@saudadesisu
|
Tarih köşesi:))
Bölüm şarkımız: Ağlama ben ağlarım
🦋🦋🦋
Her şey bir yanlış anlaşılmaydı...
Ödevlerim'i bitirip üzerime günlük kıyafetlerim den yüksek bel gri bir pantolon üzerine Beyaz t-shirt ve beyaz hırka mı giyindim.
Abimin seslenmesi ile aşağıya indim o gelmişti ama bana neden öyle baktığını anlayamadım.
"Hoş geldin Yağız abi"
Yüzüme mala bakar gibi bakmaya devam etti. Ne var yüzüm de anasını satayım ya.
"Abi niye çağırdın beni" dedim.
"Yemek siparişi vereceğiz ne istiyorsun diyecektim" dedi.
"Çiğköfte ve ayran iki tane olsun ayran birde karam al bana" diyip odama çıktım.
Çıkmadım çıkıyordum... "Yağız abi sen aşağıda değil miydin" ne oluyor lan bu lanet evde gene.
"Yoo" bir şey daha diyecekti demesine izin vermeden odama gittim.
Siktir bu ne anasını satayım "aah" Ufak bir çığlık kaçtı ağzımdan "Abi yukarı gel!"
Abimin odama gelmesi ile onun yanındaki şahıslar la ufak çaplı bir şok geçirdim kabus mu rüya mı anlamadığım saçma sapan bir şeyler dönüyor ama hayırlısı.
"Noldu lan" dedi abim.
"Abi yağız abiden neden üç tane var ya"
Abimin arkasında duran iki yağız ve benim yanımda duran yağız gülmemek için dudaklarını birbirine bastırarak gülmelerini tuttular.
"Allah'ım sen akıl fikir ve şu kıza yavrum bunlar üçüz ya hani"
Ne üçüz'ü ne diyor bu davar ya. Gözlerimi kırpıştırarak hepsine baktım. Abimin arkasından biri öne gelerek "küçük hanım konuşmama izin verseydiniz benim yağız olmadığımı söyleyecektim" dedi.
Ayol ben nereden bileyim bu çocuğun üçüz olduğunu ödüm koptu zaten.
Oha bu yeni mi fark edilir ama doğru abim olduğu için dikkatli bakamadım bunların ikisinin gözü yeşil benimkinin gözler kahve tabi ya.
Benimki ha iyiymiş
Tabii ne sandın
Ben seni bir şey sanmıyorum senden bir bok olmaz çünkü
Defol mankafa
"Abi ben nereden bileyim üçüz olduklarını acaba müneccim miyim ben" Yağız yanıma gelip kolunu omuzuma attı.
"Haklı oğlum kız nereden bilsin söyleyen mi var"
Öyle bakmayaydı iyiydi
Sus iç ses
Bir şey demedim
İç sesime fermuar çekip bana bakan Yağız'ın gözlerine döndüm.
"Dimi yağız abi haksızlık bu" dedim.
Güzel gülümsemesi ile yüzüme baktı "evet haksızlık abin söylemeliydi sana" dedi.
Çok güzel gülüyordu şerefsiz gözlerim gülüşüne değdi keşke hep izleyebilseydim.
Arkadaki şahıslardan biri "ben selim buda mert" diye tanıttı ikisini ayırt etmek zordu ama ne yapalım.
Zil sesi*
"Yemekler geldi herhalde" deyip aşağı yöneldi abim, Selim ve Mert'te onun peşinden gitti.
"Ee fıstık senin okul nasıl gidiyor" öhhöm öhhöm ben bunu unuttum sanırım.
Ne kadar malsın kızım sen.
Sus lan sen konuşma
Sana da bir şey demeye gelmiyor ne halin varsa gör.
Önümde sallanan elle kendime geldim "daldığına göre kötü herhalde" dedi. Pardon bir kere ben zeki bir kızım derslerim gayet iyi tamam mı demedim tabii ki. "Evet abi ya matematik kimya falan çok zorluyor beni" dedim.
"Ben çalıştırırım seni böyle hayırsız bir abin olunca yardım edecek kimse yok sana" lütfen gözlerim parlamasın, büyümesin, mal mal sırıtmayayım lütfen.
"Ay vallaha mı çok güzel olur aslında" dedim. Aklıma yeni gelmiş olmalı ki "ama senin kendi derslerin ve sınavların var boş ver hallederim ben" dedim. Yüzü asıldı, bir saniye yüzümü asıldı.
Gerçekten asılmış "ben kendi sınavlarıma zaten çalışıyorum istemiyorsan çalışmak söyle bahane üretme" dedi.
Ben neden bahane üreteyim salak sen yanımda kızla konuşursan canım yanar diye istemiyorum. Korku işte.
"Tamam sorun değilse senin için" dedim ve devam ettim "ne zaman çalışırız" düşündü biraz tavanda oyalandı gözleri sonra gidip yatağıma oturdu "hafta sonu iki gün anca yeter bence, hem tekrar ederiz hem de soru çözümü yaparız" dedi.
Waoow ben daha farklı şeyler düşündüm. Mesela hafta içi bir gün hafta sonu SEVGİLİSİ ile gezer diye ama bu da olur paşam sen iste yeter.
Neden sormuyorsun.
Neyi?
Sevgilisi ile gezmek yerine neden seninle çalışmak istediğini.
Niye sorayım mal mısın?
Ben malsam mantıken sende malsın.
Hayır biz zekiyiz
Tamam kes ve sor.
Tamam.
"Abicim her şey okey ama bir sorum var" dedim. Ay o nasıl bir bakış ya "tabii sor" dedi.
"Şimdi biz hafta sonu dedik ama senin işin olmaz mı" dedim yüzüme anlamaz bakışlar attı. "Ne işi?" diye sordu. "Sibelle buluşmayacak mısın?" dedim birden.
Salak!
Ne var?!
Pot kırdın.
Sen sor dedin yaa.
Net sıçtım.
Sıçtık...
Tek kaşını kaldırarak bana baktı "Sibelle neden buluşayım , ayrıca ne alaka" dedi. Nasıl ne alaka "sevgili değil misiniz?" yüzüme bön bön bakmaya başladı.
Ay bir korkmadım değil ya anlarsa anonim kızın ben olduğumu "Hayır tabii ki de, nereden vardın bu sonuca acaba" bu sefer mal mal bakan ben oldum.
"B-bir arkadaşım sizi sarılırken görmüş o söyledi" dedim. Allahım sen kurtar beni "Hadi oğlum sizi bekliyoruz" diyerek odaya ya Selim yada Mert girdi.
Yağız kardeşine bakarak "tamam sen in Selim geliyoruz bizde" dedi. Of ya kurtulamamış mıydım. "Biz neden inmiyoruz şimdi hadi gidelim" deyip kapıya gittim.
Kolumdan tutup "şimdi olmasa ben o arkadaşın kim olduğunu öğrenirim güzelim" size yemin ederim güzelin miyim gerçekten dememek için kendimi zor tuttum.
Beraber aşağıya indik sofrada oturmuş bizi bekliyorlardı. "Neredesiniz oğlum ya sabahtandır" dedi abim sesinde acık sinir mi vardı? Yok canım bana öyle gelmiş olmalı herhalde...
"Gökçeyle konuşmaya dalmışız beklemeseydiniz" diye cevap verdi abime Yağız. "Ne acaba bu kadar önemli olan konuşmanız" diye soran abim oldu tabii ki de.
"Hafta sonları ders çalışacağız Gökçeyle onu planlıyorduk" dedi. Abim anlamadığım bakışlarla bana baktı. Sanırsam adının Mert olduğu kardeşi "ee şu anonim kızdan ne haber" dedi. Olum sen ne alaka şimdi.
"Ha iyi hatırlattın" dedi Yağız ve kulağıma eğilerek "unutturma sana bir şey soracağım gitmeden." Tamam anlamında başımı salladım.
"Hanginiz şu Sibel denilen kızla sevgili" oha lan dan diye sorulur mu. Yağıza şoklar içinde bakıyordum kısa dönüp bana bakıp gülümsedi.
O sırada Mert sırıtıyor, Selim in ise yediği boğazına dizilmiş öksürüyordu. Abimse olaydan bir haber izliyordu sadece.
"Ne alaka" dedi abim. Evet sıçma günlükleri bir adımı verirse tabii. "Öyle duydum bir tanıdıktan sarılmışlar falan ben sanmışlar sorup duruyor iki de bir" ne alaka ben bir kere sordum.
"şey ya Selim o benim ne işim olur kızla mızla" Oha lan ne meraklı bunlar birbirini satmaya
"şerefsiz" diye ağzının içinden konuştu Selim ama duyduk yanii.
"Anlatacaktım ama daha sevgili değiliz diye bir şey demedim" dedi Selim kendini savunarak.
Araya girerek "şuan nesiniz peki" diye bir soru yönelttim. "sadece flört yani daha adını koyamadık"
Allahım şuan zil takıp oynayabilirdim. "Neyse canım öğrendiler zaten her türlü" deyip ortayı ısıtmaya çalıştım çünkü Yağız biraz bozulmuş gibiydi.
yanımda oturduğu için elini bacağımda hissettim ufak bir çimdikleyip ayağa kalktı.
Bende ne oldu dercesine yüzüne baktım. "Ben bir ellerimi yıkayayım" dedi. Tabii kaş göz yapmayı unutmadı.
"Ben telefonumu alıp geliyorum yukarıdan" diyerek ayağa kalktım ama abime bakmaz olaydım. Bu gün fazla garipti neden acaba?
Odama girdiğimde yatağıma uzanmış beni bekleyen bir yağız görmeyi beklemiyordum. "Ne söyleyeceksin" diye dikkatini dağıttım. Elinde ben ve abimin küçüklük fotoğrafı vardı.
Yatağımda oturur pozisyona gelip telefonunun ekranını açtı af edersiniz ama ödüm bokuma karıştı kısaca. Ekrana baktım benim numaram vardı. "Bu numarayı tanıyor musun" dediğinde diyecek bir şey bulamadım bir an.
"Y-yok nereden bileyim ben" dedim. Salağa yatarak "Kim bu harbiden ya" kahretsin çok açık veriyordum.
"Bende bilmiyorum ama öğreneceğim yakında" dedi gözlerime bakıyordu en derine...
"Hem de çok yakında" diye devam etti.
Neden bilmiyorum ama ağlamak istedim, cesurca o gözlere bakıp seni seviyorum demek istedim, neden bu kadar zordu her şey. Neden kalbim imkansız birini sevdi neden.
Neden...
🖤🖤🖤
Nasıldı? :)
Evett ballar'ım bugün ki bölümümüzün de sonuna gelmiş bulunmaktayız🧚 Sizleri seviyorum🦋 Bir dahaki bölümde görüşmek üzere ✨
Unutmadan hatalarımı lütfen maruz görün elimden geleni yapmaya çalışıyorum ve sizinde yorumlarınızla bunu başaracağıma eminim...🦋🧚
|
0% |