@startofthenight_
|
Selammmmm
Bir karmaşıklığın içerisindeydim fakat bilmiyordum neyin ne olduğunu.
"Ne dedin sen ya babam ne alaka"
Ateş
"Baban şey yüzünden"
Üstüne yürüdüm ve yakasına yapıştım.
"Söylesene ya ne babam ne ben ağzıma bile almak istemezken o adamı sen o niye seni korumamı istedi diyon ben anlamıyorum şuan hiç bişey"
Yakasında olan ellerimi tutup bana sarıldı.
Ateş
"Söyleyebilsem valla hi söylerim gözlerimin önünde erimene izin vermem ama emir demiri keser biliyorsun"
"Beni en derinden yaralayan şey bir yalandan ibaret mi ne hiç bişey anlamıyorum ben"
Ateş
"Benden duymamış ol güzelim tamam mı yakında zaten sende öğreniceksin"
Ağlamaya başlamıştım. Korkuyordum.
"Ateş ben çok yoruldum. Geçmişimle yüzleşmekten korkmaktan bıktım. Diyorum ki tamam daha üzilmiyicem ama yine hep bişeyler çıkıyor. Yoruldum. Hayatım olan mesleği bile bırakmayı düşündüm o kadar yara aldım. Hayattan bıktım."
Başımı okşayıp yanımda olduğunu hissettirmeye çalışıyordu.
Ateş
" Yanındayım canımın içi yanındayım güzelim. Yaralarını sarmaya çalışıcam. Beraber iyileşicez. "
Yüzümü boynuna gömmüştüm. Kokusu beni mayıştırıyordu fakat engelleyemiyordum.
Yumuşak bir yere otutturulduğumu hissetmiştim.
Yorgun olduğumdan kaynaklı uyumuştum hemen.
Gözlerimi aralamamla hala Ateş'in kucağında olduğumu fark ettim.
Topuzumdan pörtleyen saçlar ile oynuyordu.
Gülümseyip konuştu.
Ateş
"Günaydın"
"Günaydın komutanım"
Kucağından inmeye çalışırken kolum acımıştı.
Ateş
"Hop sakin ben indiririm seni"
Dedi ve yanına doğru bıraktı beni.
"Kusura bakma kucağında uyumuşum"
Ateş
"Memnuniyetle uyuttum seni diyelim."
"Teşekkürler en azından konuşabilecek biri olarak yanımda olduğu için "
Ateş
"Rica ederim."
Ateş
"Koluna dikkat et pansuman için her gün gel gelmessen ben gelirim"
"Sende yaralısında düzelmişsin galiba ama ben yaranın üstüne yattım senin acımadı mı? Çok özür dilerim. Özür dilerim. Acıcak çok acıcak of çok özür dilerim."
Ateş
"Sakin ol birşeyim yok panik yapma bu kadar"
"He iyi"
"Hay ya of rapor vermedim ben daha"
Ateş
"Halloldu o sen üstünü değiştir toz toprak her yerin sonrada eve gideriz arabam yok burda götürürsün benide"
"Tamam bekle sen beni gelirim ben hemen"
Dedim ve odadan çıktım.
Hızla soyunma odasına gittim.
Siyah pantolonumu ve üzerime halter yaka bir kazak giydim.
Beyaz spor ayakkabılarımıda giydim.
Silahımıda pantolonumun yanına sıkıştırdım. Dağılan hafif dalgalı saçlarımı düzeltip salık bıraktım.
Odadan çıktım.
Ateş'i bekletmemek için hızla koşarak indim.
Halter yaka cropu giydiğim için yaram belli oluyordu fakat dert etmedim.
Dinlenme odasında birşey bulucağımı varsayarsak odaya girdim.
"Gömlek tarzı şeyler var mı ya omuzlarım açık kaldı."
Ateş
"Gel buluruz benim odamdan bişeyler"
"Tamamdır"
Kolumdan tutup küçük çocuk edasıyla beni odasına götürdü.
Aklımın köşesine bir kaç ceketimi buraya getirmem gerektiğini yazdım.
Askılıktan bulduğu mavi gömleği bana verdi.
Ateş
"Açıkta bir yerin kalmaz herhalde işini görür"
"Biraz bol durabilir ama bişey olmaz" dedim ve buram buram Ateş gibi kokan gömleği üzerime geçirdim.
Sırt çantamdan arabamın anahtarını bulup odadan çıktım. Arkamdan da Ateş çıkınca yürümeye başladık.
Bizi gören askerlere baş selamı vererek ilerliyorduk.
"Tim gitti mi?"
Ateş
"Seni uyurken görünce gittiler."
Duyduğum şeyle utanmıştım.
"Yapma ya of rezil oldum şimdi varya Yağız ve Doruğun dilinden kurtulamam"
Ateş
"Bağırıp geçersin dert etme"
"Öyle"
Arabama binip çalıştırdım. Oda oturunca kontrollü bir şekilde sürmeye başladım.
Kısa süren yolculuktan sonra lojmana gelmiştik.
Arabadan inip konuşmadan asansöre doğru ilerledik.
Hızlıca yukarı çıkmamızla kapıma doğru ilerledim.
Ateş
"İzgi hani Yağız'lar bişeyler diyorlar ya umarım haklı çıkarlar"
Şaşırmıştım.
"Umarım" dedim sırıtarak.
Ateş
"Dudağına yapışmamımı bekliyorsun ilerde evleneceğim kadınla yani seninle sevgili olabilmek için"
Açtığım kapıdan hızla evime girdim.
İlanı aşk etmişti bana. Mutlumuydum evet üzgünmüydüm yine evet.
Ateş
"Kaç sen İzgi kaç"
Aramızda bir dünya yalan ve dolu gizli saklı şeyler varken bizden olmazdı. O benim üstümdü eğer durum öğrenilirse zaten başka bir time verilirdik ya o ya ben.
Hayatını mahfedemezdim.
"Of off"
Yaram acıyıcağı için banyoya girmek istemedim.
Pudinglerimin olduğu aklıma gelince gülümsedim.
Ateş'te açtı biliyordum.Saat 17.46 idi.
Kaçtığımı bir şekilde söyliyecekti fakat aç kalmasından yinede iyiydi.
Telefonumu elime alıp Ateş' i aradım.
Ateş
"Efendim kaçak"
"Yemek yedin mi?"
Ateş
"Hayır aç sefilim hala"
"Tamam gel bana"
Ateş
"Geliyorum"
Yemekleri ısıtıp masaya koydum.
Önceden servis edip Ateş' i bekledim.
Zilin çalmasıyla kapıyı açtım.
"Hoşgeldin Yüzbaşım"
Ateş
"Hoşbuldum üsteğmenim"
Salona doğru ilerledi.
Benim masaya oturmamla oda oturdu.
Ateş
"Az önce kaçıyordun ne oldu şimdi"
"Aç kalma diye vicdanım el vermedi"
Çorbayı kaşıklamaya başlamıştı.
Ateş
"Allah razı olsun ya"
Gülüp yemeğe devam ettim. Yemeklerimiz bitene kadar konuşmadık.
Ateş
"Eline sağlık."
"Afiyet olsun kötüler mi?"
Ateş
"Yoo aksine çok güzel"
"He iyii iyii"
"Tatlıları alıp geliyorum."
Mutfağa doğru ilerledim.
Tatlıların üstüne antep fıstığı atıp içeri götürdüm.
Ateş'i lavinia çiçeğinin yanında notu okurken bulunca anın şokuyla tatlılardan birini elimden düşürdüm.
Ateş
"İzgi bu not ne"
"Önemsiz bişey ya birinden gelen çiçek işte"
Ateş
" Daha ne kadar önemsiz dediğin fakat önemli olan şeyleri bana söylemiyeceksin?"
"Durumu eşitlemek istemiştim. Sonuçta sende benden çok şey saklıyorsun."
Ateş
"Herifin biri sana açık açık öldürücem seni diyor sen nasıl bu kadar rahatsın ya"
Onun sesi yükselince bende bağırmaya başladım.
"Ne yapıyım Ateş ağlıyım mı pusup kenara mı çekiliyim ölüm tehditi alıyorum diye ha ne yapmamı bekliyorsun"
Ateş
"Birinin bari haberi var de lütfen"
Ne kadar daha çok sinirleneceğimi bilsem de söyledim.
"Tüm tim biliyordu."
Ateş
"Yani timde ki gereksiz kişi benim ha bravo sana bravo timimide çaldın benden"
Ateş
" Duygularınıda zaten saklıyorsun benden eminim onlarıda bilir tim dimi"
Söylediği şeylere karşı sinirlenmiştim.
Tokat atmaya kalkmamla elimi sertçe tutup indirdi.
"Beni bu tarz ithamlarla suçlayamazsın Ateş Akın bunu bil bu bir , o çiçek bana geldi seni hiç alakadar etmez bu iki, duygularımda ki korkuyu görememende senin ahmaklığın buda 3 şimdi siktir olup git evimden"
Kırılan camları unutup salondan odama doğru ilerledim.
Acısını hissedince ofladım.
Arkamı dönmeden ilerleyip mutfağa girdim.
Kapının sertçe kapanmasıyla evden çıktığını anladım.
"Götüne girsin o kapı"
Sinirim bir türlü geçmiyordu. Bulaşık yıkamaya başlamıştım ki ayağımın acısından elimdeki bardağı duvara fırlattım.
" Sende kırıl bir sen kaldın kırılmayan zaten"
Beni şuan paklayacak olan yer sadece spor salonuydu. 12 ye kadar orda takılsam anca rahatlardım.
Taytımı ve sporcu atletimi giyip üstünede hava estiği için bir uzun tişört giydim. Çantama yeni kıyafetler ve gerekli şeyleri koyduktan sonra evden çıktım.
Aşağı inmiştim. Camdan hem bana bakıp hemde arkasından büyük ihtimalle Ateş'le konuşan Gökhan' a yalancı bir gülümseme sundum.
"Salak adam"
Kısa süren yol çabuk bitmişti.
Spor salonuna girmiş çalışmaya başlamıştım.
Şuan adını bilmediğim fakat işlevini bildiğim alette kafamı dağıtmaya çalışıyordum.
İlerden beni kesen ve fark etmediğimi zanneden ayılar yanıma gelmeye başlayınca stresimi giderme kaynağım tıpış tıpış bana gelmişti.
X
" Selam güzellik"
"Selam tabi selamda yavşaklara yer yok burda" dedim ve adama kafayı gömdüm.
Yanındakilerde üzerime gelınce onlarada dalmaya başladım.
Soldakine yumruğumu sallayınca kaçmıştı. Uzunca bir süredir spor yaptığı belliydi. Ama bende askerim sonuçta.
Çenesine tekme atınca biri olduğu yerde kalmıştı.
Kaldı 2
Birinin önümden birinin ise arkamdan tutmasıyla beni havaya kaldırmıştılar.İstediğimde buydu zaten.
Kollarımdan aldığım güçle ikisininde kasık arasına tekmemi geçirdim.
Böyle benzetirlerdi adamı işte.
Kuvvetli darbedenin sonunda adamlar yerdeydi. Benim sadece kaşım patlaktı.
Siren sesini duymamla gözlerimi devirdim. Yerde çenesini tutarak duran adam konuştu.
"Sürüm sürüm süründürücem seni"
"He he"
Dedim asla sallamayarak.
Nezarete gidiceğim belliydi omuzlarıma hırkamı atıp polislerin gelmesini bekledim.
Polisler içeri gelince şaşırmıştılar.
İki polis yanımda şuan polis arabasına götürülüyordum.
Polise bağırdım.
"Kardeşim be rica etsem benim eşyaları ve arabayı alırmısınız anahtar çantanın içindedir."
Polis kimliğime bakınca subay olduğumu anlamıştı.
Polis
"Tamamdır üsteğmenim siz arkadaşlarla gidin"
"Eyvallah kardeşim"
Polis arabasında suratsız bir polis vardı o yüzden konuşmuyordum.
Karakola ilk gidişim değildi fakat burada ilk gidişimdi.
Nezarette bu gece kalırdım büyük ihtimalle. Eğer tim götüme kurtarmaya gelirse 3 5 saat yatar çıkardım.
Sıkıcı yolculuk sonrası nezaretle buluşmuştum.
Salak saçma kendi kendime konuşuyordum.
"Valla nezareti hiç özlememişim buz gibi anasını satayım ya"
Yan parmaklıklarda ki gence baktım.
"Kader ortağım sen ne bok yidinde girdin."
Adının Ege olduğunu öğrendiğim çocuk anlatmaya başlamıştı.
Ege
"Bak şimdi abla ben bir kızla sevgiliyim dün akşamda abisi bizi yakaladı. Kızı yolladı başladı bana dayak atmaya bende en sonunda duramadım sadece yumruğunu ittim. Poliste gelince oda benden şikayetçi oldu bende ondan suçum yok yani daha dün reşit olmuştum o yüzdende aldılar nezarete benide"
"Ah be yazık olmuş"
Ege
"Sen ne yaptın abla"
"Spor salonunda laf attılar bende dövdüm adamları"
Ege
"Sporcu falanmısın?"
"Askerim ben"
Ege
"Vallahi anlamıştım zaten. Sende tam o tip var Abla"
"Sen ne okuyorsun"
Ege
"Tıp"
"Wow benim şu kaşıma bakıver o zaman dikişe gerek yok dimi"
Ege
"Olsada olur olmasada ama dikiş attırma sen yinede"
"Sağol tıpçı"
Konuşmamızın ardından 2 saat geçmişti. Kös kös oturmaktan başka bişey yapmıyordum.
Taytım ince olduğu için donuyordum.
Ege
"Üşüyorsan al bu battaniyeyi abla burda varmış"
"Yok yok eli kana bulanmış insanlar eller ona"
Ege
"Sanki seninki bulanmadı Ablam her gün kelle almıyormuş gibi konuşma"
" Oda doğru ama almıyım ben gene"
Ege
"Şuan ben küçükken parkta annemin hayatını anlattığı kadınlar gibi hissediyorum"
Burukça gülümsedim. Ateş'in dinlenme odasında dedikleri aklıma geldi. Neyden bahsetmişti ne emanetinden.
Düşünürken kapıda alkış yapan timi ve yanlarındaki polis görmemle sırıttım. Ateş yoktu ama.
Fırat Abi
"Bir karakola düşmediğin kalmıştı oda oldu İzgi bravo sana"
"Bravo bana ya iyi yaptım pişman değilim."
Yağız
"Sizi çıkarana kadar kıçımız dan ter aktı be komutanım ne yapmışsınız adamları nedeninide söylemiyorlar"
Polis parmaklıkların kilidini açınca oturduğum yerden kalkıp çıkmıştım.
Ege 'ye döndüm ve konuştum.
"Allah sana sabır versin tıpçı elimden geleni yapıcam çıkman için sabaha kalmaz çıkarsın"
Ege
"Helal sana be Abla valla çürür giderdim parmaklıklar ardında"
Gülümseyip timin yanına gittim.
"Hadi çıkalım"
Bir yere imza atmak için gitmem gerekiyormuş ordada Ege'nin olayınıda söyliyicektim.
İmza atmak için girdiğim odada Ateş'i ve arabayı kullanan suratsız polisi görmeyi beklemiyordum. Samimi konuşuyorlardı sanırım arkadaştılar.
"İmza nereye?"
Atıcağım yeri gösterdiklerinde kısaca göz gezdirip imzaladım.
"Ha birde Ege ne zaman çıkar bilginiz var mı?"
Polis konuştu.
"İkisininde ifadeleri uyuşuyor. Ege 1 2 saate salınır."
"Onu bir tık erkene alsak annesinden izin aldığı saate kadar evde olmalıymış ta."
Polis bakarız diyince gülümsedim.
Polis
"Geldiğinizden beri diretiyonuz neden girdi içeri diye. Adamlar laf atmış oda dövmüş"
Doruk
"Gelsinler birde biz dövelim elleriniz dert görmesin komutanım"
Yağız
"Here is myy sisterr afferim size komutanım ya"
"Afferim bana hadi gidelim zaten yine gece yarısı oldu saat"
Telefonumu ve eşyalarımı odadan alıp ilerledim.
Doruk
"Genç güzel çıtır olduğunuz yaşta mapuslarada düştünüz ilk dimi bu"
Söylediği şeye kahkaha attım.
Fırat
"Hanfendinin sicili kabarık canım mezun olduktan sonra her sene bir vukaat maşallah"
"Abi vallahi benim suçum yok bela beni buluyor"
Fırat
"Öyle tabi canım"
Ateş asla konuşmuyordu. Burdan çıkmamı sağlayan kişi çok yüksek ihtimalle oydu.
Arabama doğru gittim yanıma Fırat Abi, Doruk ve Yağız oturdu.
Diğerleri Ateş'in arabasındaydı.
Fırat Abi yi evine bırakmış ardından da lojmana geçmiştik.
Yağız ile hoplaya zıplaya merdivenleri çıkıyorduk.
Kata gelmemizle kapıda Yavuz Albay ve bir adam daha vardı.
Hepimiz esas duruşa geçmiştik.
Albay
"Rahat çocuklar"
Ateş bundan sonra yanımda belirmişti. Suratımı ona döndüm sadece baktı. Sadece baktım.
Albay
"İzgi sana tanıman gereken birini getirdim. Buyrun albayım."
Asker olduğunu hatta Albay olduğunu öğrendiğim adam beni detaylıca izliyordu.
Ve hem şaşkınlığım hem üzüntüm hemde mutluluğum olucak o kelimeyi söyledi.
"Kızım"
|
0% |