@writerladyy
|
Pencere kenarında durmuş daireni seyrediyordum fakat sen bir kere bile göstermemiştin kendini bana. Ne dışarı çıkmıştın ne balkona. Bekle bekle gün bitmişti sen çıkmamıştın. Nerelerdeydin kim bilir? Senli mesaime ara vermek zorunda bırakılmıştım ve ekmek almak için fırına gönderilmiştim. O kadar hızlı adımlar atıyordum ki hemen gidip gelmek istiyordum. Öyle ki kimseyi görecek hâlim yoktu. Elimde ekmek poşeti evin yolunu tutarken köşenin başında karşıma çıkmıştın. Üzerinde siyah kapşonlu gözlerin de ise aynı bakış. Elindeki sigarayı yere attıktan sonra yüzüme doğru soluğunu vermiştin. Kalbim durdu duracak bir şey yapmanı bekliyordum karşında. Sonrasında yolumdan çekilmenle kenara gitmem gerektiğini anlamıştım. Bir şey demeden yanından geçip gidiyorken sesin duyulmuştu soğuk ve sert tonda.
–“ Parfüm kullanma bir dahakine! ”
Yüzüme bir tokat gibi inmişti bu sözleri. Yürüyemeyip olduğum yerde kalmıştım. Anlamıştı, salak kafam. Geriye dönüp de bir şey diyecekken dememiştim, diyememiştim. Yoktu, gitmişti. Bense yerin dibine girmiş bir hâlde evin yolunu tutmuştum kafam yerde.
İlerleyen zamanlarda odamın penceresin de onun gül cemalini görmeyi beklemiştim. Birkaç dakika bile dışarı çıkmamıştı. Belki de anlamıştı, benim olduğunu. Apartmanın kapısından dışarı çıkmasıyla kafasını kaldırıp da tam benim bulunduğum daireye bakmıştı. Daireyi geçtim odamın penceresindeydi bakışları. Soğuk ve sert bakışları. Perdenin arkasından kenardan bakıyor olsam da içimi ürpertmişti bakışları. Ellerini cebine sokup da gözden kaybolmuştu, ardına bakmadan meraklı bir ben bırakarak. O dakikalar da dışardan duyulan müziğe kulak kabartmıştım.
Evet, ben bir imkansıza vurulmuştum. Olmayacak bir şeyi oldurtmaya çabalıyordum.
Ve sen adam..
O içime korku salan bakışlarının ben de geri adım attırmayacağını ne zaman fark edeceksin?
|
0% |