Yeni Üyelik
17.
Bölüm
@thvrely

Öpüşüne karşılık vermeye can attığım kesindi ama bunun yerine geri çekildim. Dudaklarını büzdü. "Yine karşılık vermedin." Tek kaşım havaya kalktı.

"Ya, öyle mi? Neden acaba diye düşündün mü hiç?" Başını olumlu anlamda salladı.

"Evet, düşündüm." Bana şöyle bir baktı. "Çünkü beni sevmiyorsun."

Histerikli bir kahkaha attım. Şuanda ona her şeyi itiraf etmek istiyordum. "Öyle mi dersin? Bu yüzden mi kalbim seni her gördüğünde deli gibi hızlanıyor?" Demeyi isterdim.

Ama bu sefer bu kelimeleri yutmayı tercih ettim.

"Evet, seni sevmiyorum çünkü resmen ben istemeden beni öperek t*ciz ediyorsun!" Afallamış bir şekilde bana baktı. Ben farkında olmadan benden uzaklaştıktan sonra ayağa kalktı.

"Çorba için ve yardımın için teşekkür ederim." Kibar olduğunu sanarak beni kovmaya mı çalışıyordu bu?

"Ne yaşıyorsun?" Dedim ona bakıp ayağa kalkarak. Kendi kendine drama queenlik yapıyordu.

"Madem yanımda bu kadar rahatsız oluyorsun, gidebilirsin." Normalde istenmediğim ortamda durmazdım. Bu Pars için de dahildi fakat şuanda karşımda tir tir titriyor, yanındaki sandalyeye sıkı sıkı tutunuyordu.

İyi değildi.

Ne yapamayacağımı bilemeden ona baktım. Ya gururumu ayaklar altına alıp burada kalacaktım, ya da gururum ile birlikte bu evi terk edecektim.

Siktir et gururu.

Hızlıca Pars'ın yanına gidip bir elimle kolunu tuttum. Buna karşı çıkamayacak kadar bitkindi. Az önceki Pars tamamen kaybolmuştu.

Titremeleri arttığında ne yapacağını bilemedim. Kolunu elimden hızlıca kurtarıp ellerini öfkeyle saçlarına daldırdı.

"Erva... Yalvarırım git buradan." Birazdan krize gireceğini biliyordum fakat yanında olmak istiyordum. Onu bu krizden çekip çıkarmak istiyordum.

Allah'ım... Kapılmak istemediğim hislere kapılmak istemiyorum. Ne olursun beni bu hislerden kurtar.

Benden hiç kimse bir yakınlık beklemezdi. En son yanağından öptüğüm veya sarıldığım kişiyle bu eylemleri yapalı yıllar geçmişti.

Resmen sarılma orucunda gibiydim. Kimseyle temasa geçmiyordum çünkü nefret ediyordum. Ama şu içimdeki garip hisler bu tuhaf orucu bozmam için can atıyordu.

Pars'ın nefesleri sıklaştı. Birazdan gözünün döneceğini ve etrafa zarar vermek isteyeceğini bilsem bile kollarımı beline sardım. Ona sıkıca sarılıp başımı da göğsüne yasladığımda, nefesleri düzene girer gibi oldu.

"Erva... Lütfen git. Birazdan olacak hiçbir şeyi görmeni istemiyorum." İçime derin bir nefes çekip ona daha sıkı sarıldım. Birazdan olacak hiçbir şey önemli değildi. Onun nane kokusunu içime çekip güvende olduğumu hissetmekle meşguldüm.

"Sadece sarıl." Diye mırıldandım. Titreyen kollarını ürkek bir şekilde belime sardı. Kafasını yatırıp omzuma koyduktan sonra boynuma doğru nefesini verdi.

Sıcak nefesi boynumu ısıtırken kafamı eğerek ona baktım. Gözlerini kapatmıştı. Muhtemelen sakinleşmeye çalışıyordu.

"Özür dilerim." Dedim ilk defa. Normalde kimseden özür dilemezdim ama Pars'tan özür dilemem gerekiyordu.

Hastaydı, ateşi vardı. Halsizdi. Onun öpücükleri asla bir t*ciz değildi. Çünkü bende o öpücüklerine karşılık vermek istiyor, hatta can atıyordum.

"Özür dilemen gereken bir şey yok. Haklıydın." Bir kez daha derin bir nefes alıp okyanus esintisi ve nane kokusunu içime çektim.

"Aslında..." Duraksadım. Ona her şeyi açıklayacak mıydım? Her neyse.

Hiçbir şeyin zamanı bu an değildi. Başka bir zamanda, daha güzel bir ortamda -ve kimse hasta değilken- ona her şeyi açıklardım.

Sanki bilerek durduğumu anlamış gibi söylemem için herhangi bir konuşmada bulunmadı. Bir süre öylece durduk. Nefeslerimiz birbirine karışırken onun kokusuna fazlasıyla aşina oldum.

Bu kokudan şimdi ayrılırsam, sonrasında hasretini çekeceğimi biliyordum. Kokusuna hasret kalmak isteyeceğim son şeydi. Biz ikimiz birer düşmandık.

İçimden bir ses bana fısıldadı.

Yanınızda kimse yok. Rol yapmanız gerekmiyor ama dakikalardır burada birbirinize sarılmış kokularınızı içinize çekiyorsunuz.

Eh, içimde fısıldayan ses haklıydı. Ama benim Pars ile düşman olmamın asıl sebebi buydu.

Ona kapılacağımı bildiğimden özellikle uzak duruyordum ondan. Şuana kadar bizden anca toksit bir ilişki olur diye düşünüyordum. Dersler ilişkiden daha önemli diyordum fakat beklenmedik bir şekilde ailelerimizin güç birleştirme olayı çıkmıştı.

Bizden asıl beklenilen buydu.

Madem herkes bizden bunu bekliyor ve bizim aramızda bir çekim var, öyleyse bizden beklenileni yerine getiririz.

 

Loading...
0%