@yazar_as3s
|
"Kızlar, sizce bunu yanıma almalı mıyım?" Elimdeki mini eteği telefona tutarak sordum. Kızlarla, telefefonda görüntülü konuşuyoruk. Bu gece Yamaç ile Trabzona yola çıkıyorduk ve ben valizimi hazırlıyordum. Tamam, ben değil kızlar hazırlıyordu. Onlara durumu yıldırım aşkı olarak anlatmıştım. Benim gibi yanına erkek sinek bile yaklaştırmayan birinin aniden bir erkeğe vurulması onları işkillendirmiş olsa bile,yıllardır kendilerine enişte bekleyen arkadaşlarım çokta sorgulamamışlardı. Yani... Zeynep biraz irdeledi ama o da sonun da benim için çok mutlu olduğunu söyleyip aradan çekildi. "Kızım sen salak mısın? Hayır, bak insan gibi soruyorum. Trabzona gidiyorsun. Çıplaklar kampına değil!" Derya ve abartma tozu. "Haklı." "Haklı." "Bak ilk izlenim her zaman önemlidir. Yanlarında hanım hanımcık bir kız olman lazım ki seni beğensinler." "Peki ne koyayım bu siktiğimin valizine? Sen söyle o zaman, Zeynep!" "Daha kapalı şeyler. Büstiyerle Trabzon sokaklarında gezip halkı şoke etmek istemezsin sanıyorum." "Ne alaka ya! Sanki orada ki insanlar yobaz! Bu devirde kimsenin ne giydiği kimseyi ilgilendirmez! Hem İzmir kızıyım ben. Nasıl özgür olduğumu hissedersem öyle yaparım." "Haklısın, balım. Ben de sana katılıyorum. Bu zamanda kimse kimseye karışmaz. Ama bence kızların dediği gibi biraz daha kapalı şeyler almalısın. Çünkü az önce bakığım hava durumu tahminlerine göre: Trabzon bir hafta boyunca yağmurlu." "Ha ha ha ha... Şansımın taa-" "Şışşşştttt... Ayıp!" "Bunu küfür tanrıçası Derya mı söylüyor? Tanrım başımıza taş yağacak!" Kızlar sözlerimle kahkaha atarken bende onları izliyordum. Belki de bu gün bu anı hiç yaşayamayacaktık. Belki de onlar bu gün yas tutuyor olacaklardı. Onlara taciz edilidiğimi anlattım ama hafifletilmiş haliyle. Beni Yamaç'ın kurtardığını ve orada ona aşık olduğum yalanıyla. Bence oldukça romantik bir hikaye olmuştu. Onlarda bu romantik hikayeyi bayılarak dinemişlerdi. Ahhh... arkadaşlarım diye demiyorum ama aşk konusunda çok aptallar. "Tamam, konumuza dönelim." Zeynep sağolsun konuya dönebildik. "Bir kaç tane pantolon al. Renkleri farklı olsun. Bir kaç tane de kazak al. Kalın olsunlar. Bot ve spor ayakkabı al. En fazla iki tane sırt çantası al. Dışarı çıkarken içine yedek kıyafet koyarsın. Bir tane de her kombine uyacak renkte el çantası al. Makyaj malzemesi alma. Yani al da abartma. Doğal görünmeye özen göster.... Ha bir de unutmadan yanına kışlık şık bir elbise de al. Belki ailece yemeğe çıkarsınız ya da eniştem seni yemeğe çıkartır." "Teşekkür ederim Buse'ciğim. Dediklerini harfiyen yerine getireceğim. Kızlar ben kapatıyorum daha Yamaç'a Valiz hazırlayacağız." "Rica ederim, Kendine dikkat et." "Allah'a emanet ol." "Enişteme selam söyle." Telefonu kapatır kapatmaz derin bir nefes aldım. Ohhh be sonunda kurtuldum. Geceden beri kızların duruma nasıl tepki vereceğini düşünmekten, uykusuz kaldım. Kızların dediği gibi Valizime birkaç tane pantolan ve kazak aldım. Ayakkabı ve çantaları da valize yerleştirdim. Giderken kot pantolon ve beyaz boğazlı bir kazak giyeceğim. Altıma da beyaz botlarımı giyerim. Siyah kabanımı valize ekleyip,beyazı giyme kararı aldım. Sonun da hazırım. 🍂 "Patlama be adam, Geliyorum dedim ya!" Elimdeki kitabı sehpaya bırakıp kapıya koştum. Muhtemelen Yamaç gelmişti. Kapıya varınca deliğe yaklaşıp kimin geldiğini teyit ettim. Gelen Yamaç'tı. Onu daha fazla bekletmemek için Hızla kapıyı açtım. Fakat karşımda bir adet kızgın boğa görmeyi beklemiyordum. Ne olmuştu bu adama? "Yamaç iyi misin?" Soruma cevap vermek yerine üzerime atlayınca sarsıldım. Beni etrafımda döndürüp gözleriyle her yerimi süzdü. Amacı neydi bu adamın. Azmış galiba! "Ne oldu be!" "Şükür... Ohhh!" Benimle değilde kendi kendine konuşuyor gibiydi. "Acaba diyorum beni süzmeyi bıraksan mı?" "Keyfimden süzmüyorum herhalde! Kaç saattir kapıyı çalıyorum haberin var mı? Kendine bir şey yaptın sandım." "Merak etme yaparsam seni arayacağımı söylemiştim. Hatırlatırım." "Kitap okurken içim geçmiş o kadar." Dikkatlice beni süzdükten sonra konuştu "İnanayım mı?" Bu cümle bana o günü hatırlattı. Yavaşça gülümsedim ve "Sana kalmış." Dedim. Daha fazla uzatmadan konuyu kapattım. "Hazır mısın?" "Saatlerdir." "Hadi o zaman bavulllarını getir de çıkalım." "Bavulun demek istedin herhalde. Çünkü ben bir adet küçük bavula herşeyimi sığdırdım." "Etkileyici." "Hımmm, etkilenmeye çok açıksınız Yamaç Bey." "Etkilemeye çok açıksınız Efnan Hanım." Daha fazla konuşmadan kapı kenerında duran bavulumu dışarı çıkardım. Bavulumu gören Yamaç kahkahayı bastı. Lanet olsun biliyordum dalga geçeceğini! "Bu...Hahaha...Bu... ba...Hahhah" Adam gülmekten konuşamıyordu resmen. Offf nasıl rezil olunur part bilmemkaç! "Gülmesene be adam!" "Senden de sarı civciv desenli bir bavul beklenirdi zaten." "Ne var yani? Bence çok tatlı." "Bir gün birisi benim gibi ciddi bir adamın çocuğun tekiyle evleneceğini söyleseydi ona yumuruğu çakardım." "Ba ba ba ba sanki kendisi çok yaşlı. HASPAM! Ben de sana bu lafları yedirmesem bana da Efnan demesinler." "Hı.. Ne dedin?" "Dedim ki, artık gidelim." "Tamam, müstakbel karıcığım gidelim." Bir eline kendi bavulunu bir eline benim bavulumu alırken konuştu. "Oyyy oyyy oyyyy benim kocamın kaslı kolları şaka mı?" "Sus, Efnan!" "Niye yaa müstakbel kocam hakkında konuşamaz mıyım?" "Konuşta, daha düzgün konuş." "Tamam, aşkitom." "Efnan!" "Sus be! Karın ne derse o. Çok konuşma!" kahkaha atarken zorla konuştum. O da bana katılarak "Tamam, karıcığım. Sen ne dersen o. Kocan emrine amade!" Dedi. "Hehhh adam ol!" Sonunda apartmandan çıkıp, arabaya doğru yürüdük. Normal de Yamaç'ın ayarlamalarına göre uçak ile gidecektik ama malum olaylardan sonra uçağı kaçırınca o iş yattı. Yamaç bavulları bagaja yerleştirdikten sonra arabaya bindik. "Kemerini tak." "Tamam." "Hazır vaktimiz varken bazı konulara açıklık getirelim." "Getirelim, aklına ne geliyorsa sorabilirsin." "Peki, sende." "Tamam, başla." "Peki, öncelikle ailenin oraya gittiğimizden haberi var mı?" "Var." "Ne için gittiğimizi biliyorlar mı?" "Biliyorlar." "Nasıl karşıladılar bu durumu." "Mutlu oldular." "Peki, ailen nasıl insanlardır? Yanlış anlama ama onlara karşı nasıl davranmalıyım?" "Düşündüğün gibi aşırı tutucu insanlar değillerdir. Zaten yaklaşık on yıldır Trabzon da yaşıyorlar. Normalde İstanbul'da yaşıyorlardı. Emekli olunca memlekete gittiler. Annem, emekli anasınıfı öğretmeni. Babam, emekli çocuk doktoru. Bir kız kardeşim var. 20 yaşında. İyi biridir. Zararsız yani. Ankara'da Mühendislik okuyor." "Anladım." "Sen sor şimdi." "Teyzemlere durumu açıkladın mı?" "Evet." "Ne dedin?" "Kapı komşum olduğunu ve yıldırım aşkıyla bana tutulduğunu." "Hıımm, niye ben sana tutuluyormuşum?" "Öyle işte çok sorgulama." "Peki." "Evleneceğimize ne tepki verdi?" Ne diyeceğimi bilemedim. "Ne oldu bir sustun." "Hamileyim sanıyor." "Ne!" "Bak böyle aniden evlenme haberi gündeme oturunca o da hamile olduğumu ve o yüzden hemen evlenmek istediğimizi düşündü." "Eeee?" "Yani bu durumu dönünce konuşalım dedim. Şu anlık sorun yok." "Tamam." "Evlenince nerede yaşayacağız?" "Yani en azından birlikte yaşadığımızı sanmaları için bir süre senin ya da benim evimde kalacağız." "Benim evimde kalırız." "Bir süre değil, boşanma sürecine kadar." "Neden?" "Ben Hatay'da görev yapıyorum. Sen de benimle orada yaşayacaksın." İşini bildiğimden dolayı yorum yapmadım. "Peki." "Ama sana yük olmak istemem." "Ben de bir işe girer orada çalışırım." "Sen okuyacaksın, ben çalışacağım." "Bir dakika ya zaten benim çalışmama gerek yok ki." "Aynen öyle kocan sana bakar." "Ne alaka ya sence ben de koca parası yiyecek bir tip var mı?" Kafasını eğip sırıtarak yüze baktı. "Var." Elimle omuzuna vurdum. "Salak ya!" "Mirası alınca çalışmama gerek kalmaz zaten." "Miras almasan da gerek kalmayacak." Ağzının içine mırıldanarak konuştu. "Ne dedin duyamadım?" "Yok bir şey." "Bu arada ben çalışacağım Sen okuyacaksın dedin de ben zaten İzmir'de bir üniversite kazandım. Muhtemelen onu bir yıl kadar dondurup, boşanınca başlarım." "Buna gerek yok, küçük bir araştırma yaptım. Hatay'da da istediğin bölüm okuyabilirsin. Yatay geçiş yaparsın. Boşanınca da tekrardan İzmir'e dönersin. Belki de okulunu seversin ve o da okumaya devam edersin karar senin." "Bunu düşüneceğim." "Bu arada bir sözleşme hazırlamamız lazım." "Ben onu hallettim." "Maşallah çok hızlısınız, Yamaç Bey." "Öyleyimdir Efnan Hanım." Esnerken konuştum: "Hatay'daki evine evlenmeden önce bakmamız lazım. Sonuçta en az 1 yıl evli kalacağız. Her ikimize de uygun bir yer olması lazım." Gözlerimi zorla açık tutuyordum. "Bu konuyu daha sonra detaylıca konuşalım." "Peki." "Daha çok yolumuz var mı?" "Daha çok yolumuz var. Eğer uçak biletimiz yapmasaydı çoktan orada olurduk. Ama şimdi 20 saat 20 dakika yol gitmek zorundayız!" "Üf tamam be sormadım say." "Gözlerine uyku akıyor biraz dinlen istersen." "Tamam. Yorulursan söyle değişelim." "Peki. İyi uykular, cennetteki güzel gözlü kız." 🍂 Selam (!) Öncelikle bölüm bu kadar geciktiği için özür diliyorum. 🙏 Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. 🫶 En kısa zamanda kocaman bir aile olmak dileği ile...🥹 Kontrol etmeden atıyorum. Bir hata varsa kusura bakmayın. Bu akşam düzenlemeye çalışırım.💐 Bir sonraki bölüme kadar sevgiyle kalın...🍂 Az önce kitabın kapağını ve ismini değiştirdim. Yeni isim ve kapak hakkında ne düşünüyorsunuz? Beğenenleri buraya bekliyorum 🍂
|
0% |