@vanilyab2
|
Selamınhelooo gençler nasılsınız. Sezon finaline adım adım ilerliyoruz. Bölümü üstün körü düzelttim yazım yanlışları varsa kusura bakmayın. Yeni bölümle karşınızdayım oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. * * * Elimde tuttuğum kırmızı şaraptan bir yudum daha aldım. Soğuk Rüzgar üzerimdeki siyah mini elbisenin açıkta bıraktı tenimi ürpertiyordu . Bakışlarımı gökyüzünden çekip aşağıya çevirdim. Davet alanına yavaş, yavaş insanlar geliyordu. Hepsi yüzündeki sahte gülümsemesi ile kameralara poz veriyorlardı. Bakışlarım arabadan inen adama deydi. Siyah takım elbisenin içinde nefes kesici gözüküyordu . Burdan bile beli oluyordu ne kadar yakışıklı olduğu . Ateş gibiydi . Ömer'i incelerken kalbimin hızlandığını hisetim . Kalbimin hızlanması yanlıştı. Onu incelemek onun ne kadar yakışıklı olduğunu düşünmek çok yanlıştı. Ama bakışlarım ondan çekemiyordum. Ağır adımlarla bahçeye doğru ilerlemesi kalbimi daha da hızlandırıyordu. Ömer benim dengelerimle oynuyordu. Bakışlarımı hızlı ondan çektim. Ömer'in arkasından gelen Selim'i ve Selin'i gördüm. Onların arkasından da Yavuz abi ve ablam geliyordu. Onların arkasından da babam ve Hakan amca. Annemleri göremeyince onların gelmediğini anladım. "Ela" Adını duymamla bakışlarıma bizimkilerden çektim. Bu iğrenç sesi tanıyordum. Yavaşça arkamı döndüm. Terasın kapısının önünde yüzündeki pis gülümsemeyle bana bakıyordu. "Ne var" "Nasılsın Ela" "Ne istiyorsun Cenk" Bir iki adım atıp tam karşıma geçti. "Seni özledim" "Siktir git Cenk. Canımı sıkma benim" "Yapma Ela hiç mi hatırım yok sende. Birbirimizin halini hatırın'da mı soramayız" "Yok Cenk" "Bak Ela hatalıyım biliyorum özür dilemek için geldim yanına. Seni aldattığım için çok pişmanım" Bükük bir kahka atım . Pişmanmış . Kahkahamı zar zor durdurup konuştum . "Ay kıyamam sen pişmanmı oldun " "Ela dalga geçmiyorum burda senden özür diliyorum " "Hmm tamam afetim . O kadar özür diledin benden ben seni nasıl afetmem . Gel sarılıp barışalım " Kolarımı açıp onu bekledim . Bu halime önce şaşırdı daha sonra üzerindeki şaşkınlığı atıp bana doğru gelmeye başladı . "Bize bir şans daha verdiğin için çok mutluyum. Biliyorum seni aldatım ama başka kadınlarla olurken bile sadece aklımda sen vardın " Bana doğru gelirken bir taraftan da konuşuyordu . Yanıma gelip tam sarılıcaktı ki elimle hızla yanağına sert bir tokat attım. Tokatın etkisiyle bir iki adım sendelendi . Doğrulmasına hiç fırsat vermeden bacak arasına tekme atım . "Demek başka kadınlarla olurken aklın hep bendeydi " Atığım tekmeden dolayı iki büklüm olup yere düştü. "Şerefsiz haysiyetsiz. Eğer bir daha adımı ağzına alırsan yemin ederim seni gebertirim" Topuklumun sivri ucuyla karnına tekme attım. "Ahh" "Anladın mı beni" Bir tekme daha attım. "Anladın mı dedim" "Anladım ,anladım" Küçük adımlarla yürüyüp yüzünün olduğu tarafa geldim. Yüzünü sol tarafa çevirip betona zemine yaslamış bir eliyle bacak arasını diğer eliyle karnını tutuyordu. "Bu temiz havayı derin derin içine çek Cenk. Bir daha asla dışarı yüzü göremeyeceksen ne de olsa" Topuklumun ucuyla burnuna sert bir tekme attım. "Ahh" Kırıldığına emindim. Cenk'in yerde inlemelerini es geçip üzerimi düzeltip terastan çıktım. Merdivenlerden yavaş ,yavaş inmeye başladım. Burası Cem'in yeni aldığı köşktü. Hem köşk hemde bahçesi çok büyüktü . Merdivenlerden inmeyi bitirip bahçeye çıktım. Burası oldukça güzel dekore edilmişti. Sade ve şık. Ortam çok kalabalıktı Cem tüm iç camiasındaki ünlü isimleri davet etmişti. Babasının ve kardeşinin nasıl bir pislik olduğunu herkese gösterecekti. Bahçeye göz gezdirdiğimde. Cem'i birkaç iş adamı ile konuşurken gördüm. Ondan bakışlarımı çekip tekrar etrafta gezdirdiğimde Hazal'ı gördüm. Bugün neredeyse onu hiç görmemiştim bir selam versem iyi olurdu. Hazal'a doğru ilerlemeye başladım. Hazal'ın yanında daha önce hiç görmediğim bir adam vardı. Kumral uzun boylu ve iri yarı bir adamdı. Yüzleri Hazal'a birbirlerine benziyorlardı. Muhtemelen kardeşler di. Masaya geldiğimde beni fark etmeleri için boğazım temizledim. İkisine de bakışları hemen bana döndü. Hazal'ın yüzüne kocaman bir gülümsem oldu hemen bana doğru gelip sıkıca sarıldı. "Ela nerelerdeydin" Sarılmasına karşılık verip konuştum. "Ben buralardaydım asıl sen neredeydin" "Ben bir iki saat önce geldim ama seni göremedim" "Terstaydım biraz hava alıyordum" "Anladım" Birbirimizden ayrıldık. Hazal yüzündeki kocaman gülümseme ile bize merakla bakan adamı tanıttı. "Ela seni abimle tanıştırayım. Abim Furkan" Adının Furkan olduğunu öğrendiğim adama elimi uzatıp konuştum. "Merhaba Furkan bey, ben Ela" Elimi hemen kavrayıp nazikçe sıktı. " Resmiyete gerek yok Ela. Furkan desen yeter" "Tanıştığıma memnun oldum Furkan " "Ben de çok memnun oldum Ela " Birkaç saniye gülümseyerek birbirimize baktık. Hazalın sesini duymamızla ellerimizi ayırıp bakışlarımız ona çevirdik. "Benim birkaç kişiye selam vermem lazım siz sohbet edin ben hemen geliyorum" "Sen misafirlerle ilgilen Hazal ben buralardayım " "Tamam o zaman siz abimle sohbet edin ben tekrar gelirim" Hazal bize son kez bakıp yanımızdan ayrılıp kalabalık olan bir masaya doğru ilerlemeye başladı. Onun arkasından bakmayı bırakıp bakışlarımı tekrar Furkan'a çevirdiğimde onun da bakışlarının bende olduğunu gördüm. "Meşhur Ela ile tanıştığım için mutluyum" Anlamaz gözlerle ona baktım. "Meşhur Ela derken?" "Yurt dışındayken Cem'in dilinden düşmüyordun Türkiye'ye geldiğimde ise annem ve babamın dilinden düşmüyordun. Açıkçası fazlasıyla merak ediyorum seni" "Hmm peki merak ettiğin kadar var mıymışım " "Fazlasıyla " İster istemez kıkırdadım . Yüz ifadesi çok komikti . Dans müziği çalınca bahçedeki insanlar dans etmeye başladılar . Bakışlarımı etrafta gezdirdim ilerdeki masada bizimkileri ve onu gördüm . Babamlar koyu bir sohbete içerisindeyken onun tek odak noktası benmişim gibi bana bakıyordu. Yumruk yaptığı elerini masaya koymuş sıkmaktan damarları beli oluyordu . Boynundaki damarlardan bahsetmiyorum bile aramızda mesafe olmasına rağmen boynundaki damarlar burdan belli oluyordu. "Dans edelimi Ela" Furkan'nın sesini duymamla bakışlarımı Ömer'den çekip Furkan'a çevirdim . "Ne dedin anlamadım " "Dans edelimi diyorum " Elini bana uzattı. Hiç düşünmeden elini tutum . "Olur " El ele dans eden insanların arasından geçip boş bir yere geçtik . Eleri belimi kavrayıp beni kendisine çekti. Bende elerimi boynuna doladım. Müziğin ritmiyle yavaş yavaş dans etmeye başladık . Kafamı kaldırıp furkan'a baktığımda bana baktığını gördüm. Çok tuhaf bakıyordu gözlerindeki duygu neydi ? "Neden öyle bakıyorsun " "Nasıl bakıyorum " "Tuhaf " Dudakları yukarı kıvrıldı. " Tuhaf bakmıyorum sadece karşımda bu kadar güzel bir kız olduğu için bakışlarımı ondan çekemiyorum " "İltifatın için teşekkür ederim " "İltifat etmiyorum gerçekleri söylüyorum " Kaşlarımı kaldırarak baktığımda güldü . " Bakma öyle doğruyu söylüyorum. Buradaki bütün kızların ve kadınların gözü sende. Kimisi hayranlıkla bakıyor kimisi'de kıskançlıkla" Bakışlarımı etrafta gezdirince Furkan'ın doğru söylediğini anladım bütün gözler bendeydi. Bakışlarımı babamların olduğu tarafa çevirdiğimde ise kahkaha atacaktım . Hepsinin gözü bende ve furkan'daydı. Hepsi kaşlarını çatmış bize bakıyorlardı. Bu kadar oyun yeterdi. Daha fazla kimseyi kızdırmanın anlamı yoktu. Furkan'a dönüp konuştum. "Bu kadar dans yeter mi Furkan benim gidip birkaç kişiye selam vermem lazım" "Tamam ama mutlaka bir daha görüşelim" "Bakarız" Furkan'la birbirimizden ayrıldıktan sonra ona son kez bakıp bizimkilere doğru ilerlemeye başladım. Masaya yaklaştığımda hepsi sanki biraz önce beni izlemiyormuş gibi kafalarını benim olduğum taraftan çekip önlerini döndüler . "Hepiniz hoş geldiniz" "Hoş bulduk kızım" dedi babam onu başımda onayladım cevap vermedim hala küstüm onunla. "Hoş bulduk Elacığım" dedi Hakan amca. Diğerleri de aynı şeyi söyledi. Babam ve Hakan amca arkadaşlarına selam vermek için yanımızdan ayrıldılar. Onların gitmesiyle Ömer'e döndüm. "Bugün tenceremiz kapaksız kalmış" Dediklerime ablamla Selim büyük bir kahkaha attı. Yavuz abi de kendini gülmemek için sıkıyordu. Dediklerimi bir tek Ömer ve Selin anlamamıştı. İkisi de anlamaz gözlerle Gülen ablama ve Selim'e bakıyordu. " Siz neden gülüyorsunuz ve kapak kim" dedi Selin . Bir ablamlara bir bana bakıyordu. Ablam kahkahasını zar zor durdurup konuştu. "Boş ver selinciğim öğrenmesen de olur" "Ya ama ben de öğrenmek istiyorum. Bana da söyleyin tencere kapak kim" "Ben sana evde söylerim civ civ " dedi Selim . Bakışlarımı tekrar Ömer'e çevirdiğimde kaşları çatık bir şekilde bana bakıyor du . "Dans ettiğin kişi kimdi" sert sesiyle konuştu . " Bi arkadaş" "Nasıl bir arkadaş" "Yakışıklı bir arkadaş " "ELA" Çok sinirli gözüküyordu. Her an üzerime atlıycak gibi duruyordu . Ben onun aksine sakince cevap verdim. " Efendim " "Sen beni deli etmeye mi çalışıyorsun" "Yoo" " Kimdi o lavuk " "Hangi lavuk " " Dans ettiğin lavuktan bahsediyorum " " Ben lavukla mı dans etim " "Etmedinmi " "Ettimi " "Etinmi " "Etmedim " " Biraz önce dans ediyordun ya" "İyi de o lavuk değildi ki Furkandı " Cevabımla birlikte gözlerini kapatıp birkaç saniye bekledi. Gözlerini tekrar açıp sakin tutmaya çalıştığı sesiyle tekrar konuştu. " Ela sen benimle dalgamı geçiyorsun" Kocaman gülümsedim . "Evet " Cevabımla birlikte masadaki herkes kahkaha atmaya başladı .Ben de onlarla birlikte gülmeye başladım. Masadaki tek gülmeyen kişi Ömer di . Gözleriyle beni öldürecekmiş gibi bakıyor du. Artık ne kadar sinirlendiyse boynundaki damarlar daha da belirgin hale gelmişti. Dişlerinin arasından konuştu . " Ela bak güzelim ben sinirli bir adamım benim ayarlarımla oynama. O adam kimdi ve nasıl sana dokunabiliyor du " Çenemi havaya kaldırarak konuştum. " Ömer sen kimsin de bana hesap soruyorsun. Sen benim neyimsin ki. Babam bile bana o çocuk kim diye sormadı. Sen hangi hakla bana hesap soruyorsun . Ben sana soruyor muyum Serra nerede diye. Sormuyorum çünkü haddim değil. Bana hesap sormak da senin haddin değil" Tam ağzını açıp bana cevap verecekti ki ben ondan önce davrandım . Parmağımı ona sallayarak ilk ve son kez onu uyardım. " Sakın ,sakın bir daha bana hesap sorma . Çünkü ben sana asla hesap vermem. Benim kiminle ne yaptığım seni hiç alakadar etmez" Cevap vermedi önüne dönerek masanın üzerindeki içkiyi hırsla kafasına dikti . Boş bardağı masaya öyle bir bıraktı ki etraftaki birkaç kişi dönüp bize baktı . Ben dışında her yere bakıyordu. Onu daha fazla sinirlendirmemek için sustum. Tam o sırada Cem'in bahçenin tam ortasındaki platforma çıkmasıyla tüm dikkatimi ona verdim. İşte başlıyorduk. Cem elindeki mikrofonla konuşmaya başladı. "Hepinize merhaba. Hepiniz beni kırmayıp geldiğiniz için teşekkür ederim . Yeni bir şirket kurdum yeni şirketimin ilk projesinde size tanıtmak için burdayım " Cem yeni inşaat projesini tanıtırken ben bakışlarımı bahçede gezdiriyordum. Nihayet aradığım kişiyi bulunca olduğum yerde dikleşip ona baklamaya başladım. Cenk kanayan burnuna peçete tutmuş yanındaki babası ile birlikte nefret dolu bakışlarla kardeşini izliyordu. Birazdan her şey bitecekti Cenk'in ve babasının tüm kirli işleri Cem tarafından ortaya dökülecekti. Ve hak ettikleri yere gireceklerdi . Cezaevine. Bu iğrenç adamla iki yıl boyunca sevgili olduğum için çok pişmanım. Keşke onun ne kadar kötü bir insan olduğunu daha önce fark etseydim de hayatıma hiç almasaydım. Keşkelerim çoktu. Artık iş işten geçmişti bundan sonra geçmişe bakıp keşke demeyecektim. Geleceğe odaklanacaktım. Bahçedeki insanlar büyük coşkuyla Cem'i alkışlamaya başlayınca Cenk'ten bakışlarımı çekip tekrar Cem'e döndüm. Yeni projesini tanıtmayı bitirmişti. Herkes tarafından beğenilmişti anlaşılan. Birçok kişinin yüzünde hayranlık vardı. "Teşekkür ederim" dedi Cem . Derin bir nefes alıp tekrar konuşmaya başladı. "Kendi şirketimi kurmak benim için kolay bir iş değildi. Bu yolda tek başımaydım. Ne arkamda duracak bir babam ne de yanımda beni destekleyecek bir kardeşim vardı. Onlar beni istememişlerdi çünkü onlar gibi kötü değildim" Bahçede büyük bir sessizlik oldu . Herkesin bakışları Cem ve cenklerin arasında gidip geliyordu. Cem tekrar konuşmaya başladığında herkes dikkatini tekrar Cem'e verdi. "Babam beni şirketinin başına geçirmek istedi. Ben se kirli işlerin döndüğü şirketin başına geçmek istemediğimde babam tarafından evlatlıktan reddedildim " Bahçe çok sessizdi kimse çıtını çıkarmadan pür dikkat Cem'i izliyordu. Cem eliyle kardeşini ve babasına işaret etti. "Bu iki şerefsizin bulaşmadığı kirli iş kalmadı . Siz fark etmeden sizi dolandırıp paralarınızın üzerine çöküyorlar " Cem kalabalığın arasınd yaşlı bir adama dönüp konuştum. "İlyas amca senin gemideki malları çalanı bulamamıştın ya işte o malları çalan kişi benim şerefsiz babam" Kalabalığın içinde birine daha döndü . "Hayri amca senin şirketin de çalınan parayı da Cenk ve babam çaldı. Selim amca senin arabaları kaçıran da babamdı. Fatih amca senin kumarhaneyi patlatan da piç kardeşim di . Buradaki herkesin paralarını arabalarını çalıp illegal işlere yatırdılar " Cem son olarak bakışlarını babama çevirdi. "Hasan amca eğer babamla olan ortaklığını bitirmeseydin tüm suçu senin üstüne yakacaklardı" " Eğer ki bu çocuk iftira atıyor. Buca yıllık dostluğumuz var yapmaz öyle bir şey derseniz . her şeyi kanıtları ile birlikte polise verdim. Birazdan burada olurlar siz de benim yalan söylemediğimi kendi gözünüzle görürsünüz " Demesiyle tüm bakışlar Cenk ve babasına döndü. "Ne diyor bu çocuk" "Doğru mu söylüyor bu çocuk Yalçın ,Cenk" "Eğer doğruysa var ya ölümünüz benim elimden lan" Bahçedeki insanlar bağırarak Cenk ve babasının üzerine yürümeye başladı. Cenk burnunu tuttu peçeteyi hırsla yere atıp Cem'e doğru yürümeye başladı. "İnanmayın bu orusbu çocuğuna yalan söylüyor. Ulan geberteceğim lan seni " Cenk Cem'e doğru yürüyordu ki Furkan'ın karnına attığı tekme ile yere yapıştı. Cenk'in babası Yalçın üzerine doğru gelen kalabalıktan kaçmak için arkasına dönmüştü ki burun buruna geldiği polis memuru ile durmak zorunda kaldı. "Yalçın Aker ve Cenk Aker. Hırsızlık adam kaçırma örgüt kurma kara para aklama ve işlediğiniz birçok suçtan dolayı tutuklusunuz " Polis memurunun söyledikleriyle bahçede kalabalık sessizleşti herkes Cem'in doğru söylediğini anlamıştı. Polis memurları Yalçın'ı ve Cenk'i yaka paça tutup kelepçeledikten sonra bahçeden hızlı adımlarla çıkardılar. Onların arkasından da bahçedeki kalabalığın yarısı gitti. Bahçede pek fazla insan kalmamıştı. Cem'e doğru gidecektim ki ablamın sesi ile durmak zorunda kaldım. "Bu işte bir parmağın var mı Ela" Ablama dönüp konuştum. "Var. Cenk'e yardım etmeseydim bu işi tek başına halletmez'di " "Babam sana bu adamdan uzak dur diyor sen kendi başına ne işlere kalkışıyorsun. Ela hiç mi düşünmüyorsun babamın sana kızacağını . Adam sana dedi ki bu heriften uzak dur ben halledeceğim. Ama sen hala burnunun dikine gidiyorsun" "Ne yapmamı bekliyorsun abla eğer ben o heriften ayrılmasaydım babam ortaklığı bitirmeseydi tüm suçu babamın üzerinde kalacaktı . Sırf ben Cenk'le sevgili olduğum için onun babasıyla ortak oldu . Ve benim yüzümden babam şu an haksız yere hapiste olabilirdi" " Babam için yaptığını anlıyorum ama babam da sana dedi ki bu adamdan uzak duru ben onun cezasını vereceğim ama sen ne yaptın yine burnunun dikine gitin bulaşmama gerken işlere bulaştın. Allah bilir bu sefer sana nasıl bir ceza verecek " "Umrunda değil cezası. Yine olsa yine yapardım hiç de pişman değilim" Cevap vermesini beklemeden yanlarından ayrılıp Cem ve Hazal'a doğru yürümeye başladım. Ablam beni anlayamaz dı. Eğer inada bindirip Cenk ile sevgili olmasaydın şu an bunların hiçbiri yaşanıyor olmazdı. Bir inat uğruna hiç sevmediğim bir adamla iki yıl boyunca sevgili oldum. Cenkle sevgili olmak bana sadece zarar vermişti. Kardeşim gibi sevdiğim Cem'le arkadaşlığımız bitmişti. İki yıl boyunca aldatılmıştım. Babam benim yüzümden suçsuz yere hapse girebilirdi. Cenk'i hiç sevmememe rağmen onunla iki yıl boyunca sevgili oldum. Ve onun ne kadar kötü biri olduğunu hiçbir zaman göremedim. Çok pişmandım. Hem de köpekler gibi. Cem'in yanına geldiğimde ikimize hiç konuşmadan birbirimize sarıldık. "Kendimden iğreniyorum" Cem saçlarımın arasından başını kaldırıp yüzüme baktı. "O nasıl söz öyle" "Sırf bir inat uğruna iki yıl boyunca hiç sevmediğim, kötü bir adamla sevgili oldum .Bir de üstüne Babamı kendi elimle yok edecektim. Sen olsan ne hissederdin. Ben şu an olduğum durumda, kendimden iğreniyorum" Anlama bir öpücük kondurdu. "Ela Bir daha böyle sözler duymayayım. Ben sana sadece Cenk ile sevgili olmaman için baskı yaptım. Onun nasıl işler içinde olduğunu sana söyleseydim belki de onunla hiç sevgili olmayacaktın . Hatan yok değil var ama sadece sen hatalı değilsin. Artık unutalım geçmişi. Önümüzde uzun bir gelecek var bu geleceği birlikte güzelleştireceğiz. Ve ben bir daha kardeşimden ayrılmayacağım" Anlamı bir kez daha öpüp sıkıca sarıldı bana. Ne kadar sarıldık bilmiyorum babamın sesini duymamızla birbirimizden ayrıldık. "Biraz konuşalım mı Cem" Arkamı dönüp babama baktığımda bize baktığını gördüm. Yüz ifadesinden sinirli olduğunu anlayabiliyordum. Babamın arkasına baktığımda ise ablamların bahçeden çıktığını gördüm. Ömer'e baktığımda ise kafasını Bizim olduğumuz tarafa çevirmiş bir taraftan bize bakıyor bir taraftan da bahçenin çıkışına doğru ilerliyordu. "Olur konuşalım Hasan amca" Cem'in sesi ile bakışlarımı ömer'den çekip babama çevirdim. "Neden böyle işlere tek başınıza kalkışıyorsunuz. Ya o piç kardeşin kızıma zarar verseydi" "Endişeni anlayabiliyorum Hasan amca . Ama benim de Ela'yı zarar gelecek bir işin içine sokmayacağımı bilmen lazım. Sen kızın ne kadar çok seviyorsan ben de o kadar çok seviyorum Ela benim kız kardeşim gibidir. Eğer onu tehlikeye atmak isteseydim konuşma yaparken Ela yanım'da olurdu. Ben oraya çıkarak Ela'yı değil kendime hedef olarak gösterdim" Kaşlarımı şaşkınlıktan havalandı. Ne demek kendime hedef olarak göstermiştim benim neden bundan haberim yoktu. "Cem sen ne diyorsun. Ne demek kendime hedef olarak gösterdim" Cem bakışlarına babamdan çekip bana döndü. "Eğer ki birileri babam denilecek o şerefsiz in intikamını almak isterlerse hedef olarak beni görsünler istedim" " Nasıl böyle bir şey yaparsın . Hangi akıla " "Ela güzelim babamın arkasını toplayan çok kişi var . Bunu kendin araştırırken gördün zaten . Aralarından birisi ilaki rahat durmuyacaktır . Paraları kesildi nede olsa . Bende kimseyi bulaştırmedan bu işi tek başıma yapmışım gibi gösterdim " "İyi bok yedin " " Ne yapsaydım senimi hedefe koysaydım yada Hazal'ımı " "Keşke beni gösterseydin " "Bu söz konusu bile olamaz " "Tamam kavga etmeyin . Etrafdaki insanlar size bakıyor" Hazalın söyledikleriyle sustuk . Biz susunca babam tekrar konuştu . " Her ne kadar kızımı bu işe bulaştırdığın için kısamda yinede yaptığın şeyi kimse kolay, kolay cesaret edip yapamaz . Kendi adıma sana teşekür ederim " " Teşekküre gerek yok Hasan amca . Kız kardeşimin babası için ne olursa yaparım " Babam kafasını ağır ağır aşağıya yukarıya saladı bu onun dilinde artık arkanda ben varım demekti . Babamın bakışları bana dönünce ister istemez yutkundum . " Arkadaşlarınla vedalaş gidiyoruz . Arabada bekliyorum seni çabuk gel " Cevap vermeme fırsat vermeden arkasını dönüp bahçenin çıkışına doğru yürümeye başladı. Babamın arkasından bakmaya bırakıp bakışlarım tekrar Cem'e çevirdim. " Bu kendini hedef gösterme meselesini konuşucağız " "Konuşcak bir şey yok " "Var " " Yok ben yapmam gerekeni yaptım . Ela lütfen bir daha bu konuyu konuşmak istemiyorum . İkimizde yapmamız gerekenleri yapıtık ve o iki şerefsiz bizim sayemizde cezalrını çekicekler" Omuz silktim. "Yinede böyle bir fedakarlık yapmana gerek yok " "Vardı atık açma şu konuyu . Cenk'i de kafana takma her şey geçmişte kaldı. Bugünden sonra mutlu günler bekliyor bizi".dedi ve ben kendisine çekerek sıkıca sarıldı . "Her şey bitti kardeşim. Cenk artık hayatımızda yok. Kötü günler geride kaldı artık"deyip benden ayrıldı. Gülümseyerek yüzme bakıp tekrar konuştu. "Babanı daha fazla kızdırmadan git. Yarın buluşur tekrar konuşuruz" "Tamam" Cem'in yanından ayrılıp Hazal'a dönüp ona sarıldım . "Görüşürüz Hazal " Sarılmama karşılık verip konuştu . "Görüşürüz Elacığım. Kafana da bir şey takma artık her şey geçti ve bitti" Ondan ayrılıp konuştum . "En kısa zamanda görüşürüz " "Görüşürüz güzelim " dedi Cem. İkisinede son kez bakıp arkamı dönerek yanlarından ayrıldım. Hızlı adımlarla bahçeden çıkıp köşkün önüne geldim . Davetin başladığı saatlerde olan magazinciler artık yoktu büyük ihtimalle Cem hepsini göndermişti. Köşkün büyük kapısından çıkarak korumalar tarafından benim için açılan kapıdan girip arabanın arka koltuğuna oturdum. Kafamı çevirip yanımda oturan babama baktığımda ifadesiz yüzüyle önüne bakıyordu. Babamı çok iyi tanıyordum şu an sinirliydi eğer konuşursan bana patlardı bu yüzden susmayı seçtim. Sadece babamın arabaları vardı önümüzde. Büyük ihtimalle ablamlar çoktan. Yolculuk çok sessiz geçti ne babam ne de ben eve gelene kadar tek kelime etmedik. Araba evin önünde durunca korumalarla birlikte arabadan indik. Babamla birlikte hiç konuşmadan bizim için açılan evin kapısından içeri geçtik. Ben merdivenlerden çıkıp odama gitmeyi planlıyordum ki babamın sert sesiyle durmak zorunda kaldım. "Nereye gidiyorsun Ela hanım daha konuşacaklarımız var" Çıktığım birkaç merdivenden tekrar inmek zorunda kaldım. Babam başıyla çalışma odasını işaret edince onun peşinden çalışma odasına girdim. Babam çalışma masasının önündeki koltuğa geçip karşıma oturdu. Bense ayakta dikilmeyi tercih ettim. "Söyleyecek bir şey yok mu" Yutkundum. Babamdan şu yaşıma kadar pek azar işitmemiştim ama nedense içimdeki hisler şu an çok fena azarlanacağımı söylüyordu. "Ne gibi baba" "Hmm bir düşünelim Ne gibi bir şey acaba. Güzel kızım sen benimle dalga mı geçiyorsun" Nedense bugün herkes aynı şeyi söylüyor du. "Yo baba neden seninle dalga geçeyim" "Ela" "Tamam sustum" "Neden böyle yapıyorsun. Ben seni korumaya çalıştıkca sen neden kendini tehlikenin tam ortasına atıyorsun" "Baba kendimi tehlikeye attığım falan yok. Biz sadece herkesin içinde gerçekleri ortaya çıkardık bunun neresi tehlike" Babam yaslandı kanepeden bir anda doğrulunca istem dışı bir adım geriledim. "Ne resmi tehlike? Ben sana söyleyeyim tehlikenin ne olduğunu. Eğer bu işte senin de parmağının olduğunu duyarlarsa hiç düşünmeden kafana sıkarlar" Kaşlarımı kaldırarak babama baktım. Çok fazla abartıyordu. "Baba kimse bir şey yapamaz. Çok fazla abartıyorsun" "Fazla mı abartıyorum. Ela bu adamların yemediği bok kalmamış .Kim bilir arkaların'da nasıl bir bela bırakıp içeri girdiler. Ben seni her şeyden uzak tutmaya çalıştıkça sen bodoslama belanın içine dalıyorsun" "Ben de seni kurudum baba. Sen beni nasıl düşünüyorsan ben de seni öyle düşünüyorum. Benim yüzümden sen suçsuz yere hapse girecektin. Sırf Cenk ile sevgiliyim diye hiç istemediğin halde onun babasıyla ortak olun. Bu ortaklık da senin felakete sürüklüyordu. Eğer ben cenkten ayrılmasaydım sen belki de şu an hapisteydin" "Ela- " Ne Ela baba yalan mı. Adamlar her şey o kadar çok kusursuz planlamışlar ki . Benimle sevgili olmasının tek amacı seni ortaklar yapıp sonra da tüm suç senin üstüne yıkmakmış" "O kadar çok aptalmışım ki bu ailenin ne kadar kötü olduğunu fark edememişim . Kendim bir uçuruma koşarak gitmişim peşimde siz de sürüklemişim. Sen şimdi kendini tehlikeye atıyorsun diyorsun ya ben senin için hiç düşünmeden ölüme bile giderim baba" Gözlerim dolmuştu . Ağlamamak için dişlerimi alt dudağıma geçirdim. "Her şey o kadar çok üst üste geldik. Ben o kadar çok yoruldum ki. Artık ne yapacağımı bile bilmiyorum" Cenk ayrı. Cenk ve babası ayrı. Cem ayrı. Ömer ayrı. Bir de üstüne daha etkisinden çıkamadığım hamilelik meselesi vardı . Ruhum çok yorgun du . Kalbim'de ruhum kadar çok yorgun du . Artık ne yapacağımı bilmez bir haldeydim. Sanki bir bataklığın içindeydim ve o bataklık beni içine çekiyordu. "Gerçekten çok yoruldum baba" Gözümden bir damla yaş düştü. "Ben böyle olsun istemedim" Gözümden art arda yaşlar düşmeye başladı. "Yemin ederim Baba ben böyle olsun istem. Biliyorum sürekli sana sorun yaşatıyorum sürekli seni rezil ediyoru- Gerisi gelmedi ağlamam şiddetlendiği için susmak zorunda kaldım. Babam oturdu koltuktan hızlıca ayağa kalk yanıma geldi. Sıkca bana sarılıp beni göğsünü çekti. "Şşş tamam babacım geçti" " Ben yanındayım. Sakinleş" "Babam ben sadece seni düşündüm" Hıçkırıklarını arasından zar zor konuştum. "Biliyorum babacım ben senin bu kadar üstüne gelmemem lazım dı" "Her şey üst ,üste geldi artık mantıklı düşünemiyorum. Birde o adamın yanında çalışmak apayrı bir konu. O beni daha da çok yoruyor" "Ömer'in yanında çalışmak kötü mü" "Kötü " Onu sürekli Serra ile görmek kalbime zarardı . "Tamam bundan sonra onun yanında çalışmıyorsun " Kafamı babamın göğsünden kaldırıp yüzüne baktım. "Nasıl" Babam elleriyle gözyaşlarımı sildi. "Madem onun yanında çalışmak istemiyorsun bundan sonra çalışmıyorsun. Ben Ömer'le konuşurum. Ömer'in nişanından sonra da artık nereye gitmek istiyorsan oraya gidersin" "Gerçekten mi" "Gerçekten. Artık Ömer defteri senin için kapandı" Ömer defteri benim için kapandı mı?
Bölüm sonu. Bölüm nasıldı yorumlarınızı alayım. Sizce de Ela için Ömer defteri kapandı mı. Sizce bundan sonra ne olacak. Furkan karakterini beğendiniz mi. Sezon finalini adım adım yaklaşıyoruz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın sonraki bölüm görüşürüz:)
|
0% |