Meryem, doğduğunda kaderi mühürlenmişti. Annesi bir şaman, babası ise bir cadıydı. Bu iki güç arasındaki yasak ilişki, onları sürekli kaçmak zorunda bıraktı. Meryem büyürken hep kaçışın ve saklanmanın ne demek olduğunu öğrendi, o yasaklı olan, doğmaması gereken bir bebekti, ta ki 18 yaşına bastığı o gün hayatı altüst olana kadar. Ailesinin gözleri önünde yanarak yok oluşunu izlemek zorunda kaldı. Artık yalnızdı ve bu yalnızlık ona bir tek şey öğretti: İntikam.
Meryem, kaybettiklerinin hesabını sormak için yola çıkıyor. Peşinde hem doğaüstü düşmanlar hem de geçmişin karanlık sırları var. Yolculuğunda, sadece ailesini değil, kendini de bulmaya çalışacak. Onun için artık geri dönüş yok.
Bu, kaderin ve karanlığın birbirine karıştığı bir hikaye. Meryem’in intikam yolculuğu başlıyor.
Yula, tunç çağı zamanında, Çapşin obasının baş şamanı olan büyükannesinin halefidir. Bir gün obasına yapılan baskından kaçarken, çok sevdiği kardeşi gibi gördüğü Balca`nın ihanetine uğrar. Bu ihanetin intikamını almak için inandığı tanrılara yalvardığında kendisine bir anlaşma karşılığında bir şans daha verilir ve ölümün eşiğinden döner ama gözlerini günümüzde Maya olarak açar.
Maya günümüzde yaşayan ve Yula`nın reenkarnasyonu olan bir doktordur. Sevdiği adam ve en yakın arkadaşının ihanetine uğradığında artık mesleğine odaklanamaz ve işine ara verip ezoterik spiritüel alanlara merak salar ve kurslara katılır. Bir gün yoga kursuna giderken bir trafik kazası geçirir ve gözlerini açtığında kendini Yula olarak tunç çağında bulur.
Herkesin kendi yerlerine dönmesi için Yula ve Maya`nın ilk hayatlarında yaptığı anlaşmanın bedelini ödemesi gereklidir.