@semaabakar
|
Kamer, Atlas'ın gözünün döndüğünü ilk defa görmüş ve ondan korkmuştu. Oturduğu yerden, duvardan destek alarak kalktı. Yatağa geçip oturdu. Dizlerini kendine çekip ağlamaya devam etti. Atlas, köşkten çıktıktan sonra kendini ormanlık alana attı. Biraz koşup sakinleşmek, bağırıp içindeki öfkeyi atması gerekiyordu. Kamer'e bağırdığı için kendisini öldürmek istiyordu. Sırf bu yüzden onu kaybetmek istemiyordu. Kamer, uzunca bir süre ağladıktan sonra sakinleşmiş ve elini yüzünü yıkamıştı. Atlas'ın aldığı telefonu alıp onu aradı. Telefonuna ulaşılamıyordu. Odadan çıkıp Cihan'ın yanına gitti. "Atlas nerede?" Cihan ormanlık alanı işaret etti. "O gitti yenge." "Nereye gitti?" "Ormana doğru gitti." Bunun üzerine Kamer, Cihan'ın gösterdiği yere doğru ilerlemeye başladı. "Aman gözünü seveyim gitme yenge! Abi, bizi öldürür." Kamer onu dinlemeyip devam etti, el mecbur oda peşine düştü. Kamer, ön yargılı davranıp onu dinlemediği için özür dileyecek ve kendini affettirecekti. Atlas'ın ona olan merhametinden bir haber. Ormanda bayağı yol kat ettikten sonra Atlas'ı bir ağacın altına oturmuş, düşünürken buldu. "Neden buradasın? Kalk hadi eve geçelim." Atlas şaşkınlık içinde ona baktı. "Senin burada ne için var?" Sonra arkasında ki Cihan'ı fark etti. " Onun buraya gelmesine neden izin verdin!" Kamer hemen araya girdi. "Ben kimseden izin almam, kendim istedim ve geldim!" Ona anlık olarak kızmıştı. "Özür dilerim, seni dinlemeden yargıladığım için özür dilerim." Atlas'ın anlık olarak dudaklarından bir gülümseme geçti. Sonra ise sinsice gözlerini kıstı. Anlaşılan o ki Kamer'e onu affetmemiş gibi yapacaktı. "Kalbimi kırdın, o yüzden seni affetmeyeceğim. Git buradan." Cihan abisinin ne yaptığını anladığı için pis pis sırıttı. Kamer'in yüzü asıldı. "Tamam haklısın ama ne yapabilirdim, biri sana adam öldürdüm dese 'aa ne güzel yapmışsın' mı derdin?" Atlas kollarını önünde bağladı. "Devamını dinlemedin, eğer dinleseydin böyle olmazdı. Sen bana iğrençsin dedin, bunun affedilir bir yanı yok. Git artık, seni yanımda istemiyorum." Kamer'in gözleri doldu. İlk defa Atlas'tan onu istemediğini duymak kalbini bin parçaya ayırdı. Geldiği yöne dönüp tekrar ilerlemeye başladı. Kendine içinden böyle şeyler söylediği için hakaretler yağdırdı. Atlas, Kamer'in üzülüp gittiğini görünce peşinden gitmek istedi fakat Cihan onu durdurdu. "Bu fırsat bir daha eline geçmez abi, bırak gitsin. Sonra tekrar seninle konuşmak isteyip, kendini affettirmenin yollarını arayacaktır." Bir kaç kere Cihan'ın sırtına vurdy. "Bu hayatta yaptığım doğrular arasında seni işe almakta var." Cihan bunun üzerine böbürlendi. "Teşekkür ederim abi." "Hadi gidelim, başına bir iş açmasın." Kamer'in peşinden ilerlediler. Köşke geri geldiklerinde Kamer aç olduğu için mutfağa girdi. "Yemek yaptınız mı?" "Yemekler daha hazır değil, Sevil hanım hep birlikte yemek istediğini söyledi efendim." Elini karnına bırakıp ovaladı. "Benim karnım şimdi acıktı, o yüzden şimdi yiyeceğim." Sena, çok mahcup olmuşt. Eğer onun için sofra hazırlarsa işinden olabilirdi. "Maalesef Kamer hanım-" "Ne demek maalesef! Karım acıktım diyor, derhal yemeği hazırla! Ben bu evde saate göre hareket etmiyorum, karımda etmeyecek!" Atlas ona çok fena kızmıştı. "Ya da vazgeçtim hazırlan, yemeği dışarıda yiyeceğiz." Aralarındaki sorunu diğerlerine yansıtma gibi bir hataya düşmedi. İkiside hazırlandıktan sonra dışarı çıktılar. Birbirleri ile konuşma girişiminde bulunmadılar. Mekana geldikten sonra inip Atlas'ın evde iken ayırdığı yere geçip oturdular. Çalışanlar menüyü önlerine bırakıp gittiler. "Beni affetmen için ne yapmamı istiyorsun?" Atlas, menüden kafasını kaldırıp onun gözlerine baktı. "Öp" Kamer'in çenesi titredi. "Anlamadım." "Eğer beni öpersen seni affederim, yoksa affetmem." "Pis, çıkarcı, kereste fabrikası!" "Hop hop! Yavaş gel, tüm bunların hepsi ben miyim?" "Evet sensin! Çıkarcı ne olacak!" Garson gelince yemeklerini sipariş ettiler. Atlas bir kaç lokma yedikten sonra "ee öpecek misin?" Dedi ve sırıttı. Kamer'in lokması boğazında kaldı. Masadan su alıp bir kaç yudum içti. "Hayır! Seni öpmeyeceğim! İster affet ister etme umrumda değil." Önüne dönüp yemeğine devam etti. Onlar yemeklerini yemeye devam ederken Ayla geldi. "Atlas, seni görmek çok güzel canım. Asistanın ile yemeğe mi çıktın?" Kamer kafasını kaldırıp gelene baktı. Önce içinden 'keşke babaannemin geceliğini giyseydi daha güzel olurdu' diye geçirdi. "Benim kocam elin karılarıyla niye yemeğe çıksın? Edebsiz mi?" Atlas onun ani çıkışı sonrası çocukça sevinmiş, el çırpmamak için kendini tutmuştu. Çünkü Kamer onu kıskanmıştı. "Evet, asistanlarım ve başka kadınlarla yemeğe çıkmıyorum. Karım dururken başkasını ne yapayım." Ayla bu duruma hem şaşırmış hem de sinirlenmişti. "Sen evlendin mi?" Atlas önce parmağını sonrada karısını gösterdi. "Evet, güzeller güzeli karımla evlendik." Kamer uzanıp onun yanaklarını sıktı. "Oy! Karın seni öpsün!" Ayla daha fazla bu görüntüyü izlememek için yanlarından uzaklaştı. "Sakın şımarma! Sırf gitsin diye yaptım." "Hadi beni öp!" Kamer utançtan kızarmıştı. "Sus, sus ne bağırıyorsun!" "Hadi beni öp! Söz seni affedeceğim." "Yemeğini yediysen kalk! Rezil ettin bizi." Onu masada bırakıp arabanın yanına gitti. Atlas'ta hesabı ödeyip peşinden gitti. Arabaya binip eve geçtiler. Atlas aşağıda adamlar ile konuşurken Kamer banyodan sıvı sabunu alıp odanın önüne döktü. Atlas'ın oyun yaptığını anlamıştı. Ona bir ders verse fena olmazdı. "Bak bakalım el mi yaman ben mi?" Kıkırdayıp yatağa oturdu. Atlas her şeyden habersiz merdivenleri tırmanıp odanın önüne geldi. Kapıyı açıp içeri girdi. Bir kaç adım attıktan sonra kaydı. Fakat düşmedi, ayakta kalmaya çalıştı. Kamer ayağa kalktı ve ona gülmeye başladı. Sonra ne olduğunu anlamadan Atlas kayarak yanına geldi ve birlikte yatağa düştüler. "Demek bana gülersin ha!" Eğilip onu öptü. ... (Not; Oy vermeyi unutmayın 💜) |
0% |