Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Emanet

@startofthenight_

Selammmm okurlarrımmm

 

Ölümle burun buruna olmak korkutur ya insanı bana hiç etki etmemişti.

 

Elime aldığım çiçeğin içini karıştırdım. Fakat görünürde bir not yoktu. Çöpe atmaya giderken çiçeğin bir dalının üstünde bişeyler yazdığını fark ettim.

 

"Tiktat zaman daralıyor üsteğmen"

 

Kimin gönderdiği hakkında en ufak bir fikrimin olmayışı canımı sıkıyordu.

 

Balkonuma doğru adımlamaya başladım. Hala siyah arabanın orada durup durmadığına baktım.

 

Araba yoktu fakat her an izleniyor olduğumun bilincindeydim.

 

Timden bir kaç kişiye bu durumdan bahsetmeliydim ki her an tedbirli olmalılarda. Ben şuan onlar için bir tehlikeydim.

 

Ben bu time geldikten sonra Ateş'in evini basmışlardı. Ateş belkide yine benim yüzümden bıçaklanmıştı.

 

Kafamı kurcalayan düşüncelerden sıyrılmak için müzik açıp şarkı söyleye söyleye tatlı ve yemek yapmaya başladım.

Şarkı söylemeye başlamamla adeta bir şarkıcı edasıyla elimde kaşıkla konser vermeye başladım.

 

"Hayatım kaymış, hangi yönde olduğu bilinmez

Gel bi' gör beni, belki sensindir bunun sebebi

Dur, bi' "Yok" deme, düşünmeden hareket etme

Mesailer harcamış bir sevgilin vardı

 

Şimdi karşında, o sevgili huzurunda

Kabul edersen eğer, sen de istersen kollarında

Eskisi gibi sevişelim beraber

Dünyamıza yeniden güneş doğsun artık

 

İnsanlar aşka küsmüş, sen onlar gibi olma

Kimseler sevmiyor, sakın onlara uyma

Eller anlamaz seni o bebeksi yanınla

Sana ben gerek zaten"

 

Nakarata kadar söylemiş sonra kadının sesini duymak için susmuştum.

 

Şuan çorba yapıyordum kendim için değilde daha çok Ateş içindi hepsi.

 

Yarın falan doktoru ikna ederse hastaneden çıkardı.

 

Pekte güzel yaptığım söylenemezdi ama hem beni hem Ateş'i bir kaç gün idare ederdi bunlar.

 

Çorbayı ocakta kaynamaya bırakarak karnıyarığı yapmaya koyulmuştum.

 

Yine bir şarkı eşliğinde devam ediyordum.

 

"Uzun lafın kısası çok özledim

Durumun esası bu

Bir temas bir soluk

Derdimin devası bu

Kalbim bir adım atsa

Ayaklarım geri gidiyor

Korkumdan ver, arzumdan ver

Vefasız hiç düşündün mü?

Kaldım mı? yoksa öldüm mü?

Her gece her yanım titrerken

Benim gibi kaderine sövdün mü?

Tenin zindan fikrim düşman

Kalan mağdur giden pişman

Gel gör ki aşk sebepmiş

Bak bitince dağılıyor insan"

 

Pilavıda suyunu çekmesi için koyduktan sonra tam 2 saat geçmişti. 2 saatin sonunda yemekler tamamdı.Ardından canımın çektiği için kakaolu pudingide yapıp soğuması için dolaba koydum.

 

Yemeğim ve tatlım olmuştu fakat cidden yorulmuştum.

 

Tatlının soğumasını bekliyordum ki engel olamadığım bir şekilde kendimi uykuda buldum.

 

05.08

 

Çalan telefonun sesi ile uyanmayı beklemiyordum.

 

Acil bir şekilde yastıkları talan edip telefonu ararken aslında telefonum elimdeydi fakat ben uyku sersemi olduğum için görmemiştim.

 

"Kafanı sikiyim senin İzgi"

 

Karşımda gördüğüm yazı ile sanki beni albay görücek gibi esas duruşa geçtim.

 

Telefonu açıp tekmil verdim.

 

"Üsteğmen İzgi Alev Emredin Komutanım"

 

Albay 

 

"15 dakika içinde timi topla ve harekat odasında ol"

 

Duyduğum süre ile gözlerim pörtlemişti. Tim anca 10 dakikaya hazır olurdu zaten.

 

"Emredersiniz komutanım"

 

Direk evden çıkıp kapılarına vurmaya başladım bir o kapıya bir bu kapıya sırasıyla vuruyordum.

 

Gökhan kapıya silahla çıkmıştı.

 

"Hayırdır komutanım noluyor"

 

"Operasyon var 5 dakika içinde kapıda ol"

 

Diğer kapıdanda diğerlerinin çıkmasıyla bağırdım.

 

"5 dakika içinde burada olun"

 

Dedim ve eve doğru girdim.

Askeriyede vakit kaybetmemek açısından üniformamı giydim. Saçlarımı sıkı bir enseden topuz yaptım. Arabamın anahtarını telefonumu çantama attım.

 

Beremi başıma geçirip beylik silahımı bacağıma yerleştirdim. 3 dakikada hazırdım.

 

Kapımı kilitleyip evden çıktım.

 

"2 dakikanız var tim. Üniformayı giyip çıkcanız lan niye hazırlanamıyonuz siz saçım başım dağınıkken iki dakikada hazırlandım."

 

Aynı anda kapıdan çıkmalarıyla merdivenlere gittim.

 

Asansöre basmalarıyla kafamı çevirip onlara bir bakmam yetmişti.

 

Nasıl korktuysalar benden önce inmiştiler.

 

Fırat Abi Ateş'in yanında olduğundan gelemiyecekti.

 

Karargaha gelmiştik.

 

1 dakikamızın kaldığını fark edince feleğim şaşmıştı adeta.

 

"Bu sefer bizi tek tek sever albay yeminle koşun ya"

 

Tam vaktinde odada olduğumuzdan kendimle gurur duymuştum. Sonuçta tim benimdi şuan yanii.

 

Albay

 

"Oturun yerlerinizi arkadaşlar"

 

Emri üzerine yerlerimizi oturmuştuk. Sırayla önümüze dosyalar konulmaya başlanmıştı. Toplantıyı yapıp sonrasından operasyona gidicektik.

 

Dosyanın kapağını açtığımda Ateş'in bıçaklandığı güne ait tek bir kamera kaydı vardı oda zaten şuan önümüzdekiydi.

 

Fotoğraf halinde en önemli kısmıydı.

Bunu yapan kişinin bilgileri vardı.

 

Dosyaları inceledikten sonra Albay konuşmaya başladı.

 

Albay

 

"Ateş' e düzenlenen saldırının asıl amacı İzgi'nin evine gitmekti. Bizim düşüncemize göre böyle bu durum. Kamera kayıtlarının çoğusu bir şekilde silinmiş. Kalan bir kaç kameradanda bunları bulduk. Kimlik bilgilerini tespit ettik. Sahada ki adamlarımızdan birinin söylediğine göre Hakkari'nin sınır bölgesinde bulunuyor bu adam. Sizdende istediğim o adamı sağ salim buraya getirmek. "

 

Albay

 

" Emir komuta sende İzgi tecrübeli olduğundan gözüm arkada kalmıyacak şimdi 20 dakikaya hazırlanın. Helikopter sizi bekliyor. "

 

Şu çiçek olayından bahsedeceğim aklıma geldi.

 

" Komutanım ben birşey söyliyeceğim. "

 

Albay

 

" Buyur Üsteğmenim "

 

Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.

 

" Dağda ki görevim bittikten sonra yani bu time gelince tahmin edemediğim birinden çiçekler gelmeye başladı. İşin kötü tarafı bu çiçek Lavinia çiçeği. "

 

Gökhan

 

" Ölüm çiçeği " diye mırıldandı.

 

" Aynen öyle ölüm çiçeği ve nottada zaman daralıyor üsteğmen gibisinden şeyler yazıyor haberdar olmanız gerektiğini düşündüm "

 

Albay

 

" Söylediğinin iyi oldu İzgi sizin lojmanı değiştirme ihitmalimiz var. Çok açık hedef halindesiniz orada."

 

Ayağa kalkmamla hepsi ayağa kalktı.

 

Baş selamı verip sırayla çıktık.

 

Yağız

 

" Komutanım bize niye söylemediniz en azından dikkatli olurduk. Yanlız falan yollamazdık sizi. "

 

Gökhan

 

" Yağız haklı en azından sanada dikkat ederdik"

 

"Çokta önemli değil ya ilk defa ölüm tehtidi almıyorum. Korkmayın bu kadar."

 

Doruk

 

"Ateş komutanın haberi var mı bundan"

 

"Hayır öğrenmesin henüz o birde o abartır şimdi panik yapmaya gerek yok"

 

"Neyse hadi hızlı beyler silah odasına Hadii"

 

Hızlı adımlarla silah odasına indik. Ekipmanlarımızda orda olduğu için hızla hazırlandık.

 

Çelik yeleğimi üzerime geçirdim. Dizliklerimi ve kolluklarımı taktım. Diğer ekipmanlarımıda taktıktan sonra kaskımı geçirince tamamdım.

 

Çantamı da yüklenip Yağız 'la Doruğun kavgasını izlemeye başladım.

 

Doruk

 

"Lan ne istiyon sen benim palaskamdan çekip durma"

 

Yağız

 

" Düzgün tak lan şunu yapamıyon işte"

 

"Yeter be tüm tim oturduk sizi bekliyoruz hadi yetti yürüyün"

 

Azarlamamdan sonra hızla palaskalarını düzeltip en önden yürümeye başladılar.

 

Kısa bir yürüyüşün ardından piste gelmiştik.

 

Albayın son ikazlarından sonra helikoptere bindik.

 

Havalanmamızın ardından 2 dakika geçtikten sonra son tekrarı yapmak için haritayı ortamıza koydum.

 

"Tim tam olarak helikopter bizi sol kanatta bırakıcak. İndiğimiz zaman bir süre yürüyüp kampın gerisinde kalıcaz.Herkes kimi indiriceğini bilsin. Doruk, Yağız sol kanat sizde, Gökhan ve Oğuz sağ kanatta sizde. Ortayı ben hallederim tehdit algıladığınız anda orayada müdahale edebilirsiniz. "

 

Timden onay cümlesi gelmesiyle eski yerime geçip kısa süren yolculuğun bitmesini bekledim.

 

Pilot

 

Üsteğmenim iniş riskli onayınız eğer varsa iniyim"

 

"Gerek yok üsteğmenim halatı salalım aşağıya ineriz biz."

 

Pilotun az daha helikopteri indirmesiyle halatı salmıştım.

 

Kontrollü bir şekilde inmeye çalışırken gelen kurşunla tüfeğimin dürbününden baktım.

 

"Siktir"

 

Kurşun kaskıma isabet etmişti.

 

"Hay anasını satıyım"

 

Gökhan

 

"Komutanım açık hedef halindesiniz gelin içeri."

 

"Gelemem atlıyorum aşağı başka çare yok"

 

15 metreye yakın yükseklikten atlamam gerekiyordu.

 

Timi dinlemeden atlamıştım.

 

Yere sert iniş yapmıştım. Yuvarlana yuvarlana kayanın arkasına geçtim.

 

"Ordan ateş edin inmeyin aşağıya sakın"

 

Doruk

 

"Sizi orada yanlız bırakamayız"

 

"Sikerim yanlızlığı ya o kurşun size isabet etseydi hadi ben şans eseri kurtuldum ya siz"

 

Ateş etmeye devam ettim.

 

"İniş yapın başka çare yok"

 

Helikopter kontrollü bir şekilde inmeye başlamıştı.

 

Gökhan koruma ateşi diye bağırınca dediğini yapmıştım onlarda buldukları en uygun yere geçmişti.

 

Kulaklığıma uzandım.

 

"Bir yere geçmem lazım benim koruma ateşi alın"

 

Koruma ateşine başlamalarıyla olduğum yerden gözüme kestirdiğim yüksekliğe doğru koşmaya başladım.

Kolumda bir sızı hissedince kafamı dönmüştüm ki çelik yeleğimede isabet eden mermiyle keskin nişancı olduğunu anlamıştım.

 

"Hay anasını satıyım böyle işin keskin nişancı var sakın kafanızı çıkarmayın"

 

Adamlar birer birer geberiyordu fakat keskin nişancı bizi zorluyordu.

 

Görünmiyeceğim bir yere konuşlanmıştım.

 

Oğuz

 

"Komutanım iyimisiniz?"

 

"Bomba gibiyim Oğuz sen nasılsın"

 

Oğuz

 

" Dalga geçmeyin komutanım çelik yeleğinize mermi geldiydi sanki"

 

Kolumdakini görmedikleri için şükür etmiştim.

 

"İçeri işlemedi ya iyiyim ne olsun"

 

Timin yanından ateş sesleri kesilmeye başlamıştı ki bende keskin nişancıyı görmüştüm.

 

Kafasını çıkarmasını bekliyordum.

 

Kulaklıklara başka bir frekans bağlanmıştı.

 

X

 

"Süprizimi beğendin mi üsteğmen"

 

"Beğemdim beğenmez olurmuyum hiç"

 

X

 

"Şuan tam timin karşısındayım süpriz kendim olayım dedim bu sefer iyi fikir mi"

 

" Gırtlağını almadığınız adam kalmadı demiyorsunda böyle diyorsun demi"

 

X

 

"He he ondan komitan"

 

"Türkçe'ne sıçayım kirletme dilimi"

 

Hem konuşuyor hemde onu görmediğimi zanneden yavşağın yanına gidiyordum. Arkasından dolandığım için anlamamıştı.

 

Mal değneği

 

Kafasına göz bebeğimi dayamamla afalladı.

 

"Ulan salak herif kabak gibi ortadasın fark edilmiyom zannediyon"

 

Silahını ve üstündeki bütün ekipmanları kenara attığımdan emin olduktan sonra ensesinden tutup helikopterin yanına götürdüm.

 

Gökhan

 

"Helal size be komutanım bulmuşsunuz denyoyu"

 

"Eh yalancı keskin nişancının halinden has keskin nişancı anlar." dedim ve göz kırptım.

 

Kolumu fark etmemeleri için ilk ben helikoptere bindim. Kolumu cama dayayınca sızlamıştı. Fakat önemsiz bişeydi. Belki 3 5 dikiş sadece baktırmazdım bile onada.

 

Saat 7 gibi çıktığımız operasyondan dönüş saatimiz 2 olmuştu. Helikopterden inip esas duruşa geçtik.

 

"Görevi başarıyla tamamladığımızı arz ederim komutanım"

 

Albay

 

"Aferim tim bir görevi daha üstün başarı ile sonuçlandırdınız. Komutanınızda zorla hastaneden çıktı bugün Dinlenme odasından sizi bekliyor Haberiniz olsun. İzgi rapor ver ve evlerinizde gidebilirsiniz"

 

Hep bir ağızdan emredersiniz dedik ve dinlenme odasına adımlamaya başladık.

 

Ekipmanlar üzerimde yük olmuştu ama şuanlık dert değildi.

 

Odaya girdiğimizde kitaplarla uğraşan Ateş suratını bize döndü.

 

Ateş

 

"Şükür geldiniz be ne bitmez operasyonmuş."

 

Yanıma gelmesiyle kaskıma bakmaya başladı.

 

Ateş

 

"İzgi bu ne" dedi büyük ihtimalle kasktaki kurşun izini göstererek.

 

"Helikopter inişi için pek olanaklı değildi bölge halatla inelim dedik bizde ilk ben iniyordum. O sırada ateşe başladılar. İlk kurşunda benim kafamda pörtledi işte."

 

Omuzlarımdan tutmak istedi fakat canımın acısıyla engel olmak zorunda kaldım.

 

Ateş

 

"Orana noldu?"

 

Yağız

 

"Oha komutanım siz vurulmuşmuydunuz?"

 

Ateş

 

"Onlarda mı bilmiyor ellerinde ölüceksin ya"

 

"Ufacık bir sıyrık hiç birşey yok sakin ol"

 

Tim kavga edeceğimizi anlayıp dışarı çıkmış ardındanda kapıyı kapatmıştı.

 

Ateş

 

"Otur şuraya"

 

"Gerek yok ufacık vallahi"

 

Ateş

 

"İzgi kör değilim görüyorum kolunun ne halde olduğunu"

 

"Offf daha rapor vermem lazım"

 

Dediğimi asla sallamayıp çelik yeleğimi çıkarmıştı.

 

Askeri montumuda çıkarmış sadece tişörtle kalmıştım.

 

Yarama pansuman yapıp dikmeye başlamıştı.

 

"Sen nerden biliyorsun dikmeyi"

 

Ateş 

 

"Daha önce sormuştun"

 

" Doğru ya dike dike öğrenmiştin bundan sonra revir yerine sana gelirim o zaman haberin olsun"

 

Ateş

 

"Yeterki gel tek o zaman gelirsin evime zaten"

 

"Ne istersin sana mı taşınıyım."

 

Ateş

 

" ileride bakarsın oda olur" dedi ve göz kırptı.

 

Anın şokunu çok şükür atlatmıştım.

Dikişin bitmesiyle gözü yeleğime kaymıştı. Ordada kurşunun çok küçük izi olduğunu hatırlamamla boku yidiğimi fark etmiştim.

 

O almadan elime almamla bağırmaya başladı.

 

Sinirden söylediği şeylerin asla farkında olmadığından şimdi tam olarak emin olmuştum.

 

Ateş 

 

"Sen bana emanetsin İzgi ben seni korumaya çalışırken hep sana bişey oluyor"

 

"Bir dakika bir dakika ben sana emanetim diye mi sen bana yakınsın zorunlu olduğun için mi bu?"

 

Söylediği şeyi yeni idrak edercesine bakmıştım.

 

" Nasıl kimi kimsesi olmayan bir kızı kim kime emanet edebilirki."

 

Ateş

 

" B-baban"

 

"Ne?"

 

Nee babasııııı ???

Neeee emanetiiiii ??

Bölüm nasıldı cancıklarımmmmm ?

😻🩷😍

Loading...
0%