Yeni Üyelik
13.
Bölüm

Özlem

@startofthenight_

Selammm bebeklerimm

 

Benim hikayem bambaşkaydı. İlk aklıma gelen şeyin olmamasını dileyerek konuştum.

 

"Buyrun komutanım"

 

Bana bir komutan edasıyla kızım dediğini diledim binlerce kez içimden. Kafamın karışıklığından sebep olduğum yerde albayın suratını bakıyordum. Konuşmamasını susmasını istedim.

 

Albay 

 

"Kızım ben senin babanım"

 

"N-ee"

 

"Nasıl babamsın ama"

 

Albay

 

"Tek tek herşeyi anlatıcam"

 

Gözlerimden yaşların akmasıyla göz yaşlarımı silmek için elini uzattı.

 

Geriye çekilmemle adeta başından kaynar sular aşağı döküldü.

 

"Nasıl yani o adam benim babam değildi ve ben yıllarca boşuna mı hayatımı kararttım orada"

 

Albay

 

"Öyleydi kızım öyle ama"

 

Göz yaşlarımın hızlanmasıyla sözünü kesip durdurdum.

 

"lütfen gidermisiniz yanlız kalmak istiyorum"

 

Ve gitmelerini beklemeden merdivenlere doğru ilerledim.

 

Nereye gittiğimi bilmiyordum. Ama gidiyordum işte. Yaralarım acılarım iyileşicekmişcesine gidiyordum. Belkide beni bulamıyacaklarını düşünüyordum orada.

 

Daha önce bir kere yanından geçtiğim fakat oturmadığım dağlara bakan banka geldim.

 

Oturdum ve düşündüm.

 

Belkide klasik beni öldü gösterip tutsak etmişti o manyak ama bulabilirdi. Albaymış sonuçta.

 

Aklıma gelen düşünceyle dahada ağlamaya başladım.

Dağlara doğru tüm dünyaya duyurmaya çalışırcasına bağırdım.

 

"Benim babam kötü biri değilmiş Türk Askeriymiş"

 

Hıçkırıklarım eşliğinde ağlıyordum.

 

Çocukkenki kötü anılarım aklıma geldikçe ağlıyor babamı albayı düşündükçe hem ağlıyor hem gülüyordum.

 

Hem mutlu hemde üzgündüm.

 

Çocukluğum gittiği için üzgün babamı bulduğum için mutluydum.

 

Yanıma birinin oturmasıyla irkildim.

 

Fırat Abiydi.

 

"Nasıl buldun beni ya"

 

Fırat Abi

 

"Yalancıktanda olsa abinin kızım ben seni bulmazmıyım"

 

İç çektim ve içime içime konuştum.

 

"Bulursun"

 

Fırat Abi

 

"Anlat İzgi yengenden izin aldım sabaha kadar dinlerim seni"

 

"Gitseydin abi sen bende elbet giderdim eve zaten"

 

Fırat Abi

 

"Eminim gelmeseydim sabaha kadar burda gözünü kırpmadan durur gün doğumunu izlerdin."

 

Kısa sürede nasıl biri olduğumu hatta sonraki hareketimi dahi ezberlemesi, biliyor oluşu beni mutlu etmişti. Önemsendiğimi bilmek güzeldi.

 

"Çocukluğum elimden gitti. Travmalarım oluştu. Harp okuluna piskolojim yüzünden giremem diye korktum abi o kadar etkilenmiştim. Babam diye bildiğim o adam ilk doğduğum andan sonra bile belkide bana işkence yaptı. Küçücük bedenimden bir çok kez yanık kokusu geldi. Çünkü bile isteye derimi yakan adam babam bildiğim adamdı.En çokta koyan şey hani o adam bir terör üyesi ya kafam yerinde olmasaydı bir şekilde benide alsaydı yanına şimdi kardeşim dediğim insanlara kurşun sıksaydım ya ne olurdu abi. "

 

Dizlerimi kendime çekmiş, hafiften ağlayarak bankta öylece oturuyordum.

 

Ne kadar güçlüymüş gibi yapsam da benimde kaldıramıyacağım şeyler vardı. Ağır şeyler.

 

Fırat Abi

 

" Neyse ki sen bizi seçtin İzgi üstelik çok küçük yaşta seçmişsin fakat senin haberin yokmuş."

 

Dediği şeyi anlamamıştım. Subaylığın çocukluk hayalim olduğunumu düşünüyordu.

 

"Nasıl abi anlamadım ben"

 

Fırat Abi

 

"Benden dinlemen iyi değil biliyorum fakat albay bizimkilerede sen lojmandan çıktıktan sonra söylemiş."

 

"Geveleme lafı abi söylesene ne olduda benden saklanıyor"

 

Fırat Abi

 

"Sakin olucan ama tamam mı? Diğerlerini dinlemessin diye ben söyliyim"

 

"Hadi be abi"

 

Fırat Abi

 

"Hani senin baban subay ya işte sen doğduktan sonra eski baban diye bildiğin adam bir nevi seni kaçırmış. Albayında seni kaçırmaları işine gelmiş. Üzerine bir dinleme cihazı takıp olan biteni öğrenmişler. Sanırım babannen mi anneannen mi ne olan o kadında aslında Mittenmiş."

 

Konuştukça sanki daha çok canım yanıyordu. Fakat belli etmiyordum.

 

Küçüklükten beri vatanıma faydalı olmam beni hem mutlu ediyor hemde binbir yerimden bıçaklıyordu.

 

Baktığı zaman bu kadar acıya değermiydi diyor insan vatan için diyorum ama bu kadarıda fazlaydı.

 

Küçücük bir çocukken bu kadar şeyi kaldırıyor olmam mucizenin kendisiydi.

 

"Küçük yaşta asker olucağım kesinmiş yani"

 

Fırat Abi

 

"Aslında bunu sen belirlemişsin"

 

"Nasıl anlamadım"

 

Fırat Abi

 

"Aslında baban yani albay bir şekilde meslekler üzerine uzaktan uzaktan seni bilgilendirimiş.Önüne fırsatlar çıkararak sende askerliği seçmişsin işte."

 

Aklıma gelen şeyle sinirlenmiştim.

 

"Torpil falan yok dimi abi"

 

Fırat abi telaşla konuşmaya başladı.

 

"Yok vallahi bak aksine olmaman için önüne bir çok taşı kendisi koymuş"

 

Annem. İçimden sormak istiyordum fakat soramıyordum.Umarım o kadın benim gerçek annem değildir diye dua ederken Fırat abi aklımı okurcasına konuştu.

 

Fırat Abi

 

"Sanıyorum ki şuan neyin ne olduğunu yani annenin kim yada kardeşin hiç var mı gibisinden şeyler düşünüyorsun ben söyliyim sana malesef ki annen eski baban zannettiğin it yüzünden şehit oldu. Kardeş konusuna gelirsekte benim bildiğim pek birşey yok. Onları babandan öğrenirsin"

 

Şehit çocuğumuydum şimdi ben.

 

Hiç kavuşamadığım hiç tanımadığım ama hep gerçek bir anne olarak burnumda tüten kadın için ağlıyordum.

 

Anne sevgisi nedir bilmezken aslında annemin bir şehit babamında bir subay olduğunu öğrendim.

 

Garipti.

 

Şuan pişmanlık duygusu kalbime hükmünü sağlamıştı fakat neden pişman olduğumuda bilmiyordum.

 

Bir süre öylece susup yıldızları izledim.

 

Doğanın hiç bir zaman bana göstermediği ama varlığından haberdar olduğum şeyleri görmek garipti.

 

Bugün benim hayatımda ki en büyük yalan gerçeğe kavuşmuştu.

 

Çocukluğumu çaldıkları için üzgün, babamı ve ölmüşte olsa annemi bulduğum için mutluydum.

 

Belki bir çocukluk kaybetmiştim ama benim sayemde bir çok çocuğun hayatı kurtulmuştu.

 

Fırat Abi

 

"Gidelim mi artık"

 

Yutkundum ve cevapladım.

 

"Gidelim"

 

Fırat Abi nin arabasına binip beni lojmana bırakmasını bekledim.Giderken yolları incelememle bu kadar yolu nasıl geldiğimi düşünmeye başladım. Duygu yoğunluğundan olsa gerek bir çırpıda gelmiş gibi hissetmiştim.

 

Lojman yoluna gelmiştik.

 

Fırat Abi

 

"Hadi in bakalım sen bende kendi evime gidiyim"

 

Kafamı salladım.

 

"Teşekkürler abi"

 

Fırat Abi

 

"Görevimiz küçük komutanım"

 

Söylediği şeye sırıtıp arabadan indim.

 

Kısa sürede beni sahiplenmiş olması mutluluk veriyordu bana.

 

Yaşça benden büyük hatta timden büyük olduğu için herkesin abisiydi o.

 

Yavaş adımlarla asansöre doğru gittim.

 

Asansör sevmiyordum fakat şuan merdiveni çıkıcak halim yoktu.

 

Evimin katına gelmemle karşımda timi gördüm.

 

Gökhan

 

"Şükür geldin be aklımız çıktı."

 

"Fırat Abi yanımdaydı söylemedimi size"

 

Yağız

 

"Birtek kötü olduğunu söyledi"

 

"Alıştım ben ya hiç bilmediğim şeyleri öğrenmeye anlamadığım şey harp okulundan sonra söyleyebilirdi niye söylemedi ya"

 

Ateş

 

"Kendine göre bir gerekçesi vardı."

 

"Dı derken senin herşeyden haberin mi vardı"

 

Ateş 

 

"Bir ara anlatırım"

 

Tim yavaştan yavaşa evlerine gidiyordu.

 

"Bir ara değil şimdi anlat daha neleri bilmiyorum öğrenmek istiyorum"

 

Evinin kapısını açtı ve başını geçmem için hareket ettirdi.

 

Ayakkabılarımı çıkarıp hızlıca eve girdim.

 

"Hadi anlat çabuk"

 

Ateş 

 

"Bir sakin geç otur şuraya"

 

"Nasıl sakin olayım ben ya he nasıl hayatımın gerçekleriyle hayatım belkide bittikten sonra öğreniyorum"

 

Ateş 

 

"Bitmedi senin hayatın falan ya"

 

"Ateş ben yakında 27 yaşına giricem onu geçiyorum çocukluğum bitmiş benim ya ne bekleyebiliyorsun şuan sen benden"

 

Ateş 

 

"Tamam anlıyorum seni geç otur şurayada anlatmaya başlıyım"

 

Söylemesi için ısrar etmemin ardından oturmamı söyleyince oturdum ve beklemeye başladım.

 

Ateş

 

"Baban ve babam harbiyeden tanışıyorlar bende o yüzden her ince ayrıntısına kadar herşeyi biliyordum."

 

"Ve bana söylemedin bravo sana ya benim anne baba özleminden içim içimi yerken sen herşeyi biliyordun fakat söylemedin ha"

 

Ateş

 

"Söyleseydimde meslekten mi alınsaydım. Fırat abi anlatmıştır, görev niteliğindeymiş o zaman bunlar o yüzden görev gizliliğinden sana söyleyemezdim"

 

"27 yaşım bunları kaldıramazken küçücük yaşım nasıl kaldırdı hiç bilmiyorum"

 

"Peki şimdi benim soy adım falan değişecekmi?"

 

Ateş 

 

" Hayır aslında"

 

Ateş

 

"Senin üstüne baban bildiğin it çok güzel bir oyun oynamış soy adın falan olması gereken soy adın zaten o konuda bir sıkıntı yok"

 

Niye ben diye düşünüyordum. Niye yani bir suçum günahım mı vardı acaba.

 

Ateş

 

"Anneni falan"

 

"Biliyorum şehit olmuş ama adı ve mezarı hakkında bilgin varsa söyle"

 

Ateş

 

"Şırnak'ta yani burda şehir merkezine yakın bir yerde tek gitme adına gelirsekte Nilüfer Alev sen doğduktan 5 sene sonra ırakta bir operasyonda şehit olmuş."

 

Hayatımın gerçekleri yüzüme bir bir vuruyordu.

 

"Keşke hiç bilmeseydim öğrenmeseydim diyorum ama bir yandanda iyiki öğrendim diyorum"

 

Ateş

 

"Akın Amca içinde bu zor oldu zaten kara harp okulundan sonra karşına çıkmama sebebide o dönem ne sen bir timdeydin nede akın amcamın sabit bir görevi vardı. Bir vardınız bir yoktunuz bundan dolayıda buluşamadınız hiç bir zaman"

 

Gözlerimden yaşlar akıyor ben siliyordum. Ateş'in bana olan soğukluğu gözler önündeydi.

En son ki dediklerim aklıma geldi ben onu evimden kovmuştum umarım oda beni kovmazdı.

 

Telefonumun melodisinin kulaklarıma gelmesiyle cebimde olduğunu anlayıp telefonumu cebimden aldım. Numaraya baktığımda gizli bir numaraydı.

 

Ateş te başımda dikilmişti.

 

"Efendim"

 

Şehmuz

 

"Naber eski küçük kızım"

 

"Sikmiyim ağzını orospu çocuğu ne bok yimen varda aradın beni"

 

Şehmuz

 

"Duyduğuma göre gerçek babanı ve benim sayemde olmayan anacığını öğrenmişsin"

 

Söylediği şeyi duymamazlıktan geldim.Ne kadar konuşursa o kadar canım acırdı biliyordum.

 

"Bu çiçekleri sen mi yolluyorsun"

 

Şehmuz

 

"Ah tabiki güzel kızıma çiçekte mi yollamıyım"

 

"Ulan embesil soyundan gelmiş yavşak ben senin kızın mızın değilim şayet senin bir kızın vardı bende onun canını kendi ellerimle aldım."

 

Söylediğim şeye o sinirlenmiş ben de keyiflenmiştim.

 

Şehmuz

 

"Sen onu nasıl öldürdüysen bende seni öyle öldürücem ha"

 

"Gel buyur"

 

Dedim ve telefonu kapattım.

 

Hararetli bir şekilde küfürler yağdıran Ateş'e baktım.

 

Ateş

 

"Allah' tan yanındaydım yoksa mazallah bunuda söylemezdin sen"

 

"Soyunu sopunu siktimin iti beni tehtit ediyor bak beni yok bilmem ne çiçeğiymiş götüne girsin çiçek senin."

 

Arkamı dönmemle babamı görmem bir oldu.

 

Babası

 

"Senin ağzını kışla epey bozmuş be kızım"

 

Ateş ufak bir kahkaha attı.

 

Not:Gamzeleri çıktı :)

 

Ateş

 

"Bunun ağzının bozulmamış hali sen birde operasyonda gör bunu"

 

"İsmim var dimi benim bumu benim adım"

 

Ateş

 

"Hıhı"

 

Yüzümü buruşturup değişik bir surat yaptım.

 

Bir kahkaha yükseldi. Babam gülüyordu.

 

Babası

 

"Siz hep böyle kavgamı ediyorsunuz?"

 

Aynı anda konuştuk. Ateş hayır bende evet demiştim.

 

Ateş

 

"Ne alaka biz hep mi kavga ediyoruz"

 

"Tabi arada dövüşte yapıyoruz sinirden"

 

Babam daha çok gülmeye başladı.

 

Babası

 

"Eğer o şey olmasaydı kardeş gibi büyürdünüz"

 

Kardeş gibi olmaz babacım no ama beşik kertmesi falan olabilir.

 

Hafifçe sadece güldüm bu dediğine.

 

Babası

 

"Kızım seninle biraz konuşabilirmiyiz?"

 

"Tamamdır benim eve geçelim o zaman"

 

Ateş

 

"Yemeyin birbirinizi akın amca dikkat et buna camdan fln atmasın kendini"

 

"Hı hı hı hı"

 

Dedim ve evden çıktım.

 

Eve girmiştik.

 

"Sen otur koltuğa ben üzerimi değiştirip geliyim"

 

Babası

 

"Tamam kızım geç giyin sen"

 

Gülümseyip odama doğru gittim.

 

Benim yarımda olsa artık bir ailem vardı.

 

Üzerime triko bej bir kazak altımada siyah eşofman giydim. Saçlarımı rastgele bir topuz yaptım.

 

İçeri doğru girdim.

 

Konsolun üstüne koyduğum künyeme bakıyordu.

 

Spora giderken çıkarmıştım.

 

Babası

 

"Tak kızım bunu çıkarma hiç"

 

"Spora giderken çıkarmıştım belli olmasın diye"

 

Babası

 

"Siciline bir şey daha eklendi."

 

"Öyle oldu"

 

Babası

 

"Fırat anlatmamın üstüne çoğu şeyden sana bahsetti zaten. Kardeşinden bahsetmemiştim sana. Senden habersiz evine misafir çağırdım kusura bakma"

 

"Yok sorun değil"

 

Babası

 

"Süpriz olsun sana"

 

Babası

 

"Aslında tanıdığın biri"

 

"Allah allah kim acaba"

 

Kapının çalma sesiyle kapıyı açmak için gittim. Karşımda gördüğüm kişiyle şaşırdım.

 

 

"Abicim"


 

 

Abicim mi dedi ooo oheyyyyyy

Loading...
0%