@semaabakar
|
Duruşunu düzeltip, sesini temizledi. "Bu senin buraya böyle girmeni gerektirmez!" "Öyle söyleme mafya kızılım çok sinirlendim, ondan şey oldu." Kamer terliğini eline aldı. "Anan seni terlikle kovalamamış, ondan böylesin kereste fabrikası!" Kitapçının içinde kovalamaca ya başladılar. "Gel buraya, bir tane vuracağım ve sende akıllanacaksın!" Atlas omzunun üzerinden konuştu. "Yok ya, geliyim de bir vuracakken iki vur!" Cihan onları videoya almaya başladı. Bu durumu fırsat bilen Erdem kitapçıdan kaçtı. Gidip her şeyi Ayla'ya anlatacaktı. Kamer, onun dikkatini dağıtmanın işe yarayacağını düşünüp "Atlas, omzuna pansuman yaptın mı?" Dedi. Nitekim öyle de oldu. Atlas, durup ona döndü. "Evet yaptım, noldu ki?" Kamer fırsat bilip terliği attı. Yaralanan omzuna denk gelmişti. "Şimdi git yeniden yaptır." Acı içinde omuzunu ovaladı. "Vicdansız, hırçın, mafya, Gün Kızılı!" Diğer terliğinide eline alıp salladı. "Ne var ne kereste fabrikası!" "İstersen öldür, yinede seni seveceğim!" "Acaba neden bağırdığını sorabilir miyim?" "Çünkü seni seviyorum!" Kamer, diğer terliğinide ona fırlattı. "Çık git artık, söyleşim var sizinle uğraşamam!" Atlas, yerden iki terliği de alıp yanına gitti. "Hayır gitmiyoruz, bizde söyleşiye katılacağız. Hadi buraları düzenleyelim, tabii önce sen omzuma pansuman yapacaksın." Kamer hem terlikleri giyiyor hem de ona laf yetiştiriyordu. "Ben istemiyorum, git buradan!" "Anladım, sen benden etkilenmekten korkuyorsun!" Sonlara doğru sesi daha gür çıkmıştı. Önce Cihan'a sonra ise Hena'ya baktı. "Bunun söylediklerine inanmıyorsunuz değil mi?" Hena, ellerini göğsüne siper etti. "Valla abla terlik atmayacaksan gerçek düşüncelerimi söylerim." Cihan'da aynısını yaptı. "Hena'ya katılıyorum." Kamer, terlikleri ne baktı, sonra onları çıkarıp ileriye doğru attı. "Sizi dinliyorum." "Yenge, abimden deli gibi etkileniyorsun!" "Abla, Günay abiyi çok seviyorsun inkar etme. Özellikle onun sesli bir şekilde kitap okumasına bayılıyorsun!" Atlas, bu sırada kollarını önünde bağlayıp kafasını salladı. "Ya Kamer hanım, sen ne kadar inkar edersen et, herkes beni ne kadar çok sevdiğini görüyor." Kamer, hiç bir şey söylemeden mutfak bölümüne girip ellerini yıkadı, ilk yardım çantasını alıp geri yanlarına döndü. Atlas'ın kolundan tutup masaya yönlendirdi. O oturduktan sonra pansumanını yeniledi. Ardından elindekileri Hena'ya verip söyleşi için hazırlık yapmaya başladı. Kimse ona sesini çıkarmamış, üzerine gitmemişti. Söyleşi saatine kadar Atlas sürekli telefon trafiği içindeydi. Bu durum Kamer'i şüphelendirmeye başlamış fakat bir şey söylememişti. Sonra da zaten söyleşi için okurlar gelmeye başlamıştı. Hena, gelen başka kimse kalmayınca kapıyı kapatıp Kamer'in yanına geçti. "Abla herkes tamam başlayabiliriz." Kamer, onu başıyla onaylayıp kitaplardan birini eline aldı. Atlas uzanıp onun elinden geri aldı. "Rastgele açtığım bir sayfayı okuyacağım, karıcım." Söyleşi için gelen bir kaç kişinin bakışını beğenmemiş, o yüzden de ona karıcım diye hitap etmişti. "Tabii Atlas bey, sizi dinliyoruz." Atlas, onun vermiş olduğu cevap karşısında kırılmış, fakat yanlış bir şey söylememişti. Kitabı ortasından açtı ve okumaya başladı. "Sevgin, bedenime ağır geldi. Günlerce kendime gelemedim, bazen delirdiğimi düşündüm, bazen ise seninle olmayı düşündüm. İkisi arasında ki ince çizgiydi beni sana getiren. Seninle var olmak, bir yaşam boyu nefes almak istedim. Uyandığım sabahın gün doğumu sen iken, uyuduğum gecenin gün batımı sen ol istedim. Tüm hatam sana olan sevgim yüzünden yanlış yapmaktı. Sana olduğum gibi gelemedim, beni olduğum gibi sevmeni sağlayamadım. Aramızda büyük bir uçurum vardı. Bu uçurumu yalan söyleyerek doldurmak istedim. İlk çığ darbesine dayanamadı, oysa sevgimizin bunu atlacağını sanırdım. Hatalıydım, hatalıydın. Belki o gün arkanı dönüp gitmeseydin bugün böyle olmazdık. Ama olsun, senin her halini bilmek cennetimdir. Seni biliyor, seviyor olmak cennetimdir. Ömrümüzün sonuna kadar gün doğumum ve gün batımım sen olur musun Kamer?" Kamer, duyduğu sözler karşısında içindeki sevgisini gizlemeye çalışmadı. Gözlerinden bir kaç damla düştü. Atlas, ona yaklaşıp gözlerini sildi. Sonra elindeki kitabı onun önüne açtı. Yine yapacağını yapmış, bir kitabı daha kendi emelleri için kullanmıştı. Kamer, kitabın içindeki yüzük kutusunu görünce sırıttı. "Yine yaptın yapacağını." Atlas'ta onun gibi sırıttı. "Ee ne dersin Gün Kızılı'm, benimle evlenecek misin?" "Yalan yok etkilendim, ama kabul etmiyorum. Yaşadığım korkuyu bu sözler ile görmezden gelemezsin. Zamanla, zamanla seni affetmeyi deneyeceğim." "Abla niye evet demiyorsun ki! Evet de affetmesen de olur." Herkes Hena'nın dediğine katılmıştı. Kamer, Atlas'ın gözlerine baktı. Bu zamana kadar hiç görmediği bir parıltıya sahipti. "Ee madem öyle, Evet." "O zaman sözleşme ip-" Kamer öksürmeye başladı. "Yani boşanmayacağız." "Evet boşanmayacağız, ama sinirimi bozarsan seni boşarım." "Asla, asla öyle bir şey yapmam." Sohbeti bitirip söyleşiye devam etmişlerdi. Atlas, heyecandan yerinde duramıyordu, önce arkadaşının yaşadığını öğrendi sonra ise Kamer onu affetme yoluna girdi. Bugün dünyalar onundu. Söyleşiden sonra kitapçıyı kapatıp eve geçtiler. İçeri girdiklerinde herkes yemek masasında idi. Ayla halen gitmemişti. Atlas, Kamer'in canı sıkılmasın diye hızla yanlarına gitti. "Bu kızın halen burada ne işi var!" Sevil hanım ayağa kalktı. "Kamer yüzünden bebeğini kaybetti! Ona bunu borçlusunuz! İyileşene kadar burada kalacak." Kamer, isteyerek yapmamıştı. Vicdan azabıyla birlikte büyük bir üzüntü yaşamaya başladı. Odasına çıkıp banyoya girdi. Ardından yere oturup hıçkırarak ağlamaya başladı. Atlas'ta onun arkasından yukarıya çıktı. Bir kaç defa banyonun kapısını tıklattı. "Sevgilim iyi misin?" "Bana o iyi demiştin! Bebek ölmedi demiştin! Ben, ben katil oldum!" Onun kendisine zarar vermesinden korktuğu için banyoya daldı. Kamer yerde oturmuş ağlıyordu. O da yere çöktü. "Yapma sevgilim, bilerek yaptı. Onu sen öldürmedin, onu annesi istemedi! Lütfen böyle yapma, lütfen ağlama." "Katil oldum, ben katil oldum! Ölmüş, küçücük bebek ölmüş! Polise, polise gideceğim! Ben yaptım, benim yüzümden öldü!" "Hayır, hayır buna izin vermem. Araştıracağım, gerçekten ölüp ölmediğini araştıracağım. Cihan doktora sordu ikiside iyiydi. Senin yapmadığını ispatlayacağım." "Ölmüş işte ölmüş!" ... (Not; Oy vermeyi unutmayın 🧡) |
0% |