Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@sedadmrl

3. BÖLÜM

GELMEYECEĞİNİ BİLE BİLE BEKLEMEK HERKES YAPAMAZ

Mekanın içi ağzına kadar doluydu Emir'in yanında saçları röfleli bir kadın dans ediyordu ama onun Çakır gözleri sadece benim gözlerimdeydi.

"Geri dönebiliriz istersen?" dedi Arda.

"Kaçacak halim yok Arda, kaçacak biri varsa o kaçacak! Anlıyor musun?"

"Anlıyorum, nasıl istersen" dedi.

Yüzleşme istiyorsa yüzleşecektim.

"Eğlenmene bak" dedim Arda'ya masama doğru ilerlerken.

"Seni yalnız bırakamam korun-"

"Uzaktan koruyabileceğinizi düşünüyorum yanılıyor muyum?"

"Peki" dedi korumaları etrafımda uzak köşelere yayarken.

Masama doğru emin adımlarımla ilerledim ama önüme Ateş geçtiğinde durmak durumunda kaldım.

"Mira vallahi geleceğinden haberim yoktu! Başkası adına rezerve yaptırmış sonrasında bir yanlışlık olmuş senin masanı vermişler, valla bilerek değildi" dedi Ateş açıklama yaparak.

"Ateş çekil, arkadaşlarınla eğlenmene bak beni bırak" dediğimde durmadı.

"Olmaz gel seni Birce'nin masasına götüreyim hadi" dedi ama gitmeye niyetim yoktu.

"Ateş masam varken başkasının masasında işim yok, şimdi çekil" ikiletmedi çekildi.

Masama doğru ilerlediğimde röfleli kız bana baktı gergince.

"Masamı terk etmen ikimiz içinde iyi olacak sanıyorum" dedim röfleli kıza, Arda işaretimi aldığı an röfleli kız Arda ile beraber uzaklaştı.

Masama baktığımda iki tane rezerve kağıdı vardı Mira ATASOY ve Emir ATAHANLI. Rezerve kağıdına kısa bir bakış attım sonra yine o çakır gözler beni etkisi altına aldı. Masama oturdum yani yanına.

Garson Seçil yanıma gelip kadehimi masaya bıraktı ve "Ateş bey gönderdi Mira Hanım" dedi giderken. Seçil alışmıştı her mekana geldiğimde Ateş sevdiğim kokteylleri Seçili tembihleyip hazırlatıp masama gönderirdi.

Kokteyli elime aldığımda çakır gözlerini üzerimde hissettim ama dönüp bakmadım.

"Büyümüşsün" konuşmuştu. İlk o konuşmuştu ve ben uzun zaman sonra sesini duymuştum ve sesini özlediğimi o an anladım.

Gözlerimi ona çevirdiğimde yine çakır gözleri beni etkisine almıştı.

"Değişmişsin" dedim. Kendimi tutamayıp yüzünü kendisini en çok da çakır gözlerini incelerken.

"Değişirken her anımdaydın" dedi birden.

"Büyürken her anımda olmanı isterdim" derken buldum bir an kendimi çünkü söylediklerimi dudaklarımın arasından çıkınca duyabilmiştim.

"Büyürken düştün değil mi?" dedi yüzünde acı çeken bir ifade vardı.

"Neden kaldırmaya mı geldin?" diye sordum sinirlerime engel olamayarak.

"Ne zaman düşsem kaldıracağına söz vermiştin ya hani. Ama bak ben defalarca düştüm ve sen kaldırmaya bir kere bile gelmedin." dedim.

"Ne zaman düşsem sen kaldırırdın beni" dedim ve histerik bir kahkaha attım.

"Ne var biliyor musun Emir? Ben bekledim. Gelmeyecek dediler gitti dediler ama ben bekledim!"

"Geldim Mira" dedi elini uzatıp dokunmak istedi ama elini ittirdim.

"Mutluyken" dedi zorlanıyormuş gibi.

"Mutluyken hep sen sarılırdın" dedi yine zorlukla.

"Şimdi yanındayım mutluyum sarılmayacak mısın?" dedi ve yutkundu.

"Büyümek değişmek zorunda kalmak mı Emir?" sordum ama cevap alamadım. Sorusuna da cevap vermedim.

"Ben seninle değişmeyi çok istedim Mira" dedi hızla.

"Seninle büyümeyi istedim!" diye bağırdım.

"Geç değil " dedi hızla ama geç olmuştu.

"Geç oldu, ben bekledim ama sen gelmedin!"

"Ve ben büyüdüm on iki yaşıma geri dönemeyecek kadar büyüdüm!"

"Sensiz büyüdüm ben!" diye bağırdım ben bağırıyordum ama o susuyordu ardı ardına cümleler kurup ona bütün sinirimi bütün öfkemi kusuyordum ama o susuyordu.

"Ne kadar zordu haberin var mı ? Sensiz büyümek ne kadar zordu biliyor musun Emir?"

"Gelmeyeceğini bilmeme rağmen beklemek! Ne büyük aptallık değil mi !?"

"Ne kadar zordu, gelmeyeceğini bile bile bekleyip en son unutmak zorunda kalmak!"

"Mira" dedi sonunda konuşmuştu. Koluma uzanmak istedi belki de sarılmak istedi ama yaklaşmadım.

"Çek elini üzerimden!" dedim uzaklaşarak.

"Mira bir sorun mu var?" dedi Arda ne zaman geldiğini bilmiyordum. Arda'nın yanında belirdi birden Sinan.

"Arda bir sorun yok gidebilirsin" dedi Sinan.

"Size sormadım Mira Hanıma sordum" dedi Arda. Arda ile birlikte korumalar etrafıma doluştuğunda hiç birinin yüzüne bakmadan çantamı alıp çıkacaktım Arda'dan anahtarımı alıp çıktım. Arabama bindiğimde yine aynı yere sürdüm.

Arabanın kapısını kapatıp kilitledikten sonra boş olan banklardan birine oturdum zaten kim gecenin bu saatinde parkta otururdu ki? Hangi çocuk gecenin bu saatinde parkta oynardı?

Göz yaşımı tutamadığım an ATASOY olmaktan çıkardım o yüzden ağlamamalıydım. Ona bana yaşattıklarını yaşatmalıydım ve bunu bir ATASOY olarak yapacaktım.

Yanıma birinin oturduğunu hissettiğimde hızla o yöne çevirdim bakışlarımı.

Emir gelmişti buradaydı yanımda oturuyordu bulmuştu beni.

"Susarsan susar sessizliğine ortak olurum, konuş dersen konuşurum yeter ki iste"

"İste Mira çocukluğumuzdaki gibi sen iste ki ben yapayım"

"Ama beni çaresiz sensiz bırakma"

"Beni bırakıp giden sendin bensiz kalmayı göze alan sendin!" diye bağırdım.

"Beni sensiz mi bırakacaksın Sarmaşık?"

"Ben sarmaşık değilim Mira benim adım Mira ATASOYUM ben!" Ben sarmaşık filan değildim on iki yaşında bırakmıştım sarmaşık olmayı.

"Sen belki sarmaşık olmak istemiyorsun ama ben çakırın olmak istiyorum" dedi.

"Ne zaman ne zamandan bahsediyorsun ? Emir yarın gitmeyeceğine nasıl inandıracaksın beni?"

"Gitmeyeceğim" dedi kararlılıkla ama inanmadım, inanamadım.

"Nasıl inandıracaksın beni söyle!" bağırıyordum.

"Ben gitmeden öncede seni seviyordum bugünde seni seviyorum ve yarında seni seveceğim! " dedi bağırarak.

"Bağırma bana!" diyerek daha çok bağırdım.

"Bağırmıyorum sana!" dedi ama yine bağırıyordu.

"Özür dilerim farkında değildim, özür dilerim sarmaşık" dedi farkına vardığında.

"Bakma bana öyle!" dedim bu sefer öyle bakamazdı bakmasındı.

"Nasıl bakıyorum? " dedi.

"Çakır gözlerinle bakma bana öyle!" sustu zorda olsa çekti bakışlarını üzerimden.

"Bakma de bakmam ,görme de görmem , duyma de duymam ama yeter ki iste Mira" dedi.

"Gerçekten mutlu musun?" dedim onun çakır gözlerine bakarak.

"Mutluyum dersem sarılacak mısın?" dedi onun o güzel çakır gözleri benim klasik kahverengi gözlerime bakıp bir şeyler ararken.

Baktığında ne gördü bilmiyorum ama "Mutluyum neden biliyor musun Mira ? Çünkü senin yanındayım seninleyim ve ben seninle mutluyum!" dedi kollarını açtı sarılmam için ve ben ona sarıldım sıkı sıkı sarıldım gittiği gün gibi hiç gitmeyecekmiş gibi. Güven veren kokusu ,güç veren kolları değişmemişti aynıydı. Güvenli kolları sıkıca dolandı belime sarmaşıklarımı kokladı, içine çekti kokumu. Sarmaşık derdi saçlarımın kıvırcık olmasını öne sürerek. Sarmaşıklarımın kokusuyla uyurdu bazen zehirli sarmaşıkların yüzünden uyuyamıyorum derdi.

"Özür dilerim sorunlarla seni yalnız bıraktığım için, gittiğim için, yalnız büyümek zorunda bıraktığım için, seni her düştüğünde kaldıracağıma söz verdiğimi unutup gittiğim için, senin her düştüğünde kaldırmak için yanında olmadığım için, kendimi sana unutturmak zorunda kaldığım için."

"Özür dilerim" dedi ve ben ona hiç gitmeyecekmiş gibi sarıldım.

Oyundu bir oyun oynadığıma inandırmalıydım kendimi ,öyle iyi oynamalıydım ki kimse anlamamalıydı. Mis kokulu dediği sarmaşıklarımı zehirleyecektim ve o zehirle ölecekti.

Sesini özlemiştim demiştim ama ben sadece sesini özlememiştim.

Ben onu çok özlemiştim...

Loading...
0%