@ugurluay
|
30.BÖLÜM “Sеni bаğrımа ԁеğil, bаğrımı vе bаşımı аyаğının аltınа bаstım. Gözüm toprаk olаcаk, аmа gönlüm ԁаimа аşk kokаcаk. -Mevlana- Tamer hastanenin güvenliğinden geçip, Erdem’in olduğu kata çıktı. Az sonra göreceği manzaradan habersiz, koridordan yürüyüp ilerledi. Gelmek istediği yere vardığında durdu. “Erdem!” Kapının girişinden gelen ve kulaklarında yankılanan sesin sahibi Tamer hocaydı. Erdem o sırada muayenehanesinde, elleri masadan tutunmuş kızdan bir cevap beklerken ona doğru eğilmişti. Gözleri kızı kendine hapsederken, vücudunda milim kıpırdanma olmadı. Bakışları öfke kusuyordu, gözlerinin içinde alamadığı cevaplar yüzünden kırılmalar yaşanıyordu. Hissediyordu. Yaren’in bu davetsiz misafirden duyduğu rahatsızlığı, masanın üzerinde yumruk haline gelmiş ellerinden anlıyordu. Tamer, gözleri birbirine kenetlenmiş çifte odanın içindeki varlığını tekrar hissettirmek zorunda kaldı. Tamer’in “Erdem!” diyen uyarı dolu sesi odanın içinde yükselirken, Erdem istemese de başını kapıda duran kuzenine döndürdü. Hiçbir şey söylemeden, kıza doğru eğilmiş bulunduğu masadan doğruldu. Yaren yerinde huzursuzca kıpırdanırken, elini ayağını nereye koyacağını bilemedi. O da apar topar ayağa kalktı. Erdem’in gergin sessizliğini biraz olsun bertaraf etmek istedi. Ellerini önünde kenetleyip oyalanırken ne diyeceğini bilemeden saçmalamaya başladı. “Hoş geldiniz Tamer hocam,” dedi. Söyleyecek başka cümle aklına gelmedi. Yaren’in orada çalıştığından haberi bile yoktu. “Doğruyu söylemek gerekirse pek hoş bulduğum söylenemez Yaren. Seni burada göreceğimi hiç düşünmüyordum.” “Ben, şey, Erdem Bey’in yanında çalışmaya başladım,” derken sesi sıkılgan çıktı. Cümlesi biter bitmez Erdem’in kafası bir anda kıza dönerken, onun sert bakışlarına maruz kaldı. Sözsüz bakışları boğazındaki yutkunuşunu alev alev yaktı. Gelen kişi Erdem’in kuzeni onun da hocasıydı. Daha onlar yeni yeni birbirlerine alışırken, açılayacak ne vardı ki? Birlikte olduklarından haberi var mıydı bilmiyordu. Tamer hocanın şüphe dolu bakışları kızın ve Erdem’in arasında gidip gelirken, kuzeni gözünü kırpmadan Yaren’e bakıyordu. “Bir işe ihtiyacın olduğunu bilmiyordum. Bunu bana keşke daha önce söyleseydin. Kabul edersen teklifim senin için hâlâ geçerli.” “Teklif derken?” Erdem’in sert bakışları şimdi de kuzenine döndü. Tamer’in meydan okur gibi Erdem’e dönerek gayet rahat konuşması, Yaren’in sinirlerini iyice altüst etmeye yetti. Bu adamlar ne demeye birbirlerini öldürecek gibi konuşmaya başlamışlardı şimdi? Gören de onları kuzen değil de iki azılı düşman zannederdi. “Yaren’e asistanım olmasını önermiştim ama o bunu kabul edemeyeceğini söyledi. Bir işinin olduğunu ama ihtiyacım olduğunda işlerimde yardımcı olabileceğini söyledi. Senin yanında çalışacağını bilseydim sana gelmesine gerek kalmadan teklifimi yinelerdim.” “Yaren’in senin teklifine falan ihtiyacı yok. Onun hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacı yok Tamer.” “Erdem ne saçmalıyorsun sen? Buna sen karar veremezsin, yanında çalışıyor diye ona kölen gibi davranamazsın.” “O düşündüğün gibi sadece benim çalışanım değil, Yaren benim karım olacak. Yakında evleniyoruz. O yüzden Yaren’in adının geçtiği cümleleri kurarken on kere düşünmeni tavsiye ederim. Hoşuma gitmeyen cümleleri senin ağzından, onun adıyla duyarsam olacaklardan sorumlu olmam bilesin.” Yaren bu duyduklarıyla küçük çaplı bir şok geçirirken “Erdem!” diye haykırdı. Neler söylüyordu böyle? Kendinde değildi. Saçmalıyordu. “Yani siz şimdi…” diye işaret parmağı ile onları gösterirken Tamer’in yüzündeki şaşkınlığı görmemek imkânsızdı. “Evet, biz evleniyoruz,” dedi arsızca. Yaren’in gözleri fal taşı gibi açılırken dilini yutmuş gibi ağzını açamadı. Erdem’in vermiş olduğu tepkiye mi şaşırsın yoksa Tamer hocasının yüzündeki ifadeye mi tepki versin bilemedi. Cansız manken gibi ayakta öylece kalakaldı. Tamer hocanın duyduklarını hazmedemediği yüzünden açık kitap gibi okunuyordu. Daha düne kadar öğrencisi olan kızın şimdi kuzeninin karısı olacağını öğreniyordu. “Ben, ben gitsem iyi olacak,” dedi Tamer kararsızca. Omuzları düşmüş, aklı sarsılmışken hissettiği tek şey orada bir fazlalık olduğu duygusuydu. Erdem, “Bence de gitsen daha iyi olacak, zamansız ve gereksiz bir ziyaretti zaten,” dedi bir de utanmadan. Duyduklarının şokuyla gitmek üzere kapının çıkışına ilerleyen Tamer, tekrar bir hışımla geriye dönüp Erdem’in yakasına yapıştı. Genç kız nasıl olduğunu bile anlayamadan ikilinin arasında ve onları ayırırken buldu kendini. “Tamer hocam, lütfen sakin olun.” “Yaren’i üzersen canına okurum Erdem. Onun gözünden bir tek damla yaş senin yüzünden akarsa bu dünyayı sana zindan ederim. Kuzen muzen dinlemem seni mahvederim. Anladın mı beni?” dedi ve Erdem’i geriye doğru sertçe ittirdi. Ve daha fazla orada durmadı. Arkasına bakmadan çıkıp gitti. “Tamer! Sen kim oluyorsun da beni tehdit ediyorsun? Sen kimsin?” diye arkasından giden Erdem’i kolundan çekerek güçlükle durdurdu kız. “Erdem kendine gel! Ne yaptığını sanıyorsun? O senin kuzenin, seni ziyarete gelen bir insana nasıl böyle kaba davranırsın?” “Yaren bunu söylediğine inanamıyorum. Ne dedi duymadın mı? Teklifini yinelermiş, seni burada göreceğini düşünmüyormuş da bilmem ne? Sen de tutmuş onu mu savunuyorsun bana?” “Erdem şu an gerçekten saçmalıyorsun.” “Ben mi saçmalıyorum? Ben mi saçmalıyorum? Senin hayatındaki erkeklerin seni koruma içgüdüleri neden bu kadar üst düzeyde anlamıyorum. Cihan yetmedi, bir de Tamer çıktı başımıza. Ha bir de esrarengiz konuşmalar yaptığın ve benden gizlediğin, açıklamanı istediğimde konuşmak istemediğin şu sır dolu telefon var. Söylesene Yaren, bu kadar erkeğin arasında hayatının neresindeyim ben? Ya da şöyle sorayım ben gerçekten senin hayatında mıyım? Yoksa beni de birilerinden esrarengiz bir şekilde saklıyor musun?” dedi ya… Kızın o eli nasıl havalandı, onun yüzünde acı bir şekilde nasıl şakladı bilmiyordu. Gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu Yaren. Yüzüne bakamayan gözleri kıza dönmezken, Yaren işaret parmağını havada ona doğru salladı. “Biliyor musun Erdem, sevmek bile hak edene helal. Sen hak ettiğini haram kılansın,” dedi ve gözyaşları yanaklarını mesken tuttuğunda çantasını alarak oradan kaçarcasına uzaklaştı. |
0% |