@yaren_yasar11
|
Yiğit'in anlatımı ile Gelen çağrılardan korkarak direkt mesaj yerine girdim. Ona birşey olmamasını umarak direkt olarak mesaj yerine girdim. Ona birşey oldu korkusu elimin tutremesine sebep olmuştu. Elime baktım bir süre. Korkuyordum it gibi. Birşey olmasından korkuyordum. Mesaj yerinden direkt olarak Yaman'ın ismine tıkladım. Yiğit : Birşey mi oldu? Yiğit : Ona birşey mi oldu? Olumsuz cevap gelmedi için içimden bir sürü dua siraladim yine. Elime olan panzehire baktim. Geç kalmış olamazdım değil mi? Umarım olmazdım. Geç kalamazdim. Geç kalmadım yetişeceğim. Asla geç kalmış olamazdım. Ya kaldiysam? Hayır. Kalmadım. Kalmadım. His ederdim. Kalbi hayla atmıyor olda his ederdim. Tekrar mesaj yerine girdim. Yiğit : Şu siktiğimin telefonuna bakın. Sikerim ebenizi. Telefona bakmamaları beni daha çok korkutuyordu. Ona kavuşmadan kaybedemezdim. Hayir onu kaybetmedim. "Yiğit birşey mi oldu?' diye sordu Akın komutan. Hemen yanımda oturuyordu. "Hastanede olan abim ile kardeşim." Dedim. Helikopterin sesine rağmen direkt olarak sesimi duymuslardi sanki. Bütün tım uyelerdi bana bakmıştı. "Birşey mi oldu komutanım Yaren komutana?" Diye sordu Batur. Gözlerinde olan korkuyu ben bir tek görebiliyordum. Sesini bunu ustalık iel yansitmamayi başarmıştı. "Bilmiyorum." Dedim. Kafamı iki yana salladım. "Bilmiyorum." Dedim bir kez daha. Hayır birşey olmamıştı. Kesinlikle birşey olmamıştı. Ona birşey olamazdı. Tekrar girdim mesajlara. Artık bütün tim üyeleri bakışları kardeşlerini kaybetmiş olma ihtimalinin korkusu ile doluydu. Bir kere daha mesaj attım en sonunda dayanamayıp. Yiğit : Olum amaciniz beni burda öldürmek ise açık açık söyleyin. Cidden birşey mi oldu? Yine bir cevap alamadım. Helikopter gidene kadar gerginlik ile dizim titremisti. En sonunda helikopter iner inmez forma silah falan umursamadım hiçbirimiz. Direkt hastaneye gittik. Timden Batur'un arabasına timin yarısi diğer yarısına da timin kalan yarısı ve ben binmiştik. İçimde bir sıkıntı vardı. Sanki ona yetişemedim gibi bir his vardı. Hayır. Hayır. Öyle bir şey olmamıştı. Kesinlikle öyle bir şey olmamıştı. Ona yetişmiştim. Yetişecektim. Onu kaybetmeyecektim. Araba en sonunda hastanede durunca kendimi ilk dışarıya tam ben oldum. Üzerimizde üniforma olduğu için etrafımızdaki şaşkın bakışlar üzerimizdeydi. Bakışları umursamadık hiçbirimiz. Hemen içeri gidip merdivenleri ikişer üçerli çıkarak üst kata geçtik. Elimdeki ilacı daha sıkı kavradım. Kesinlikle onun başına birşey gelmemliydi. Mavi'nin yaşaması için bu ilaç gerekliydi. Tabii hala yaşıyorsa. Yaşıyor yaşıyor. Yaşıyor o yaşıyor. Kesinlikle yaşıyor. Ona bir şey olamaz. Yalvarırım Allah'ım ona daha kavuşamamışken onu benden alma. Üst kata çıktığımızda ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş yaman'ı gördüğümde içimdeki korku büyüme devam ediyordu. İçimdeki ümit sanki çekiliyordu. "Yaman." Dedim ona doğru yaklaşırak. Bana doğru baktı önce. Daha sonra ise bir anda ayağa fırlayarak bana doğru konuştu. Sarıldı. "Yiğit." Dedi hıçkırıklarının arasında. "Ben çok kötü bir şey yaptım. Yiğit ben çok kötü bir şey yaptım." Dedi. "Şşş ona bir şey mi oldu?" Diye sordum. Kafasını iki yana salladı. Kafasını iki yana salladı anda ne zamandır tutugumu bilmediğim nefesi verdim. "Ben çok kötü birşey yaptım." Dedi bir kez daha ağlayarak. "Dur kardeşim. Bir Mavi'mizi kurtaralım sonra anlaticaksin tamam mı?" Dedim. Anında ayrıldı. "Koş. Koş Yiğit koş. O çok acı çekmiş. Çekmesin biraz daha. Koş." Dedi. Gözünden dusan yaşlardan hiçbir şey anlamamıştim. Panzehiri doktora teslim edip geri Yaman'ın yanına döndüm. Yerde çökmüş kollarını kafasına gizlemişti. Hayla ağlıyordu. Ağlamaktan gözlerinin içi kıpkırmızı olmuştu. Yanına çöküp sarıldım ona. "Noldu anlat bakalım." Dedim. Sevecen bir ses tonuyla söylemiştim. "Yiğit benim için gitmiş lan." Dedi pat diye. Bana bakıyordu. "Yiğit benim için iskence görmüş. Ben ona ondan nefret ettiğimi soyledim. Yiğit bakışını hatırlıyorum lan ben onun. Mosmor gözler ile bana öyle bir bakmışti ki." Dedi. Birşey anlamadım. "Adam gibi anlar şu işi Zeze'nin Portuga'sı." Dedim neşesi yerine gelsin diye. "Yiğit odaya kapatmış babası." Dedi ağlayarak. "Benim için iskenceye razı olmuş." Dedi. Durdu bir süre daha. "Bembeyaz bir odaya kapatmışlar Yiğit onu. Korkar Yiğit o. Benim kardeşim güçlü gibi görünse de korkar o. Yıldızları görmeden korkar o Yiğit." Dedi. Pür dikkat onu izliyordum. "Yiğit ben kardeşime senden nefret ediyorum dedim. Etme dedi bana Yigit. Benden nefret mi ediyorsun diye sordu. Evet dedim ben Yiğit. Yiğit kardeşim benim yüzümden işkence gördü ben ona senden nefret ediyorum dedim." Dedi. Olanları sindirmeye çalışıyordum. Daha sonra ise Ilgaz geldi yanımıza. Herşeyi tek tek anlattı bana. Her dediği cümlede kafayı yiyecek gibi oluyordum. Ben dokumaya sarılmaya öpmeye yada savını tarar ikenki bile canı yanar diye saklayıp sakindigim o kıza işkence uygulamislardi. "Ben senden nefret ediyorum dedim ona." Dedi bir kez daha Yaman. "Bakışı cikmiyor aklımdan. Çıkmıyor Yiğit çıkmıyor aklımdan." Dedi bir kez daha kafasına vurdu. "Yiğit benim için o kadar şey yapmış iken ben ondan nefret ettiğimi söyledim lan." Dedi bir kez daha. "Yiğit ölüyordu. Benim kardeşim ölüyordu. Dinlemedim ben onu. Ben onu dinlemedim." Dedi bana baktı sonra. "Sarılmak istediğini gözünden gördüm ben onun gidip sarılmadım ona. Sıkıca sarılmadım." Dedi ve hıçkırıklari artı. "Tamam." Dedim en sonunda dayanamayıp. Benim de canım söylediği her şeyden sonra biraz daha yanmıştı. Mavi kardeşlerinin ondan nefret etmesini alışacak biri değildi. Büyük ihtimal de Yaman'ın ağzından çıkan her soz kalbine bir cam parçası batar gibi his ettirmişti. Buna emindim. Bakışları ile konuşan bir kızdı o. Her manada acısını sevincini isteklerini sevgisini aşkını her şeyini her duygusunu kedinlikle gözleri ile söylerdi. "SARILMADIM BEN KARDESİME!" dedi hıçkırıklarının arasından tekrar Yaman. "BENİM İCİN YAPTİ HER SEYİ BEN ONA BİR KERE SARİLMADİM." dedi. "Sakin ol." Dedi Ilgaz. Onun da gözünden birkaç damla yaş düşmüş olduğunu gösteren bir göz yaşı yolu vardı gozlerinde. "Mavi Yaren Yıldırım'ın yakınları." Dedi hemşire. Anında hepimiz onun yanına gittik. Yaman bile ağlayarak gelmişti. "İyi mi görebilir miyiz? Hayatı tehlike bitti mi?" Diye onalrca soru siraladim. "Sakin olun beyfendi. İlacı verdik ve tam zamanında yetisiniz. Hayatı tehlike an itibariyle kalktı ama şöyle bir durum var ki hayla dokunduğunuzda canı acır. Bir süre bu süre iki gunu belki de daha az bir süre dokunduğunuzda bile canı aciyabilir. Hastayı da teker teker birer dakika olmak ve dokunmamak şartı ile görebilirsiniz." Dedi. Kafa salladık anında. Sırası ile hepimiz teker teker içeri girmeye başladık. BÖLÜM SONU |
0% |