Bu bölümde Alina tarafından yazılan koyu renkli kısımlar İtalcanya konuşmalardır. Buna dikkat ederek okuyabilirsiniz..

Okuyanlardan küçük ricamdır; emek vardır, yorum yapıp oy vermeyi lütfen unutmayın...

Keyifli okumalar dilerim 🦋..

Alina Talya'dan

Nereden buldun bunu?"

Bu soruma karşı ukalaca sırıttı.

Bu dosyaya yıllarımı harcamıştım. Demek ki çabaların bir sonu varmış.

" Rütbe dışına çıkmama izin var mıdır efendim?" bunu sorduğuna göre kendi yorumunu da katacaktı.

" Var, konuş Jake."

" En son gittiğin bir davet vardı hatırlıyor musun Alina?" bunu sorduktan sonra kahve hareleri hatırlayıp hatırlamadığımı anlamak için yüzümü inceliyordu.

Hatırladığıma dair mırıltılar çıkarınca o da devam etti.

" Bu davette sen işini bitirip çıkarken bende ordaydım. Arkandan çıkmadan önce biri dikkatimi çekti. Baştan beridir seni izleyen biri."

O gecede çoğu göz bendeydi ama ben oraya Alina olarak bulunmamıştım..

" Maskesini çıkarıp seni takip ederken işini hallettim. Yüzüne bakınca onun o olduğunu anladım. Onun olduğunu öğrendikten sonra her şey çorap söküğü gibi kendiliğinden geldi ve sonuç bu."

Yıllar önce bir söz vermiştim. Hayatımı cehenneme çevirenlerin , hayatlarını ellerinden alacaktım.

Sonucunda ölüm olsa bile ..

" Onu istiyorum Jake. Hemen."

" Emredersiniz küçük hanım."

                        *

Arel Araf Demirkan' dan;

Güzel kelebeğimi özlemiştim. Ofiste bitirmem gereken evraklar vardı, bedenim orda , kalbim hep ondaydı.

Küçük bir kaçamak belkide iyi gelebilirdi.

Telefonumu alıp onu aradım.

Bir kaç çalışta açtı.

" Kelebeğim, nasılsın?"

" İyiyim Arel'im. Sen nasılsın? Bitti mi işin?"

" Bitti sayılır. Eğer işin yoksa kaçırayım mı seni?"

Telefondan sevdiği kadının tatlı kıkırtısını duymuştu Arel.

Melodi gibiydi sesi. Sabaha kadar konuşsa çıtını çıkarmaz, dinlerdi onu. Her kelimesi hazineymiş gibi aklına kazırdı.

" Hmm. Bir düşünelim Arel bey. Nereye kaçıracakmışsın beni? Hem ben kimlerden olduğunu bilmediğim biriyle kaçamam."

Arel anlamıştı kelebeğinin amacını. Kelebeğinin cilvesi tek onaydı..

" Kiminle kaçarsınız peki küçük hanım? "Sesimde yalancı sitem vardı.

" Sevdiğim bir adam var, kalbimde, aklımda ona kaçtı maalesef. Başkasına kaçaçak bir şeyim kalmadı."

" Ha olsa kaçacaksınız yani?"

Tekrar melodi gibi bir kıkırtı.

" Düşünmem lazım. Hem benim sevdiğum vardır. Ha biçimli yüz hatlaru, beni benden alan ela gözleru, al al kırmızımsı dudaklari, kumral saçlaru, taş gibi vücudu, karizmatik sesiyle taş gibi bir herif seveyrum uşagum.."

Konuşmaya çalıştığı Karadeniz şivesiyle ayrı güzeldi. Telefondan çıkma imkanım olsa , öperdim onu.

" Taş gibi herif ha. Vay be. Onu bunu bırak da özledim seni güzel kelebeğim. Bana da acı, almayayım mı seni?"

" Acıdım şimdi. De o zaman hayde gel de al bakam".

Utanmasam çocuk gibi tepinecektim.

" Ömrüm ömrün olsun Alina'm, güzel kelebeğim.."

" Benimle ömrün olsun Arel'im, sadece benimle.."

( Sizce bu hikayede ihanet eden kelebek kim?🦋..)