Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@soniamarryrose

Tonks'un başı, Remus'un kollarında dinlenirken, gece havası yavaşça soğuyordu. Sessizlikte yalnızca hafif rüzgarın yaprakları hışırdatışı duyuluyordu, arada bir dans eden birkaç çiftten gelen kahkahalar onların bulunduğu yere kadar ulaşıyordu. Ancak, Remus'un kolları arasında Tonks, dünyanın geri kalanını unutmuş gibiydi.

"Sence, savaş bitince nasıl olacak?" diye fısıldadı Tonks, gözleri hâlâ uzaktaki dans eden çiftlerdeydi. Sesinde biraz umut, biraz da endişe vardı. "Gerçekten bir gün huzur bulacak mıyız?"

Remus, bu soruyu defalarca düşündüğünü biliyordu. Birlikte bir gelecek hayal etmek güzeldi, ama savaşın gölgesi her zaman üzerlerinde duruyordu. Onun cevap vermekte tereddüt ettiğini fark eden Tonks, başını kaldırarak ona baktı. Remus'un gözleri yorgundu ama içinde hâlâ o tanıdık, kararlı bakış vardı.

"Bir gün," dedi Remus, sesi güçlü ve inanç doluydu. "Bir gün bu savaş bitecek. Ve o gün geldiğinde, sadece seninle, huzur içinde bir hayat yaşayacağız. Buna inanmak zorundayız."

Tonks hafifçe gülümsedi, bir an için savaşın gerçekliğini unutarak, Remus'un bu sözlerine tutundu. "O zaman, o güne kadar birlikte savaşacağız," dedi Tonks, gözlerinde kararlı bir parıltı vardı. "Sonuna kadar."

Remus, karısının bu kararlılığını her zaman hayranlıkla izlerdi. Savaşın ortasında bile içindeki o yaşam enerjisini ve cesareti kaybetmemişti. Onunla birlikte olmanın bir ayrıcalık olduğunu düşündü.

"Sana söz veriyorum, Dora," dedi Remus yavaşça. "Seni koruyacağım. Elimden gelen her şeyi yapacağım."

Tonks, bu sözlerin ardında hissettiği sevgiyi tüm benliğiyle hissetti. Yavaşça Remus'a yaklaştı ve dudaklarını onunkinin üzerine bastırdı. Öpücük, tıpkı sözleri gibi derin ve anlam doluydu. Ne olursa olsun, birlikte olmanın verdiği huzurla doluydular.

Gece boyunca dans etmeye devam ettiler. Ayakları yorgunluktan uyuşmuştu ama kalpleri savaştan önceki bu kısa anın tadını çıkarmaya kararlıydı.

Ertesi sabah, evde bir sessizlik hakimdi. Gökyüzü griydi, dışarıda yağmur hafifçe yağıyordu. Tonks yatakta kıpırdandı, gözlerini aralayıp Remus'a baktı. Remus pencerenin önünde durmuş dışarıyı izliyordu, yüzünde derin bir düşünce vardı.

"Her şey yolunda mı?" diye sordu Tonks, sesi hâlâ uykulu.

Remus başını ona doğru çevirdi ve hafifçe gülümsedi. "Sadece biraz düşünüyordum. Savaşın ne kadar yakında sona erebileceğini... Ve ne kadar hazırlıklı olmamız gerektiğini."

Tonks yavaşça yataktan kalktı, Remus'un yanına gidip ellerini onun beline doladı. "Her zaman hazırız," dedi, sesinde kendinden emin bir tını vardı. "Birlikte olduğumuz sürece, ne olursa olsun üstesinden geliriz."

Remus, Tonks'un bu sözleriyle bir kez daha güç buldu. Kendi korkularını ve tereddütlerini geride bırakıp ona sarıldı. Her şey sona erdiğinde, o ve Tonks bir arada olacaklardı. Buna inanıyordu, inanmak zorundaydı.

"Bu savaşı kazanacağız, Dora," diye mırıldandı Remus. "Ve bir gün, o huzurlu günleri yaşayacağız."

Savaşın gölgesi üzerlerinde asılı durmaya devam etse de, Remus ve Tonks, birlikte oldukları sürece her şeyin üstesinden gelebileceklerine inanıyorlardı. Onlar için, en önemli şey birbirlerine duydukları sevgi ve bağlılıktı. Bu, her şeyden daha güçlüydü.

Loading...
0%