aralık." "Sen zaten benim her şeyimi biliyorsun" "Yani...Belki senin bildiğindende fazlasını" dedi oturduğumuz yatağımda biraz daha yaklaşarak.Ben donup kalmıştım.Gülümsedi sakince."Hadi gel" dedi ve arabanın anahtarındaki düğmeye bastı. Bende gülümseyip çantamı masanın üzerinden kapıp çıktım. Geldiğimiz yer bir uçurum gibiydi.Sadece altı kumsal üstü taşlık hafif alçaktı.Ayaklarımı sıcak olan taşlara koydum.Martı sesleri gelen,hafif esen ve dalga sesleriyle rahatlatan bir yerdi.Koşum uçurumun kenarına gidip sevinçle döndüm.O ise hafif geride iki eli cebinde gülümsüyerek bana bakıyordu.Fark etmeden en uca gidip parmak ucuna çıktım.Arkam dönükken ayağım kaydı.Tam düşecekken Oğuz tuttu."İyi misin" dedi endişeli ve bir okadarda sakin bir sesle.Utançla kafamı salladım."Daha dikkatli olmalısınız.Size bir şey olursa kendimi asla affetmem Hilal hanım." "Şu aramızdaki ciddiyeti kaldıralım.Hatta "Şah Mat" diyelim kaldırmak için" "Tamam...Olur.." "Şah mat Oğuz" gözlerini kıstı.Bir kaşiını havaya kaldırıp gülümsedi."Oo prenses resmiyeti kaldırdı ha?Oyunu bitirdi demek." ikimizde güldük. |
0% |