@seda_06
|
Doktor odaya geldi. Oda dolu olduğu için,doktor Onur'a bir kişi kalması gerektiğini belirtti. "Onur Bey. Size muayene yapabilmemiz için en odaya en fazla bir kişi olması gerekiyor. Yanınızda kimin kalmasını ister-" "Sıla. Sıla kalsın. Tabii eğer istiyorsa." "A- tabii. Neden istemeyeyim?" Herkes çıkmıştı. Yalnızca üçümüz kalmıştık. Ben,Onur ve doktor. Doktor konuştu:"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" "Çok iyiyim. Bir an önce çıkmak istiyorum doktor Bey." "Öncelikle muayene olmalısınız. Sesiniz oldukça yorgun ve tiz çıkıyor. Şimdi boğazınızın durumuna bakmak gerek. Ağzınızı açın lütfen." Doktorun muayenesi devam ediyordu ve bende yatağın yanındaki ikili koltukta oturup bekliyordum. Bir kaç dakika sonra doktor toparlandı. Bende hemen sorumu sordum:" Nasıl durumu doktor bey? İyi mi?" "Evet evet. Gayet iyi. Bir adet ilaç yazdırıp sizi bırakacağım. Ama sanki dizinde muayene olmanız gerekiyor gibi. Muayeneyi yaparken ikidebir öksürüyordunuz. Ve ayrıca sesiniz çok tiz çıkıyord-" "A yok. Bu benim kendi sesim. İyiyim ben. Öhöm öhöm." " Hmm.Peki o halde. Zorlamayacağım. Beni bir saniye bekleyin. Reçetenizi vereyim. Doktor bir süre sonra bize reçeteyi verdi. Onur yataktan kalktığı gibi bana sarıldı. Hiçbirşey söyleyemedim.. Kapıyı açtığımıza aşiret bizi bekliyordu. Begüm, Talha, Gonca ve Hasan. Hepsi birden ayaklandı. Talha:"Ya kardeşim sen ne diye hemen çıkıyosun hastaneden. Daha iyileşmemişsin birde." "İyiyim ben oğlum. Hadi çok konuşmayın. Buradan çıkıp okula gidelim. Bakalım orada ne oluyor." Altı kişi mafya gibi dolaşıyorduk. İlk defa bu kadar fazla kişiyle yürüyordum İstanbul'da... Otobüsle okula gitmek zorundaydık Yürüyecek değildik sonuçta. Okul uzaktaydı. Bir süre bekledikten sonra uzaktan otobüs geldiğini fark ettik. İyice yolun kenarına geldik. Hasan eliyle şoföre durması için işaret yaptı. Otobüs durdu. Bindiğimizde otobüste yer bile yoktu. Altı kişi ayakta bekliyorduk. Otobüs birden sallandı. Onur'a sert bir şekilde çarptım. O da omzuma kolunu atarak beni kendine yasladı. Talha'da Begüm kıskanmasın diye aynı şekilde ona sarıldı. Ve Hasan'da ikizi Gonca'ya. Gonca:"Ne yapalım,sevgili olmayınca..." Aramızda gülüştük. Ama birisi hariç. O kişi Hasan'dı Gonca'ya:" Ben hayattayken olmayacakta!" "Ya abim değilsin,anam değilsin, babam değilsin. Sanane!. Seninde sevgilin olmayacak o zaman!" Hemen konuyu kapatmalarını istedik. Okula gelmiştik. Çatıdan dumanlar çıkıyor,camlar teker teker düşüyor ve veliler çocuklarını arıyordu. Okulda çıkan patlama sonrasında iki kişi vefat etmişti. 9.sınıflardan ve 11.sınılardan birisi. Çok şükür bizim 12'lerde yoktu ama iki kişinin ölümü çok acıydı. Üstelik anne-babalarının henüz haberi bile yoktu çocuklarının vefat ettiğinden. Kim bilir,öğrenseler nasıl çökerler... Hayat işte böyle...hiç ummadığın bir anda ölüm seni buluyor,dünyadan,tüm mutluluklarından,tüm üzüntülerinden,tüm arkadaşlarından,ailelenden, arkadaşlarından,sevdiğinden,hayall-erinden... Bir anda. Bir saniyede. Geri dönüşü olmaksızın gidiyorsun işte... Gözümden bir yaş süzüldü inceden. Kimse görmeden sildim akan gözyaşımı...İtfaiyeler,Ambulanslar ve bu patlamanın kim tarafından yapıldığını bulmak için gelen polisler. Okula gidemeyecek miydik? Nasıl yani? Bu yıl içerisinde sınava girecek iken okulun yerlebir olması hiç iyi olmamıştı. Hani küçükken diyorduk ya,keşke okul patlasa da okula gitmesek. İşte bu,gerçek olmuştu... Peki ya hocalar,yani öğretmenler? O lar neredeydi? Herkes bir tarafa koşuştururken pick me Eda'nın canlı yayın açıp,okulu gişterdiğini fark ettim. Bu duruma fazlasıyla sinirlenmiştim. Atıldım hemen telefonun onüne. " Ya sen ne yaptığını sanıyorsun ya!Millet ölürken,sen burada üç beş kişinin canlı yayınını izlemesiyle uğraşıyorsun! Kapat şu yayını. Hemde hemen!" Canlı yayını kapatıp bana sert bir bakış attı. Ona tekrar cevabımı verdim. "Ne oldu ? Takipçilerin hüsrana mı uğradı? Allah Allah!!" Utanmış bir halde cevap verdi. "Hııı. Çoğkk komiiğk!" Eda'nın yanından ayrıldım. Onu hemen bana:" Boşver sen takan onu. Bu kadar sinirlenmene gerek yoktu onun için." Cevap vermek istemedim bu sözler karşısında.Şu sözleri söyledim bizimkilere( bizim aşirete). "Ben çok yoruldum. Eve gidiyorum. Görüşmek üzere." Onur:"Tamam. Bende seninle geliyorum. Zaten aynı yerde evlerimiz. Arkadaşlar görüşmek üzere." Talha:" Tamam kardeşim. Bizde dağılırız az sonra. Hadi,hayırlı akşamlar. Birşey olursa yazarsın." Elleriyle birbirlerine eyvallah hareketi yaptıktan sonra,yanlarından ayrıldık. Evin kapısının önüne gelmiştik. "Görüşürüz Onur." "Görüşürüz,de.." "Ne oldu?" "Bugün son kez sarılsaydık?" "Ah,tamamen unutmuşum." Sarıldık. Hemde uzun bir süre. Ardından eve girdim. O da kendi evine...
|
0% |