@princesesnisa
|
ARSLAN Sabah uyandığımda kanepedeydim. Timin sesinden uyandıydım Nazende başımda sanadalyede oturuyordu. Ben kabusa uyanarak kalktım, Babamın ölümünden 30 yıl geçmişti. Ben: "Aaaaaa" Demircan: "Noluyor lan?" Doğrulup düzelince ekibe baktığımda herkes buradaydı. Ben: "Ebesinin amı oluyor knk." Demircan: "Noldu ya yine olay bana patladı." Ben: "Kabus gördüm." Murathan: "Ne gördün hayırdır?" Ben: "Babamı" Bağtur komutan: "Gök timi içtimaya geç" Bağtur komutan bütün timi içtimaya dizerek yeni gelen askerler için yemin töreni hazırlanacaktı herkes masaları masaları ve bayrağı hazırlayıp yemin töreni için hazırlandı bugü ekibe yeni gelen Pamira ve Göknel geldiler. Herkes yerine geçti ve yaralbay ve general geldi.Yemin töreni başladı. General: "BARIŞTA VE SAVAŞTA, KARADA, DENİZDE VE HAVADA HER ZAMAN VE HER YERDE" Pamira ve Göknel aynı anda: ""BARIŞTA VE SAVAŞTA, KARADA, DENİZDE VE HAVADA HER ZAMAN VE HER YERDE" General: "MİLLETİME VE CUMHURİYETİME DOĞRULUK VE MUHABBETLE HİZMET,KANUNLARA VE NİZAMLARA VE AMİRLERİME İTAAT EDECEĞİME " Pamira ve Göknel aynı anda: ""MİLLETİME VE CUMHURİYETİME DOĞRULUK VE MUHABBETLE HİZMET,KANUNLARA VE NİZAMLARA VE AMİRLERİME İTAAT EDECEĞİME " VE ASKERLİĞİN NAMUSUNU,". General : " VE ASKERLİĞİN NAMUSUNU, TÜRK SANCAĞININ ŞANINI CANIMDAN AZİZ BİLİP İCABINDA VATAN, CUMHURİYET VE VAZİFE UĞRUNDA" Pamira ve Göknel aynı anda: " VE ASKERLİĞİN NAMUSUNU, TÜRK SANCAĞININ ŞANINI CANIMDAN AZİZ BİLİP İCABINDA VATAN, CUMHURİYET VE VAZİFE UĞRUNDA" General: "SEVE SEVE HAYATIMI FEDA EYLEYECEĞİME NAMUSUM ÜZERİNE VE AND İÇERİM" Pamira ve Göknel aynı anda: "SEVE SEVE HAYATIMI FEDA EYLEYECEĞİME NAMUSUM ÜZERİNE VE AND İÇERİM" Tören bittikten sonra ekibe yeni gelenleri tebrik edip beraber sohbet ettik. Pamira: "Merhaba asker" Hep bir ağızdan: "Sağolun komutanım" Herkes içeri girer.Herkes içeriye yemekhaneye doğru ilerledi.Hep beraber onları şerefine müzik açıp dans ediyorduk. Müzik ise; "Ankara'nın bağları da Büklüm büklüm yolları Ne zaman sahroş oldun da Kaldıramıyon o yolları..." NAZENDE Burada çok sıkılıyordum ne gelen hasta vardı ne de giden oturduğum yerde bir çekmece vardı hiç açmamıştım. Merak edip açtığımda ise içinde gök timi adına yazılan bir mektup mektup ta ise şu yazıyordu; "Selam ben Bağtur komutan Bu not tüm eski silah arkadaşlarıma belki siz bunu görünce ben belki yaşıyor olucam ya da belki ölücem bu mektup bizim eski ekibe;Arda,Seyit, Barbaros, Adal,Abbas,Doğan,Eymen,Emek ben sizinle mutlu oldum.Ama bazılarınız öldü bazılarınız ise gazi şimdi size tek bir sözüm var ben intihar ediyorum. Hoşçakalın. Tarih:11/Nisan/2006" Yazılanları okudukça içim paramparça oluyordu.İçinde bir de fotoğraf vardı. Arkasında ise "beni sevdiğiniz için teşekkür ederim "Arkasında ise Bağtur en arkada bütün ekip ise öndeydi sebebini anlıyordum:yalnızlık ve çaresizlikti. Ben odada müzik açıp bir yandan iseye bilgisiyarımdan ders çalışıyordum o ise anatomiydi.Ben ders çalışırken Bağtur elinde tabakla kapıyı tıklatıp içeri girmişti.Ben ise müziği kapattım. Bağtur: "Selam yemek yer misin?"diyerek tabağı önüme uzattı.İçinde mercimek köftesi,rus salatası,ıslak kek ve tarçınlı kurabiye vardı.Ama bilmediği bir şey vardı benim tarçına alerjim olmasıydı. Nazende: "Bağtur sağol ama kurabiyeyi sen yesen olur mu?" Bağtur: "Neden?" Nazende: "Benim tarçına alerjim var." Bağtur: "Tamam bu arada ev işi noldu?" Nazende: "Ev çok güzel di evi satın aldım,yarın dağ evindeki eşyaları toparlamaya nakliye gelicek" Bağtur: "İstersen yarın ekiple beraber yanına gelelim evi taşımaya." Nazende: "İyi olur aslında." Bağtur: "Bu güzeller güzeli hanımefendi benimle gelir mi?" Nazende: "Nereye?" Bagtur: "Dışarıya hem biraz daha konuşuruz." Nazende: "Tamam olur." Bagtur kapıya doğru yöneldi kapıyı açtı ben ise dışarı çıktım.Beraber askeriyede dolaşarak. Bağtur: "Nerlelisin?" Nazende: "Konya.Ya sen " Bağtur: " Edirne" Nazende: "Bağtur senin kardeşin veya ablam var mı?" Bağtur: "Yok, tek çocuğum bişey sorabilir miyim?" Nazende: "Sor" Bağtur: "Senin abilerin katı mı?" Nazende: "Normalde evet katılar ama işin içinde ben olursam süt dökmüş kediye dönerler." Bağtur: "Cidden mi şaka de" Nazende: "Yok gerçek ha bu arada abimler bana pek fazla karışmadığı için." Bağtur: "Senin doğum günün ne zaman?" Nazende: "15 Nisan senin" Bağtur şaşkın bir şekilde Nazendeye bakar: "15 Nisan" Nazende: "Ney şaka"ikimizde birbirimize bakarak. Nazende: "Bişey sorucam ben bir mektup buldum,seninle ilgili" Bağtur: "Bakıyım " Mektubu ona uzattım üzerindekileri okumaya başladı.Bana baktı göz göze geldik. Bağtur: "Nerden buldun bunu." Nazende: "Revirin çekmecesinden buldum." Bağtur ağlamaya başladı ben de onu sakinleştirmek için sarıldım. Nazende: "Noldu anlatmak ister misin?" Bağtur ağlamaklı bir şekilde: "Benim eski asker arkadaşlarım tabii o zamanlar ben baş komutan değildim aramızda dışlanan tek kişi bendim intihara kalkıştıydım ama olmadı,yapamadım." Nazende: "Ama şimdi seni seven askerlerin yanında ben yanındayım." Bağtur: "Cidden mi seviyorlar mıdır?" Nazende: "Bence evet yani seninle konuştuklarına göre bence seviyorlar" Ona tekrardan sıkı sıkı sarıldım."Daha iyi misin" diye sorunca kafasını salladı. Onun iyi olması beni mutlu etmişti. İkimizde yürüdük arkadan bir ses geldi. İkimizde arkamıza baktık Tim ise arkamızdaydı. Demircan: "Komutanım yemin ederim ki çok yakışıyorsunuz." Bağtur: "Tim siz bizi mi dinliyorsunuz." Göknel: "Komutanım yemin ederim ki bunlar bizi çekiştirdi." Bağtur: "Tim sizin bir göreviniz var yeni gelenler hariç." Arslan: "Nedir komutanım." Bağtur: "Yarın sabah herkes dağ evine gelicek." Oğuz: "Nazende' nin evine mi?" Bağtur: " evet sabah 7 de orda olucağız 10da ise nakliye gelicek." Hepsi birlikte: "Tamam komutanım." Göknel: "Neden biz gelmiyoruz komutanım." Bağtur komutan nazendeye bakarak: "Pamira ile göknel gelsin mi?" Nazende: "Ne kadar fazla kişi o kadar işimiz çabuk biter. Gelsinler yani." Bağtur: "Tamam ikinzde gelin." Nazende: "Siz yinede bir yarım saat erken gelin işimiz çabuk bitsin." Yarın Sabah 6 da kalkıp yemek yaptım bugün ise işlerimiz çoktu.Dağ evinin hemen arkasında kartonlar vardı dün eve gelirken kutu ve bant aldım.Akşam eve geldiğimde bardakları tabakları kutuların içine yerleştirmiştim.Kapı çaldı gelen kişiler ise timdi.Hepsini ilk defa sivil gördüm. Sadece bir tek deniz gelmemişti o da ayağından kaynaklıydı. Nazende: "Geçin içeri.Aç misiniz?" Hayri: "Hepimiz kahvaltı ettik gerek yok yani." Nazende: "İyi o zaman Hayri ile Bağtur siz kanepeleri dışarıya çıkartın.Zülfükar ile Semih siz ise halıları toplayın.Oğuz ve Arslan siz ise yukarı çıkın.Pamira ile Göknel siz ise masaları ve sandalyeleri dışarıya çıkartın.Demir ve Metehan siz benimle gelin.Haydi bakalım herkes iş başına." Arslan: "Biz dördümüz yukarda ne yapacağız." Nazende: "Siz ikin benim odamı toplamama yardım edeceksiz Demir ve Metehan ise banyoyu temizleyip ordaki eşyaları bir kutuya koyacaklar.Haydi marş marş yukarı,ben de geliyorum." Herkes işinin başına geçmişti salondaki eşyaları toplayıp dışarı çıkarttılar.Ben ise odamdaki eşyaları toplarken ben, babam, abilerim ve annemin fotoğrafını buldum o sırada abimler yanıma geldi. Nazende: "Abi bak ne buldum"fotoğrafı gösterek. Arslan: "Bu bizim çocukluğumuz değil mi bu nerdeyse 20 yıllık fotoğraf" Oğuz: "O değilde çocukken ne tatlı çıkmışız." Nazende: "Eskiyi de andığımıza göre hadi kalkın." Valizimi hazırlayıp sırada dolabımı sökmekte, ben baş kısmı olmayan sandalyenin üzerine çıktım.Bağtur yukarıya çıktı ve benim odama geldi.Tam çiviyi çıkarırken ayağım kaydı kendimi Bağtur 'un kaslı kollarında buldum. Bağtur: "İyi misin?" Nazende: "İyiyim."kulağına yaklaşarak "beni bırakacak mısın?" Deyince beni yavaşça bıraktı. Oğuz ve Arslan nazendeye sinirli bir şekilde Nazendeye bakarlar. Oğuz ve Arslan: "Nazendeee." Nazende: "Ne var ya ne oldu?" Oğuz: "Senin komutanın kucağında ne işin var." Nazende: "Abi düşüyordum o da tuttu ne var yani bunda." Oğuz: "Sen niye bu komutanla birlikte oluyorsun." Nazende: "Birincisi ben bağtur ile birlikte değilim ayrıca benim hayatıma karışmayın ben size 3 ay boyunca tirip atarım yüzünüze bile bakmam." Arslan: "Kızım ailemizde bir tek senle biz varız." Oğuz Nazende'ye yaklaşarak : "Ve biz sırf senin mutlu ol diye çabalıyoruz." Nazende bağırarak: "Neden o zaman bana karışıyorsunuz?" Aşağıdakilerin hepsi bize yukarı çıktılar.Nazende Oğuz'u ittirdi. Nazende: "Özür dilerim abi." Zülfikar: "Oğuz ve Arslan sizde özür dileyin hadi barışın." Oğuz ve Arslan: "Özür dileriz."diyince Oğuz Nazende'ye sarıldı ardından ise Arslan sarıldı. Pamira: "Ne güzel aile tablosu değil mi göknel kocacığım." Bütün tim: "Neeeey siz evli misiniz?" Göknel: "Yok nikahlı karım daha evlenmedik." Nazende: "Hadi hadi evi toparlayalım. Oğuz abiş bana yardım eder misin?" Oğuz: "Tamam canımın içi."Deyip dolabı söküp herşeyi aşağıya indirdik. Nakliyeci geldi.Eşyaları koyarken Alper ile Zehra geldiler. Alper: "Abla gidiyor musun?" Nazende: "Evet gidiyorum." Zehra: "Kanka buyur düğün davetiyen." Nazende şaşırarak: "Siz evleniyor musunuz?" Zehra: "Evet." Nazende: "Mutluluklar dilerim canım kankacığım da ben sizi meşgul etmeyim.Benim de işlerim var." Deyip sarıldık ve onlar çarşıya gittiler.Bizde hepimiz toplanarak nakliye ile hep beraber çıkıcaktık son defa eve baktım . Hep beraber yola koyulup eve geldik.
ARSLAN
Sabah uyandığımda kanepedeydim. Timin sesinden uyandıydım Nazende başımda sanadalyede oturuyordu. Ben kabusa uyanarak kalktım, Babamın ölümünden 30 yıl geçmişti.
Ben:
"Aaaaaa"
Demircan:
"Noluyor lan?"
Doğrulup düzelince ekibe baktığımda herkes buradaydı.
Ben:
"Ebesinin amı oluyor knk."
Demircan:
"Noldu ya yine olay bana patladı."
Ben:
"Kabus gördüm."
Murathan:
"Ne gördün hayırdır?"
Ben:
"Babamı"
Bağtur komutan:
"Gök timi içtimaya geç"
Bağtur komutan bütün timi içtimaya dizerek yeni gelen askerler için yemin töreni hazırlanacaktı herkes masaları masaları ve bayrağı hazırlayıp yemin töreni için hazırlandı bugü ekibe yeni gelen Pamira ve Göknel geldiler.
Herkes yerine geçti ve yaralbay ve general geldi.Yemin töreni başladı.
General:
"BARIŞTA VE SAVAŞTA, KARADA, DENİZDE VE HAVADA
HER ZAMAN VE HER YERDE"
Pamira ve Göknel aynı anda:
""BARIŞTA VE SAVAŞTA, KARADA, DENİZDE VE HAVADA HER ZAMAN VE HER YERDE"
General:
"MİLLETİME VE CUMHURİYETİME DOĞRULUK VE MUHABBETLE HİZMET,KANUNLARA VE NİZAMLARA VE AMİRLERİME İTAAT EDECEĞİME " Pamira ve Göknel aynı anda:
""MİLLETİME VE CUMHURİYETİME DOĞRULUK VE MUHABBETLE HİZMET,KANUNLARA VE NİZAMLARA VE AMİRLERİME İTAAT EDECEĞİME " VE ASKERLİĞİN NAMUSUNU,". General : " VE ASKERLİĞİN NAMUSUNU,
TÜRK SANCAĞININ ŞANINI CANIMDAN AZİZ BİLİP
İCABINDA VATAN, CUMHURİYET VE VAZİFE UĞRUNDA"
Pamira ve Göknel aynı anda:
" VE ASKERLİĞİN NAMUSUNU,
TÜRK SANCAĞININ ŞANINI CANIMDAN AZİZ BİLİP
İCABINDA VATAN, CUMHURİYET VE VAZİFE UĞRUNDA"
General:
"SEVE SEVE HAYATIMI FEDA EYLEYECEĞİME
NAMUSUM ÜZERİNE VE AND İÇERİM"
Pamira ve Göknel aynı anda:
"SEVE SEVE HAYATIMI FEDA EYLEYECEĞİME
NAMUSUM ÜZERİNE VE AND İÇERİM"
Tören bittikten sonra ekibe yeni gelenleri tebrik edip beraber sohbet ettik.
Pamira:
"Merhaba asker"
Hep bir ağızdan:
"Sağolun komutanım"
Herkes içeri girer.Herkes içeriye yemekhaneye doğru ilerledi.Hep beraber onları şerefine müzik açıp dans ediyorduk. Müzik ise;
"Ankara'nın bağları da
Büklüm büklüm yolları
Ne zaman sahroş oldun da
Kaldıramıyon o yolları..."
NAZENDE
Burada çok sıkılıyordum ne gelen hasta vardı ne de giden oturduğum yerde bir çekmece vardı hiç açmamıştım.
Merak edip açtığımda ise içinde gök timi adına yazılan bir mektup mektup ta ise şu yazıyordu;
"Selam ben Bağtur komutan
Bu not tüm eski silah arkadaşlarıma belki siz bunu görünce ben belki yaşıyor olucam ya da belki ölücem bu mektup bizim eski ekibe;Arda,Seyit, Barbaros, Adal,Abbas,Doğan,Eymen,Emek ben sizinle mutlu oldum.Ama bazılarınız öldü bazılarınız ise gazi şimdi size tek bir sözüm var ben intihar ediyorum.
Hoşçakalın.
Tarih:11/Nisan/2006"
Yazılanları okudukça içim paramparça oluyordu.İçinde bir de fotoğraf vardı. Arkasında ise "beni sevdiğiniz için teşekkür ederim "Arkasında ise Bağtur en arkada bütün ekip ise öndeydi sebebini anlıyordum:yalnızlık ve çaresizlikti.
Ben odada müzik açıp bir yandan iseye bilgisiyarımdan ders çalışıyordum o ise anatomiydi.Ben ders çalışırken Bağtur elinde tabakla kapıyı tıklatıp içeri girmişti.Ben ise müziği kapattım.
Bağtur:
"Selam yemek yer misin?"diyerek tabağı önüme uzattı.İçinde mercimek köftesi,rus salatası,ıslak kek ve tarçınlı kurabiye vardı.Ama bilmediği bir şey vardı benim tarçına alerjim olmasıydı.
Nazende:
"Bağtur sağol ama kurabiyeyi sen yesen olur mu?"
Bağtur:
"Neden?"
Nazende:
"Benim tarçına alerjim var."
Bağtur:
"Tamam bu arada ev işi noldu?"
Nazende:
"Ev çok güzel di evi satın aldım,yarın dağ evindeki eşyaları toparlamaya nakliye gelicek"
Bağtur:
"İstersen yarın ekiple beraber yanına gelelim evi taşımaya."
Nazende:
"İyi olur aslında."
Bağtur:
"Bu güzeller güzeli hanımefendi benimle gelir mi?"
Nazende:
"Nereye?"
Bagtur:
"Dışarıya hem biraz daha konuşuruz."
Nazende:
"Tamam olur." Bagtur kapıya doğru yöneldi kapıyı açtı ben ise dışarı çıktım.Beraber askeriyede dolaşarak.
Bağtur:
"Nerlelisin?"
Nazende:
"Konya.Ya sen "
Bağtur:
" Edirne"
Nazende:
"Bağtur senin kardeşin veya ablam var mı?"
Bağtur:
"Yok, tek çocuğum bişey sorabilir miyim?"
Nazende:
"Sor"
Bağtur:
"Senin abilerin katı mı?"
Nazende:
"Normalde evet katılar ama işin içinde ben olursam süt dökmüş kediye dönerler."
Bağtur:
"Cidden mi şaka de"
Nazende:
"Yok gerçek ha bu arada abimler bana pek fazla karışmadığı için."
Bağtur:
"Senin doğum günün ne zaman?"
Nazende:
"15 Nisan senin"
Bağtur şaşkın bir şekilde Nazendeye bakar:
"15 Nisan"
Nazende:
"Ney şaka"ikimizde birbirimize bakarak.
Nazende:
"Bişey sorucam ben bir mektup buldum,seninle ilgili"
Bağtur:
"Bakıyım "
Mektubu ona uzattım üzerindekileri okumaya başladı.Bana baktı göz göze geldik.
Bağtur:
"Nerden buldun bunu."
Nazende:
"Revirin çekmecesinden buldum."
Bağtur ağlamaya başladı ben de onu sakinleştirmek için sarıldım.
Nazende:
"Noldu anlatmak ister misin?"
Bağtur ağlamaklı bir şekilde:
"Benim eski asker arkadaşlarım tabii o zamanlar ben baş komutan değildim aramızda dışlanan tek kişi bendim intihara kalkıştıydım ama olmadı,yapamadım."
Nazende:
"Ama şimdi seni seven askerlerin yanında ben yanındayım."
Bağtur:
"Cidden mi seviyorlar mıdır?"
Nazende:
"Bence evet yani seninle konuştuklarına göre bence seviyorlar" Ona tekrardan sıkı sıkı sarıldım."Daha iyi misin" diye sorunca kafasını salladı. Onun iyi olması beni mutlu etmişti. İkimizde yürüdük arkadan bir ses geldi. İkimizde arkamıza baktık Tim ise arkamızdaydı.
Demircan:
"Komutanım yemin ederim ki çok yakışıyorsunuz."
Bağtur:
"Tim siz bizi mi dinliyorsunuz."
Göknel:
"Komutanım yemin ederim ki bunlar bizi çekiştirdi."
Bağtur:
"Tim sizin bir göreviniz var yeni gelenler hariç."
Arslan:
"Nedir komutanım."
Bağtur:
"Yarın sabah herkes dağ evine gelicek."
Oğuz:
"Nazende' nin evine mi?"
Bağtur:
" evet sabah 7 de orda olucağız 10da ise nakliye gelicek."
Hepsi birlikte:
"Tamam komutanım."
Göknel:
"Neden biz gelmiyoruz komutanım."
Bağtur komutan nazendeye bakarak:
"Pamira ile göknel gelsin mi?"
Nazende:
"Ne kadar fazla kişi o kadar işimiz çabuk biter. Gelsinler yani."
Bağtur:
"Tamam ikinzde gelin."
Nazende:
"Siz yinede bir yarım saat erken gelin işimiz çabuk bitsin."
Yarın
Sabah 6 da kalkıp yemek yaptım bugün ise işlerimiz çoktu.Dağ evinin hemen arkasında kartonlar vardı dün eve gelirken kutu ve bant aldım.Akşam eve geldiğimde bardakları tabakları kutuların içine yerleştirmiştim.Kapı çaldı gelen kişiler ise timdi.Hepsini ilk defa sivil gördüm. Sadece bir tek deniz gelmemişti o da ayağından kaynaklıydı.
Nazende:
"Geçin içeri.Aç misiniz?"
Hayri:
"Hepimiz kahvaltı ettik gerek yok yani."
Nazende:
"İyi o zaman Hayri ile Bağtur siz kanepeleri dışarıya çıkartın.Zülfükar ile Semih siz ise halıları toplayın.Oğuz ve Arslan siz ise yukarı çıkın.Pamira ile Göknel siz ise masaları ve sandalyeleri dışarıya çıkartın.Demir ve Metehan siz benimle gelin.Haydi bakalım herkes iş başına."
Arslan:
"Biz dördümüz yukarda ne yapacağız."
Nazende:
"Siz ikin benim odamı toplamama yardım edeceksiz Demir ve Metehan ise banyoyu temizleyip ordaki eşyaları bir kutuya koyacaklar.Haydi marş marş yukarı,ben de geliyorum."
Herkes işinin başına geçmişti salondaki eşyaları toplayıp dışarı çıkarttılar.Ben ise odamdaki eşyaları toplarken ben, babam, abilerim ve annemin fotoğrafını buldum o sırada abimler yanıma geldi.
Nazende:
"Abi bak ne buldum"fotoğrafı gösterek.
Arslan:
"Bu bizim çocukluğumuz değil mi bu nerdeyse 20 yıllık fotoğraf"
Oğuz:
"O değilde çocukken ne tatlı çıkmışız."
Nazende:
"Eskiyi de andığımıza göre hadi kalkın."
Valizimi hazırlayıp sırada dolabımı sökmekte, ben baş kısmı olmayan sandalyenin üzerine çıktım.Bağtur yukarıya çıktı ve benim odama geldi.Tam çiviyi çıkarırken ayağım kaydı kendimi Bağtur 'un kaslı kollarında buldum.
Bağtur:
"İyi misin?"
Nazende:
"İyiyim."kulağına yaklaşarak "beni bırakacak mısın?" Deyince beni yavaşça bıraktı. Oğuz ve Arslan nazendeye sinirli bir şekilde Nazendeye bakarlar.
Oğuz ve Arslan:
"Nazendeee."
Nazende:
"Ne var ya ne oldu?"
Oğuz:
"Senin komutanın kucağında ne işin var."
Nazende:
"Abi düşüyordum o da tuttu ne var yani bunda."
Oğuz:
"Sen niye bu komutanla birlikte oluyorsun."
Nazende:
"Birincisi ben bağtur ile birlikte değilim ayrıca benim hayatıma karışmayın ben size 3 ay boyunca tirip atarım yüzünüze bile bakmam."
Arslan:
"Kızım ailemizde bir tek senle biz varız."
Oğuz Nazende'ye yaklaşarak :
"Ve biz sırf senin mutlu ol diye çabalıyoruz."
Nazende bağırarak:
"Neden o zaman bana karışıyorsunuz?" Aşağıdakilerin hepsi bize yukarı çıktılar.Nazende Oğuz'u ittirdi.
Nazende:
"Özür dilerim abi."
Zülfikar:
"Oğuz ve Arslan sizde özür dileyin hadi barışın."
Oğuz ve Arslan:
"Özür dileriz."diyince Oğuz Nazende'ye sarıldı ardından ise Arslan sarıldı.
Pamira:
"Ne güzel aile tablosu değil mi göknel kocacığım."
Bütün tim:
"Neeeey siz evli misiniz?"
Göknel:
"Yok nikahlı karım daha evlenmedik."
Nazende:
"Hadi hadi evi toparlayalım. Oğuz abiş bana yardım eder misin?"
Oğuz:
"Tamam canımın içi."Deyip dolabı söküp herşeyi aşağıya indirdik. Nakliyeci geldi.Eşyaları koyarken Alper ile Zehra geldiler.
Alper:
"Abla gidiyor musun?"
Nazende:
"Evet gidiyorum."
Zehra:
"Kanka buyur düğün davetiyen."
Naze nde şaşırarak:
"Siz evleniyor musunuz?"
Zehra:
"Evet."
Nazende:
"Mutluluklar dilerim canım kankacığım da ben sizi meşgul etmeyim.Benim de işlerim var." Deyip sarıldık ve onlar çarşıya gittiler.Bizde hepimiz toplanarak nakliye ile hep beraber çıkıcaktık son defa eve baktım . Hep beraber yola koyulup eve geldik.
|
0% |