@yaren_yasar11
|
Yazarın anlatımıyla
3 gün sonra
Riccardo kafayı yemiş gibi üç gündür sadece kızı arıyordu. Ortalıkta hiçbir şekilde yoktu kız. Ne ölüsü ne de dirisi vardı.
Üç gündür ne bir dakika uyumuş ne de herhangi bir şekilde dinlenmişti. Hatta öyle ki bir an bile bebeğin bile yanına uğramamıştı.
Riccardo kızı bulmak için şu anda nelerini vermezdi? Canını bile verebilirdi.
Kıza son söylediği herşey aklının bir köşesinde durur iken ona bu düşünceler hiçte yardımcı olmuyordu.
Kızın iki kere canını yakmıştı. Kendisi yakmıştı. Riccardo hayatında ilk kez birinin canını yaktığı için pişmanlık duyuyordu.
Pişmanlık duygusunu da tattırmıştı Lavinia ona. Aşkı da ondan öğrenen Riccardo Lavinia'nın daha ona öğretmesi gereken çok şey olduğunu düşünüyordu.
Daha sevilmek ne demek olduğunu öğretsin istiyordu.
Hayatında babasının ölümünden sonra ilk defa bu kadar acı bir duyguyla karşılaşmıştı. Babasının ölümünde bile belki de bu kadar sarsılmamıştı.
Çünkü sanki babasının öleceğini biliyordu. Hatta sanki değil biliyordu. Babası uğraştığı işler sonucu temiz bir şekilde çıkması zaten imkansızdı.
Ama Lavinia onun gibi beklediğin bir anda gitmemişti. Lavinia bir anda gitmişti.
Gidişi de hayatına girişi gibi ani ve acı dolu olmuştu.
Kesinlikle ölü gibiydi Riccardo. Kaç gündür denildiği gibi ne yemek yiyordu ne de uyuyabiliyordu.
Tek yaptığı şey kızı aramaktı. Herhangi bir şekilde kızın görünebileceği her yere bakıyordu.
Evdeki herkesten kıl kapan Riccardo'nun güvenliğe ve güvenmeye devam edeceği tek kişi Betül'dü.
Bebek ile uzun zamandır o ilgileniyordu. Bebek her zaman huzursuz davranıyordu. Kız gittiğinden beri bebek huzursuzdu.
Riccardo'nun çalan telefonu karanlıkta yatağın üzerinde parlıyordu. Odadaki uzun süreli sessizliği bıçak gibi kesmişti telefonun melodisi.
Ayağa kalktı Riccardo. Telefona bakmak istiyordu.
Bu üç gündür çalan her telefona bakıyordu. Herhangi birinden Lavinia'nın haberi geleceğini umarak bakıyordu telefona.
Telefonu açtı. Önce telefonun diğer ucundan birkaç titrek nefes sesi duydu.
Nefes alırken bile acı çekiyor gibiydi nefes sesi.
"Riccardo." Diye bir ses duyuldu telefonun diğer ucundan.
Ses o kadar kısık çıkmıştı ki bir an Riccardo sesi duymamıştı bile. Ama ikinci kere tekrarladi aynı ses.
Riccardo duyduğu ses ile olduğu yerde dondu.
Günlerdir duymak istediği tek sesin sahibi sonunda ona konuşuyordu. Ses kesinlikle ona aitti.
"Peri kızı." Dedi hemen Riccardo. Şoku atlarmasi bir süre almıştı ama yine de hızlı denile bilirdi.
Karşılığinda ise yine kesik kesik bir nefes sesi duyulmuştu.
Daha sonra ise telefon bir anda kapanmıştı. Neler olduğunu anlamıştı.
Riccardo olduğu odadan nereye gittiğini bile bilmeden bir anda çıktı.
"ARMAN!" diye kükredi. Alt katta olan Arman bu kükreyi duyduğu anda koşarak merdivenleri üçerli beşerli çıkarak direkt olarak Riccardo'nun yanına ulaştı.
"Bir şey mi oldu abi?" Diye sordu Arman.
"Lavinia beni aradı." Diye bam diye konuştu Riccardo.
Arman karşısındaki adamın ne dediğini bir süre anlayamamıştı. Çünkü harbiden olması imkansız bir olay söylüyor gibiydi.
Arman kendi gözleriyle odanın ne hale geldiğini görmüştü. O kan gölünün içinde birinin yaşaması imkan dahilinde bile değildi.
""Anlamadım abi." Dedi Arman. Karşındaki adamın sinir küpüne döndüğü yüzüne bakarak.
"Neyini anlamadın? Sana bir numara vereceğim yerini tespit et iste. Sikerim seni şimdi burda." Dedi sert bir sesle Riccardo.
Arman karşı çıkamazdı Riccardo'ya. Ona karşı çıkanların nasıl öldüğünü kendi gözleriyle hatta bazılarını kendi öldürdüğü için biliyordu.
Kesinlikle bunu göze almadı Arman. Kızım bulunmasını ve sağ olmasını her şeyden çok istiyordu.
Garip bir şekilde kıza çarptığı için olduğunu düşündüğü bir şeyler vardı içinde. Kıza hiçbir türlü kıyamıyordu.
Hiç olmayan kız kardeşi olarak görüyordu. Saçmaydı ama gerçekti.
Riccardo'dan farklı olarak kıza iki günde bağlanmamıştı.
Bu ilerde ona bağlanmayacağı gerçeğini değiştirmiyordu.
Riccardo karşındaki adama numarayı verdi. Direkt olarak adama baktı. "Acele et!" Diye uyardı.
Tam Arman onun yanından ayrılırken bir kez daha çaldı Riccardo'nun telefonu. Bu sefer ise telefon görüntülü aramaydı.
Riccardo aynı numaranın aradığını görünce direkt olarak telefonu açtı.
İlk başta yüzü tamamen kapalı olan bir adam karşıladı onu. Kafasında bir şapka vardı. Yüzünde de kar maskesi ama yarım olan tiptendi.
Elini havaya doğru kaldırıp telefondaki Riccardo'ya el salladı. Elindeki siyah deri eldivenin üzerinde yer yer benek benek kanlar mevcuttu.
"Selam." Dedi adam İtalyanca bir şekilde. Riccardo pür dikkat karşısında olan adama bakıyordu. "Beni tanıyorsun değil mi?" Dedi. Kamerayı havaya doğru kaldırıp kafasının arka kısmında olan duvarı gösterdi. Duvarda kocaman bir şekilde "BLACK :)" yazıyordu.
O anda direkt olarak Riccardo olduğu yerde sinirli durdu. "Kız nerde?" Diye sordu direkt olarak.
"Kız nerde? Güzel soru." Dedi ve adam elini çenesine attı. "Bilmem nerde olabilir ki?" Dedi. Etrafına bakındı yalandan. "Belki de bir tabuttadır. Belki de bir toprağın altında. Belki de bir kutuda çöpe atmışımdır." Dedi adam ve güldü. "Odana bıraktığım sürprizi beğendin mi?" Diye sordu.
"KIZIN BAŞINA EGER BİRSEY GELDİ İSE-" dedi Riccardo. Adam kamerayı bir anda çevirdi.
Kamerayı çevirdi yönde ise direkt olarak kafası öne doğru eğilmiş ve bir urgana bağlı olan Lavinia direkt karşına.
Ayağının altında olan tabureye bile zor basıyordu. Ayakta duracak hali bile yoktu.
Kıyafetleri üzerinde parça parça olmuştu. Sağlam olan her yerinde ise direkt olarak kan mevcuttu.
Ölümcül derecede bir kan var mıydı muammaydı. Riccardo'nun düşündüğü şey kesinlikle o değildi.
Ayağının tabureye basmaması durumunda kesinlikle nefessiz kalarak ölecekti. Şu anda Riccardo'nun tek isteği ve dileği o taburenin bir santim bile kıpırdamamasıydı.
Lavinia kesinlikle ayakta öyle bir şekilde durmasına şaşırıyordu.
Kendisi bu şekilde ayakta duracak gücü bulması onun için gerçekten fazlasıyla büyük bir şeydi.
Kafasını kaldırmaya çalışsa da hiçbir şekilde kafasını havaya doğru kaldıramıyordu.
"Peri kızı." Dedi Riccardo.
"Ne kadar acı değil mi Riccardo?" Dedi adam kendine çevirerek kamerayı. Riccardo'nun görüş açısına girdiği anda Riccardo'nun sert ve sinirli bakışlarını görmüştü. "Önce babanı öldürdüm. Şimdi de bağlandığın kızı. Ne yaparsın işte bana yanlış yapanın cezası ölüm oluyor."
Bu sözleri Lavinia için söylememişti adam. Riccardo'nun babası için söylemişti. Ama daha sonra Riccardo kesinlikle bunu düşünecek zamanı olacaktı.
Ve yine bir sözü yanlış yerlere yoğurup kendine ve genç kıza eziyet edecekti.
"Neyse Riccardo. Benim senin mutluluğunu yok etmek gibi görevlerim var. Görüşürüz." Diyerek kapattı telefonu. BÖLÜM SONU
|
0% |