@yazar_as3s
|
"Uzun lafın kısası, yoktur. Uzun lafları kısaltmak korkaklıktan ibarettir." Ölüm nedir? Kalbinizin durması mı, kalbinizin durmak istemesi mi? Ölüm nedir? Ruhunuzun bedeninizden ayrılmsı mı, ruhunuzun bedeninizde kalmak istememesi mi? Ölüm nedir? Sessizlikte ölümün içinde midir? 🍂 Yağmur üzerimize durmadan yağarken, Yamaç'ın göğüsünde sessizce yatıyordum. Kalbi, benimkine nazaran daha yavaş ve daha düzenli atıyordu. Eğer yetişmeseydi şimdiye çoktan kayalara çarpan parçalanmış bedenim suya karışmış olurdu. Yaptıklarımı düşündüm. Şebnen annem öldüğümü duyduğu an yıkılırdı. Yıllardır çektiği evlat özlemini benimle dindirmeye çalışan kadın, beni kaybettikten sonra bir daha toparlanamazdı. Selim babam, karısını bir kez daha yıkılmış halde görmeye dayanamaz o da perişan olurdu. Kızlar. Eminim ömürlerinin sonuna kadar vicdan azabı çekerlerdi. Gurup dağılırdı. Aslında bunların olacağını bilerek çıkmıştım bu yola. Belki de herkesin dağılacağını bilmeme rağmen bu işe kalkışmak bencillikti. Ama hiç bir zaman iyi bir insan olduğumu söylemezdim. Benimde herkes gibi kusurlarım, günahlarım ve eksik kalmış yölerim vardı. Bencildim. Bu yaptığım tamamiyle bencillikti. Ama hala daha pişman değilim. Umudum gerçekten tükenmişti. 🍂 "Hadi gidelim." "Tamam." Yamaç dikkatlice yüzüme bakıyordu. "Acaba üstümden kalksanda, gitsek mi? "Ha.." Sırıtmaya başladı. Ahh! salak Efnan. Adama ağızının suyunu akıta akıta bakarsan böyle olur. "Pardon, hemen kalkıyorum." Ellerimle yerden destek alıp,kalktım. Benim arkamdan Yamaç'da kalktı. O kadar çevik ve hızlıydı ki hiçbir yere tutunmadan dikelmişti. Gözlerim etrafta dolaştı. Çantamı bulmam lazımdı. Atlamadan önce hekese videoları göndermiştim ve onlar görmeden silmem lazımdı. Kızlara bir şekilde açıklardım ama Şebnem annemlere açıklamam mümkün olmazdı. Hızlı hızlı yürüyerek etrafı dolaşmaya başladım. Salak ben kendimi öleceğime haddinden fazla inandırdığım için, çantamı öylesine bir yere fırlatmıştım. Ahhh! salak kafam. Bir kerede bir şeyler yolunda gitse şaşarım. "Bunu mu arıyorsun?" Yamaç elinde tuttuğu çantamla bana sırıtarak bakıyordu. Ahhhh! tamam rezillik denincede ben. Ölümden dönmemin ilk saatinde rezil olmam şaka olmalı. Yani en azından ben öyle olsun istiyorum. "Aynen, bende onu arıyordum." "Farkettim. İçinde önemli bir şey var galiba. Kalkar kalkmaz onu aradığına göre." Tamam en zeki erkek sensin. Allah'ım sen sabır selamet ver. "Yok ya içinde telefonum var. Bilirsin bu devirde yeni bir telefon almak oldukça zor hatta imkansız!" "Bilirim." "Bilirsin." "Eeee diyorum ki versen mi bana." "Vereyi mi?" "Ver." "Hımm bilemedim şimdi. Sanki benden bir şeyler saklıyorsun." Zeki adam, anladı. "Yok canım, Onu nereden çıkardın? Ha ha ha..." Allah belamı yavaş yavaş veriyor. "Gözlerin, Efnan. Gözlerin yalan söylediğini haykırıyor." "Bak bu kadar yeter. Eyvallah, geldin. Kurtardın beni. Ama kurtarmasaydında olurdu. Ben zaten ölmek istiyordum. Hala daha istediğim gibi." Sözlerimle gülen yüzü soldu. Çehresi sertleşti. Yavaş ama emin adımlarla üzerime doğru gelmeye başladı. Allah'ım dev gibi adam üzerime üzerime geliyor yardım et yarabbim. Aramızda bir adım bile kalmamıştı. Yavaşça eğildi ve nefesini enseme üfledi. Amacı beni etkilemekse oldukça başarılıydı. "Ölmek mi istiyorsun?" Sesim içime kaçmış gibi fısıldayarak: "Hı hı ölmek istiyorum." "O zaman sen atlarsan arkandan atlayacağımı bilerek yap." Upsss! Bunu beklemiyordum. Aniden yüzümde beliren sırıtmayla, bedenlerimizi adeta bütünleştirdim. Vücüdunun her bir kıvrımını rahatça hissedebiliyordum. Eminim o da benimkini. Parmak uçlarımda yükseldim. Birbirine yapışık olan vücutlarımız beni parmak uclarıma kalkmamla birbirine sürtündü. Adem elması hareketlenirken, sırıtmam genişledi. "Hımmm demek ben atlarsam sen de atlayacaksın. Bu fikri sevdim." Yüzü şekilden şekle girerken, etkilendiği açıkça belli oluyordu. Parmak uçlarım geniş omuzlarında hafif dokunuşlarla geziyordu. İçine titrek bir nefes çekti. Beni,kıvrandırırken güzeldi. Birazda o kıvransındı. Parmak uçlarımda yavaş yavaş inip kalkarken vücutlarımız sürtünüyordu. Boynundaki damar belirginleşirken kendini kastığı belliydi. Başımı boyun girintisine sokarak konuştum: "Eğer bir gün atlamayı tekrardan düşünürsem, ilk arayacağım kişi sen olacaksın." Dudaklarım kıpırdadığı her an boynuna değiyordu. Nefesimi boynuna üfleyerek yavaşça geri çekilmeye başladım. Fakat o buna izin vermeden beni kendine sertçe çekerek, vücutlarımızı çarpıştırdı. Ahhh! Tanrım ölüciğimm şimdi! Koyulaşmış mavi gözleriyle ve sert sesiyle konuştu: "Amacın beni etkilemekse başardın, küçük kız." Derince yutkunup geri çekilmeye çalıştım. Lakin o buna izin vermedi. Dudakları dudaklarıma yaklaşırken Sessiz bir inleme koptu dudaklarımdan. Benim inlememle derin bir nefes çekti içine. Dudakları, dudağımın köşesine küçük bir buse kondurdu. "Tehlikeli sularda yüzmemeyi öğreneceksin." "Öğreneceğiz." 🍂 Selam! 💐 Ben geldim. Kısa bir bölüm oldu. Ama iyi gibi. Bilemedim. Sizce?🫶 Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.🙏 Aralarında çekimi sizde hissettiniz mi?🔥 İnstagram hesabım: yazar_as3s Lütfen takip ediniz.🙏🥺
|
0% |