@petronellaniz
|
Hikayesi bir kitaba yetmeyen insanlar, her zaman değerli midir? Unutulmuş tarihler, zorla mı tozlanmıştır yoksa önemsiz midir? Yarası kanayan herkes suçlu mu sayılır? Cevaplarınız her takdirde sizin zihninize bağlıdır ancak bir yerde durulmalıdır. Kalbi olan herkes; suçludur, kahraman olmanın eşiğindedir, unutulacaktır. Kalbi almak sizin isteğiniz değildi belki de fakat bu hayatı sizin seçtiğinizin aşikâr olduğunu söylesem inanır mıydınız? Yeşil sisler her tarafa yayılmışken genç adam altındaki toprağa tükürdü. Sisler ayartmasın diye taktıkları gözlüklerin bir adi tarafından yapıldığı belli oluyordu. Neredeyse önünü göremediği için küfür ederken etraftaki ateş böceklerini yutacaktı. Ateş böceklerini yutması midesinde ciddi yanıklar oluşturabilirdi. Latoxle Diyarı'ndaki tüm canlılar gibi bu böcek de sanılanın aksine farklı özellikler taşıyordu. Örneğin; yanından geçen bir kedi aslında sivri diliyle istediği ölümlünün saçlarını yalayarak zehirli bir uykuya daldırabilirdi. Bu genç adamın yeşil sislerden ,grassi sislerinden, kaçınması ve gözlük takmasının sebebi ise bu dumanların insanın zihninin en derinindeki düşünceleri açığa çıkarması ve yapmaması gereken şeyleri yapmasını sağlamasıydı. Sadece Latoxle'ın en uç bölgesinde bulunan bu dumanlardan dolayı intihar eden birçok kişi tanınıyordu. "Siktiğimin böcekleri!" Zavallı Antonio, burada patronunun emrettiği gibi Dia Mantarı arıyordu. Kriwol Ormanı'na özgü bir mantardı bu; çorbasını içenleri parlak bir güç bekliyordu. Elbette bu kadar kıymetli bir yiyecek öyle kolay elde edilen bir şey değildi. Sadece bu ormanda yetişmesi cabası, burada bile nadir bulunurdu. Patronu Nathy, güç kölesi bir adamdı. Kendinden düşük rütbelileri aşağılar, yüksek olanların ise saygısını kazanmak uğruna ayaklarını bile yalardı. Bu davranışlarının onu iyice çöp yaptığının farkında değildi. Antonio, dikkatle etrafı aramaya devam ediyoru ancak artık yorulmuştu. yaklaşık 4 saattir hiç dinlememişti, üstelik sisle ve böceklerle uğraşmaktan helak olmuştu. Tabii, karşısına çıkacak herhangi bir hayvan onu daha da tedirgin ediyordu. Kafasında onu deli eden şeytani vesveseler, kendisini yiyip bitirmeye başladığında, zaten çok dik olmayan omuzları çöktü. Tereddütle çevresine baktı. 'Ufak bir moladan hangi yoldaş ölmüş,' diye düşünerek zararsız olduğunu düşündüğü bir ağacın dibine yaslandı. Yanlış karardı. Vesveseleri şeytan verirdi. Antonio, saatlerce dolaşmanın yorgunluğundan kaynaklı kendini kaybetmişti. Farkında olmadan derin bir uykuya hapsolmuştu. Dakikalar sonra ormandaki grassi sisleri belli bir alandan neredeyse uzak durmaya başladılar. Tüm ormanda şiddetli kuzgun sesleri yankılanmaya başladı. Ormanın ardındaki gölün suyu şiddetle taştı ve toprağı bir bataklık hâline getirdi. Bu olanlardan haberi olmayan Antonio'nun rüyası huzursuz bir boyuta ulaştı. İki dakika sonra sızan adamın üzerinde güzel bir kadın vücudu gölgesi düştü. İşte şimdi bu bölgede neredeyse hiç sis kalmamıştı. Çimen rengi saçlarını arkaya atan kadın, omzundaki kırmızı gözlü kuzgunun gagasını sevdi bu zavallı adama bakarken. Dolgun dudaklarını kendisine yakışır şekilde sinsice kıvırarak "Ne yazık, uyanır uyanmaz zavallı bir adamın enerjisiyle besleneceğim," dedi, büyüleyici sesiyle. Zarifçe adama doğru edildikten sonra uzun tırnaklarıyla adamın alnından başlayıp çenesine kadar uzun bir çizgi çekti. Derisinden çıkan kanları gören kadın hoşnutsuzca yüzünü buruşturdu. Bu adam bir işe yaramazdı. Ancak şuan menüde başka seçenek yoktu. Tekrar Lilith'i kıskandıran şeytani gülümsemesini takındı ve yeşil gözlerini parlattı. Adamın dudaklarına doğru sessiz bir ıslık çaldı ve omzundaki kuzgunun kanadından bir kanat kopardı. Bu eyleme karşılık hiç bir şey yapmayan hayvan, huzurla kadının omzunda olanları izlemeye devam etti. Siyah kanadı adamın dudaklarının arasına yerleştiren kadın, gözleriyle adamdan akan kanları itaat ettirdi ve enerjisini huzuruna aldı. Elbisesinin eteğini zarifçe tutarak tekrar doğruldu ve yutkundu. Artık içinde yüzyıllar sonra tekrar canlılık vardı. Uyanır uyanmaz kendine kurban ettiği adama dikti bakışlarını. En azından ilk kurban olma şerefine layık olmuştu. Bu hayattaki en büyük başarısını ölerek elde etmişti. Düşüncelerine karşılık büyük bir kahkaha atan kadın usulca uzaklaştı. Uyanış tamamlanmıştı. Ve kimse bu adamı bulmadan anlayamayacaktı. İnsanlığın korkuyla beklediği kıyamet günü gelmişti. İnsan olmayan olağanüstüler ise, bunu öğrenince tekrar üstünlüklerini tüm evrene haykırmaya başlayacaklaedı. Uyanış tamamlanmıştı. Şimdi tüm canlıların bu uyanışa uyanma zamanları gelmişti. |
0% |