25.09.2024, 16:05 🥊
Yeni bölüme hepiniz hoş geldiniz,
ve keyifli okumalar!

Okumaya başladığınız tarihi ve saati buraya yazın lütfen.

Nathan, henüz farkında değildi, ama adını aldığı gibi gerçekten de güvenli bir yerdi bu ev. İçeri adım attığında, neden buraya "güvenli ev" dendiğini anlayacaktı.

Nathan ile telefon görüşmesini sonlandırır sonlandırmaz Adrian, güvenli evin sahibiyle iletişime geçti. Telefon uzun bir süre çaldıktan sonra nihayet karşı taraftan bir ses duyuldu. Adrian, beklemeye tahammülü kalmadığı için hızlıca söze girdi.

"Uzun zamandır senden bir iyilik istemedim, ama bu sefer durum gerçekten ciddi," dedi Adrian, sesi tedirgin ama kararlıydı. "Nathan adında bir arkadaşım büyük bir tehlikenin içinde. Kimseye güvenemiyor. Onu güvenli evine kabul etmen gerek, başka bir çıkış yolu yok."

Karşıdaki adam derin bir nefes aldıktan sonra soğuk bir tonla yanıt verdi: "Bu işler o kadar basit değil, Adrian. Biliyorsun bunu. Tanımadığım birini evime alarak başımı belaya sokamam."

Adrian, adamın tereddüdünü fark edince sesine daha fazla ağırlık verdi. "Sana güvenmemin bir nedeni var ve sen de bunu gayet iyi biliyorsun," dedi. "Durumu ciddiye alman gerektiğini gösterecek bazı bilgilere sahibim ve bunları seninle hemen paylaşacağım."

Adrian, güvenli evin sahibine Nathan’ın peşindeki tehlikeli kişilere dair bildiklerini detaylıca anlattı. Son cümlesiyle birlikte, konuşmasının her kelimesinin ne kadar önemli olduğunu hissettirerek ekledi: "Bu insanlar kimdir bilmiyoruz, ama Nathan’ın zarar görmesini istemiyorum. Lütfen, ona yardım et."

Adrian’ın sözleri üzerine güvenli evin sahibi “Pekala,” diyerek pes etti. “Adresi ona verdin mi? Bir de bu konuyla beni uğraştırma. Çünkü ona ulaşmak imkansız.”

“Verdim,” diyerek yanıt verdi Adrian. “Çok sağ ol adamım.”

“Arkadaşının bana fotoğrafını atmayı ihmal etme. Böylece gelecek kişinin o olup olmadığını bilip ona göre eve alıp almayacağımı belirlerim,” dedikten sonra Adrian’ın “Elbette. Hemen atacağım. Görüşmek üzere,” dediğini duydu.

Adrian, sözünün ardından telefonu kapattı ve Nathan ile birlikte olan fotoğraflarından birini hızlıca güvenli evin sahibine gönderdi.

Güvenli evin sahibi fotoğrafın kendisine ulaşmasının ardından fotoğrafı dikkatlice inceledi. Bu gerçek miydi? Bu o kişi olamazdı. Olmamalıydı. Nathan, annesi yüzünden ölüm cezasına çarptırılmıştı ve öldürülmesi gerekiyordu. Kendisine gelen bilgi bu yöndeydi. Emrin dışına çıkamazdı. Bu kesinlikle yapılması gerekiyordu.

Şimdi ne yapacaktı? Nathan, geldiği vakit onu koruyacak mıydı yoksa öldürecek miydi? Daha önce hiç böylesine bir ikilemde kalmamıştı.

Eğer ki Nathan’ı öldürürse arkadaşının güvenini sarsmış olacaktı, ama öldürmezse de kendisine gelen emri çiğnemiş olacaktı. Bu sefer de onun peşine düşeceklerdi. Öyle bir çıkmazdaydı ki, ne yapacağına karar veremediği için bunu ancak bir şekilde belirleyebilirdi. Yazı tura atacaktı. Eğer yazı gelirse Nathan ölecekti. Tura gelirse de Nathan yaşayacaktı.