Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Üçüncü Bölüm

@sezeyeee

01/08/21 XS


"Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy.


- Başlangıç, Dan Brown (İlk orada gördüm)"


VAIME


Aradan geçen bir haftada tamamen odasına kapanmış bir halde aklına gelen her kaynağı taramasına, her türlü forumda dolaşmasına hatta en saçma iddiaları bile incelemesine rağmen o gece gördüklerini açıklamasına yardımcı olacak herhangi bir başlangıç noktası bulamamıştı. Kriyojenik uykudan kuantum alan teoremlerine, görelilik teorilerinin güncel uygulamalarından hipnoza her türlü alanda elle tutulur bir ipucu bulmak için araştırma üstüne araştırma yapmıştı. Eski Doğu bilgelerinin sergilediği söylenen kerametler hakkında anlatılan rivayetleri dahi bir umut işe yararlar diye görmezden gelmemişti. Ama yaşadığı ya da yaşadığını sandığı olay her ne idiyse ne ona benzer bir vaka kaydı ne de böyle bir şeyin yaşanabilmesine olanak veren bir araştırma sonucu hatta ortaya atılmış ciddi hipotez vardı. Bütün ulaşabildiği ya fantastik ya da bilim kurgu eserlerdeki altı doldurulmamış özel yeteneklerdi. Onların bile çoğu yaşadığı seçilmiş bir alanda zamanı dondurma ve harici alanda dondurmama durumunu içermiyordu.


Umutları tükenme noktasına gelmişti ama bizzat deneyimlediği bir şeyin gerçekliğini inkâr edemezdi. Her ne olursa olsun sırf bu bile inatla çabalaması için yeterliydi. Aldığı notlar ve ürettiği hipotezleri tekrar gözden geçirmek için tabletini alıp yere uzandı. Dışardan gelebilecek herhangi bir sesin dikkatini dağıtmaması için kulaklıklarını da taktı ve çalışmaya girişti.


"Evet... Henüz kuantum ve kozmolojik ölçeklerin arasında kalan ölçeklerde bu alanlardaki gelişmiş kuramlarımızın işlerliği yok. Zaten hâlâ kuantum ölçeğinden makro ölçeğe geçişte neler olduğu da çözülebilmiş değil. Doğrusu o herif her kimdi ise bilimsel bir açıklama yapma becerisine sahip olduğunu düşünmüyorum. Muhtemelen sadece bir anomali fark etti ve zamanla bu anomalinin ortaya çıkış şartlarını fark edip bu koşulları kendisi adına tekrarlanabilir kılmayı başardı. Aynısını yapabilmek için elimde yeterli imkân olduğuna emin değilim.


Belki de o bu anomaliyi benim gibi gergin bir anda kontrollü bir şekilde değil de daha doğal bir fenomen olarak ve daha sakin bir şekilde yaşadı böylece de düzgün bir inceleme yapmayı başardı. Hatta anomaliye denk gelmiş değil de anomaliyi bilerek veya bilmeyerek kendisi oluşturmuş olması da mümkün. Ama tabii bunun ihtimali imkânsıza çok yakın.


Uf! Belki de tam bir açıklama aramak yerine ben de bir anomali yaratma yolunda yürümeliyim. Nasıl olacak hiçbir fikrim yok ama bir yolunu bulmam gerek. Öbür türlü teorik açıklamaları günün birinde yapmayı başarsam bile bunu pratiğe taşıyabileceğimin garantisi yok. Pratiğe taşıyamadan da yaşadıklarımın sağlamasını yapmış sayılamam."


Düşünceleri kapıdan gelen seslerle bölündüğünde aklına çok iyi bir fikir gelmiş ama somut bir hal alamadan bu dış uyaran tarafından dağıtılmıştı. Odağının tamamen kaybolmasına engel olmak için cevap vermedi ve kulaklıktan çalan odaklanmaya yardımcı müziğin sesini bir kademe daha yükselterek notları ile ilgilenmeye devam etti. Ancak bu sefer de kapıdan birinin (illaki kardeşiydi) odaya girdiğini hissetti. Kardeşi her ne kadar sessiz adımlar atıyor olsa da Vaime'nin güçlü çıkarım yeteneği ve yerde uzandığı için adımların yerde yarattığı ufak titreşimleri az da olsa hissedebilmesi yüzünden bundan etkileniyordu. Yetmezmiş gibi dibine kadar gelmişti. Vaime odağını tamamen yitirmemek ve kardeşine çıkışmamak için kendisini zor bela dizginliyordu. Belki de dünyanın en büyük keşiflerinden birini doğuracak bir fikir, abisine düşkün bir kız kardeşin ayaklarının altında can vermişti.


Tepkisiz kalıp önündeki ekrana bakmayı sürdürerek odasında tekrar yalnız bırakılmayı bekledi, neyse ki istediğine kavuşması çok uzun sürmedi. Ancak artık notlarına aynı şekilde odaklanmayı başaramıyordu. O konsantrasyon bir kere kaçmıştı kim bilir tekrar ne zaman gelirdi. Hayal kırıklığı ve bastırılmış öfkenin verdiği hışımla uzandığı yerden kalkıp yatağına geçti. Arka plandaki sekmelerden birini seçip açtı. Popülarite uğruna atılmış, gelecekten bugüne gelip deneyimlerini aktarmaya çalıştığını iddia eden, yalanlardan biri üzerine bir blog yazısıydı. Aslında blog tipi şeyleri kurcalayan biri değildi onun yerine açıp adam akıllı üzerine akademik bir bakış açısı ile emek sarf edilmiş bir makaleyi okumayı her zaman tercih ederdi. Ama içinde bulunduğu durumda kafasını dağıtırken dahi konudan sapmamasını sağlayacak şeylere ihtiyacı vardı.


Yastığını hafif eğik bir şekilde yatağın başlığına yasladıktan sonra uzandı ve bilgisayarını da karnının üstüne koyup ekranını hafif eğerek kendisine rahat bir okuma pozisyonu oluşturdu. İlk birkaç paragrafta blog yazarı insanlığın zamanda yolculuk hayalinden, bilim kurgudaki ünlü zaman yolculuğu örneklerinden ve kendisini zaman yolcusu olarak tanıtıp sonradan foyaları ortaya çıkan diğer örneklerden bahsetmişti. Oraları önemsemeden asıl konunun anlatıldığı kısımlara indi.


"Ben Jovo. Zamanda yolculuk için geliştirilen bir yapay zekâyım. Daha önceleri çeşitli zamanlarda gerçekleştirdiğimiz geçmişe insan gönderme projeleri ne yazık ki insan doğasındaki duygusallık faktörü yüzünden başarısızlıkla sonuçlandı. Bu yüzden ben görevlendirildim.


Maalesef haberlerim kötü. Yakın gelecekte dünyanın önde gelen isimlerinden bazıları ölecek. Kaderlerinize direkt müdahale edecek bir mesaj vermem engellendiği için isim veremiyorum. Ancak önemli isimler olduğunu söyleyebilirim.


Ayrıca bu ölümlerden birkaç ay sonra dünyada çok büyük bir savaş çıkacak ve türünüzün bütün popülasyonu çok büyük tehlike altında olacak. Sonuçları gerçekten çok ağır olacak. Medeniyetinizi sürdürebilmek için elinizi çabuk tutmalısınız."


Vaime zaman yolcusunun iddialarını okuduktan sonra yazının geri kalanına devam etmedi. Hayal kırıklığına uğramıştı. Sahte de olsa bazı teknik detaylar veya en azından kesin tarih ve sayılar olmasını bekliyordu.


"Hah! Bari yazan kişi azıcık özenseymiş. Sürekli birileri ölüyor zaten ölümsüzlük diye bir şeye bilimimiz henüz ulaşabilmiş değil. Önemli önemsiz herkes her an ölebilir bu kadar basit bir şeyi gelecekten haber gibi lanse etmeye gerek yok. Ama her iddiasına varım bu kadar basit bir kurguya bile inanan sayısız aptal vardır altta yorumlarda. Bir de çağa da ayak uydurmuş bak sen yapay zekâ filan diyor. Üstüne bir de dikkat edin savaş çıkacak dedin mi zaten oh mis gibi viral içerik. Sene kaç olursa olsun şu insanlığın sonunu getirecek savaş palavrası hep bir şekilde tutuyor ya ona gıcık oluyorum. Uf aman neyse ne, bakalım yorumlarda kaç tane sazan varmış."


Sayfanın en altına kadar gelip yorumlara baktı. Henüz sadece 5 yorum vardı onlar da Vaime'yi şaşırtacak cinsten değillerdi. Kafasını bunlarla daha fazla meşgul etmemeliydi hâlâ çözülmemiş büyük bir bulmacası vardı ve elinde en ufak bir ipucu bile yoktu. Bilgisayarını yan tarafa yatağın üstüne bıraktı ve tekrar uzanıp tabletini aldı. O'csa yüzünden uçup giden harika fikri belki geri gelir umuduyla tekrar çalışmaya koyuldu.


"Evet, en son teorik bir izah yerine arka planını açıklayamasam bile pratikte bir şekilde çalışan bir şeyler elde etme yoluna sapmıştım. O zaman önce detaylı bir altyapı oluşturma yoluna gitmeden o gün yaşananların ne şekilde gerçekleşebileceğini ele alalım. Şimdi her ne kadar kulağa epey absürt gelse de bu elemanın en az bir tane gerçek anlamda insanüstü özelliği olduğu bariz. Bir tane ile sınırlı olduğunu düşünmem için de bir sebep yok. O yüzden oluşturacağım senaryoların bilimsel gerçekler tarafından reddedilebilecek olmasını da biraz göz ardı edebilirim.


Kurallarımı belirlediğime göre kronolojik gidelim. Önce ona gözüm ilişti ve kendiliğimden takip etmeye başladım. Daha önce kimseyi takip etmedim diyemem ama erkeklerin tipim olmadığından eminim. Muhtemelen bunun arkasında doğal olmayan bir şey var yani bunu not alayım ilk olarak. Sonra o önde ben arkada epey bir yürüdük. Yolun kısa sürmediğine çok eminim. Çok enerjik, sportif filan olmasam da öyle on, on beş dakika yürümekle bitap düşecek biri de değilim. Zamanı manipüle edebilmesi eğer gerçekse bu yolu yürümemiz sırasında da manipüle etmiş olabilir. Olağanüstü niteliklerinin sınırlarını bilmediğim için kaslarıma veya algıma bir aşırı yükleme yaparak gerçekten kısa süren bir yürüyüşte yorulmamı sağlamış olması da tabii bir seçenek ama yaptığı gerçekten bu olsaydı neden sonradan bana zamanı durdurduğunu göstersin ki? Hedef saptırma mı? Sanmıyorum, tavırlarına bakınca böyle yollara ihtiyaç duymayacak biri olduğunu da kolayca çıkarabilirim. Tabii yine de tamamen eleyemem ama yüksek ihtimalle burada dönen şey zaman manipülasyonu. Devamında da bana reddedemediğim komutlar verip durması ve açıkça zamanın durduğunu göstermesi ile 2 tane insanüstü yeteneğe sahip olup bunları benim üzerimde kullandığını söyleyebilirim. Sonradan tirat attı ve ben saatin neden ilerlemediğine filan kafa yorarken birden ortadan kayboldu. Konuşmasında özel bir şeyler varsa bile şu an ilgilenmiyorum. Beni şu an kişiliği ve amaçlarından çok sergiledikleri alakadar ediyor. Birdenbire ortadan kaybolma insanın aklına tabii olarak önce ışınlanma gibi bir şey getiriyor. Ama muhtemelen en azından genel düzayak kullanılan ışınlanmayı sergilemedi. Zamanı o noktada benim için de dondurup istediği kadar uzaklaştıktan sonra geri çözmüş olduğu ihtimaline önceki çıkarımlarımla da bütünlük sağladığı için daha yatkınım.


Benim üstümde sağladığı irade kontrolü de apayrı bir mesele ama bana öyle geliyor ki bunu sadece bir araç olarak kullandı. Nedeni hakkında hiçbir fikrim yok ama içimden bir ses bana, zaman manipülasyonu ya da her neyse onu sergilemek ve gerçekliğine inandırmak istedi ve bunu garantilemek için o diğer yeteneği ile beni kendisini takip etmeye ve komutlarına itaat etmeye zorladı, diyor. Aksi halde evden çıkış saatimi neden bilsin ki? O sıralarda saate bakmış ve devamında aklında kalmış olsa bile bana saati biz yürürken ya da ben sokağa saptığımda gibi bir ifade yerine sen evden çıktığında diyerek söyledi. Evden çıkacağımı nereden biliyordu? Günlük rutinlerimi mi takip etti? İsmimi de her nasılsa bir yerden biliyordu yani yüksek ihtimalle rastgele seçilen bir denek ya da kurban artık her neyse değilim de bilinçli bir şekilde tercih edilmiş biriyim. Hadi buraya kadar iyi, hoş, güzel de madem beni bilinçli bir şekilde bir yere çekti ve gerçekliğini vurgulayarak bir süper yetenek sergiledi, o zaman neden bana bir açıklama yapmadı, ne bileyim bir misyon filan yüklemedi? İşi karıştıran nokta burası. Sonuçta sadece birine bak ben ne yapabiliyorum demek istese bunu yapmak için o kişinin adını bilmesine ve evden çıkış saatini sapık gibi takip etmesine gerek yok. Tutar birini çevirir ve gösterir. Gerçekten garip ama bunun cevabına elemanı tanımadan ulaşamam.


Kısacası, ne idüğü belirsiz ve süper güçlere sahip elemanın teki herhangi bir amaç gütmeden ya da amacı tamamen kendine saklı bir şekilde gölgelerden bir oyun oynamak için beni bilerek ve isteyerek seçti. Baş başa kalmamızı sağladı ve bana zamanın durdurulabileceğini gösterdi. Hatta çözümü açık bir şekilde bana bıraktığına göre zamanı benim de durdurabileceğimi kastetmiş de olabilir. Buna inanacak olursam buradan sadece gördüklerimle yetinerek minimum gereklilikleri sağlayıp benim de aynısını gerçekleştirebileceğim sonucu çıkar.


Of! Buradan çıkan bir diğer sonuç da bir haftadır yaptığım o kadar araştırmanın, o kadar detaylı düşünmenin, teorilere ve denklemlere gömülmemin anlamsız olduğu. Can sıkıcı valla ya. Uf!


Neyse. Esas meseleye dönecek olursam. Bunu nasıl gerçekleştirmiş olabilir? Olağanüstü bir güç demek aşırı yüzeysel ve genel. Onun bile gerçekleşme koşulları ve aşamaları vardır. Olağanüstü hızlara ulaşmanın zamanı yavaşlattığından hareketle beni ve kendisini hızlandırdı desem bile olduğum yerde neredeyse sabit olduğum için burada nasıl bir hızlandırma yaptığını açıklayamam. Bu pek olası değil gibi. Hmm. İllüzyon veya hipnoz gibi bir şey zaten değildi. Belki de eldeki verilerden ve bunlar üzerine kurulu mantıktan daha uzaklaşmam gereklidir. Bu da bana ters işte. Pff! Düşünme tarzımda değişikliğe gitmeden bu işi böyle çözemeyeceğim belli en iyisi şu anlık düşünmeye ara vermek."


Aralıksız uzun süre çalışıp düşünmekten yorulmuştu. Uzandığı yerden kalkıp pencereye gitti ve bir süre boş boş dışarıyı izledi. Gün boyu saate hiç bakmamıştı ama başının ağrımaya başlamasından epey zaman geçtiğini anladı. Artık rahatsız etmeye başlayan kulaklılarını çıkarıp telefonuyla bağlantısını kesti. Başını sağa sola yatırıp boynunu kütletti. Bu onu biraz rahatlatmıştı. Dışarda biraz yürüyüp hava aldıktan sonra dönüp notlarına biraz daha göz gezdirmeye karar verdi. O'csa yüzünden kaybolan fikrinin ardından içinde, içinden bir türlü gitmeyen bir şeyleri gözden kaçırdığı hissi oluşmuştu ve bunu bir an önce dindirmeden huzur bulamazdı.


Yerde uzanmaktan toz içinde kalıp epey de kırışan, gece de giydiği için terini emmiş pis kokan kıyafetleri ile dışarı çıkamayacağı için önce hafif bir duş alıp üzerine temiz bir şeyler giyindi. Duştayken suyun altında tam emin olamamıştı ama şimdi yanılamazdı evde kardeşi haricinde altı kız daha vardı. Kendisi duştayken gelmişlerdi. Neyse ki odasında duş vardı. Aksi takdirde rezil olacağını düşündü. Odadan çıkıp her birine ayrı ayrı selam verip tanışmadan önce üstünü başını tekrar düzeltip parfüm sıktı. Aynada dış görünüşünü iyice kontrol edip bir sorun olmadığından emin olduktan sonra odasından ayrılıp O'csa ve arkadaşlarının oturdukları salona geçti.


"Tanrı bizi kutsamış olmalı ki meleklerinden en güzellerini seçip evimizde ağırlayabilmemiz için dünyaya göndermiş. Hoş geldiniz, hoş geldiniz. Kusura bakmayın gözlerim bu kadar muazzam bir manzarayı seyretmeye yeterince layık değiller lütfen bu fani gözlerle sizlere baktığım için beni bağışlayın. Umarım O'csa sizleri en iyi şekilde karşılamıştır."


Kızlar neler oluyor diye birbirlerine ve özellikle O'csa'ya bakıp duruyorlardı. Durum erkenden garipleşmeden O'csa hafif telaşla lafa girdi:


"Ah tabii size daha önce tanıştıramamıştım. Kendisi abim Vaime, arada illaki bahsetmişimdir. Abi bunlar da arkadaşlarım, çağırmadan önce sana haber verecektim aslında ama müsait değildin ben de rahatsız etmek istemedim."


O'csa'nın araya girip Vaime'yi kendilerine tanıştırmasının ardından kızlar da kendilerini tanıtıp, tanıştıkları için memnuniyetlerini dile getirdiler.


"Ben de çok memnun oldum sizlerle tanışmak benim için büyük mutluluk. Lütfen kendi eviniz gibi rahat edin, keyfinize bakın. Nasılsınız, bir isteğiniz var mı? O'csa hemen hazırlasın."


O'csa son cümlenin üzerine abisine hızlı bir ters bakış attı. Vaime ise çoktan koltuklardan birinde O'csa'nın arkadaşlarından ikisinin arasında yerleşmişti.


01/08/21 XS


"Sen karşılaştığımız bütün kadınlarla aynı fikirdesin ya!


- Yılmaz, Gibi 1. Sezon 2. Bölüm"


O'CSA


Arkadaşlarının Vaime ile tanışma daha doğrusu Vaime tarafından tapılıp kendilerini bu duruma alıştırmaya çalışmalarının üzerinden yaklaşık 2 saat geçmişti ve ortam gayet sıcak ve neşeliydi. Vaime konuşmaların arasında geçen en ufak bir nüansı bile kaçırmadan herkesi hoşnut edecek şekilde ev sahipliğinin ona verdiği moderatörlük vazifesini yerine getiriyor ve herkesin ilgisini üstünde tutmayı başarıyordu. O'csa ise kendisini sohbetten hafif soyutlanmış ve arkadaşları abisi tarafından çalınmış şekilde kenarda bulduğu için ortamın enerjisine ayak uydurmakta zorlanıyordu. İstediği şey, abisinin karşı cinse olan boğucu ilgisini ona karşı kullanıp odasından dışarı çıkartmak ve arkadaşlarının Vaime'nin hal ve hareketlerinden rahatsız olup bir şekilde erkenden gitmeleri veya evde kalsalar bile bir şeylerle oyalanmaları sayesinde abisi ile yüz yüze neler olduğunu konuşmak için fırsat yakalamaktı. Şimdi ise planı ters tepmiş, arkadaşları abisinin tavırlarından rahatsız olmak bir yana etkilenmiş kendisi ise arkadaşlarını bile kaybedip yalnız kalmıştı. Arada bir ikramlık bir şeyler servis etmek dışında yapabildiği tek şey ise köşesine çekilip sahte bir güler yüzle onları izlemekti.


Sohbet koyuydu, arkadaşlarından birisi geçen gün gezmeye çıktığında bir mağazada görüp o an üstündeki para yetmediği için alamadığı ve içinde kalan bir çantadan bahsediyordu. O gün ona eşlik eden bir diğeri de onunla beraber çantayı övüp kendisinin de aklının onda kaldığını söyleyip onaylıyordu. O'csa sıkıntıdan omuz silkti ama abisinin buna ne cevap vereceğini de merak etmişti o yüzden konuşmanın gidişatını kaçırmamak için dikkatini onlara verdi.


Birdenbire hiç olmayacak bir şey oldu ve O'csa gözlerine inanamadı. Vaime kızların anlattığı çantadan iki taneyi ellerinde tutmuş centilmen bir tavırla arkadaşlarına takdim ediyordu. Kendisinin bir şey kaçırdığını düşünüp odadaki diğerlerine gözlerini çevirdiğinde herkesin kendisi ile aynı şaşkınlığı paylaştığını fark etti. Anlaşılan Vaime gerçekten bu çantaları yoktan var etmişti. Abisinin sihir, büyü gibi hurafelere prim vermediğini iyi bilirdi ayrıca evde bu marka ve modelde bir çanta da yoktu. Olsaydı bile Vaime yerinden bile kıpırdamamıştı aksine çantalar birden ellerinde belirmişti.


Bakışlarını bu sefer belki yüz ifadelerinden bir ipucu yakalarım umuduyla abisinin yüzüne odakladı ama Vaime de her ne kadar diğerlerine çaktırmamayı iyi başarsa da en az kendisi kadar şaşkındı. Sadece karizmayı çizdirmemek için bunu saklamayı becermişti. Eğer diğer kızlar önce araya girip bir tür sahne numarası sandıkları bu olayı tebriklere boğup Vaime'yi pohpohlamaya girişmeselerdi neler olduğunu açıkça sorgulayacaktı ama bir kere geç kalmıştı.


Yaşanan garipliği sorgulamayı akşam arkadaşlarının gidişinden sonraya erteleyip ortama ayak uydurma rolüne geri döndü. Nitekim bugün esas önemli olan Vaime'nin iyiliğiydi ve abisini daha önce hiç bugünkü kadar keyifli görmediğinden emindi. Bu yüzden her ne kadar sıkılıp kıyıda köşede bırakılırsa bırakılsın şu andan sonra hepsine Vaime için katlanacaktı.


**DEVAM EDECEK**


Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın.


Bölümlerde bir süre Zuru ve Loki de yer alsa da Vaime ağırlıklı gidecek. Ama endişe etmeyin bunun sebebi sadece Vaime'nin hikayenin ve evrenin sizlere anlatmak için en iyi başlangıç karakteri olması ve flashback ve flashforwarding gerekmediği sürece tarihleri kronolojik dümdüz anlatmam. Gayet farklı karakterler hikayeye zamanla dahil olacak ve güzel bir çeşitlilik kazanılacak. Sürece güvenin. (Bunu en son diyen adam bizi üzmüş olsa da :( )


Bölüm nasıldı? Vaime hakkında ilk izlenimleriniz nasıl gidiyor?


Sizce Jovo clickbait bir internet içeriği mi yoksa gerçek olabilir mi?


Loading...
0%