Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Texting 0.7

@saudadesisu

Tarih köşemiz ballar'ım 🍯

 

 

.

.

.

 

Yüzüm kime dönük olursa olsun,

yüreğim hep sana dönük olacak.

Kaldı ki ben senden başkasına

kapı nasıl açılır bilmiyorum.

 

 

CEMAL SÜREYYA*

 

 

💚💚💚

 

Yağız*O piç göt lalesi sana ne dedi

!? 

 

Bildirim panelinde gördüğüm bu mesaja yaklaşık iki saattir cevap vermemiştim. Aslında biraz korkmadım da değildi.

 

Ne yapacaktı ne dediğini anlamamıştım. Ayrıca neden öyle bir tepki verdiğini de anlamamıştım.

 

En sonunda cevap vermezsem bu konunun uzayacağına kanâat getirerek yazdım.

 

Siz* bişi demedi abi ne desin

 

Siz* konuşuyorduk sadece

 

Hemen çevrim içi oldu.

 

Mübarek yazmamı mı bekliyordu bu çocuk benim.

 

Yağız* Gökçe seni dört yıldır tanıyorum ben güzelim

 

Yağız* yani yalan mı söylüyorsun yoksa tam tersi mi gayet iyi anlıyorum

 

Siz* yok abi estağfurullah ne yalanı

 

Yağız* ne yalanı mı

 

Yağız* kızım ben sana böyle dicem sende bana uysal uysal cevap vereceksin senin şuan sayıp sövmen lazımdı 'sen kim köpek bana karışıyorsun' diye

 

Yağız* öldüm de rüya görüyorsam inanırım

 

Yağız* oda belki!

 

Siz* aşk olsun abi ya

 

Siz*ne alakası var şimdi

 

Evet sövebilirdim yani neden olmasın;)

 

Yağız* Gökçe bak güzelim

 

Yağız*abinin hey heyleri bu aralar üzerinde

 

Yağız* bunu ona anlatmayı hiç istemem

 

Yağız* ha sende bana olanı biteni anlatmak istemezsen bende

 

Yağız*ağzımdan kaçırırım yanlışlıkla mazallah

 

Siz* yağız abi çok şerefsisin

 

Yağız* düzgün konuş kız

 

Siz*🙎🏻‍♀️

 

Yağız*:')

 

Siz*çıkma teklifi etti

 

Yağız* naptı naptı

 

Siz*🤐

 

Yağız*bu konuyu daha detaylı konuşcaz ona göre kendini hazırla

 

Siz*Sus be

 

Yağız*GÖKÇE

 

Siz*

 

 

Yağız*bu ne

 

Siz* hiç bişi

 

Offf ne yapacaktım ben şimdi.

Abim öğrenirse bu sinirin üzerine net kavga ederdik. O yetmezmiş gibi birde sevdiğim adama anlattığım şeye bak...

 

Akşam yemeğine kadar sağa sola dönüp durdum. Annemin yemeğe çağırması ile de aşağıya indim.

 

Abim yoktu neredeydi ki?

 

"Anne abim odasında mı" diye sordum. Annem bakışlarını bana çevirip "yok kızım bugün yağızlar'da kalacaklar mış" dedi.

 

Anladım anlamında başımı aşağı yukarı salladım.

 

Annem yemek yediğimiz süre zarfında beni izlemişti en sonunda dayanamayıp ben konuştum.

 

"Anne beni izlemeye devam mı edeceksin yoksa soracak mısın artık" dedim. Yüzüme baktı önce sonra tabağında gezindi bakışları.

 

"Anneannen aradı dedi ki çocukların birini gönder Erzurum da bizim yanımızda okusun" dedi.

 

Devam etmesini bekledim.

 

Boğazını temizledi "abine sordum gitmek istemiyorum dedi" bekledi tabağında gezindi tekrar gözleri.

 

"Sen istiyor musun daha erken biliyorum daha var ama şimdiden bir plan yapmamız ve düzene alışmamız lazım biliyorsun biz zor alışırız" biliyordum.

 

Maalesef ki biliyordum...

 

"Bilmiyorum ki daha okumak istediğim şehre karar vermedim okul da bakmam lazım" dedim hızla. Yüzü biraz düşmüştü gideceğim için di büyük ihtimalle "annem" dedim yanına gidip boynuna sarıldım, kokusunu çektim yanaklarını öptüm.

 

"Bak kesin konuşmuyorum ama gidebilirim, istiyorum ama emin değilim bunu tercihlerimi yazdığım zaman tekrar konuşalım olur mu" dedim. Başını sallamakla yetindi ama hiç de istekli değildi.

 

Belliydi gitmemi istemediği.

 

⬇️

 

⬇️

 

⬇️

 

(Yağız'dan)

 

Gökçe ile konuşmamın üzerinden yarım saat geçmişti. Hala çok sinirliydim o puşt'a.

 

Ufak bir oyunla bana yazan anonim kız ın Gökçe olduğunu öğrenmiştim zaten en başından biliyordum da emin olamamıştım.

 

Ama mutlu olmuştum bana karşı beslediği duygular kesinlikle karşılıksız değildi.

 

Biliyorum arkadaşımın kız kardeşi ama ben bunu bilmeden önce aşık oldum Gökçeye, keşke hala bilmiyor olsaydım ama bildiğim gerçeğini değiştiremiyordum işte.

 

Selim ve Mert kendi hallerinde Playstation oynuyorlardı. Kapının çalması ile ikisine'de seslendim.

Tabi duydular mı orası meçhul.

 

Gidip kapıyı kendim açtım. Karşımda gemileri batırmış bir Rüzgar görmeyi beklemiyordum tabii.

 

"Ne oldu" dedim. Hiç bir cevap vermeden içeri girdi. Ne oluyordu bu çocuğa iki gündür anasını satayım ya ruh gibiydi.

 

Evet tabiri caizse Ruh gibi...

 

Bende arkasından içeri geçtim. Kendisini tekli koltuklara atan Rüzgar sabahtan beri ilgisini çekmeye çalıştığım kardeşlerimin kafasını şükür ki konsollardan kaldırmıştı.

 

Selim bana dönüp bir kaş göz yaptı anlamadım tabi. Mert "ne olmuş lan buna" deyip odadaki sessizliği bozdu nihayetinde.

 

Selim kalkıp Rüzgarın tepesine dikildi bense olayı idrak etmeye çalışıyordum.

 

"Oğlum bişi desene amına koyayım ya" diyerek kollarından sarstı Selim.

 

En sonunda kafasını yerden kaldıran Rüzgar "Ne diyim" dedi.

 

"Seni bu hale ne getirdiyse onu söyle" dedim. Baktı "gidicek" dedi.

 

Mal mal yüzüne baktım "kim, nereye" diye sordum. Kalbime bir sızı girmişti ama neden. Çok garipti.

 

"Gökçe" dedi. Bir an dünyam durdu nasıl, nereye, neden gibi sorular kafamda dört dönüyodu.

 

"Ne-nereye" kekelemiştim.

Bu kız benim tüm ezberlerimi bozmuştu.

 

"Erzurum'a" diyerek sorumu cevapladı. Üzgündü bende öyleydim ve saklama gereksinimi duymadım bilebilirdi sorun değildi hatta bilmesi beni için daha iyi olurdu.

 

Ama vereceği tepki Gökçeyi nasıl etkiler bilmediğimden bir şey diyemiyordum.

 

Bu sefer bir soruda Selim sordu "niye gidiyor ki abi ben anlamadım" dedi.

 

Rüzgarın tam konuşacağı sıra tekrar kapı çaldı.

 

"Dur lan ben gelmeden anlatma" diyerek kapıya koştum. Kapıyı açtığım için ilk defa kendime bu kadar sövdüm .

 

Beyaz teni ve omuzları'nın biraz altında biten dalgalı kumral saçları fazla doğaldı. Beni etkileyen de bu kadar doğal ve kalbinin güzelliğiydi.

 

Gözlerinin rengi o kadar güzeldi ki ona çok yakışıyor. Açık bir kahve ama cam gibi böyle anlatamayacağım bir güzelliği vardı.

 

"Gökçe?" Dedim şaşkınlıkla pek gelmezdi zaten bizim eve.

 

"Yağız abi abim sizde mi" diye sordu. Abi demesi biraz sinirimi bozuyordu ama idare etmeye çalışıyordum işte.

 

"Evet ama bekle konuşmalıyız" diyerek içeri girmesine izin vermedim.

 

Üzerime bir hırka alıp bende dışarı çıktım.

 

"Nereye gidiyorsun" diye sordum pat diye artık gizlemek istemiyorum ama vereceği tepki beni korkutuyor du.

 

Yüzüme bön bön baktı önce "b-bir yere gitmiyorum şimdilik" dedi.

 

Yapmamalıydı bunu bana.

 

"Şimdilik derken" diye sordum sesim biraz soğuk çıkmıştı ama o da benim kalbimi dondurmuştu.

 

Her gülüşüyle eriyen kalbim şimdi onun laflarıyla donmuştu.

 

"Erzurum'a gidicem üniversite için" dedi. Sinirle "kızım burada okul mu yok otur oturduğun yere işte" diye çıkışmıştım.

 

"Anlamıyorsunuz beni" diyerek bu sefer bağıran o oldu. "Gitmem gerek işte söz verdim" diyerek bağırdı.

 

Gitmesini istemiyordum.

 

Gitmemeliydi.

 

"Kime" kime söz vermişti, bu sözü tutması neden bu kadar önemliydi.

 

"Babama" dedi kısık bir sesle kendi bile zor duymuştu eminim.

 

"Anlamıyorum Gökçe" dedim gerçekten anlamıyordum ne sözü vermiş olabilir di ki.

 

"İçeri geçelim abi anlatayım şimdi herkese ayrı ayrı anlatamam" hala abi diyor amına koyayım ya delirecem yakında.

 

"Gökçe bana abi deme güzelim" deyip içeri geçtim.

 

İçeride hala kendine gelemeyen bir Rüzgar vardı. Arkamdan Gökçe de girdi.

 

"Abime ne oldu kaç gündür ya" dedi Gökçe.

 

"Bizde bilmiyoruz ki Gökçeciğim" Rüzgar'ın sağına ben soluna da Gökçe oturdu ve abisine sıkı sıkı sarıldı. Bu kız bir beni kendinden mahrum edecek sanırım.

 

Mert ve Selim de yere tam karşımıza oturdular. "Ee hadi neyi bekliyorsunuz anlatsın biri" diyerek konuşmayı başlatan Mert oldu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Öhhöm öhhöm

 

N' habersiniz bal böcüklerimm 🐝

 

Bölümü nasıl buldunuz?

 

Yeni bölümde görüşmek üzere sizleri seviyorum (⁠。⁠♡⁠‿⁠♡⁠。⁠)

 

Kelime sayısı 1070

 

Loading...
0%