Zümrüdüanka kuşu tüm kuşların şahı; doğa tarafından ona özel güçler verildi ,her bir kanadında şifa ve güç vardı ve Anka kuşu bu güçlerini doğa ve kuşları için kullanıyordu. Tüm kuşlar en ufak bir sorunda bile Anka kuşuna gidiyorlardı ve ona çok değer veriyorlardı. Anka kuşu tüm güçlerini insanlıktan saklıyordu ama bu sır uzun sürmedi ve insanlar Zümrüdüanka'nın peşine düştü, hepsinin tek bir amacı vardı. Onu yakalamak ve tüm tüylerini koparıp gücün sahibi olmak ama onu yakalamak düşündükleri kadar kolay değildi.

Anka kuşu insanlardan kaçmak için And Dağlarına ve Kafkas Dağlarına çıktı ama yine de insanoğlundan kaçamadı. Ama Anka kuşu pes etmeyecekti çünkü eğer güçleri insanoğlunun eline geçerse bu dünyanın sonu olurdu. Anka kuşu içinde ki tüm gücü alevlendirdi ve kanatlarından başlayarak tüm vücudu alev aldı, insanlar ise şaşkın ve korkmuş bir şekilde bakıyorlardı çünkü Anka kuşu kendini yakmıştı her biri aceleyle orayı terk etti.

Anka kuşundan geriye sadece külleri kalmıştı ama doğa onun yaptığı fedakarlıktan ötürü ikinci bir hayat şansı verdi ve her bir kül tanesinden insan görünümlü kanatlı varlılar oluştu. Oluşan varlıklar önce şehre indi insanlara karıştı ama bilmedikleri bir şey vardı insanlar onlara düşmandı. İnsanlar onları görürü görmez öldürmeye çalıştılar bazıları silahla bazıları ise bıçakla yaralandı ama insanoğlunun bilmediği bir şey vardı Ankalar ölümsüzdü.

Şehri hemen terk eden Ankalar kendilerine ormanda bir şehir inşa ettiler ve bu şehre Moozar ismini verdiler. Anka soyundan geldikleri için kendilerine "Spiritus İgnis" yani Ateşin ruhu dediler. Kendilerine tek bir şeyi yasak kıldılar Anka soyundan gelen hiç bir varlık insanoğluyla yan yan gelemez eğer bu yasak çiğnenirse bu yasağı çiğneyen kişi ve soyundan gelecek herkesin cezası ölüm olacaktır.

Ama Ankalardan bazıları nefislerine sahip çıkamadı ve bu yasağı çiğnedi ve bu yasağın meyveleri olarak melezler doğdu yarı Anka yarı insani varlıklar...

&&&

Kadın ıssız bir ormanda kucağında ki bebeğiyle koşuyordu, arada bir biri geliyor mu diye arkasını kontrol ettikten sonra tekrar koşmaya devam ediyordu sonunda belirledikleri ağacın önüne gelince derin bir nefes verip ağacın önünde dizlerinin önüne çöktü. kucağında hiç bir şeyden habersiz uyuyan bebeğine gözleri dolu bir şekilde baktıktan sonra bir eliyle ağacın önündeki yaprakları kenara çekti , oluşturduğu küçük çukura bebeği dikkatli bir şekilde koydu.

"Özür dilerim bebeğim seni böyle bıraktığım için özür dilerim... Ama yapabileceğim bir şey yok benim ve babanın seni korumamız için bunu yapmamız lazım ama şunu unutma bebeğim sen çok güzlü bir kızsın her şeyi yapabilecek bir güce sahipsin çünkü sen bir Anka'sın Seni çok seviyorum bebeğim affet anneni" kadın kızının yüzüne son kez dikkatli bir şekilde baktıktan sonra nefes alabileceği bir alan bırakıp her yerini yaprakla kapladı. Vakit kaybetmeden ayağa kalktı ve arkasını dönüp koşmaya başladı ama bir iki adımdan sonra dönüp tekrar kızına baktı sol gözünden bir damla yaş düştü. Kendinin bile zor duya bileceği bir sesle "Özür dilerim" deyip arkasını dönüp koşmaya başladı.

...

Adam bir ileri bir geri gidiyordu karısını ve kızını göndermişti onların güvende olduğuna inanmak istiyordu çünkü eğer yakalanırsalar tek ceza ölüm olurdu. Adam derin bir nefes alıp her şeyin yolunda olduğuna kendini inandırmaya çalıştı ama bu düşüncesini arkadan gelen ses böldü. " Richard"

Adam gördüğü karısıyla içindeki korku artı karısının burada ne işi vardı yoksa yolda bir şey mi olmuştu peki bebeği nereydi? Hemen karısının yanına gitti ellerini karısının kollarına koyup konuştu "Maria senin ne işin var burada kızımız nerde ne oldu " Kadın kocasının ellerini tutup avucunun içine aldı "Her şey yolunda Richard kızımızda iyi güvenli yerde" Adam derin bir nefes verdi ama aklına gelenle tekrar karısına baktı " Peki senin ne işin var burada neden geri döndün?"

"Gidemedim Richard seni bırakamadım hem kızımız bensiz daha güvende ben yanında olursam onu hemen bulurlar bensiz daha güvende o hem...Bu günahsa ikimizin günahı bunun bedelini sadece sen çekemezsin bu hayatı birlikte yaşadık öleceksekte birlikte ölücez" Kadın hiç nefes almadan kocasıyla konuştu bir yandan da gözlerinden yaşlar akıyordu adam kadının ellerini tutup üstüne narin bir öpücük kondurdu "Özür dillerim Maria seni böyle bir hayata mahkum ettiğim için özür dilerim" Maria elini kocasının yanağına koydu "Hayır Richard böyle söyleme lütfen ben hayatımın en güzel günlerini seninle yaşadım ve hiç pişman değilim tam tersine seninle ölüme birlikte gittiğim için bile mutluyum" adam gözlerini kapattı ve anlını sevdiği kadının anlıyla birleştirdi çünkü bu birlikte geçirdikleri en huzurlu ve son anlarıydı.

Aniden kopan şimşekle adam hemen karısında ayrılıp gökyüzüne baktı çünkü hissediyordu gelmişlerdi hata çok yakınlardı. "Ve sonunda kovalamacamız bitti ha Richard yakalandın" karı koca sesin geldiği yere baktıklarında kanatları yerlere kadar uzanan gözleri kıpkırmızı olmuş olukça uzun boylu bir adam karşılarındaydı ve ona benzer yaklaşık dört kişi vardı arkasında.

Adam hemen karısını arkasına aldı "Tüm derdin benimle Brice karımı rahat bırak" Brice kötü bir kahkaha atıp adama yaklaştı "Richard yasağı biliyorsun cezasını bildiğin gibi sen, karın ve o küçük melez ölecek" Richard 'ın karısı aniden öne atılıp "Kızıma öyle diyemezsin"

"Öylemi ölümlü ama siz insanlara acıyorum çünkü siz ellerinde hiçbir gücü olmayan zavallı yaratıklarsınız" Richard karısını tekrardan arkasına aldı "Hem nerede kız onu nereye sakladınız" Brice 'nin sözleriyle Richard ona bir adım yaklaştı "Kızımı hiç bir zaman bulamayacaksın ama seni temin ederim ki o günü gelince seni bulacak ve o zaman ölüm seninle birlikte olacak" Richard 'ın sözleriyle Brice 'nin iğrenç kahkahası ormana yayıldı "Hadi ama Richard o mu beni öldürecek bir melez"

"Unutma o yarı insan yarı Anka yani duyguları seninkinden daha kuvvetli hislerinin de kuvvetli olduğu gibi" Brice 'nin gülümsemesi yüzünde dondu yüzündeki korku ve hoşnutsuzluk yayıldı "Yeter artık bu kadar, söyle kızın nerde yoksa öleceksin" Richard güldü "Zaten ölücem Brice ama kızım yaşıcak"

Brice yüzünde beliren öfkesiyle elini açtı ve Richard 'ın arkasına duran karısını bir nesneymiş gibi arkasına fırlattı Richard karısına koşacakken onu da ileriye fırlattı ve adamlarına komut verdi biri Maria yı tutarken iki kişi isi Richard'ı tutu. Brice adama yaklaştı ve önünde durdu " Aliquam tum mori" ( o zaman artık ölüm vakti ). Brice adamlarına baş hareketi yaptı ve adamlar Richard 'ın kanatlarını koparmaya başladı. Orman Richard 'ın ve Maria 'nın çığlıklarıyla doldu. Kanatları koparılan Richard öne doğru düştü Maria 'nın çığlıkları ise hala devam ediyordu "Richard...Richard bırakın onu lütfen!!!" adam zar zor kadını zapt ediyordu.

Brice kopan kanatlara doğru gidip eline bir tüy aldı ve onu kaldırıp Richard 'a baktı. "Richard biz Ankalar kanatlarımızla varız eğer kanatlarımız yok olursa bizde yok oluruz biz ölümsüzler ancak böyle ölürüz" adamın ne yapacağını anlayan Maria daha çok çığlık atıp çırpınmaya başladı "Hayır yapma bunu HAYIRRR!" Brice bir elinde tüy vardı bir elinde ise oluşturduğu ateşi tüye yaklaştırmaya başladı son kez Richard 'a baktı " Elveda Richard" ve tüy alev almaya başladı. Richard ise ayaklarından başlayarak kül olmaya başladı Brice 'nin onayıyla adam kadını bıraktı. Maria hemen kocasına koştu ama elinde sadece küller kaldı hayat arkadaşı gözlerinin önünde kül olmuştu hemen öfkeyle ayağa kalkıp Brice ye saldırdı ama adam onu tutu "Ne istedin bizde şimdi mutlu musun haa mutlu musun" bir yandan adama vurmaya çalışıp bir yandan da delice bağırıyordu .

"Akılı ol Maria ve bana o kızın yerini söyle söyle ki seni serbest bırakayım" adamın sözleriyle kadın delirmiş bir şekilde kahkaha atmaya başladı en sonda durup adamın gözlerine baktı "Korkuyorsun dimi hem de deli gibi korkuyorsun çünkü biliyorsun seni bulacak ve öldürecek ölümün benim kızımın ellerinden olacak" sinirden gözleri kıpkırmızı olan Brice kadını tutuğu gibi ağaca fırlattı. Ağaç dalı kadının göğsünü delip geçti ve kadın oracıkta öldü sinirden deliye dönen Brice adamlarına öndü "Dağılın ve o Kızı bulmadan gelmeyin" adamların hepsi ormanda dört bir yana dağıldı.

...

Belirledikleri buluşma yerine sert bir iniş yapan genç adam nefes nefese kalmış bir şekilde ağaca doğru koştu çünkü yeterince geç kalmıştı ama ağaca yaklaştıkça içini korku sardı, çünkü kimse yoktu. Ağacın dibine kadar geldi dört beş kez ağacın etrafında tur attı hatta bir ara yanlış geldiğini bile düşündü ama ağaç buydu o an içindeki korku artı ya yakalandıysalar ya başlarına bir şey geldiyse o an arkada duyduğu dal kırılma sesiyle hemen bir ağacın arkasına saklandı.

"Hemen o kızı bulmamız lazım Brice yi duydunuz o melezi bulmak zorundayız" genç adam başını hafif arkasına çevirdiğinde ona doğru gelen Brice 'nin adamlarını gördü demek ki kız onlarda değildi ve kızı arıyorlar. O zaman küçük kız bebeği neredeydi?

...

"ŞŞŞ ağlama küçük bebek artık güvendesin hem sana bir isim verelim mi hımmm ... O zaman senin adın Vanessa olsun evet bu isim güzel tam sana uygun" ( Vanessa kelebeklerin kraliçesi demek) aramıza hoş geldin...Vanessa...

EVETT İLK BÖLÜMÜN SONUNA GELDİK NASIL BEĞENDİNİZ Mİ KİTABI DÜŞÜNCELERİNİZİ ÇOK MERAK EDİYORUM...

KARAKTERLERİMİZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

ig: ummu_trk57 ve elakehribar_offical

BİZİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN

YILDIZIMIZI AYDINLATMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN...

SEVİLİYORSUNUZ:):):)