@verahare
|
Kenan,Baran'ın yüzüne ciddiyetle baktı. Aynı ciddiyeti Baran'da da gördü.
"Ne dedi ,ne dedi?" diye şaşkınca söylendi.
"Gelsin istesin demiş." diyerek oturduğu sandalyeden kalkıp Hasan'a döndü Baran. "Bugün kahveyi erken kapatalım." diyerek Kenan'a dönüp, "Git hazırlan. Sonra bize git teyzemle kızları al gel Asiye'nin evine." deyip kahveden çıktı.
Turna, kendi odasının camına çıkmış soğuk havayı ciğerlerini çekiyordu. Baran'ın sokağa girdiğini görür görmez "Nasıldı?" diye yüksek sesle konuştu.
Baran,Turna'ya baktı gülümsedi, "Ne nasıldı?"
"Anlamazdan gelme KARA." hesap sorarcasına bakmaya devam etti Turna.
"Gelsin istesin dedi Aysel teyze."
Turna bir eliyle saçını omuzlarının gerisinden savurarak "Bulmuş aslan gibi abimi bide yok mu diyecek?"
Baran,Turna'nın penceresine gelip, "Belki yok diyeceğiz ne biliyorsun?"
Turna camdan kendini biraz sarkıtarak, "Ha ha bunu sen mi söylüyorsun?" diyerek göz kırptı.
Baran güldü. "Çayın var mı?"
Turna tebessüm etti. Mahçupca gülümseyerek, "Asiye'ye gideceğiz akşam içsek olur mu?"
Baran,Turna'nın gözlerinin içine büyülenmişcesine baktı. "Tamam, roniya çave mın (gözümün nuru)." diyerek kendi evine doğru gitmeye başladı.
Turna gülümsedi. "Ne demek o?"
Baran kapı eşiğinde durup Turna'ya doğru döndü. "Gözümün nurusun." deyip avlu kapısından geçmeye başladı.
"Roniya çave mın." diye bağırdı Turna.
Baran durdu, gülümsedi. Evine gitmeye başladı.
"Dayıcım." deyip yüzü koyun uyuyan Sirac'ın yüzünü, küçük elleriyle okşayıp uyandırmaya çalışıyordu Fırat.
"Buraya gel." dedi Zeynep kısık bir sesle "Dayın yorgun. Bırak uyusun." diyerek oğlunu kucaklamaya çalıştı.
"Kevok (güvercin) uçuracağız." diyerek baş ve işaret parmağını Sirac'ın burnuna götürdü. Olanca gücüyle sıkmaya başladı Fırat.
"Yaw oğlum neyini anlamıyorsun? Dayın yorgun diyorum."
"Babamla hep uçururduk anne. Babam hiç yorgun olmuyordu."
Sirac, Fırat'ın buruk sesiyle hemen yataktan kalktı. Zeynep birden irkildi.
Sirac, Zeynep'in kucağından Fırat'ı kaptığı gibi yatağa uzandırıp karnını açıp gıdaklamaya başladı.
"Sen uyuyana kadar Kevok uçuracağız."
"Yaşasın!" diyerek gülmeye başladı Fırat.
"Ödümü kopartın Sirac." dedi Zeynep bir eli bağrında. "Bu havada tişörtle nasıl uyuyorsun sen?" diyerek kardeşini azarlamaya başladı.
"Üşümüyorum ki."
"Allah'ım Yarabbim." diyerek Fırat'ı kucakladı Zeynep. "Hadi ceketini giydireyim ben sana." deyip odadan çıkmıştı.
Baran salona geçtiğinde Buke patik işliyordu. İpek onun karşısındaki koltukta uzanmış kitap okuyordu.
"Kenan gelecek buraya. Sizi alıp Asiye'ye gidecek. Hazırlanın."
"Demek razı geldi ha?" dedi Buke patiğini yan tarafına koyarken.
"Yaw nasıl razı geldi? Biz üç kadın ikna edemedik Aysel teyzeyi." dedi Zeynep ayakta durmuş halde.
İpek böbürlenerek koltuktan kalktı.
"Ne oldu teyze ha senin şu yeğenin ikna edici kabiliyetine?" diyerek sırıttı.
"Gören de sen konuştun zanneder." diyerek İpek'e baktı Buke.
_Komşu, komşu! deyip Leyla'ya baktı Turna.
_Hu,hu! dedi Leyla. Turna'nın ona öğrettiği tekerlemeyi,sokakta el ele yürürlerken tekerlemeye çalışıyordu.
_ Oğlun geldi mi? dedi Turna.
_ Geldi. diyerek gülümsedi Leyla.
_ Ne getirdi? deyip tek kaşını kaldırdı Turna.
_İnci boncuk. dedi Leyla tek kaşını Turna gibi kaldırmaya çalışarak.
_ Kime,kime? dedi Turna. Leyla'nın tek kaşını kaldırmaya çalışırken şekil değiştiren tatlı yüzüne gülmemeye çalışıyordu.
_ Sana,bana. diyerek her iki kaşını kaldırdı Leyla.
_ Başka kime? diye güldü Turna.
_ Kara kediye. Deyip başını evet anlamında iki defa salladı Leyla.
_ Kara kedi nerede? dedi Turna,Leyla'ya bakarak.
Leyla durdu. Tekerlemenin geri kalanını hatırlamaya çalıştı.Küçük kaşları hafif çatıldı. Baş parmağını alt dudağına getirdi. Tekerlemeyi hatırlamaya çalıştı. Birden yeşil gözleri irice açıldı. kaşları havaya kalktı.
_ Ağaca çıktı. diyerek sevinçle bağırdı.
_ Ağaç nerede? diye güldü Turna.
_ Balta kesti. Diyerek tekerlemeyi hatırlamanın hazzıyla gülümsedi Leyla.
_ Balta nerede?
_ Suya düştü.
_ Su nerede?
_ İnek içti. diyerek güldü Leyla.
_ İnek nerede? diyerek muzipçe baktı Turna.
_ Dağa kaçtı. Diyerek başını evet anlamında salladı Leyla.
_ Dağ nerede?
_Yandı bitti kül oldu. diyerek ellerini çırptı Leyla.
"Başka. var mı tekerlemeler?" diyerek Turna'ya baktı Leyla.
"Sevdin mi."
"Çok, çok sevdim hem de. Dayıma da öğreticeğim bu tekerlemeyi."
Turna güldü.
"Nereye gidiyoruz?" dedi Leyla.
"Asiye ablana."
"Kopya kızlara mı?"
"Kopya kızlar mı?" diyerek Leyla'ya baktı Turna.
"Evet kopya kızlar. Saçları Asiye ablanın ki gibi sarı olan kızlar işte."
"Nehir'le, Irmak'ı diyorsun." diyerek güldü Turna. "İkiz kardeşler onlar."
"Çok kopyalar ama. Hangisi Nehir, hangisi Irmak nasıl bir birilerinden ayırt ediceğim onları."
Turna daha çok gülmeye başladı. Leyla'yı kucağına alıp öpmeye başladı.
"Ayırt etmezsin sende."
"Bak şu çifti çekebilirsin." dedi Yasemin oturduğu banktan kalkarken. "Ya da beni." diyerek hemen fotoğraf makinasının önüne atlayıp kollarını her iki yana açtı.
"Yasemin, Yasemin." deyip gülerek fotoğrafı çekti Zülüf.
"Güzeldi ama." deyip banka oturdu Yasemin. Zülüf'te banka oturdu. Beraber durgun denizi izlediler.
Yasemin sırt çantasına koyduğu çikolataları alıp birini Zülüf'e uzattı. Kendi çikolatasını açıp tam ağzına götüreceği sırada küçük bir kız yanlarına geldi. Yasemin çikolatasını uzattı. Küçük kız çikolataya elini uzattı.
"Arya! Arya! Buraya gel hemen."
Yasemin'le Zülüf arkalarına hızla döndüler. Küçük kız hızla annesine doğru koştu.
"Yabancılardan asla hiç bir şey almamalısın." diyerek kızını kucakladı genç kadın.
"Kötü bir niyetimiz yoktu." dedi Yasemin.
"Zaten hiç kimsenin kötü bir niyeti yoktur!" dedi genç kadın ateş saçan gözlerle. Kızıyla hemen oradan uzaklaşmıştı.
"Ne oluyor Zülüf ha ne oluyor bu insanlara?" diyerek önüne döndü Yasemin. "Dünya bk tan bir hal almış."
"Kadını da anlamak lazım." dedi Zülüf. "Hatta kadın haklıydı bile. Neyin ne olduğu belli değil ki ."
"Bende onu diyorum ya." diyerek düşünceli bir şekilde konuşmaya başladı Yasemin. "Eskiden böyle değildi. Yani eskiden yaşlı bir amca,yada yaşlı bir nene çocuklara şeker verir evlerine giderlerdi. Şimdiyse o şekerlerle çocukları kaçırıyorlar, öldürüyorlar, istismar ediyorlar. Kıyamet çoktan kopmuş bile. Neden böyle oldu? İnsanlar ne zaman böyle canavarlaştılar? Aklım almıyor. Korkuyorum insanlardan."
Zülüf,Yasemin'in susmasını istiyordu. Yasemin'in sözleri onun içini kanatıyordu.
"Hadi kalkalım artık geç oldu." diyerek kalktı.
"Kız ne deli dana gibi dolaşıyon?" diyerek kızının heyecanlı haline gülmemeye çalışıyordu Aysel.
"Ablam deli dana olmuş." diyerek güldü Irmak. Nehir'le,Leyla'da gülmeye başladılar.
"Gülmeyin bak, gülmeyin." diyordu Asiye.
Zil çaldı.
"Ben bakarım." deyip odadan koşarak çıktı Irmak.
"Deli dana,deli dana." deyip gülüyordu. Nehir'le,Leyla.
"Çiğdem abla geldi. Kapıda sizi bekliyor." dedi Irmak odaya girerken.
"Şükür." dedi Asiye.Turna'nın koluna girip evden çıkmaya koyuldu.
"Hadi Leyla ,gidiyoruz." diyerek Leyla'nın elini tuttu Turna.
"Bırak kalsın." dedi Aysel.
Turna,Leyla'ya baktı.
"İstiyor musun?"
"İstiyor." diyerek lafa birden atladılar Irmak'la,Nehir.
"İstiyorum." dedi Leyla sevinçle.
"Peki öyleyse." diyerek Leyla'yı öptü Turna. "Ben gelene kadar oynarsınız."
"Oynarız." diyerek güldü Leyla.
"Şimdi Baran abi benim tarafım olacak. Sadık abi, Kerim amca,Buke teyze giller deKenan'ın tarafı olacak öyle mi?" diyerek gülümsedi Asiye.
"Turna'da Kenan'ın tarafı olacak." dedi Çiğdem.
"Sende mi Turna?" diyerek Güldü Asiye.
"Nerede görülmüş erkek tarafının kız tarafına geçtiği? Elbette abimin yanında olacağım Asiye."
"Ben ile Kadir senin yanındayız merak etme." deyip güldü Çiğdem. "Hem sonra Ayşe teyze, Gülcan abla kocası Engin abi de bizim tarafımızda olacak."
Asiye üzerine zümrüt yeşili abiye geçirmişti. Gülcan onun saçlarını dağınık topuz modeli yapıyordu.
"Aysel sonunda razı geldi." dedi Ayşe teyze oturduğu sandalyeden kalkarken.
"Abimden iyisini mi bulacaktı sanki?" deyip güldü Turna.
"Bak hemen de damat tarafı olduğunu belli ediyor." dedi Ayşe teyze gülerek. "Sen yok musun sen."
Turna güldü.
Ayşe teyze dışarıda fotoğraf çeken Yasemin'le Zülüf'ü görünce "Kız kız." diye bağırdı.
Yasemin etrafına baktı. Zülüf top oynayan çocuklarını fotoğraflarını çekmeye başlamıştı.
"Bize sesleniyor galiba." dedi Yasemin.
Zülüf fotoğrafı çekerken "Ha, kim sesleniyor?"
"Bize mi sesleniyorsun?" diyerek Ayşe teyzeye baktı Yasemin.
"Kız çatladım burada. Tabi size sesleniyorum."
Yasemin güldü, "Geliyoruz, geliyoruz." diyerek Zülüf'e döndü. "Bizi çağırıyor."
"Sen git."
"Ne demek sen git? Bizi çağırıyor diyorum. Yani tek beni değil."
"Of Yasemin." diyerek fotoğraf çekmeyi bıraktı Zülüf.
Beraber Gülcan'ın kuaförünü girdiler.
"Sen mahalleye yeni taşınan kızsın." deyip Zülüf'ü baştan aşağıya süzdü Ayşe teyze.
"Evet." deyip kapıdan çıkmaya koyuldu Zülüf.
"Kız dur hele fotoğrafçısın sen değil mi?"
"Evet." diyerek durdu Zülüf.
"Oh oh iyi." diyerek saçı yapılan Asiye'nin başına toplanmış Çiğdem'le Turna'yı işaret edip "Anı olarak bunları çeker misin?"
"Çeker, çeker." deyip Asiye'nin yanına gitmeye başladı Yasemin , "Ne haber?" diyerek güldü.
Turna ve Çiğdem, Asiye'yi izlemeye öyle dalmışlardı ki,Ayşe teyzenin kiminle konuştuklarına bile bakmamışlardı.
"İyilik." deyip gülümsedi Turna.
"Hoş geldiniz kızlar." dedi Gülcan. Yasemin'le Zülüf'e kısa bir bakıp Asiye'nin saçlarını yapmaya başladı.
Zülüf ses etmeden Asiye'yi, yanı başında duran Turna'yı Çiğdem'i ,Yasemin'i ve tabi Gülcan'ı fotoğraf karesine alıp çekmeye başladı.
"Çok heyecanlıyım, karnımda kelebekler uçuşuyor." diyerek bir elini yüzüne yelpaze yapıp bir ileri bir geri yapıyordu Asiye.
"Sevdadandır Asiye." dedi Ayşe teyze. Gülcan'ın elemanlarının ona yaptıkları kahveden bir yudum alarak "Zamanında bizde böyleydik, Osman amcanla."
"Sende de böyle kelebekler uçuyor muydu Ayşe teyze?" dedi Asiye.
"Yok, kızım. Bende bildiğin atlar koşuşturuyordu."
Zülüf fotoğraf çekmeyi bıraktı, Ayşe teyzeye döndü. O an herkes gülüyordu.
"Atlar mı?" diyerek hafif kaşlarını çattı Zülüf.
Elinde ki kahveyi sehpaya uzanarak bıraktı Ayşe teyze.
"Canım at dediysek, deli olanından demedik herhalde." deyip gülen herkesi tersledi Ayşe teyze. "Dört nala sevdaya koşan atlardan bahsediyorum ben."
Dalgın bir sesle "Atlar." dedi Zülüf tebessüm ederek.
"Ben kelebekleri tercih ederim." diyerek gülmeye devam etti Gülcan.
"Söyleyene bak sen değil miydin Engin'i görünce karnım ağrıyor, hemen lavaboya gidesim geliyor diye Gülcan hanım?"
Gülcan tebessüm etti, "Öyle mi demiştim ben?" diyerek düşünmeye başladı. Aslında bal gibi hatırlıyordu Gülcan. Hatırlayınca bile aynı duygular ortaya çıkıyordu birden.
Gülcan elindeki maşayı Yasemin'e uzattı. "Tut sen ben gelene kadar." deyip lavaboya geçmeye başladı.
"Bak gördünüz mü?" deyip kahvesini muzipçe içmeye başladı Ayşe teyze.
"Atlar." diyerek sevinçle güldü Zülüf.
"Sende de oluyor mu o atlar?" diyerek gülümsedi Ayşe teyze.
Zülüf,Sirac'ı düşündü. Düşününce bile karnında ki atlar meydana çıkıyordu.
"Yoo." diyerek kendini toparladı Zülüf.
Gülcan geldi Asiye'nin saçını yapmaya koyuldu.
"Sizde gelsenize." dedi Çiğdem.
Zülüf'le,Yasemin birbirlerine baktılar.
"Davetli değiliz ki." dedi Yasemin.
Asiye kahkaha attı. "Canım eğer bu mahalledensen davete gerek yoktur. Haberi olan herkes gelir."
Sonunda kuaförden çıkmışlardı. Ayşe teyze, Çiğdem ve Asiye'nin koluna girip, Asiye'nin evine gitmeye başladı.
"Son bir defa da böyle çek kız." dedi Ayşe teyze. "Gülcan, Turna, Yasemin sizde gelin ."
Herkes gelmişti. Gülcan'ın elemanları, sokakta top oynayan, ip atlayan bütün çocuklar koşarak gelmişlerdi.
"Lan siz nereden çıktınız?" tatlı bir şekilde payladı Ayşe teyze.
"En güzel fotoğraflar çocuklarla olanıdır." diyerek gülümsedi Turna.
"İkinci Gönül hoca." diye güldü Ayşe teyze.
"Çocuklar siz yere çömelin." diyerek bir kaç poz çekti Zülüf.
"Biz gidiyoruz, sizde geç kalmayın ha." diyerek Çiğdem'le Asiye'nin koluna girip yürümeye başladı Ayşe teyze.
"Bizde gidelim o halde." dedi Turna.
"Şimdi biz kimin tarafı olacağız?" diyerek güldü Yasemin.
"Tabi ki de erkek tarafı." diyerek güldü Turna.
Sirac dediğini yapmıştı. Fırat uyuyana kadar güvercin uçurmuştu. Sirac,kucağında Fırat'la eve gidiyordu.
"Aman maşallah, nede yakışmış kucağına." dedi Ayşe teyze.
Sirac homurdanarak uzaklaşmaya başlamıştı.
"Sirac seni de bekliyorum sözüme."
"Bakarız abla."
"Gelmezsen sakın bir daha abla deme bana." diyerek yürüdü Asiye.
Turna kızlarla beraber konağa girmişti. Açık olan kapıdan içeri geçmeye başlamışlardı.
"Şu zıkkım kravatı bağlamazsam olmaz." diyerek İpek'in taktığı kravatı boğuluyormuş gibi yapıp çıkardı boynundan Kenan.
"Ya abi niye çıkardın?" dedi İpek. "Ne güzel olmuştu."
"Kızım boğuluyorum, boğuluyorum be."
"Biz geldik." diyerek İçeri geçti Turna.
"Hoş geldiniz." diyerek Zülüf'le,Yasemin'e sarıldı İpek.
"Yüzüğün hazır değil mi abi?" dedi Turna.
"Çoktan hazır." diyerek salondan çıktı Kenan.
"Abla." diye seslenip içeri geçti Sirac.
"Geliyorum." dedi Zeynep salondan çıkarken.
"Oy kurban olurum, uyumuş." diyerek Fırat'ı kucakladı Zeynep. "Sen de hazırlan gel. Biz çıkacağız." deyip salona geçti.
"Hadi İpek kalk artık." diyerek salondan çıktı Buke.
"Ya dur hele teyze. Şu sarhoş insanları izlemeden çıkmam vallahi." televizyona tekrardan baktı İpek. "Bak bak şu hareketlere bak." deyip gülüyordu.
Zülüf hemen televizyona baktı. Kadın ve erkek sarhoştu ve saçma sapan hareketler yaparak gülüyor, birbirilerini öpüyorlardı. "Bende mi böyle yaptım?" dedi içinden. Maalesef hiç bir şey hatırlamıyordu. Tek hatırladığı, hayal meyal de olsa Sirac'a sarıldığıydı. Başka hiç bir şey hatırlayamıyordu.
Evden hep beraber çıkmışlardı. Fırat, Kenan'ın kucağındaydı. İpek'le Yasemin kol kola yürüyüp gülüyorlardı. "Aynı kafadanız ha seninle." deyip gülüyordu İpek. Turna,Kenan'ın aldığı çiçekle çikolatayı tutmuş arada bir çiçeği koklayarak yürüyordu. Zeynep memleketlerindeki akrabaları hakkında Buke'yle konuşuyordu. Zülüf bilerek hepsinin arkasında kalıyordu. Sirac'ın kendisine yetişmesini bekliyordu.
İpek,Cemo'yu görür görmez. "Ah Cemo ah. Sende ki şu maviler bende de olsaydı keşke."
"Abla eniştemin gözleri de mavi ya."
"Zeynep sus bak vallahi döverim seni." dedi İpek.
"Evli misin?" diyerek İpek'e baktı Yasemin.
"Yok sözlüdür." dedi Zeynep.
"Kız sen susmayacan mı?" diyerek hışımla Zeynep'e döndü İpek.
"Ne yani,sözlü değil misin?"
"Susun kız, sokakta bari yapmayın." diyerek yeğenlerini azarlamaya başladı Buke.
"İlkokul öğretmeni olmuş. Bakarsın tayini buraya çıkar ha abla."
"Taş yok mu taş?" diyerek etrafına baktı İpek.
"Tamam, tamam." dedi Zeynep ağzını fermuar gibi kapatarak.
"Ben o gün saçmalamadım değil mi?" dedi Zülüf, Sirac'ın kendisine yaklaşmasıyla.
"Nasıl yani?" diyerek yürüyordu Sirac.
"Hani sarhoş olduğum gün. Saçmalamadım değil mi? Yani saçma sapan hareketler veya konuşmalar yapmadım değil mi?" dedi Zülüf.
"Canımı çok yaktılar." sözü Sirac'ın beynin de yankılandı. "Çocukluğumu çaldılar." sözleri içini acıtmaya başladı.
"Saçmalamadın, sadece salya sümük ağladın, o kadar."
"Gerçekten mi?" dedi Zülüf yüreği derin bir ferahlamayla doldu.
Sirac tebessüm etti, "Gerçekten." deyip yürüdü.
"Babamı nereden tanıyorsun?" diyerek Sirac'a baktı Zülüf.
"Tanıyorum."
"İyi ya ben de nereden tanıyorsun diyorum?"
"Çok soru soruyorsun." diyerek Zülüf'ü gerisinde bırakarak seri bir şekilde uzaklaştı Sirac.
"İnsanlar konuşurken birbirilerinin yüzüne bakarlar." dedi Zülüf.
Sirac durdu. "Bakarsam boğulurum." diye mırıldandı.
Herkes Asiye'nin evinde toplanmıştı. Baran,Asiye'nin yanındaydı. Ayşe teyze, Osman amca, Gülcan,Engin, Kadir ve Çiğdem'de yan yanalardı. Leyla Baran'ın dizlerini oturmuştu. Aysel'de Asiye'nin diğer tarafındaydı. Aysel gelen misafirlere kapıyı açtığında, Buke'nin,Ayşe teyzenin, Zeynep'in gönlünü tek tek almıştı. Kenan ,Turna ,Buke ,İpek ,Zeynep, Yasemin, Zülüf ,Sadık ve Kerim amca yan yanlardı. Fırat,Sirac'ın kaşına dokunup "Büyüyünce bende böyle yapacağım." diyordu. Cemo ses etmeden Sirac'ın yanında oturuyordu.
Asiye kahveyi getirdi. Kerim amca konuyu açtı.
Baran oturduğu koltuktan hafif öne eğilerek Kenan'a baktı. Elindeki kehribar tespihi çekti. Tebessüm etti. "Allah'ın dediği olur." diyerek Asiye'yi kolundan tutup kaldırdı.
Zülüf,Ayşe teyzenin isteği üzere fotoğraf çekiyordu. Leyla,Zülüf'ün çillerine hayranlıkla bakıyordu.
Kenan gülümsedi. Asiyenin yanına geçti. Kerim amca,Kenan'ın verdiği yüzükleri dualar eşliğinde taktı.
"Irmak makas nerede?" dedi Aysel.
"Burada ama makas kesmiyor enişte." diyerek elindeki makası salladı Irmak.
Asiye güldü. Kenan cebinden yirmiliği çıkarıp Irmak'a uzattı.
Kerim amca Irmak'ın uzattığı makası alıp kırmızı kurdeleyi kesti. Zeynep tiz bir zılgıt attı. herkes alkışlıyordu.
"Nasıl atıyorsun ya? Bana da öğret sonra." dedi Yasemin.
"He he öğretirim." diyerek alkışlıyordu Zeynep.
Kenan ,Aysel'in elini öptü. Asiye'nin kulağına eğildi.
" Sen benim meskenimsin."
BÖLÜM SONU.
|
0% |