@yaren_yasar11
|
İçeri girdiğimizde ilk başta korku dolu bir nefes çektim içime. Korkuyordum. Gerçekten de aşırı korkuyordum. Yine aynı şeyleri yaşayacak olma ihtimalinden korkuyordum. "Sakin ol. Ben varım bu sefer yanında." Dedi Riccardo korktuğumu anladığı anda. Baktım ve kafamı salladım sadece. "Kimse olmadığına eminsin değil mi?" Diye sorma isteğini direkt yerine getirdim. Orda Riccardo kimsenin olmadığını söylediği anda korkum yok olacakmış gibi geliyordu. "Kimse yok peri kızı." Dedi. Kafa salladım bir kez daha. "Bana bak." Dedi anında. Ona döndüm. "Bak orda her ne hatırlarsan hatırla," dedi ve bana baktı. Gözleri sanki birazdan söyleyeceği her şeye inanmamı ister gibi bakıyordu. Yoğun bir duygu ile bakıyordu gözleri bana. "Hiçbiri ne sana olan tavrımı ne de sana kalbimde ayırdığım yeri değiştirebilir." Dedi. Öylece baktım ona. Kaşlarım çatılırken bakışları yine saniyeliğine bana döndü. "Kalbinde neden bana bir yer olsun ki?" Dedim o yürümeye deavm ederken. "Kalbimde sana bir yer yok." Dedi önce. Daha çok çatıldı kaşlarım. "Senin de bir-" derken sözünü sözüm ile kesti. "Kalbim direkt sensin." Dedi. Duyduğum şey ile avel avel yüzüne baktım. Az önce ne demişti o? Aşk itirafı falan miydi o duyduğum yoksa sadece bana mı öyle geliyordu? "Ne değişti?" Diye sordum sadece. Merak ediyordum. Neden bir anda bana olan tavrını bir anda değiştirmişti? Hala hain olarak göremediği söylemişti ama ne bilim saçmaydı. Neden bri anda bana olan herşey değişmişti? Yada doğru soru şuydu? Ne değiştirmişti? Merak ediyordum. "Sonra konuşalım." Diyerek kapattı konuyu. Daha sonra ise direkt içeri girdi. İçeri girmesini ne kadar istemesem de bir kere beraber girmiştik. Riccardo yanında Lavinia. Birşey olmayacak. Sakinleş. Kendimi sakinleştirmeye devam ederken Riccardo bana baktı. "Nereye gidelim istersin?" Dedi sadece. Baktım ona öylece. Etrafı bilmiyordum. Duvardaki bir ize takıldı gözlerim. Riccardo'nun tam arkasında olan bir kanlı el iziydi bu o. Ben bırakmıştım yine o izi. Karnıma yediğim bıçak darbesinden sonra kaçmaya çalışırken olmuştu. Daha sonra ise zaten kırık olan bacağımı daha çok kırmıştı. "Bilmiyorum." Dedim sadece. Hangi odada olduğuna emin değildim. "Beyaz bir yatak vardı. Başında kahverengi bir masa vardi. Çalışma masası. Kitaplar vardı." Diye odayı tarif ettim. "Pencere yoktu." Dedim en sonunda. Anlamış olmalı ki odayı direkt olarak bir yere doğru yürümeye başladı. Alt katta bir yere iniyorduk. Kafamı Riccardo'nun omzuna gömüp hiç birşey görmek istemiyordum. Yapmadım ama bunu. Etrafta dolaştı gözlerim defalarca. Odanın kapısının önüne geldiğimizi Riccardo'nun durduğunda anlamıştım. İndirmedi beni yine. İndirse de yürüyemeyeceğimi biliyordum. "Girmek istediğine emin misin?" Diye sordu. Gözlerim doldu kapıyı görünce. Kafa salladım sadece. Riccardo girmek istedigime emin olana kadar girmedi. En sonunda yavaşça kapıyı açtı. Kapı gıcırtılı bir ses ile açılırken bende odaya bakmadım ilk başta. Daha sonra kendimde buldum gücü ve direkt olarak baktım. Etraf dağılmıştı. Odaya Black beni resmen fırlattığında oda hiç olmayacak kadar düzgündü. Yavaşça bir adım attı içeri Riccardo. Gözünde değişik bir duygu gördüm ona baktığımda. Sanki odaya girdiğinde bir anı vardı gözlerinin üzerinde. Ama ben ona baktığım anda yine gözlerini buz gibi soğuk bakışlar atmaya başladı. Duygularını ve düşüncelerini çok kolay saklayabiliyordu. Takdir edilesiydi. Odaya döndürdüm tekrar bakışlarımı. Kesik kesik bazı şeyler hatırlamaya başladım. "Bana anlat hatırladığın her şeyi. En ufak ayrıntısına kadar. Hadi Peri kızı. Dinleyeceğim ben seni." Dedi. Kafa salladım. Etrafa bakınmaya devam ettim. Gözümden bazen damla damla yaş düşüyordu. "Odanın kapısından içeriye sertçe itti." Dedim. Orayı hatırlıyordum. Etrafa bakındım. Ayak ucunda bir yeri gösterdim. "Oraya düştüm. Ve kafamı bir yere vurdum." Dedim ellimi kaldırıp kafamın arka kısmında saçlarımın arasında kalan bir yara olup olmadığını kontrol ettim. "Dokunma güzelim oraya." Dedi. Ona baktım. "Dikiş attildi onu arıyorsan." Dedi kafa salladım. Sinirliydi. Ama siniri bana değildi. Bunu biliyordum. Gözleri hala bana şefkat ile bakmasından anlamıştım. "Sonra." Dedim düşünmeye devam ederken. Etrafa bakındım. "Yakamı tuttu." Dedim. Aklıma gelmişti bir anda. "Tamam iyi gidiyorsun." Dedi sadece. İçeriye doğru bir adım daha attı oda tam olarak kadraja girmişti artık. "Beni şuraya bırakır misin?" Dedim. Masanın üstünde bir yeri gösterdim. Oraya doğru baktı. "Kal kucağımda boşver." Dedi sadece. "Hadi." Dedim sadece. El mecbur kabul etti ve direkt yavaşça indirdi oraya. Ama yine de ayrılmadı direkt yanımda durdu. "Ne olacaktı kalsaydın kucağımda." Dedi. Kollarının ağrımasını istemedim. O yüzden indirmesini istedim sadece. "Olsun." Dedim sadece ve odaya bakınmaya devam ettim. Arada bir benle sohbet etmesi iyi oluyordu. "Devam et sen leydim dinliyorum." Dedi. Ben etrafa bakınmaya devam ediyordum. "Yakamdan tutup yatağın üzerine attı." Dedim yatağı göstererek. "Yüzünde bir maske vardı ve ben onun yüzüne vurdum. Parmağım mankenin arasına sızmışti. Çeksem de sanki yüzüne yapıştırmıştı çıkamadı." Dedim sadece. Kaşları çatıldı bu noktada. "Yüzünü bir kere bile görmedin mi?" Dedi. Kafamı iki yana salladım. "Ama anlinda bir iz vardı." Dedim kaşımın üstünde bri yere dokunacağım anda ellimi yakaladı. "Ne yapıyorsun? Her yerin yara bere içinde. Dokunma sağına soluna " dedi. "Birşey gösterecektim." Dedim sadece. "Benim yüzümde göster." Dedi ve ellimi kendi yüzüne koydu. "Göster." Dedi. Kaşının üzerinde bir yere dokundum. "Burda kahverengi bir iz vardı." Dedim. Daha sorna alnının tam ortasına dokundum. "Burda da bir iz vardı." Dedim. "Neye benziyordu?" Dedi. "Bilmiyorum. Büyük bir dikiş atılmış gibiydi." Dedim. Daha sorna biraz daha düşündum. "Belki de bir mermi izi." Dedim. "Anlımın tam ortasını gösteriyorsun. Nasıl mermi izi olsun?" Dedi sadece. "Bilmiyorum. Daha önce mermi izi görmedim. Ama öyle olduğunu düşündüm." Dedim. Üzerindeki gömleği biraz havaya kaldırdı. Karınında olan baklavalarin tam üzerinde olan bir izi gösterdi. "Buna benziyor muydu?" Dedi. İzin olduğu yere baktım sadece. Acımış olmalıydı. Kesinlikle acımıştı. "Ne yarası bu?" Dedim ona bakarak hemen. "Mermi izi buna benziyor muydu bahsettiğin iz?" Dedi sadece. Dokundum ize. Ben dokunduğunda buz gibi olan elim onun sıcak karnı ile buluşmuştu. "Acıdı mi?" Dedim. Sormak istemiştim. Acımamış olmasını diledim. Ona baktım kafamı kaldırıp izden. Adem elmasının hareketi ile yutkunduğunu anladım. "Eski bir iz. Şimdi dokunsan acımaz." Dedi. "Şimdi değil zaten." Dedim hemen. Bunu bende bilmiyordum. "Bu iz olduğunda canın çok yandı mı?" Dedim. Bana baktı öylece. Bense cidden sorduğum soruya cevap istiyordum. Daha doğru acımadı demesini istedim Bilmiyorum ama acısı dese benim de canım acıyacakmış gibi geliyordu. "Acımadı." Dedi sadece. Kafamı salladım. "Hiç acımadı." Dedi. "Acımasın." Dedim sadece elim hayla aynı yerde duruyordu. "Acımasın." Dedi o da benim gibi. Bana bakıyordu. "Böyle miydi iz?" Dedi. Kafa salladım direkt. "Böyleydi." Dedim. "Peri kızı kafasında olan bir mermi ile hayatta mı kaldı bu?" Dedi. Yine kafa salladım. "Eminim Riccardo. Böyleydi. Yani tam olarak böyle değildi ama yine de böyle kurşun mermisiydi iste." Dedim. Kafa salladı. "Tamam sen devam et dinliyorum peri kızı." Dedi. Yatağa doğru baktım tekrardan. "Vazo vardı." Dedim elim ile komidini göstererek. "Vazo?" Dedim sadece etrafa bakinirken. Kırılmış olması gerekiyordu. Kırıldıysa gerçekten de doğru hatırlıyordum. "Yerde bak parçaları." Dedi ayağı ile bir örtüyü kaldırdı. Gerçekten de yerde parçaları vardı. "Kafasına vurdum vazoyla." Dedim. Ucunda kan olan bir parçayı gösterdim. "Şu parça elimde kaldı." Dediğimde Riccardo yerdeki ne büyük ne de çok küçük sayılabilecek o parçaya baktı. "Kan kime ait hatırlıyor musun?" Dedi. Kafa salladım. Gözlerimden arada yaşlar düşmeye hala devam ediyordu. "Ben." Dedim sadece. Ona baktım. "Karının batırdım." Dedim. BÖLÜM SONU
|
0% |