Yeni Üyelik
15.
Bölüm

-15.Bölüm-Afitap-

@persephone

sen sesini duyurmaya çalıştıkça onlar bir o kadar sağır olmayı seçtiler.

 

YAZARIN ANLATIMIYLA

savaşa baktı Riva "sana bir hayalimden bahsettim ya işte bu" dedi ve attı kendini serin suların. büyük dalgaların arasına.

savaş, rivanın kendisini atmasıyla canhıraş bir şekilde koştu uçurumun kenarına.

"RİVA" bağırışıyla birlikte bütün ağaçların yaprakları isyan eder gibi sallandı adeta.

herkes acıyla Yas'a büründü. savaş üstündeki ceketi ve gömleği çıkarıp yere attı. ve ne kadar karşı koymaya çalışsalarda Riva'nın peşinden suya atladı. Kaya'da endişeyle kendini serin suların arasına bıraktığında. iki genç adam, yaralı kadının bedenini arıyorlardı. hırçın dalgalar onları engellemeye çalışsa da ikisi de ölmeyi umursamıyordu. çünkü iki genç adamın nefesi. rivaydı.

kaya, Riva'nın bedenini suyun dibinde bulduğunda. hızla yüzdü yanına. Riva'nın bedenini kendine çektiğinde, tek eliyle sardı belini. suyun üstüne çıktıklarında Riva bilinçsizdi.

"hayır Mehlika'm, şimdi bırakamazsın beni" feryat etti kaya. koskoca miranlı tüm düşmanlarına rağmen bir kadına yenilmişti.

"buldum" kayanın sesiyle herkes sahile toplandı.

kaya, rivayı kum'a yatırdığında, nefes almadığını fark etti. kalp majası işe yaramış olmalı ki rivanın ağzından sular çıkmaya başladı. kaya rivanın saçını okşarken eline gelen kanla birlikte, hemen rivayı kucağına aldı.

savaş sudan çıktığında, rivayı kayanın kucağından almak için kayanın yanına giderken. kayanın adamları çember şekli oluşturmuştu.

"karımı ver miranlı" dedi savaş keskin sesiyle, kan çıkacağı kesindi.

kaya adamlarına döndü "arkamdan gelip sorun çıkaran olursa öldürün" dedi ve kucağında bilinçsizce yatan rivaya baktı. "ay yüzlü kadın, gitme" hızla arabaya bindiğinde arkada bir çatışma bırakmıştı.

"hızlı sür hasan" dedi kaya otoriter bir sesle, şoföre.

"tamam abi yetişeceğiz" hasan arabanın hız ibresini neredeyse fullemişti.

hastaneye geldiklerinde. gelen sedye ile birlikte, rivayı ameliyat haneye aldılar.

----------------------------------------

ameliyat saatler sürmüştü. şimdi ise kaya ve savaş çaresizce yoğun bakım camından rivayı izliyordu. Karadağ ailesi ne kadar güçlüyse Miranlı ailesi de o kadar güçlüydü. ikisi de kısa süreliğine çatışmayı bırakmış ve sadece birbirlerine nefret dolu bakışlar atarak sakin kalmaya çalışıyorlardı.

"uyan Mehlika'm" dedi kaya fısıltılı bir şekilde.

"ne dedin sen" savaşın sesiyle birlikte kaya ona döndü. "biraz büyümek ister misin Karadağ" öfkeyle savaşa baktı kaya "Riva, dedenin her istediğinde eline verdiği bir oyuncak değil."

"kes lan sesini" tam birbirleriyle kavga edecekleri sırada Riva'nın cihazı ötmeye başlamıştı. ardından hemşirelerin bağırışları doldurdu koridoru.

"kalp atışı sıfır, doktoru çağırın hemen" hemşireler oradan oraya koştururken. herkes korkudan donmuştu.

"torunum" dedi kemal Sönmezoğlu, kalbini tutarak.

doktor içeri girdiğinde makinalarla müdahalelere başladı.

"HAYIR LAN ŞİMDİ OLMAZ HAYIR" kayanın bağırışları yeri göğü inletiyordu.

iki adam da yaslandı hastanenin soğuk duvarına, kitlenmişlerdi oldukları yere.

yeşim koridordan koşarak geldiğinde savaş ona nefret dolu bir bakış atmıştı.

"ne işin var senin burada" savaşın gür sesiyle yeşim irkildi. İştar, yeşimin önüne geçerek ona siper oldu. "yeşimin bir suçu yok savaş, o doğru olanı yaptı"

"yeşim eğer böyle bir şey yapmasaydı, Riva bu hastanede yatıyor olmayacaktı" savaşın nefret haykıran sesi ile herkes sessizliğe büründü.

"rivayı intihara meyilli yapan kim Karadağlı" kaya nın nefret dolu bakışları ile karşılaştı savaş.

"suç yeşimin değil, suç senin. neden senden kaçmak için uçurumdan atladı, bu kadın senden kurtulmak için ölmeyi göze aldı lan"

iki adam ve iki aile birbirine nefretle bakıyordu. bakışmayı bölen doktorun sesi oldu.

"hastada beyin kanaması başladı tekrar ameliyata alınması lazım acil"

"senin yüzünden lan" kaya sert yumrukları savaşın yüzünde yer almıştı.

"eğer Karadağlı" dedi kaya sert bir sesle, işret parmağını savaşa doğrulttu "eğer o kadına hayatı yaşatmama engel olduysan, eğer senin yüzünden ölürse, KARADAĞ kanı taşıyan kimseyi sağ bırakmam" savaş bu kelimelerin karşısında tek kelime edemiyordu. kaya bıraktı gözyaşlarını. "o kadın, senin yüzünden çocuğu olmayacak. şimdi de onu canından bile soğuttun"

koridorda bağırış dolu bir kadının sesi geliyordu, herkesin bakışları koridorun başına yöneldiğinde, basılan her adım koridoru inletiyordu. kadın koridora girince savaşa onu öldürecek gibi bakıyordu.

BÜŞRA SOYDAL gelmişti.

Büşra'nın gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu, üstündeki savcı cübbesi yeni davadan çıktığını gösteriyordu. savaşa onu öldürecek gibi bakıyordu.

"savaş Karadağ" dedi mahkeme gibi sert sesiyle. "tutuklusun" keskin gözlerini savaşın üstünden ayırmazken.

"Büşra sınama beni" dedi savaş tarazlı sesiyle. "Riva'ya yaptıklarının yanında az bile sana" dedi Büşra.

"Riva'nın telefonu bende Karadağ, Riva'ya şantaj yaparak evlendirmekten ve intihara meyillendirmekten suçlusun." bunlar Büşra'nın son sözleriydi, arkadan gelen polisler savaşın kollarından tutup kelepçeyi takmıştı.

"oğlum" İştar ın bağırmaya başlamıştı. agah ise savaşın yanına geldi "baban gibi hastalıklı seviyorsun oğlum" dedi sessizce.

polisler savaşı götürürken, Ayaz hemen avukatları aramaya başladı. Büşra'nın keskin gözleri ayazın üstünde takılı kaldı. ayaz hemen soluğu Büşra'nın yanında aldı.

"Büşra sen ne yaptığını sanıyorsun" dedi tıslarcasına. hayretler içinde bakıyordu.

"adalete uygun, yapan cezasını alacak Ayaz Karadağ, istersen savcıya hesap sormaktan seni de kardeşinin yanına yollayabilirim" Ayaz Büşra'nın üstündeki cüppeye bakmıştı derince. "Ne oldu Ayaz, karşında o genç kız yok mu, kandırabileceğin" şuh bir kahkaha attı Büşra "tüh nasıl üzüldüm senin adına"

"geçmişi bu olaylara karıştırma Büşra"

Büşra elini kaldırarak ayazın konuşmasını kesti "daha fazla sesini duymak istemiyorum, ama şunu bil. hayatını cehenneme çevirdiğiniz kadınların hesabını soracağım" cüppesini düzeltti ve ameliyathanenin kapısının önünde bekledi rivayı.

------------------------------

rivanın anlatımıyla

gözlerimi derin bir sızıyla açtığımda bedenimi hissetmiyordum, ağzımda oksijen maskesi vardı, sağ kolum alçıda, kafamda ise sargılar vardı, dudağımı kıpırdattığımda, var olan yara acımıştı.

bakışlarım odanın koridora bakan camına çevirdiğimde herkes cama yapışmıştı adeta, dışarıdan sevinç çığlıkları geliyordu, herkes birbirine sarılıyordu.

odanın kapısı açıldığında önlüklü doktorlar ve hemşireler içeri girmişti. doktor yanıma yaklaşınca muayene ettiler ardından normal odaya alıp sargılarımı yenilemişlerdi.

doktor serumumu yeniledi "seni seven ne çok kişi varmış, onlarca kişi iki gündür kapında bekliyor, ama hijyen açısından bir kişi girebilir içeri, kimi çağırmamı istersin"

yüzümdeki yaralardan ötürü konuşamıyordum

"kaya, burada m-" canım acıdığı için susmak zorunda kalmıştım.

"kaya miranlı dan mı bahsediyorsun" gözlerimi yumarak onu onayladım.

doktor odadan çıktığında, kaya girdi içeri. gözleri kıpkırmızı olmuştu.

yanıma gelip yavaşça oturdu yatağa, incitmekten korkar gibi

"bunu neden yaptın kendine" dedi isyan eder gibi, içi acır gibi baktı yaralı bedenime. gözümden süzülen yaş yaktı yaralarımı.

"savaşı görmek istemiyorum kaya, götür beni buradan"

"savaşın buraya gelmesi biraz zor, hem biraz daha doktor gözetiminde kal, götüreceğim seni söz"

"teşekkür ederim, yine sen kurtardın beni demek" gözyaşları içinde gülmeye çalıştı.

"evet sana demiştim, cehennemin yedi kat dibinde olsan yine kurtarırım seni"

"kaya senden son bir isteğim var" dedim titreyen elimi onun elinin üstüne koyarak.

"veda eder gibi konuşma Riva" dedi serzeniş gibi.

"bebeğimin mezarına su dök çiçek ek tamam mı"

yazarın anlatımıyla

Riva'nın son sözleriyle birlikte bedeni sarsılmaya başladı.

kaya korkuyla ayağa kalktı, koşarak kapıya yöneldiğinde "doktor çağırın!" gür sesi koridorda yankılandı.

doktorlar ve hemşireler odaya doluştuklarında, herkesin bedeni acıyla sarsılıyordu.

hemşireler makinalarla birlikte etrafta koştururken doktor çıktı içeriden.

"doktor bey durum nedir" dedi Büşra şiddetle ağlarken.

"hasta kriz geçiriyor, durum kritik her an kaybedebiliriz"

herkes nefesini tuttu dakikalar dakikaları kovaladı.

devasa koridor dar gelmişti.

ardından koşuşturmacalar bitti ve ses aniden kesildi.

doktor çıktı odadan. herkes beklentiyle baktı.

"başınız sağ olsun Riva hanımı kaybettik"

Loading...
0%