@startofthenight_
|
Merhabaaaaa ;)))
Şuan ölümle burun buruna olmayı çok düşünmüyordum da karşımda bana çaresizce bakan adamdı tek düşüncem.
Buğulu gözleri ile bakıyordu. Ne zamandır göremediğim gözlerini hüzünle görmek temennim değildi.
Boynuma dayalı bıçağın baskısının artmasıyla aklım başıma geldi.
Bişeyler diyordu adam ama pekte umrumda değildi. Kanın boynumdan aktığını hissediyordum. Baskının hafiflemesini bekliyordum.
Ateş'e kaş göz yapmamla dediğimi anladı konuşarak dikkati kendi üstüne topladı.
Adamın boynumdaki kolunu çevirmemle bıçak benimde elimdeydi. Yüzüme gelmeye çalışan yumrukla afalladım. Yumruğu tutup kolunu geri ittim. Ateş' in gelmesiyle bağırdım.
"Ateş sakın gelme"
Bıçağı hala saplamaya çalışmasıyla artık canıma tak etmişti.
"Ehh yeter be"
Kolunu çekmiştim. Büyük ihtimallede çıkmıştı.
Gelen güvenliğe cüzdanımı gösterdim ve adamı güvenliğin önüne attım.
"Üsteğmen İzgi Alev halledin şunu"
Adamın ellerini arkada birleştirdim. Olduğu yerde balık gibi çırpınıyordu.
"Şimdi sesini çıkarma sıçmıyım ağzına bee yettin ha bir yerini kırmıyım diyorum da"
Adamın gitmesiyle tekrar Ateş'in yanına gittim.
Ateş
"Boynun kanıyor gel ona baktıralım"
"Yok onun bir şeyi senin kalkmaman gerekiyor birde yanıma geliyordun ya"
Yavaşça kolundan tutup Ateş' i odaya götürdüm.
Yatağına yatırmamla konuşmaya başladı.
Ateş
"Ne zaman bir şekilde kendini düşünücen anlamıyorum üstüne ne kadar titrense sen o kadar itiyorsun insanları"
"Sıcak bir aile yuvasında büyümedim ben Ateş bu tarz tavırlar takınmam gayet normal kavganın gürültünün bitmediği, kendim öldürdüğüm ikizimi korumakla geçen aile yıllarım var benim kendimi düşünmek dışında herşeyi yaparım bu hayatta helede sevdiklerim için bayrağım için tim için halk için masum olan herkes için. "
Düşünürcesine baktı.
Ateş
" Asker olduğunu bilmesem dışarıdan o kadar çıtı pıtı bir kızsın ki bazen diyorum bu kadar güzel bu kadar sadık birini niye sevmediler ki. "
" Sevmediler işte uzun lafın kısası bu "
Ateş
"En çokta canını yakan insanın ekmeğini yidiğin ülke uğruna sevilmemen.Ama olsun biz seni seviyoruz"
"Teşekkürler her seferinde dile getirip yanlız hissettirmediğin için"
Ateş
"Ya ben o cevapları kişisel de veririmde sen pek hoşlanmazsın"
Sandalyemi yanına çekip oturdum.
"Neymiş o"
Ateş
"Henüz erken sanırsam ama elbet bir gün dile getiricem ben getiririmde senden pek emin olamadım. Neyse hadi kalk gidiyoruz." dedi ve elimi tuttu.
Evettt Ateş benim elimi tuttu. Söylediği şeylerin afallamasındayken üstüne üstlük birde bu olunca ağzım açık dolanıyordum.
" Nereye? "
Ateş
" Boynuna baktırıcaz "
" Senin canın acımıyor sanırsam benimde yanında durmama ihtiyacın pek yok o zaman"
Hızlı hızlı cevap vermeye başladı.
Ateş
"Yok yok şuan ağrı kesici yaptılar ya ondan böyleyim ben normalde bir görsen bir ağrıyor bir ağrıyor aman aman"
Kahkaha atmıştım bu dediğine başımı yukarı kaldırmamla yaranın açıldığını ve kanın yeniden akmaya başladığını anladım.
Ateş
"Tamam gülmek sana çok yakışıyor tabide şuan gülme güzelim tamam mı"
"Tamamm"
Hala elimizin ayrılmayışından dolayı sırıta sırıta gidiyordum. Acile gelmemizle. Hemen bir sedyeye yatıp kafamı yana döndürmemi istediler.
Bir kızın Ateş'e yanaştığını görmemle kafam karıştı. Bu kız kurt bakışlıma mı yavşıyordu bana mı öyle geliyordu.
Kız
"Baya kaslarınız falan var sanırsam"
Ateş
"Hı Hım"
Kız
"Adınız neydi?"
Dikişe aldırmadan boynumdan sallanan iğne ve dikiş ipiyle oturur pozisyona geldim.
"Pardon onun adı seni niye bu kadar ilgilendiriyor"
Bilerek o demiştim ki adını öğrenmesin diye.
Kız
"Sen nesi oluyorsun tatlım"
Gıcıklık olsun diye tatlım lafını bastırarak konuştum.
"Sanane tatlım hadi kış kış canım hadi çıldırtma beni"
Kız
"Sen bakma buna ben numaramı yazıyım şuraya haberleşiriz"
Ateş'e dönüp konuştum.
"İstiyormusun konuşmak"
Hayır anlamındaki sesi duyar duymaz kızı bize ayrılan bölgeden çıkarıp perdeleri kapadım. Hemşirede çıkmıştı.
Boynumu acıtan iğneyi canım acımasın diye elimde tutup yettiği yere kadar kaldırdım.
Ateş
"Üsteğmenim az önce siz benimi kıskandınız ben mi yanlış anladım"
Dedi ve beni duvar ve kendisi arasına bir hapisene gibi tıktı.
Yüzüme yaklaşırken konuştu.
Ateş
"Banamı öyle geldi acaba"
"Büyük ihtimalle dicemde aman be kıskandım işte seven insan kıskanır her türlü"
Kırdığım potla adeta yok olmak istedim.
Ateş
"Ne dedin ne dedin bir daha söylesene"
"Komutanımsın sonuçta seviyorum işte kıskanmaktan normal bişey alınma kendi üstüne"
Daha mesafe bolmuş gibi yaklaşmaya devam etmesiyle acıyan boynumu bahane etme fikri aklıma geldi.
"Ahh"
Sesini çıkarmamla paniklemişti.
Ateş
"Ne oldu acıyormu hemşire gelsin devam etsin dikişe çocuklar gibi sallayıp durma şu iğneyi."
Hemşire gelmişti Perdelerde açıktı şuan da. Ateş'ciğime yavşayan kızı görmemle bakışlarımı üzerine dikmiştim. Yara dikilene kadar göz kontağını hiç kesmeden kıza bakmıştım.
" Hadi kardeşim bitir sende iki saattir derimi mıncırıyon sanki"
Dikişin bitmesiyle sedyeden kalktım. Pansuman için gel demişti ama gelmiyecektim. Çok sıkıntı olursa revirde hallettirirdim.
Kızın bana yaptığı baş işareti ile konuşmaya başladım.
"Sen git ben bir kafeteryaya uğrıyıcam."
Ateş
"Bende gelseydim."
"Gerek yok sana ya alırım iki dakikada"
Ateş'i ikna etmemle kızın kaş göz yaptığı bölgeye ilerledim.
Kolumu sertçe tutmasıyla şaşırdım.
Kız
"Ne yaptım ben sana be ne diye onunla olmamı kısıtlıyorsun"
Benim olmamasına rağmen cevap vermek istedim.
"Benim olan benimdir kızım asıl sen saf ayağına yatmayı bırak yermiyim sence ben"
Saçıma yeltenmesiyle arşa çıkmış olan sinirim kat ve kat yine artmıştı.
"Seni pis köpek"
Dedim ve elini alıp çevirmeye başladım. O benim saçımı çekememişti ama ben onunkini çekicektim.
Saçına yapışmamla bağırmaya başladı.
Sesi duyan bizim yanımıza geliyordu. Onların içinde Ateş'in olmuyor oluşuna dua ediyordum ki. Belimden beni birinin yakalamasıyla kokusundan Ateş olduğunu anlamıştım.
Ateş
"Seni 5 dakika dahi yanlız bırakamıcakmıyız biz ya ne bu böyle ne hale getirmişsin kızı"
Dediği şeye sinirlenmiştim.
"Benim halime bakmıyon yani onun haline bakıyon bravo sana ya"
Yanımda ki kızın inek gibi sırıtmasıyla sinir seviyem daha da yükselmişti.
Ateş'ten kurtulup üzerine doğru gitmeye çalışırken belimdeki eli dahada sıkılaştı.
"Bak kızım akıllanmıyormusun sen ya illa kafanı deşip beynini eline mi vermem gerekiyor."
Kız
"Sen asker falan değilsin katilsin katil"
"Ateş bırak beni hem nasıl yaran acımıyor senin indir beni çabuk"
Ateş
"Eee yettin sende artık be asker birine mesleği hakkında hakaret etme çok kutsal bir meslektir yerini bilde konuş ve şimdi kaybol nereye gidiyorsan"
Zafer gülümsememi takınarak Ateş'in kucağında yeni fark edercesine cırlamaya başladım.
"İndir beni be sende azcık kendini düşün"
Ateş
"Ben ömür boyu taşımak isterim kucağımdada pek senin hoşuna gitmez ayrıca 60 kg bişeysin ne zararın olcak senin bana"
"He he bok 60 kg yim 67 kg yim ben haberin varmı"
Ateş
"Çok fark ediyormuş be"
"Hadi indir sıkıldım"
Bu sırada yürüyordu. Odaya götürüyordu sanırsam. Odaya girmemizle koltuğun üstüne çöp poşeti gibi attı beni.
Tişörtünün üstünde kan görünce panikledim.
" Yat şuraya çabuk üstünü çıkar dikişlerini temizlememiz lazım"
Ateş
"Karın kaslarımımı görmek istiyorsun ben gösterirdim sana"
"Vıcıtma be kaldırma dedim ben sana dimi hiç te hissetmiyon zaten canının acıdığını"
Belimden tutmasıyla hızlı bir şekilde beni kendine çekmişti.
Yüzümüz dahada yakın olmasın diye boynumu yana döndüm.
Boynuma eğilmesiyle şaşırmıştım. Suratını boynuma gömmüştü.
Ateş
" Ah şu kokun yok mu sakinleştiri etkisi var bende "
"Hm öyle mi"
Suratını kaldırmasıyla bende ona dönmüştüm.
Belkide olması gereken şey artık olucaktı derken kapının açılmasıyla geriye doğru adım attım.
Oğuz
"Ohoheyyy komutanlarım doğruyu söyleyin öpüştünüz mü"
Ateş
"Gelmeseydiniz büyük ihtimalle"
"Sussana sen ya yok öyle şey" " Hemşire çağırıyorum ben baksınlar şu yarana"
Doruk
"Ne olduki komutanım"
Ateş
"İzgi kavga etmesin diye kucağıma almıştım o sırada patlamış oda"
Yağız
"Ayy kucağına mı aldınız komutanımı komutanım"
"Asıcam tellere sizi ha kapatın çenenizi"
Diyip odadan çıktım. Bir doktor görmemle yanına gidip durumu bildirdim.
Doktor
"Neyden dolayı açıldı dikişleri acaba"
Utanmam olmadığı için direk söyledim.
"Kavga etmiyim diye beni kucağına aldıda"
Doktor
"Hastaneyi birbirine katan kadın senmiydin"
"Ta kendisiyim"
Doktor
"Ne olduda yoldun kızı"
Büyük bir kahkaha atarak odaya girdim.
Fırat Abi
"Noldu İzgi"
"Komik bişey söyledi doktor beyde ona güldüm"
Ateş
"Ne söyledi doktor beycin"
"Önemli değil ya"
Doktor bey
"Dikişleri temizleyip bandajlıyıcam"
Ateş doktora sertçe bakıyordu.Cevap vermeden dik dik bakmaya devam etti.
Gökhan
"Eee ne zaman çıkış izni var Ateş'e"
İzgi
"Daha yeni yattı ama yani sizde yüz vermeyin şuna zorla kaçıcak biri yokken yanında"
Ateş
"Harbi kardeşim daraldım ben ya pişt doktor ne zaman çıkıcam ben"
Doktor
"Valla dikişlerin durumu iyi gibi çıksan bile ev iznin olucak 1 haftada orda yatarsınız başınızda biri olur öyle"
"Bir kaç operasyon daha timin komutası bende o zamann"
Ateş
"Elbet bana geçicek be güzelim"
"Bakarsın çok güzel bir görev icra ederim bir anda üsteğmenken yüzbaşı olurum."
Ateş
"Yüzbaşı olman malesef ki benim üstüm olmana yetmiyor"
"Belki binbaşı olcam ya susarmısın"
Doktor geçmiş olsun dedi ve odadan çıktı.
Fırat Abi
"İzgi sen eve git bu gece bizimkinlerden biri kalsın yanında yorulmuştursun"
Ateş
"Ama ben İzgi' yi istiyorum."
Demir
"Siz vurulmuşsunuz birbirinize ya"
"Demir ben az önce ne dedim istermisin hastanenin çatısından sallanmayı"
Demir
"Yok komutanım yok"
Gökhan
"Biz bir kafeteryaya gidelim sende gidersin eve ondan sonra kalır birimiz"
"Tamamdır"
Tim odadan çıktığı gibi Ateş mızmızlanmaya başladı.
Ateş
"Ama sen gitme ya bunlar bakamaz bana öldürürler beni lütfen gitme."
Yanına gelip yatağın ucuna oturdum.
"Gitmem gerek ayrıca niye bakamasın onlar sana bir yemeğini önüne koyacaklar."
Ateş "Köpekmiyim ben İzgi" "Of İzgi ya iyiki bişey istedik sendende."
"Evde bakarım çok isterseniz yüzbaşım hadi geçmiş olsun sanaa"
Ateş
"Sen beni yarı yolda bırakıp gidiyorsun şuan"
"Abart Ateş sabah uğrarım yanına işte operasyon olur büyük ihtimalle ondan sonrada uğrarım hadi görüşürüz dikkat et kendine"
"Sende" dedi ve elime avucuna alıp öptü. Hareketlerine şaşırıyordum. Ortada birşey yokken bana çok yakındı. Yani vardı ortada bişeyde o kadar yakın olucak sıfatta değildik.
Mesela sevgilim olurmusun teklifi daha gelmemişti :)
Time gittiğimi haber vermek için kafeteryaya indim. Bir masada oturduklarını görğnce yablarına ilerledim.
Fırat Abi
"Gidiyormusun İzgi"
"Evet abi size emanet bu deli emir falan dinlemeyin odasından dışarı çıkmasın çokta yarasını zorluyacak şeyler yapmasın"
Oğuz
"Siz yoksunuz komutanım eh komutanımında beni kucaklıyacak hali yok ya kanamaz yarası yani"
Gökhan'ın Oğuz'un kafasına vurmasıyla gülümsedim.
Gökhan
"Dalga geçmeyin olum komutanlarımla gün gelir sizde bu durumda olunca İzgi'de sizle dalga geçer"
"Evet ya timde beni anlayan sayılı kişilerden"
"Eve gidicek varsa gelsin"
Oğuz ve Demir'inde gelmesiyle hastaneden çıktık.
Arabada sayısız sorularının birine bağırmamla susmuştular. Operasyonda falan boş yapmıyorlar ama işleri yokken boş ve çok konuşup başımı şişiriyorlar.
Lojmana girmiştik. Asensörü çağırıp beklemeye başladık. Aynı katta olduğumuzdan tek düğmeye bastım.
"İyi geceler" diyip kapıma yöneldim. Daha öncede gördüğüm şeyleri yeniden görmem şaşkınlığıma sebep oldu.
Lavinia..
Sizceeee bölüm nasıldııııı ??? |
0% |