@vanilyab2
|
Selamınheloooooooo Nasılsınız bakalım özledinizmi beni. Ben özlemişim vala böyle giriş yapmayı. Nihayet kendimi taparladım . Çok şükürrrr . Yeni bölümle karşınızdayım oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. * * * Karşımdaki adama baktığım'da Cem'e öldürücü bakışlar atıyordu. Kaşları çatık ellerini yumruk yapmış öyle bir sıkıyordu ki ellerinin üzerindeki damarlar belli oluyordu. Peki neden? Neden Cem'e böyle bakıyordu ve neden beni kıskanıyormuş gibi hissediyordum ben. Buna hakkı yoktu. Aşağıda on dakika önce nişanlanacağını söylememiş miydi bu adam. Peki ya şimdi neden buradaydı neden sürekli benim peşimdeydi? Neden Serra'nın yanında olması gerekirken buradaydı? "Ela burada ne oluyor dedim" Düşüncelerimden sıyrılıp tekrara Ömer'e baktım. Her an Cem'in üzerine atlayacak gibi duruyordu. "Bir şey olduğu yok arkadaşımla konuşuyorum Ömer bey" "Ne zamandan beri seni aldatan şerefsiz arkadaşın oldu" Cem'i Cenk sanıyordu . Haklıydı Cem ile Cenk benziyordu. Ama Cem Cenk'ten daha uzun ve kalıplıydı . Ayriyetten Cem Cenk'e göre biraz kumraldı. Cenk daha esmerdi. Anlaşılan Ömer bunu fark etmeyecek kadar sinirliydi. "Benim kiminle görüştüğüm sizi hiç alakadar etmez Ömer bey" "Alakadar eder Ela. Sen hala akıllanmadın mı" Bunu demesiyle tüm sinirim beynimi hücum etti resmen. Benim ne yaptım onu hiç alakadar etmezdi. "Benim kiminle ne yaptığımı sizi hiç alakadar etmez! Benim hayatımda size yer yok. Siz sadece benim patronumsunuz. Bana hesap soramazsınız" Söylediklerime daha da sinirlendi. Boynunu geriye atıp birkaç kez kütletti. Sinirli adımlarla bana doğru geliyordu ki elimin onu durdurdum. "Sakın .Sakın bir adım daha atma. Benim hayatımdaki insanlara karışamazsın benim ne yaptığıma da . Öyle bir hakkın yok" "Ela Kim bu" dedi Cem anlamaz gözlerle bir bana birde Ömer'e bakıyordu. "Hayatımda söz sahibi olduğunu sanan patronun Ömer bey" "Ela elimden bir kaza çıkacak yanıma gel gidiyoruz" "Gelmiyorum. Ayrıca sen gidip kalbinin sahibi olan Serra'ya baksana. Merak etmiştir eminim ki seni" Ömer bana cevap vermeden hızlıca Cem'in elini tuttum ve terastan çıktım. Arkamdan seslendiğini duyuyordum ama önemsemedim koşar adım merdivenlerden iniyordum. Cem'in kolumu tutmasıyla durup ona baktım. "Ela Ne oldu ya burada o adam kim .Sen niye bu kadar sinirlendin ona" "Patronum Ömer. Egoist pisliğin ,şerefsizin teki. Sürekli hayatıma karışıp duruyor . Biliyor musun Cem daha yanında işe başlayalı bir hafta olmadı ama sanki bin yılmış gibi geldi bana. Ve biliyor musun hiç çekilmiyor" "Ela nefes alarak konuş lütfen. Boğlucaksın " Birkaç kez derin derin nefes alıp verdim. Adam iki dakikada beni sinir krizine sokmuştu. Salak . Bir de bu kim diye bana bağırıp duruyor sanki ben onun çocuğuymuşum gibi bana hesap sormaya kalkıyor. Ben Ela korhanım şu zamana kadar kimseye hesap vermedim ona mı hesap verecektim. Sakinleşince kafamı kaldırıp bana merakla bakan Cem'e baktım. "Kusura bakma Cem seni böyle bir olayın içine dahil etmezdim ama uyuz patronum yine olmadık yerden çıktı" "Tamam özür dileyecek bir durum yok sen sakinleş biraz" "Sakinim ben" "Tamam sakinsin. Hadi şimdi gidelim " "Tamam gidelim" Cem beni yavaş adımlarla merdivenlerden indirdi tekrar salona geldiğimizde Cem'in bakışları bana döndü. "Ela senin sevgilimle tanıştırayım mı" Somurttan yüzümde iç terlikle gülümsem oldu. "Evet Cem çok isterim onunla tanışmayı" Cem beni bir masaya doğru yönlendirmeye başladı. Masada eli, eli beş yaşlarında bir adam vardı onun yanında ise karısı olduğunu tahmin ettiğim bir kadın. Ve benim yaşlarımda orta boylarda kumral çok güzel bir kız vardı. Hazal bu olmalıydı. Cem'le masaya geldiğimizde hepsinin yüzünde meraklı bir ifade vardı. "Sevgilim sana bahsettiğim arkadaşım Ela" Kızın yüzünde anında samimi bir gülümseme oldu bana yaklaşıp hiç beklemediğin bir anda kollarını bana doladı. Onun bu halini şaşırdım ama üzerimdeki şaşkınlığı atıp sarılmasına karşılık verdim. Birbirimizden ayrılınca Hazal konuşmaya başladı. "Cem senden çok bahsetti Ela tanışmayı dört gözle bekliyordum. Ben Hazal" "Tanıştığıma çok memnun oldum Hazal ben de Ela " Bakışlarımı Hazal'dan çekip bizi dikkatle izleyen çifte çevirdim. Adama elimi uzatıp kendimi tanıttım. "Merhaba efendim " Adam elime kavrayıp sıktı. "Merhaba Ela Cem senden çok bahsetti . Adım Halil bana efendim demene gerek yok Halil amca desen yeter" "Peki Halil amca tanıştığıma memnun oldum" "Ben de güzel kızım" Yanındaki kadına çevirdim bu sefer bakışlarımı ona da elimi uzattım ama o elimi es geçip bana sarıldı. Ben de sarılmasına karşılık verdim. Benden ayrıldığında yüzüne büyük bir gülümseme vardı. "Nihayet seninle tanıştığım için çok mutluyum Ela Cem seni öve öve bitiremiyordu" Bakışlarımı yanımdaki Cem'e çevirdim yüzündeki gülümsemeyle bizi izliyordu. "Öyle mi" "Öyle vallahi çok merak ediyordum seni övdüğü kadar da var mısın. Benim adım Aylin Aylin teyze dersen çok mutlu olurum. Tekrar tanıştığıma memnun oldum Elacığım" "Ben de memnun oldum Aylin teyze" "Ee elacığım kendini tanıt ne yapıyorsun okuyor musun"Halil amcanın sorduğu soru ile bakışlarım ona çevirdim. "Yok Halil amca okulumu bitirdim. Babamın ısrarı üzerine üç ay boyunca bir şirkette asistanlık yapacağım. Üç ay dolduktan sonra ise İngiltere'ye gitmeyi düşünüyorum . Kendi şirketimi kurmayı düşünüyorum orada okul yıllarında birkaç proje düşünmüştüm onları hayata geçirmeyi planlıyorum" "Ne güzel böyle Kendi ayakları üzerinde duran kadınları çok seviyorum ben. Umarım bu söylediklerini gerçekleştirebilirsin Ela" "Evet Aylin teyze gerçekleştirmeyi çok istiyorum ve umarım gerçekleştirebilirim" "Bence bu söylediklerin gerçekleştirebilirsin sen de o potansiyeli görebiliyorum ben" "Teşekkür ederim Hazal" Halil amca tekrar konuşacaktı ki telefonunu çalmasıyla araladığı dudaklarını kapatıp ceketinin cebindeki telefonu çıkarıp kulağına götürdü. "Efendim oğlum" Birkaç saniye karşı tarafı bekleyip tekrar konuştu . "Tamam oğlum. Geliyoruz biz birazdan" Telefonu kapatıp eşine döndü. "Ege biraz huysuzlanmış Efe de onu sakinleştiremiyormuş gidelim mi hayatım" "Olur hayatım gidelim zaten buradaki işimiz de bitti" İkisinin de bakışları bana döndü. "Seninle tanıştığım için çok mutlu oldum Ela. Biz de artık istanbul'dayız umarım tekrar görüşürüz"dedi Halil amca "Ben de tanıştığıma çok memnun oldum Halil amca . Madem artık istanbul'dasınız mutlaka görüşürüz" Halil amca ile tokalaştık tan sonra Aylin teyze ilede vedalaştım. "Tanıştığıma gerçekten çok memnun oldum Ela" "Ben de çok memnun oldum Aylin teyze" Aylin teyze Halil amca'nın koluna girdi ve salondan çıkmak için yürümeye başladılar onlar gözden kaybolunca bakışlarıma Cem ve hazala çevirdim. "Sizde gidecekmisiniz onlarla" "Evet Elacığım kardeşlerim biraz huysuzdu otele onların yanına gideceğiz. Oradan da büyük ihtimalle İstanbul'a geçeriz" dedi Hazal. "Anladım" Bakışlarımı Cem'e çevirdim. "Yine görüşür müyüz" Omuzlarımı kavralayıp güven verircesine sıktı. "Bundan sonra buradayım . İstanbul'da bir düzen kurup burada kalmayı düşünüyorum. Artık buradayım senin yanındayım merak etme" "İyi ki varsın " "Sen de iyi ki varsın " Kollarım onun boynuna doladım. Cem de aynı saniye sarılmama karşılık verdi. Birkaç dakika sarıldıktan sonra birbirimizden ayrıldık . Bakışlarıma bizi gülümseyerek izleyen Hazal'a çevirdim. "Seninle tanıştığıma çok memnun oldum Hazal" Hazana bakışlarımla Cem'i işaret ettim. "Biraz sinirli biridir. Ama hayatına birini alıyorsa' da o kişiye asla üzmez. Ona iyi bak olur mu Hazal" "Sen merak etme Ela. Arkadaşının emin ellerde" "Ona hiç şüphem yok Hazal" Hazal'la da vedalaştıktan sonra Cem bana son kez sarıldı . "Merak etme artık buralardayım kaybettiğimiz zaman telafi edeceğim. Ve o piç ikizime seninle birlikte güzel bir ders vereceğiz " "Ben onun dersini verdim zaten" "Yetmez ona" "Sen bunları düşünme kendine iyi bak yeter" "Sen de kendine iyi bak. İstanbul'a gidince ararım ben seni" "Tamam görüşürüz" "Görüşürüz" Cem Hazar'la birlikte salondan çıktıktan sonra onların arkasından bakmaya bırakıp bizim masaya döndüm. Masadaki herkesin bakışları benim üzerimdeydi. Buna Ömer'de dahil . Ne bakıyorsunuz amına koyim bokmu var diye bağırıp bağırmamak arasında kaldım . Aslında bağırsam güzel olurdu ama ortam hiç uygun değildi. Pıtı pıtı adımlarla tekrar bizim masaya geldiğimde ilk konuşan ablam oldu. "Cem miydi o " "Evet Cemdi " "Ne zaman dönmüş " Masadakilere göz gezdir Ömer hariç herkes dikkatle bana bakıyordu. Ömer ise kafasını dans eden insanlara çevirmiş onları izliyordu. Tekrar ablama dönerek sorduğu soruyu cevapladım. "Ne zaman döndüğünü bilmiyorum .Ben de burada karşılaştım zaten. Biraz konuştuk artık buralarda olacakmış" "Hmm peki yanındaki kız kimdi . Ve sen neden onları masasındaydın" "Yanındaki kız ,kız arkadaşıydı. Beni kız arkadaşıyla tanıştırmak istediği için onarım masasına gitim" "Anladım ablacım " Derin bir nefes alarak etrafı incelemeye başladım. Son ses müzikte gençler dans ediyor. Suratsız iş adamları ise ciddi bir şekilde iş konuşuyorlardı. Gerçekten çok sıkıcı bir ortamdı . Benim acilen buradan gitmem lazımdı. Yoksa birazdan ortamın sıkıcılığı yüzünden düşüp bayılacaktım. "Daha ne kadar sürecek bu davet. Ne zaman gideceğiz" Sorumu Selim cevapları. "Biraz daha buradayız ama sen sıkıldın anlaşılan" "Evet suratsızlık iş adamları görmek fazlasıyla sıkıcı" "Sana bar falan lazım herhalde Elacığım" bakışlarımı karşımdaki bana laf soktuğunu sana Serra'ya çevirdim. "Aynen bana bar falan lazım. Bu ortamda karşımdaki şerefsizlerin kafasını kıramıyorum maalesef" Bana cevap vermedi gözlerini devirip Ömer'e sırnaştı . "Hayatım sıkıldım gidelimi " Ömer'in bakışları bana döndü. Bir kaç saniye yüzümü inceleyip tekrar Serra'ya döndü. "Gidelim fazlasıyla kaldık . Yeter bu kadar" "Bir dediğimi iki etmeyen halerini çok seviyorum aşkım " Kusaçaktım . Herkesin içinde bunların bu halerine dayanamayıp kusucaktım . Bakışlarımı ikisinden çekip ablama döndüm . Onunla Cenk meselesini konuşmam lazımdı. Ablam Yavuz abi ile konuşuyordu koluna dokunarak dikkatini kendi üzerime çektim. Kulağına eğilerek konuştum. "Abla benim seninle konuşmam gereken bir mesele var" Ablam da aynı sessizlikle Benim kulağıma konuştu. "Ne meselesi. Kötü bir şey mi var" "Sana söylemediğim bir durum vardı onu anlatmam lazım. Otele gidince müsait bir yerde konuşalım olur mu" "Tamam" "Dışarıdaki kapıda magazinciler varmış .Ömer sen Serra ile ön kapıdan çık biz arka kapıdan geliriz sizin peşimizden" Ömer'in bakışları yine bana değdi. Birkaç saniye gözlerimin içine baktı. Ben ona o kadar çok boş bakıyordum ki bakışlarını hemen benden çekip Serra'ya döndü. "Hadi gidelim" Ömer kolunun Serra'nın beline sardı. Onu kendisine çekti. İkisi birlikte salondan çıkıp gözden kayboldular. Onların peşinden ise Serkan çıkıp gitti. "Biz de gidelim artık" Ablamın sesini duymamla Ömer'in arkasından bakmaya kesip ona döndüm. "Evet bir an önce çıkalım şuradan" Selim , Yavuz abi, ablam ve ben birlikte mekanın arka kapısından çıktık . Bunu neden yaptığımızı bilmiyordum ama sorgulamadım . Birlikte Yavuz abinin arabasına bindik . Ablam ve Yavuz abi önde Selim ve bende arkadaydık . Araba otele doğru ilerlerken arabadaki sesizliği ablam böldü. "Ela eğer özel giğilse benimle konuşucağın konuyu burda konuşalımı . Ben otele kadar sabır edemem " Kafamı kaldırıp ablama baktım. Yavuz abi ve Selim'in de bilmesinin bir sakıncası yoktu. Onlarda artık bizim ailemizden sayılırlardı . "Güzelim beki özel bir mesele kız anlatmak istemiyor belki" dedi Yavuz abi. "Yok Yavuz abi özel bir mesel değil" "Konu Ne o zaman Ela" "Abla hatırlıyor musun senin nişanında benim telefonum çalmıştı dışarı çıkmıştım" "Evet" "İşte o zaman beni Cenk'in annesi aradı" Gördüğüm kadarıyla ablam yüzünü buruşturmuştu. "Ne alaka be o kadın" "Beni arayıp Cenk'in büyük bir kaza yaptığını ve yoğun bakımda ölmek üzere olduğunu söylemişti" "Ne "dedi ablam "Ee ölmüşmü oşerefsiz herif"dedi yanımda oturan Selim "Cenazesi ne zamanmış"dedi Yavuz abi. "Hayır ölmemiş hatta öyle bir kaza geçirmemiş bile" "Nasıl kızım lafı ağzında geveleyip durma ne anlatacaksan baştan sona anlat ki anlayabilelim" "Bak şimdi annesi beni aradıktan sonra ilgilenmedim kapattım telefonu kadının yüzüne. Cem'le karşılaştıktan sonra da terasta konuşurken konu Cenk'e geldi ve Cem bana aslında Cenk'in öyle bir kaza geçirmediğini. Hatta barlarda gezdiğini söyledi. Meğer bu kıt akıllılar akılları sıra beni oyuna getirip Cenk'le beni barıştıracaklarmış " "Bunlar nasıl insanlarmış ya. Kızım iki yıl boyunca sen Cenk ile sevgili oldun hiç mi anlamadın bunların nasıl insan olduklarını" "Abla ben Cenk'le sevgili olduktan sonra İngiltere'ye gittim farkındaysan yılda bir iki kere gelip görüyorduk birbirimizi . Bize sevgili bile denilmezdi" "Doğru" "Ela eğer istersen ben Cenk'i bir uyarayım"dedi Selim onun arkasından Yavuz abi konuştu. "Evet sen söyle yeterki halarderiz biz " Hayır bu meseleyi ben ve Cem haledecektik onun alması gerken bir intikam vardı . Benimde vermem gerken bir ders . "Sağlun ama bu meseleyi ben haledicem " "Emimisin "dedi Selim ona baktığımda yüzünde ciddi bir ifadeyle bana bakıyordu. "Eminim . Cenk'e öyle bir ders vericeğim ki bir daha adımı bile hatırlayamayacak " "Peki bu konuyu babama söyleyecekmisin " "Hayır tabikide . Her sıkıştığımda babama koşamam . Kendi meselelerimi kendim halade bilirim " "Biliyorum halede bilirsin ama sence'de bilmesi gerkmiyormu" "Hayır abla şimdilik söylemiyeceğim ama belki daha sonra söyleye bilirim " "Ben senin için söylüyorum . Karar sana kalmış tabi " "Ben sadece bu konuyu bil istedim . Senden bir şey saklamk istemediğim için söyledim . Aramızda kalsın zamanı geldiğinde ben babama söylerim " Ablam kafasını arkaya uzatıp gülümseyerek bana baktı. "Tamam sen nasıl istersen" "Sağol abla. İyki varsın " "Sende " Kafamı tekrar cama çevirdiğimde otelin önünde durmak üzereydik. Araba bir iki dakika sonra otelin önünde durduğunda kimseye bakmadan hızlıca indim. Bakışların etrafı da gezdirdiğimde Ömer'in arabasını göremedim. Bizden önce çıkmışlardı neden hala gelmemişlerdi. Acaba Serra ile başka bir yerde mi kalacaklar. Karnıma kramplar girmeye başladı. Ayakta duracak halim yoktu . "Ela Hadi içeri girmiyor musun" Ablama döndüm merakla bana bakıyordu. Etrafa son kez baktığımda ise Ömer'in arabası hala ortalıklarda yoktu. "Geliyorum" "İyi misin sen yüzün kireç gibi oldu" "İyiyim iyiyim biraz karnım ağrıyor sadece" "Emin misin Ela hiç iyi gözükmüyorsun bir hastaneye gidelim istersen" dedi Yavuz abi. Sonra yanıma yaklaşıp yüzümü incelemeye başladı. "Hiç iyi gözükmüyorsun Hadi hastaneye gidelim" "İyiyim ben biraz yorgunum o yüzden . Biraz uyusam geçer" "Emin misin" "Eminim bir şeyim yok zaten sadece odama gitmek istiyorum" "Peki sen bilirsin" "Eğer daha kötü olursan beni ara olur mu Ela" "Ararım abla" Onlara arkamı dönerek otelden içeri girdim. Asansöre binerek odamızın olduğu kata geldim. Hızlı adımlarla odaya girip kapıyı kapattım kapının arkasına yazslanıp yere çöktüm. İçimde tarif edilemez bir duygu vardı ama ne olduğunu anlayamıyordum. Neden böyle hissediyordum? Ömer Benim neyimdi ki? Neden onun Serra ile birlikte olmasına bu kadar üzülüyordum. Ömer benim hiçbir şeyim değil. Onun benim hayatımda yeri yok! Bunu kafama sokmam lazım. Bunu o aptal kafama sokmam lazım. Yoksa kendimi kaybedecektim. Oturduğum yerden yavaşça kalktım. Topuklu ayakkabılarımı çıkartıp odanın bir köşesine fırlattım . Kulağındaki küpeleri de çıkartıp karanlık odada bir yere attım. Adımlarım banyoya doğru attım. Banyoya girdiğimde ışığı açıtım. Üzerimdeki elbiseyi çıkarmadan duş kabinine girdim. Soğuk suyu açtım . Soğuk su kafamdan aşağı akarken düşündüğüm tek bir şey vardı. Ömer. Ömer'i tanıyalı daha iki hafta bile olmamıştı . Aklım ve kalbim onu ne ara bu kadar çok benimser olmuştum. Ben daha fark etmeden aklım ve kalbim onu fazlasıyla sahiplenmişti. Ama olmazdı. Bunu kendime yapamazdım. Ömer'i sevmek bile bile idama gitmek gibiydi. Onu unutmam lazımdı. Onun sevdiği bir kadın vardı. Yakında 'da nişanlanacaktı. Ben kendime metres durumuna düşürmekten başka hiçbir şey yapmazdım. Elimi sertçe duş kabininin camına vurdum. Elim acımıştı ama kalbim kadar acımıyordu. Bundan sonra Ömer'le arama mesafe koyacaktım. Onu aklımdan'da kalbimden 'de silip atacaktım. Onun benim hayatımda yeri yoktu. Ve asla da olmayacaktı. ✨ Duydum tıkırtı sesleri ile yavaşça gözlerimi araladım. Dün gece aldığım soğuk duştan mıdır nedir bilmiyorum ama her yerim tutulmuştu . Ve feci şekilde başım ağrıyordu. İlk gördüğüm şey beyaz tavan oldu. Yavaşça yataktan doğrulup etrafa baktığımda. Onu gördüm. Valizinden kıyafetler çıkarıyordu. Odadaki saate baktığımda ise saatin dokuz buçuk olduğunu gördüm. Ve Ömer artık nereden geliyorsa yeni gelmişti anlaşılan. Dün gece onu Sabah dörde kadar beklemiştim. Gelmeyeceğini anladığımda uyumuştum. Üzerinde hala dün geceki kıyafetleri vardı. Ömer kafasını kaldırıp bana baktı. "Günaydın" Cevap vermedim sadece kafamı salladım. "Valizde tişörtüm vardı gördün mü" Yataktan kalktım ve ona döndüm"Ben senin valizinin yanından bile geçmiyorum nereden göreyim tişörtünü" "Bugün ters tarafından kalktın herhalde. Alt tarafı bir tişört sordum neden bu kadar kızdın ki" "Kızmadım sadece görmediğimi söyledim" Eline beyaz gömlek ve siyah bir pantolon alıp banyoya doğru ilerledi. Banyodan içeri girecekti ki bir anda durup tekrar bana döndü. "Açsan kahvaltını yap yarım saat, bir saate İstanbul'a dönüyoruz" "Aç değilim" "Peki sen bilirsin hazırlan bir an önce gidelim artık" Tekrar arkasını dönüp banyoya girdi. Ama o banyonun kapısını kapatmadan boynunda gördüğüm şeyle olduğum yerde donup kaldım. Ensesinden başlayıp boynuna doğru inen tırnak izleri vardı. Bu izler kime aitti. Tabii ki de Serra'ya. Ben onun bütün gece gelmesini beklerken o Serra ile birlikteydi . Ben aptalın tekiydim . Daha gece kendime söz vermişken. Şimdi ise Ömer gece Serra ile birlikte olduğu için üzülüyordum. Benim bir an önce kendime gelmem lazımdı. Ben bu değilim .Bir erkek için asla üzülmezdim. Üzülmeyecektim de. Silkelenip kendime geldim. Hızlı adımlarla valize doğru ilerleyip üzerimi değiştirdim. Beyaz bir şort giydim onun üzerine ise aynı renkte olan bir crop. Crobun üzerine ise mavi gömlek giydim. Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Beyaz Spor ayakkabılarım da giydikten sonra çantamı alıp odadan çıktım. Ben aşağı indikten sonra da Ömer gelmişti. İkimiz de hiç konuşmadan arabaya binip havaalanına gittik. Havaalanına gelince Ömer'le birlikte arabadan indik ve Ömer'in uçağına doğru yürümeye başladık. "Yavuz gece iyi olmadığını söylemişti şimdi nasılsın" Ömer'in sesini duymamla kafamı yerden kaldırıp ona baktım. "Biraz midem bulanıyordu şimdi daha iyiyim" "Emin misin bak istersen önce bir hastaneye uğrayabiliriz. İşlerim bekleyebilir sen daha önemlisin" "Sağ ol ama iyiyim" Uçağın yanına geldiğimizde Ömer bana yardım etmek istedi ama kabul etmedim kendim başıma binip uçağın içerisine geçtiğimde ise gördüğüm yüzlerle bir an için donup kaldım. Ablamı Yavuz abiyi ve Selim'i görünce şaşırmadım ama. Serra ve Serkan'ı görünce ister istemez şaşırdım. Aslında şaşırmak da aptallıktı sonuçta sevdiği adam Ömerdi illaki onun yanında olacaktı. Üzerimdeki şaşkınlığı atıp ablam ve Yavuz abiye selam verip boş olan koltuklardan birine oturup geriye yaslandım. Ömer de gelip yanıma oturdu. Serra'nın yanı boşken neden onun değil de benim yanıma oturuyordu anlamıyordum. Serra bir bana bir de Ömer'e baktı ve ayağa kalkıp konuşmaya başladı. "Hazır herkes buradayken size bir şey söylemek istiyorum" "Konuştu yine geri zekalı" Önümde oturan Selim'in sessizce söylediği şeyi bir tek ben duymuştum. "Biz sevgilimle dün gece nişan tarihimize karar verdik " Demesiyle kafamı kaldırıp Serra'ya baktım . Sırıtarak bana bakıyordu. "Biz bir hafta sonra nişanlanıyoruz " Bir hafta sonram mı ?
Bölüm sonu. Bölüm nasıldı . Ömer hakkında ne düşünüyorsunuz. Bölüm sonu yorumlarını bekliyorum. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sonraki bölüm görüşürüzz :)
|
0% |