@verahare
|
Merhaba güzel insan eğer buraya baktıysan bilki beni mutlu etmişsindir.
İlk hikayem olduğu için bazı bölümler kısa ama ilerleyen bölümlerde kelime sayısı dört bine yakın.
Elindeki tren biletini sanki, avuçlarından uçacakmışcasına sıkı sıkı tuttu genç kadın. Zira son parasıyla bir kağıt parçası alacağı hiç aklına gelmezdi. Bir küçük sırt çantasıyla kaçtığı şehirden yine aynı şekilde geri dönüyordu. Her şey o aptal hırsız yüzünden olmuştu. Tam ellerini başının arasına alıp kafasını eğmişti ki, küçük bir elin eline değmesiyle başını kaldırdı. Karşısındaki küçük kızı görünce tebessüm edip. Sırt çantasında duran kırmızı elmayı çıkarıp kıza uzatıp.
"Bu senin."
Küçük kızın mutluluğu görülmeye değerdi. Bir elma için bu kadar sevinmesi Turna'nın yüzünde buruk bir tebessüm oluşturmuştu. Küçük kızın yanaklarından öpüp kulağına,
"Hep böyle çocuk kal olurmu?."
Küçük kız başını olumlu anlamda iki defa sallayıp, Turna'ya sarılıp annesinin olduğu banka doğru koştu.
Sessiz istasyonu trenin uğultulu sesi bölmüştü. Turna üçüncü sınıf olan tren biletiyle cam kenarına ilişmişti. Sırt çantasın da duran adını "şiir çöplüğü" koyduğu söz ve şiir defterini eline aldı. Edebiyat öğretmeniydi Turna, severdi bir kere kitapları, ona kitapları sevdiren adamı daha çok severdi, zira Baran'dan sonra sarıldığı tek şey kitaplar olmuştu. Uzun bir yolculuktan sonra tren durmuştu. Saat sabahın dokuzuna geliyordu.
Turna mahallenin taşlı sokaklarına vuran güneş ışığında yokuş olan sokakta ilerliyordu. Her zamanki gibi mahallenin Ayşe teyzesi tayfasını alıp hararetli bir şekilde konuşuyordu. Turna gözlerini kapatan iri Siyah gözlüklerinden Ayşe teyzesinin arkadaşlarını dürttüğünü görebiliyordu. Tek işi genç kızlara kısmet bulmak olan Ayşe teyzesi bile tanımamıştı. Onu mahallenin kaldırımındaki büyük çınar ağacının gölgesinde oturmuş çeyizlerine konulması için nakış işleyen kızları gördü. Nasılda kaptırmışlardı nakış işlemeye kendilerini ,sanki yarışa girmişcesine hiç konuşmadan nakışlarına devam ediyorlardı. Önlerindeki içilmesi geren çaylar çoktan buz gibi olmuştu bile. Genç kızlar yanlarından geçen genç kadını fark edememişlerdi .
Bir zamanlar annesinin yaşadığı bu mahalleye ilk geldiklerinde, annesinin söylediği sözü anımsadı.
"Bir asır geçse de burası hep aynı kalır kızım."
Doğruydu. Turna yokuştaki köşe başında duran dev tahta konağa baktı. Eve gitmek için maalesef gölgesinde kaldığı dev konağın önünden geçecekti. Hemen hızlı bir şekilde oradan uzaklaşıp konağın karşısında duran evine gitti. Eski yapı bir evdi, Turna'nın evi öyle ki bir avlusu bile yoktu. Turna evi satmak istemişti bu mahalleye asla gelmek istemiyordu ama bedava versen kimsenin oturmayacağı duvarları aşınmaya başlamış olan bu eve kimse beş kuruş vermezdi Turna artık eskisi gibi bu mahallede yaşayacaktı.Annesine ait olan kitapçı dükkanını açıp işletecekti. Eskiden yaptığı gibi Anahtarı çıkarıp kapısını açıp içeri geçti. İçeride boğucu bir hava vardı. Turna hemen camları açıp yıllarca içeri dolmuş olan pis havayı dışarı gönderdi. Tavandan sarkan örümcek ağları gözünden kaçmamıştı .Hemen yukarı kendi odasına gitti. Temizliğe ilk önce kendi odasından başlayacaktı. Perdeyi çekip Eli cama gittiğinde unuttuğu bir şey vardı. Baran'la odaları karşı karşıya bakıyordu . Pencereyi açtığında karşı oda da sırtı dönük adamı siyah saçlarının arasındaki yara izinden tanımıştı. Yüreği sanki cımbızla çekilircesine ağrımaya başladı. Hemen geri çekilip elini yüreğinin üstüne attığında sanki fırlayacakmış gibiydi. Pencerenin en uç köşesinde durup gizlice başını çıkarıp ona bakmaya başladı. Sırtı dönük adamın siyah ceketini çıkarmasını izledi. Beyaz gömleğinin iliklenmiş olan düğmeleri başını eğip açmasını seyretti . Gömleği çıkarıp üstündeki siyah atletle kaldığını görünce Turna utanıp başını hemen geri çekip.
"Bu evi iyice bir elden geçirmek gerek."
Deyip odaları gezmeye başladı. Eskimeye yüz tutmuş olan turuncu koltuklar, mutfakta ikinci el olan buzdolabı, mavi kır çiçekli tezgah örtüsünün arkasındaki üç beş tane olan kap kaçaklara baktı. Hepsinin temizlenmesi gerekiyordu. Evden çıkıp temizlik malzemesi için bakkalın yolunu tutmaya başladı. Bakkalın hemen yanındaki eskiden dedesine ait olan kahveye bakıp bakkala girdi. Kerim amcasını raflara gıda malzemelerini dizerken gördü.
"Kolay gelsin."
Yaşlı adamdan ses çıkmayınca, Turna Kerim amcasının işitme sorunu olduğunu hatırlayıp bu sefer daha bir yüksek sesle konuşmaya başladı.
"Kolay gelsin Kerim amca."
Yaşlı adam önüne dönünce Turna,
"Merhaba Kerim amca."
Yaşlı adam karşısındaki genç kadına baktı.
"Kusura bakma kızım, işitme sorunum varda biraz, yaşlılık işte."
"Benim Kerim amca Turna, tanımadınmı?."
Deyince Kerim amca Turna'ya sarılmıştı Turna Kerim amcasından temizlik malzemelerini ancak borç karşılığında alabileceğini söylemiş, yaşlı adam ne kadar istemese de kabul etmişti. Turna Kerim amcasının ellerinden öpüp, poşetlerle çıkıp gidince Ayşe hanım dükkana girmekte olan Kerim amcaya seslendi.
"Kimmiş bu kadın Kerim efendi?"
Yaşlı adam yüksek bir sesle.
"Mahallenin kızı geri dönmüş, Turna gelmiş."
Baran kendisine ait olan kahvede oturmuş. Kehribar tesibihi çekiyorken, Kerim amcanın Turna geri döndü dediğini duyunca, elindeki tesbihi öyle bir gerdermiştiki , Kehribar taneleri saliseler içinde dört bir yana dağılmışlardı.
Çırak Hasan yeni demlediği dumanı üstünde tütmekte olan çayları ilk olarak Baran abisinden başlamak üzere yanına gittiğinde, Baran'ın kaskatı kesildiğini görünce, bir eliyle Baran abisini dürtmeye çalışınca, Baran'ın aniden kalkması, çırağını ürkütüp çayların üzerine dökülmesine sebep olmuştu. Göğsüne dökülmüş olan kaynar çayları canının acısını hiçe sayarak kahveden koşarak çıkıp, Kerim amcasıyla, Ayşe teyzesinin konuşmalarını dinledi . Ayşe teyze;
"Emin misin Turna olduğuna Kerim efendi? malum sizin kulaklar."
Yaşlı adam huysuzlanıp.
"Kulaklarımız zor işitiyor diye sizde beni iyice uydurukçu sandınız ."
Ayşe teyze,
"Demek oymuş bu sabah önümüzden geçen kadın, elinde yüzük falan var mıydı Kerim efendi?"
"Yuh Ayşe hanım, pes ! kız daha yeni geldi."
"Aman ne olmuş yeni geldiyse? maşallah benim kızıma ."
Baran, Ayşe teyzesinin söyledikleri karşısında buz gibi olmuştu. Sahi neden gelmişti muhacir kız (göçmen)?
Bölüm sonuna geldik, belki uzun, belki kısa yazdım kusurlarım varsa af ola. Senden bir ricam var hikayeyi yorumlaman votelemen . Belki Baran'la Turna'nın hikayesini seversin.
|
0% |