@vanilyab2
|
Selamın helooo gençler nasılsınız bakalım. Sezon finali bölümüyle karşınızdayım.👏🏻👏🏻 Şu an biraz duygulandım 🙃 Neyseeee. Yeni bölümle karşınızdayım oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın:) ...
Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız Dokunarak uçalım
Bir hafta sonra: Kardeş ne demekti. Kardeş olmak için illa kan bağı mı lazımdı. Birini koşulsuzca sevmen için illa bir yakının mı olması gerekiyordu. Çok insan tanıdım gördüm. Çok abi kardeş gördüm. Birbirlerinden nefret eden. Kardeşlik nedir, Sevgi nedir bilmeyen . Çok farklı insanlar gördüm. Birbirleriyle ne kadar zıt olsalar da. Birbirlerini kardeş gibi seviyorlardı. Önemli olan kan bağı değildir. Önemli olan can bağıydı. Benim için de öyleydi. Ne Eftalya'yı ne Ferit'i ne de Cem'i ablamdan ayırırdım. Aramızda bir kan bağı yoktu ama bizim aramızda çok güçlü bir can bağı vardı. Biz ayrılmaz dörtlüydük. Çocukluktan bu yana dostuk. Birbirimizi çok sever hiç ayrılmazdık. Birimizin bir sıkıntısı olduğu zaman hep birlikte hallederdik. Hepimiz çok zıt insanlardık çok farklıydık ama aramızda öyle güçlü bağ vardı ki birbirimizden kopamıyorduk. Çoğu kişi bizi kıskanır kimisi ise hayran kalırdı dostluğumuza. Ta ki o güne kadar. Ayrılmaz dörtlü benim yüzümden ayrıldığı gün . İki yıl önce Cem'le büyük kavgamızdan sonra birbirimize küsmüştük ve yollarımız ayrılmıştı. Cem bizi geride bırakıp çekip gitmişti. Onu çok aramıştık ama bir türlü bulamamıştık. Araya küskünlükler kırgınlıklar girdi . Onu abim gibi görüyordum o da beni kız kardeşi gibi. O gün birbirimize söylediğimiz kırıcı sözler yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Hala söyledikleri aklımdaydı benim ona düşünmeden söylediklerim. Düşüncesizce söylediğim şeyler yüzünden çok pişman olmuştum ama iş işten geçmişti. "Sana defalarca kez söyledim Ela. Cenk sana uygun birisi değil" "Abartma alt tarafı çıkma teklif etti kabul bile etmedim daha. Sen niye bana bu kadar çok bağırıyorsun ki" "Seni düşünüyorum. Ve kardeşimle sevgili olmanı istemiyorum. Olmayacaksın da " "Buna sen karar veremezsin istediğimi yaparım" "Eğer Cenk ile sevgili olursan hayatından çıkarım Ela" "Cem çok fazla abartmıyor musun . Demek Cenk ile sevgili olursam hayatından çıkarım. Alt tarafı bir çıkma teklif etti. Kabul etmedim hem kabul etsem bile bir hafta takılırım. Ne olacak buna da ya" "İstemiyorum Ela eğer onunla sevgili olursan giderim" "Of Cem ya ne abarttın" "Onunla sevgili olmayacaksın" "Ona sen karar veremezsin istediğimi yaparım. Hata gidip onunla sevgili olacağım sırf sana inat olsun diye" "Öyle mi" "Öyle" "O zaman bundan sonra hayatında ben yokum. Madem Cenk ile sevgili oluyorsun bitti aramızdaki dostluk. Ben seni uyardım ama madem beni dinlemiyorsun o zaman canın yansın " O gün söylediği son sözler bunlardı. Yanımdan çekip gitmişti ve onu iki yıl boyunca görememiştim. Bir inat uğruna canımdan çok sevdiğim dostumu kaybettiğim yetmiyormuş gibi bir de değmeyecek bir adamla sevgili olmuştum. Keşkelerim çoktu. Cenk hayatıma girdikten sonra keşkelerim artmıştı. Keşke Cem'i dinleseydim. Keşke Cem'le aramdaki dostluğu bitirmeseydim. Keşke Cenk'i hayatıma hiç almasaydım. Keşke Cem'i daha erken bulsaydım . Ablamdan ayırmadığım abim yerine koyduğum adam bir haftadır ölümle cebelleşiyordu. İki yıl sonra bulduğum kardeşimi kaybediyordum. İçim yanıyordu. Ruh gibiydim sanki. Kalbim çok ağrıyordu . Cemi kaybetme korkusu beni mahvediyordu. Şu bir haftadır Ne yaptığımı bilmiyorum. Kardeşimden iyi bir haber beklerken ortalıklarda ruh gibi dolanıyordum. Bir hafta önce Hazal'dan aldığım haberle hastaneye nasıl geldiğimi bilmiyorum. Hastaneye gelip duyduklarımdan sonra da daha kötü olmuştum. Cem'in durumu kratikti. Bir haftadır yoğun bakımdaydı . Cem iki kurşun yüzünden bu haldeydi. Birisi kalbine diğeri ise karnına isabet etmiş . Arabasıyla şirketine giderken kırmızı ışıkta beklemiyormuş ne olduysa o ara olmuş zaten . Güya sokak magandaları sağa sola ateş ederken ne tesadüfse kurşunlar Cem'e denk gelmiş . Her kes bunun bir kaza olduğunu söylüyordu ama biliyorduk . Halil amca olayı titizlikle araştırıyordu . Duyduklarıma göre bu işin altında Cenk ve babası vardı . Bir baba evledına bunu nasıl yapardı ? Peki Cenk nasıl yapmıştı ikizine . Nasıl onu öldürmeye kalkışmıştı . Gerçi benimkide aptalık . Onca masum insana neler yapmışlar Cem 'emi yapmayacaklar . Cem onları ne yapacağını biliyormuş . Babam haklıymış. Başta abartığını sanıyordum . Ama Cem'in yoğun bakımda ki halini görünce neden bana kızdığını daha iyi anladım . Kendimi düşünmüyordum . Tek düşündüğüm kişi Cem di. O yaşasın başka bir şey istemiyordum . Yanıma birinin oturmasıyla kafamı yerden kaldırıp banka oturan kişiye baktım. Furkan. Ne zamandır burda olduğumu bilmiyorum . En son oturduğumda hava karanlıktı . Şimdi ise hava aydınlıktı . Hiç farketmemişim . Furkanın bakışları yüzümdeydi. Gözlerimin içi kan çanydı . Bir haftadır nerdeyse hiç uyumadığım için gözlerimin altında koyu halkalar vardı . Saçım başım dağılmış . Üzerimdeyse bir hafta önce giydiğim siyah pantolonum ve beyaz tişörtüm vardı . Furkan'nın bakışlarından rahatsız olduğum için kafamı tekrar önüme çevirdim . "Biraz uyumalısın " Furkan'nın bakışlarının hala yüzümde olduğunu hisediyordum ama dönüp bakmadım . Cevapta vermedim. Cevap vermek yerine kafamız sadece sağa sola salladım. Cevap verecek halim yoktu. "Kendini çok yıprattın Ela. Eve git biraz dinlen bak biz de buradayız . Biraz dinlenmeye ihtiyacın var " Kurumuş dudaklarını zorlukla aralayıp Furkan'a cevap verdim. "İstemiyorum dinlenmek falan. Ben burada kalacağım" "Ela anlıyorum seni gitmek istemiyorsun ama halin kötü. Git biraz dinlen sonra tekrar gelirsin. Eftalya ile Ferit de burada sen git" Ben gitmek falan istemiyordum. Her önüne gelen aynı şeyi söyleyip duruyordu bana. "Anlamıyor musun Furkan gitmek istemiyorum diyorum" "Tamam. Sen bilirsin" Aramızda birkaç saniye sessizlik oldu. Sonra tekrar Furkan konuşmaya başladı. "Cem ile ilk tanıştığımızda ona hiç güvenmemiştim. Abilik duygusu işte ona güvenip kardeşimi emanet etmek istemiyordum. Ama Cem bana kardeşimi nasıl sevdiğini gösterdi. Benim inadımı kıdı . O çok güçlü biri Ela o yoğun bakımdan da sağ salim çıkacağına inanıyorum " "Çıkacak inşallah" "Onu çok seviyorsun" "Çok" "O da seni çok seviyor. Her fırsatta seni anlatırdı sizi anlatırdı yaşadığınız anıları anlatırdı . Anlatırken bile siz ne kadar çok sevdiğini anlayabiliyordum " Gözümden bir damla yaş süzüldü. "Merak etme yoğun bakımdan sağ Salim çıkacak. Bize ailesinin yanına dönecek" "Döner dimi Furkan" "Ben inanıyorum dönecek sen de inan" Umarım dediğin gibi olur Furkan. Aksi takdirde ben ne yaparım bilmiyorum. Cemsiz bir hayat düşünemiyorum. "Hazal nasıl" İki gün önce Hazal artık yaşadıklarına dayanamamış bayılmıştı . İki gündür ki uyutuluyordu. Bir ara yanına gitmek istemiştim ama cesaret edemediğim için gidememiştim. "İyiler. O da biraz önce uyandı" "İyiler derken" Kafamı tekrar yerden kaldırdım ve Furkan'a baktım. "Hazal bir buçuk aylık hamileymiş " "Ne " Hazal hamile miymiş. Dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Şu bir haftada aldığım en iyi habedi . "Öyleymiş. Hazal da bilmiyormuş. Hep beraber öğrenince biraz şaşırdı ama sonra çok mutlu oldu" "Sevdiği adamdan bebeği olacak nasıl mutlu olmaz ki" Bu haberi duyduğunda Cem'i düşünemiyordum heyecandan bayılırdı büyük ihtimalle. Cem hep bir ailesi olsun istiyordu. Baba olmayı istiyordu aile kurmak istiyordu. Cem'den çok iyi Baba olurdu. Bir an önce uyansın da bu mutlu haberi o da duysun. "Umarım bir an önce Cem uyanır da bu güzel haberi o da duyar" "Cem'in tepkisini çok merak ediyorum ben bile duyduğumda şaşkınlıktan donup kaldım. Kim bilir o ne yapar. Ben dayı olacağım için bu kadar şaşırdım o Baba olacak düşünsene " İstemsizce güldüm. "Muhtemelen heyecandan bayılır" "Doğru diyorsun" Günler sonra ilk defa yüzüm güldü sanırım. Kardeşimin bir ailesi olacaktı artık . Onun adına çok mutlu olmuştum. Bir de uyansa şu dünyada benden mutlusu olmazdı. "Ela" Adımı duymamla kafamı arkaya çevirip bana seslenen kişiye baktım. Ablam. Cem'in haberini aldıktan sonra benimle hastaneye gelmişti yanında biraz kaldıktan sonra gitmişti ara, ara gelip bana bakıyordu sonra tekrar gidiyordu. Bugün gelmeyecek diye biliyordum ne olmuştu da gelmişti . "Abla" Bize doğru gelmeye başladığında Furkan ayağa kalktı. "Ben bir Hazal'a bakayım" "Tamam" Furkan ablama selam verip hastanenin bahçesine çıktı. Gitmesiyle de Furkan'ın kalktığı yeri ablam oturdu . "Bugün gelmeyecektin ne oldu" "Sana bir bakayım dedim" "Anladım" "Nasılsın" "Kötü" "Merak etme Cem sağ salim çıkacak o yoğun bakımdan" Ablam da Cem'i tanır bilirdi . Onu ne kadar sevdiğimi değer verdiğimi iyi biliyordu. "İnşallah öyle olur" "Babamlar da burada. Yavuzlar da, yavuz'un annesi babası da yukarı çıktılar geçmiş olsun diyecekler Hazal'a, ailesine" Cevap vermedim sadece anladım şeklinde kafamı salladım. "Ömer de burada" Yine sessiz kaldım. "Dışarıda hastanenin önünde" Yine sessiz kaldım. "O da seni çok merak etti " Yine sessiz kaldım . "Seni bekliyor dışarıda konuşmak istiyor" Bu sefer sessiz kalamadım. "Benim onunla konuşacak hiçbir şeyim yok" Beni sevdiğini söyleyip duruyordu ama nişanlanacağı bir kız vardı. Mecbur olduğunu söylüyordu. Ama ben orada da mecburiyet göremiyordum. Eğer benimle görüşmek , konuşmak istiyorsa o mecburiyeti ortadan kaldıracaktı. Ben metres durumuna düşmek istemiyordum. "Ela biliyorum ablacığım hiç iyi bir durumda değilsin kafan da çok karışık ama onu dinlemen lazım kafanın karışıklığını bir tek o giderebilir" "Benim nişanlı bir adamla konuşacak bir şeyim yok abla " Ömer'i neredeyse bir haftadır görmüyorum en son avm'deyken görmüştüm. Zaten nişana sayılı günler vardı Ben bir haftadır buradaydım büyük ihtimalle Serra ile nişanlanmışlardır. "Ömer nişanlı falan değil Ela" Kafamı yerden bir hışımla kaldırıp ablama baktım. Nişanlı değil dedi dimi ben yanlış anladım . Cem vurulmadan önce . Nişana sayılı günler vardı . Serra nişanlık bakıyordu Ömer onu almaya gelmişti . Ortada nişan tarihi vardı . Ömer nasıl Serra ile nişanlı olmuyordu. "Nasıl" "Anlatacaklarım kafanı daha da çok karışacak buna eminm . Bunları benim söylemem de doğru değil . Olaylar biraz karışık " "Abla lafı ağzında geveleyip durma ne söyleyeceksen söyle . Söylemeyeceksen de yanımdan git . Şu an kimseyi düşünücek durumda diğilim . Yanlız kalmak istiyorum " Ablam oturduğu yerden rahatsızca kıpırdadı . Bir şeyler söylemek istiyordu beli ama şöyleyip söylememek arasında gidip geliyordu . Ablam en sonunda pes etmiş olucaki derin bir nefes verip konuşmaya başladı . " Ömer serra'yı sevmiyor . Onunla mecuriyeten birlikteydi. Şimdi diyorsun ne mecburiyeti söyliyim . Serra bir yıl önce başladı Ömer'in şirketinde çalışmaya . Serra hayindi . Yani Ömer'in şirketindeki projeleri çalıp Ömer'in rakibi olan adama veriyordu . Bu durumu bizimkiler fark etiğinde kendi aralarında bir pilan yaptılar . Serra'nın Ömer'e zafı vardı Serra ajanlık yapsa da Ömer'e aşıktı . Bizimkilerde bunu kulanarak pilanlarını deverye soktular " Ablam derin bir nefes alıp tekrar konuşmaya başladı. "Serra'yı kulanarak sürekli karşı şirkete yanlış projeler verdiler . Bu durumu Serra fark eti sanırım her ne kadar o sürtüğü sevmesem de zeki bir kadın . Neyse Serra baktı ki açığa çıkıcak suçu başkasını üzerine yıkmayı pilanladı " "Siz bunu nasıl anladınız " "Tabikide odasındaki kamaralar ve üzerindeki dinleme cihazı sayesinde " Anladım dercesine kafamı saladım . Ablamsa kaldığı yerden devam eti . "Neyse bizimkiler bunu kendi aralarına aldılar gitikleri yerlere götürdüler . Ömer'in ailesi olayları bildikleri için Serra'yı yemeklere davet etiler. Anlıyacan sanki bilmiyomuşuz gibi davrandılar . Serra da kandı buna . Masum rolü oynarken bir taraftan da suçu kimi üstüne yıkacağını arıyordu . Benim nişanıma geldikten sonra kurbanını seçmişti . Bil bakalım kim " "Kim " "Sen " "Ben mi " "Evet sen " "Ben ne alaka " "Sen babamla tartıştığın zaman babam seni Ömer'in asistanı olarak şirkete sokunca bu da çaldığı bütün projelerin dosyalarını senin odan koyup suçu senin üzerine atıcaktı . Ömer'de Serra senin üstüne suçu yıkmasın diye Bodrum'a Serra'yı çağırdı . Eğer ömer Serra'yı Bodrum'a çağrıp evlenme teklifi etmeseydi tüm suç senin üzerine kalıcaktı " Yabozun parçaları kafamda yavaş yavaş birleşmişti ama anlamadığım bazı noktalarda vardı . "İyi de siz zaten bu kızın hain olduğunu biliyor musunuz ne gerek bardı Ömer'in Serra'yla nişanlanmasına " Ablam ofladı . "Ela diyorum ya olaylar karışık diye . Ben bile olayların içerisindeyken zar zor anlıyorum şimdi birde sana anlatmaya kalktım benimde kafam karıştı " "Abla ya " Ablam bir kaç saniye gözlerini kapattı. Derin bir nefes alıp tekrar konuşmaya başladı. "Nerde kalmıştım ha Ömer neden Serra'yla nişanlandı . Tabi sende kendince haklısın . Diyorsun bunlar her şeyi biliyorlar neden Serra'nın yaptıklarının ortaya dökmüyorlar , Serra'yı neden şirketen çıkarmadılar , bunları diyomusun bilmiyorum ama ben çok kez kendi kendime sorup durdum neyseki cevaplarını bildiğim için çok fazla kafaya takmadım neyse bu Serra'nın bilgi sızdırdığı şirket'in sahibi aynı zamanda Serra'nın da amcası oluyor. Ve bu adamın arkası bayağı güçlü Ömer sana zararı dokunacaklarından korktuğu için Serra'yı seviyormuş gibi yapıp onunla nişanlandı ki bu insanlardan sana zarar gelmesin. Yani olayların kısa özeti Ömer her şeyi aslında senin iyiliğin için yaptı " Dedi ve oturduğu banktan ayağa kalktı. "Ben yukarı çıkıyorum sen ister burada otur kukuman kuşu gibi düşün istersen seni bekleyen adam ın yanına git . Bundan sonrası sana kalmış " Dedi ve bana bakmadan arkasını dönüp yanımdan gitti. Kafamdaki bazı soru işaretleri ablam tarafından giderilmişti . Ömer'in neden sürekli bana mecburum dediğini anlamıştım ama bu kadar şeyede gerek varmıydı ? Kalbim diyordu kalk git yanına konuş . Aklımsa şu an hiç zamanı diğil. Hem konuşsan ne olucak ? Artık birine güvene bilicekmisin . Bilmiyordum . Ben ne yapıcamı bilmiyordum . Halim zaten perişandı birde üstüne Ömer'le konuşa bilirmiyim bilmiyorum . Ama tabiki de ben aklımı dinlemedim ve kaç saatir oturduğumu bilmediğim banktan ayağa kalktım. Ayaklarım sızlıyordu . Her adım ttığımdaysa bu sızı katlanarak artıyordu . Ayaklarım sanki gitmemi istemiyordu . Hastanenin bahçesinden çıktım . Sarsak adımlarla hastanenin önüne geldiğimde onu tam karşımda gördüm . Arabasına yaslanmış bana bakıyordu . Yanından eksik olmayan korumaları yine etrafındaydı . Ona doğru ilerlemeye başladığımda korumalar bir şeyler söyledi . Ne söylediğini bilmiyorum ama artık ne dediyse etrafında bir tane bile koruma kalmamıştı . Ömer'in tam karşısına geldiğimde kafamı kaldırarak yüzüne baktım . Lanet olsun ki yine çok yakışıklıydı . Benim ona baktığım gibi Ömer'de bana bakıyordu . Kan çanağna dönmüş gözlerime ,gözlerimin altındaki kouyu halkalara ve solmuş yüzüme uzun uzun baktı . " Nasılsın " Her zaman sert olan sesi bu seter şefkatliydi . "Kötü " "Arkadaşına gerçekten üzüldüm . Umarım bir an önce gözlerini açar " "Umarım " "Ela biliyorum ne zamanı ne de yeri ama seninle konuşmam gereken şeyler var" "Başka zaman konuşalım benim Cem'in yanına gitmem lazım " Ayakta bile durucak halim yoktu . Midem bulanıyor başım dönüyor ayaklarımsa sızlıyordu . Arkamı dönüp gidicektim ki Ömer'in kolumu tutmasıyla durdum . "Ela ben artık sabredemiyorum. Biraz daha beklersem kafayı yerim. Lütfen benimle gel " Bana yalvarır gibi bakıyordu ama benide anlaması lazımdı arkadaşım , canımdan çok sevdiğim kardeşim gibi gördüğüm adam ölümle cebeleşirken onu nasıl bırakıp Ömer'le birlikte gidiyim. "Ömer arkadaşımı bırakıp gelemem . Daha müsayit bir zamanda konuşalım " "Çok fazla vaktini almıyacağım . Konuşalım konuştuktan sonra ben seni tekrar getiricem söz " "Ömer " "Lütfen " "Tamam ama hemen hastaneye gelmem lazım Hazal'ı yanlız bırakamam " "Konuşalım ben seni hemen geri getiririm yeterki sen benimle gel" Elimi kendi elinin icine hapsedip beni arabaya doğru ilerlemeye başladı. Sanki her an vaz geçiceğimden korkuyormuş gibi beni hızlıca ilerletiyordu . Arabanın yanına geldiğimizde benim için ön kapıyı açtı . Açtığı kapıdan içeri geçip oturdum. Benim oturmamla Ömer bana doğru eğilip kemerimi taktı . Kemeri taktıktan sonra geri çekilip kapıyı kapatı . Ömer de şoför koltuğuna geçtikten sonra bana son kez bakıp arabayı çalıştırdı. "Nereye gidiyoruz hastaneden fazla uzaklaşmayalım" "Fazla uzaklaşmayacağız merak etme" Kafamı cama yaslayıp akan yolu izlemeye başladım. Başım ağrımaya başlamıştı. Kaç gündür uykusuz olduğum için üzerim de büyük bir yorgunluk vardı. Kendimi çok halsiz ve yorgun hissediyordum. Ruhun bedenimden ayrılmış gibi hissizleşmiştim bir anda. Dün hastaneye gelen babam benimle kavga etmişti. Ölü gibi gözüktüğümü biraz uyumam gerektiğini söylemişti. Haklıydı ama uyuyamıyordum. Ne zaman gözümü kapatsam gözümün önüne Cem geliyor du . Sürekli kabus görüyordum. "Ela " Ömer'in sesini duymamla düşüncelerinden sıyrıldım. Kafamı yasladığım camdan kaldırıp ona baktım. "Efendim" "Cem'in geçirdiği kazayı biraz araştırdım. Her ne kadar bu olay bir kaza gibi gözükse de belli ki bile isteğe yapılmış bir şey " "Evet biliyorum" Adım kadar eminim ki bu olayın altında Cenk ve babası var . Cem'den intikam almak için yapmışlardı. "Cem'in davete kendini hedef olarak gösterdi ve saldırıya uğradı. Cem kadar bu işin içinde sen de varsın . Cem için tutulan tetikçi senin için de tutulmuş olabilir " Evet bunu da biliyordum. Cenk kardeşine hiç acımadan bunları yaptıysan bana da yapar dı . "Bunu da biliyorum" "Bundan sonraki hedef sen olabilirsin Ela " "Umurumda değil" "Benim umrumda ama. Bu yüzden de seni uzaktan takip edecek korumalar ayarladım. Seni uzaktan uzağa koruyacaklar. Merak etme yanına yaklaşmayacaklar sadece seni uzaktan uzağa takip edecekler. Haberin olsun sonra bana neden söylemedin diye kızma " "Neden Ömer" " Ne Neden" "Neden bunları yapıyorsun diyorum. Neden beni korumaya çalışıyorsun, neden beni düşünüyorsun " Karşısına bakmayı bırakıp bana döndü. Gözlerindeki ifade fazla anlamdaydı. "Canımın canını koruyorum " Kalbimi hızlanmaya başlamıştı. "Sana bir şey olsun istemiyorum Ela . Sana bir şey olursa dayanamam " Her sözü kalbimi ok gibi saplanıyordu. "Ela sen benim her şeyimsin" Alayına güldüm. "Hadi ya öyle miyim" "Öylesin " Tekrar önüne döndü ve birkaç saniye sustu . "Biliyorum kafam karışık ablan'nın söylediklerini de az çok tahmin ediyorum. Bunlara inanıyor musun bilmiyorum ama inanmalısın çünkü her şey gerçek. Benim sevgimin gerçek olduğu gibi . Belki bana inanmıyorsun ama yemin ederim sana kendimi inandıracağım " Bundan sonra birine güvenir miyim bilmiyorum. Birde bu kişi Ömer se . Ömer benim için deprem gibi bir şeydi. Bir anda ortaya çıkıyor , tüm dengelerimi alt üst ediyordu. "Serra ile mecburiyetten birlikteydim" "Birlikteydin" Kaşlarım havalandı. Bu birliktelik nasıl bir birliktelikti çok merak ediyorum gerçekten. Merak ettiğim başka bir şeyse neden o gün otel odasına gelmediği . "Birliktelik derken yanlış anlama ona sarılmaktan öteye gitmedim" "Nedense sana hiç inanasım gelmiyor Ömer" "Yemin ederim ona bir tek bodrum'daki davette dokundum. O da beline sarılmaktan ileri gitmedi " Sol meleğim diyordu ki o gece neredeydi sor öğren . Sağ meleğim de sorma merak ettiğini bilmesin diyordu . Ama ben tabiki de yine sağ meleğimi dinlemedim sol meleğimi dinledim. "Peki o gece neredeydin " "Hangi gece" "Davet gecesi işte Serra'yı alıp gitmiştin ya gelmedin o gece neredeydin diye soruyorum" "Sen beni mi bekledin o gece" Kaşlarını havaya kaldırmış yüzündeki munzur ifade ile bana bakıyordu. "Hayır tabii ki de beklemedim. Gece bir ara uyanmıştım seni görememiştim o yüzden sordum" Yalan "Anladım. O gece Serra'yı bir otele bıraktım sonraysa tekrar otele döndüm. Senin yüzüne bakacak yüzüm yoktu bu yüzden de Selim'in kaldığı odaya gittim orada kaldım. Gerçi ben ona kalmak demezdim ama" "Neden" "Seni üzdüğümü düşündüğü için hırpaladı beni biraz. Sadece o değil ablan da hırpaladı ama kabul etmem lazım iyi dövüşüyor. Hiç beklemediğim bir anda sapladı tüm tırnaklarını enseme . Kulaklarımı çektiğini söylemiyorum bile. Yengem diye demiyorum tam bir kaçık " Şimdi anlamıştım Ömer'in ensesinde ki tırnak izlerini . Demek ablam yapmıştı . İyi yapmış . "Ela ben senden başka bir kadına dokunmadım " Sesiz kaldım . Ne dönüp baktım nede cevap verdim . Kafamı tekrar cama yasladım . Benden bi cevap almayan Ömer de sustu . Aradan geçen on-on beş dakika sonra araba durdu . Sahil kenarına gelmiştik . Birlikte arabadan indik . Ortalıkta bizden başka kimse yoktu . Ben etrafı incelerken Ömer de yanıma gelmişti . "Hadi gel biraz yürüyelim " Elini uzatmış tutmamı bekliyordu . Tutmadım . Elerimi pantolonumun cebine soktum . Yanımda ki Ömer bakmadan denize doğru yürümeye başladım . "Söyle hadi benimle ne konuşucaksın " Arkamdan gelip yanımda yürümeye başladı. "Ela ben nerden başlıyacağımı bilmiyorum " "En başından başla " "Peki başlıyım o zaman " "Seni ilk gördüğümde yirmi yaşındaydım. Denizin içinde bir o yana bir bu yana koşturuyordun . Ne kadar seni izledim bilmiyorum . O an benim için zaman durmuş gibiydi. O zamanlar toydum . Hisetiklerimin ne olduğunu sonradan anladım " Denizin yanına gelince ikimizde durduk . Ona döndüm. O da bana bakıyordu. "Benimkisi ne sevgi nede aşktı. Benimki sevdaydı . Seni gördüğüm an sevdalandım ben sana . Sen benim sekiz yılık sevdamsın Ela" "Öme- "Belki bana saplantılı bı piskopat diyceksin ama ben seni çok seviyorum Ela " "Sen benim deniz yıldızımsın . Sen benim EFULİM'sin " Eleriyle yüzümü avuçladı . "Bizim oralarda seven kişi deli gibi sever ama ben seni gayet aklım başında seviyorum Ela " Kalbim rotasından çıkmış deli gibi atıyordu . İçimde fırtınalar kopuyordu . Dizlerim zangır zangır titriyordu her an düşe bilirdim . Ömer'in söylediği her söz kalbimde deprem etkisi yaratıyordu . Tek gece geçirdiğim adamı bir daha hiç görmiyeceğim sanıyordum ama o gelmiş hayatımın merkezine yerleşmişti. Ömer'in beni bunca yıl sevdiğini bilmek beni bozguna uğratmıştı. Beni bu denli sevdiğini tahmin bile edemezdim . "Ömer ben ...ben ...ne diyiceğimi bilmiyorum " "Birşey demene gerek yok. Ben sadece artık sana olan sevdamı içimde tutamıyordum . Sadece seni sevdiğimi bil istedim " Gözlerindeki bir çok duyguyu görebiliyordum aşk ,sevgi ,şefkat ve adını koyamadığım bir çok duygu daha . Peki ben Ömer karşı ne hisediyordum ? Aklıma barda karşılaştığımız an geldi . Onu ablamın nişanında gördüğüm, şirketinde çalıştığım , yan yana geldiğimiz anlar teker teker aklıma geldi . Ömer'e bakarken kimsede hisetmediğim şeyleri hisediyordum . Cenk'e bakarken kalbim hiç hızlanmazdı ama Ömer'e bakarken öylemiydi kalbim deli gibi atıyordu . Her ne kadar kabul etmesem de biliyordum Ömer'e aşık olmaya başlamıştım . Ve ben Ömer'i hayatımda istiyordum . Birini gerçekten sevmek. Gerçekten sevilmek istiyordum. Ömer'in eleri hala yüzümdeydi. Cebimdeki elerimi çıkerıp tıpkı onun gibi bende onun yüzünü avuçlarımın içerisine aldım . Bunu yapmamı beklemiyor olacak ki şaşırdı kaşlar havalandı. "Dengelerimin bozulması bu saatten sonra umrumda değil " "Ne- Bana cevap vermesine fırsat vermeden dudaklarımı onun dudaklarının üzerine kapattım. Benden böyle bir hareket beklemeyen Ömer donup kalmıştı. Neyse ki bu hali uzun sürmedi. Dudaklarını aralayıp bana karşılık vermeye başladı. Soluksuz kalana kadar dudaklarımız birbirinden ayrılmadı. En sonunda nefes almak için birbirimizden ayrıldığımızda alınlarımızı birbirlerine yasladık . Her nefes alıp verdiğimizde ikimizin göğsü de birbirine çarpıyordu. "Bundan sonra seni benden alamazlar. Artık benimsin Ela. En değerlimsin " Dudağımın küçük bir öpücük bıraktı. "Beni kırmadan, incitmeden sevebilir misin Ömer" "Sana yemin ederim seni mutlu edebilmek için her şeyi yapacağım Ela. Sen benim canımın canısın ve ben canımı incitmem " Dudaklarımız tekrar birleşti. Ömer beni doya doya öperek hasretini giderdi . Mutluydum. Şu an hiç olmadığım kadar mutluydum. Buraya gelmeden önce o kadar çok yorgundum ki omuzlarımda büyük bir yük vardı sanki . Ben bir yaralı güvercindim beni kafese kapatmışlardı sanki ama Ömer gelmiş o yaralı güvercini kafesten çıkarıp tekrar hayat vermişti . Dudaklarımızı tekrar ayrıldığında ikimizin yüzünde de büyük bir gülümseme vardı. Ömeuri İlk defa böyle gülümserken görüyordum. "Ömer ben seni se- Cümlemi tamanlamama engel olan bu sefer çalan bir telefon değildi. Duyduğum silah sesi ve bedenime saplanan acıydı. Bir silah sesi daha duydum. Bedenime bir acı daha saplandı. Kafamı eğip beyaz tişörtüme baktığımda beyaz tişörtümün kıpkırmızı kana bulandığını gördüm. Kafamı zorlukla kaldırıp Ömer'e baktığında ise onun bakışlarından kana bulanmış tişörtünde olduğunu gördüm. Gözlerindeki korkuyu görebiliyordum . Canım çok fazla yanıyordu. Ayaklarımın artık beni taşımayacağını anladığımda kendimi yere bıraktım. Ömer ani bir refleksle beni tuttu . Birlikte yere düştük. Ömer beni kucağına çekip elini kanayan karnıma bastır dı. Korkuyla bir bana bir sağa sola bakıyordu. Kurşunun nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu. "Öm-er" Nefes alamıyordum . Bedenime binlerce iğne saplanılıyordu sanki . Kesik kesik nefes alıyordum her nefes alıp verdiğimde göğüs kafesim sızlıyordu. "Ela güzelim yorma kendini. İyileşeceksin merak etme bir şey olmayacak sana" "Öm-er " Gözlerim kararmaya başlamıştı. Ömer'i net göremiyordum artık . "Yorma kendini güzelim. Biraz dayana şimdi hastaneye gideceğiz" "Öm-er" Gözlerim kapanıyordu. Ne kadar açık tutmaya çalışsam da gözlerimin kapanmasına engel olamıyordum . "Ela güzelim kapatma gözlerini bak bana. Lütfen el a seni yeni bulmuşken kaybedemem lütfen kapatma gözlerini . Bunu bana yapma güzelim " Ömer'in gözünden bir damla yaş çözülüp benim yanağıma düştü. Ömer ağlıyordu. Duygusuz dediğim adam ağlıyordu. "Dayan güzelim. Biraz dayan şimdi hastaneye gideceğiz. Kapatma gözlerine kurban olduğum" Elimi zorlukta kaldırıp Ömer'in gözyaşlarını sildim. "Ağl-ama " "Seni yeni bulmuşken kaybedemem Ela. Lütfen bana bunu yapma lütfen yaşa ölürsen ölürüm" Gözlerim artık açık tutamıyordum. Kendimi ne kadar zorlasam da gözlerim kapanıyordu. "Lütfen Ela lütfen bana bunu yapma. Dayan biraz bizimkiler gelecek . Sensiz ölürüm Deniz yıldızı'm " "Ö-me-r ben seni se-viy-orum " Gözlerim kapanmadan önce söylediğim son sözler buydu.
Sezon finali...
Bölüm nasıldı. Bölüm sonu yorumlarınızı bekliyorum. Ömer nasıldı. Ela . Cem . Cenk . Kısa bir ara vermeyi düşünüyorum belki bir ay belki bir aydan da kısa. Ne zaman döneceğim tam beli değil . Şimdiden söyleyeyim yeni bölüm ne zaman gelecek gibi sorular olur . Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın sonraki bölüm görüşürüz canlar . (Ela'yı öldürme fikri çık aklımdan) (bölüm sonunu tam böyle yazdım)
|
0% |