@zalimelfesya
|
Yeni bölüm ile merhabaaaaaa 😘
🗝️
Karşımda oturan iki mafya'ya baktım çok ciddi olan yüzleri ile kendimi topladım doğru duymuştum Türkiye'ye dönüyorsun demişti Victor.
Ivan o kadar parıltılı gözlerle bakiyordu ki bir anda durdum neden böyleydiler. 'Сэр, почему я возвращаюсь в Турцию?' (efendim neden Türkiye'ye dönüyorum) dedim düz tutmaya çalıştığım bir sesle victor rahat oturuşundan taviz vermeden
'для мести'(intikam için) dedi gülerek Ivan benim onlara aval aval bakmam ile karşısındaki koltuğu gösterdi yavaşça koltuğa oturup ellerimi önümde birleştirdim.
'Как известно, наш непримиримый враг, орел-черный лев, преследующий нас уже 6 лет, вчера объявил, что ищет защиту, превосходящую его во всех отношениях' (Bildiğin gibi 6 yıldır peşimizde olan amansız düşmanımız kartal karaaslan dün kendisinden her bakımdan üstün bir koruma aradığını duyurdu) dedi onu başımla onayladığımda konuşmaya devam etti.
'Поэтому мы вместе с Виктором подумали и приняли решение.' (Bu nedenle Victor ve ben bunu düşündük ve bir karar verdik) dedi .
'Что вы решили, сэр?'( neye karar verdiniz efendim?) dedim Ivan Victor'un bu rahatlığını takmadan konuşmaya başladım 'Среди охранников ты говоришь по-турецки лучше всех, и ты единственный человек, которому я доверяю'( korumalar arasında Türkçeyi en iyi sen konuşuyorsun ve güvendiğim tek kişi sensin) dedi .
Bana olan güveni gözlerinden belli oluyordu hiç düşünmeden hızlı başımı salladım 'Будьте уверены, сэр, что ваше доверие ко мне не будет напрасным.' (Emin olun efendim, bana olan güveniniz boşa çıkmayacak) dedim .
Gözlerinde olan güvenin yanında ekstradan gurur eklendi bunu ona yakın olmadan bile görebiliyordum .
'Итак, сэр, что я буду делать, когда пойду туда?' (peki efendim ,oraya gittiğimde ne yapacağım?) dedim Ivan Victor'un masasının üstünden bir sigara yakıp içmeye başladı .
'шпионаж' ( casusluk ) dedi sigarada çıkan duman odaya karışırken konuşmaya devam etti 'Мы работали над этим вопросом последний месяц.' ( Son bir aydır bu konu üzerinde çalışıyoruz) dedi .
'Карааслан выбрал себе группу телохранителей, и среди этих телохранителей есть наша женщина-телохранитель.'
(Karaaslan kendine bir grup koruma seçmiş, bu korumalar arasında bizim kadın korumamız da var.) dedi gözlerim onu pür dikkat izlerken sigaradan bir nefes daha çekti içine.
' Женщина уйдет, когда ты придешь, и ты заменишь ее.' ( Sen geldiğinde kadın gidecek ve onun yerine sen geçeceksin.) sözü biter bitmez aklımda olan soruları sordum.
'Что, если они не выберут меня, когда я туда доберусь?' ( Ya oraya vardığımda beni seçmezlerse?) Dedim
'Эта часть касается вас.' ( bu kısım seni ilgilendiriyor ) dedi 'Я не понимаю, сэр, что это за часть?' ( Anlayamadım efendim o kısım nedir?) dedim Ivan biten sigarayı hiç düşünmeden masaya bastırdı.
' Вас необходимо выбрать телохранителем Караслана и войти в тот дом.' ( Karaslan'ın koruması olarak seçilip o eve girmelisin) dedi .
'Так когда же я пойду, сэр?' ( Peki ne zaman gideceğim efendim?) Victor Ivan'dan önce söze atladı 'Вообще-то, я хочу, чтобы ты пошел сегодня вечером, но Иван подумал, что тебе будет лучше пойти завтра.' ( Aslında bu gece gitmeni istiyorum ama Ivan yarın gitmenin daha iyi olacağını düşündü.) dediğinde başımı salladım.
Ivan ayağa kalktığında ben ve Victor da aynı anda ayağa kalktık Ivan Victor ile el sıkışıp bana döndü benim durumumu bildiği için başıyla görüşür der gibi aşağı indirdiğinde bende öyle karşılık verdim.
Victor'u odasında bırakıp beraber aşağı indik Mihail bizi görünce arabayı getirmeyi gitti Ivan bana döndü ' Будьте осторожны, когда пойдете туда' ( oraya gittiğinde dikkatli ol ) dedi onu başımla onayladım.
Araba geldi Mihail arabanın ön kısmında yürürken Ivan için arka kapıyı açtım 'Итак, в каком городе Карааслан-с?' ( Peki Karaaslan hangi şehirde?) dedim Ivan koltuğa oturdu tam kapıyı kapatacakken durdu ve bana yüzünü dönerek ' в Ризе' ( Rize'de) Dedi ve kapıyı kapattı Mihail arabayı çalıştırıp bahçeden çıktı.
Rize - iki hece dört harf 12 yıl
Gözüm bir yerde öylece sabit durdu o şehre dönerim dönmesine ama ya anne ve babayı görürsem tanımıyorum ben onları ama onlar beni tanır dimi? Sonuçta ben onların çocuğuyum beni hatırlarlar dimi?
Hatırlamazlar aksa onlar seni hatırlamazlar, hatırlamak isteseler di bırakmazlar dı hangi anne baba çocuğunu sepete koyup atar ki sokağa, kimse hiç kimse aksa seni istemediler ki , seni istemediler unutma bunu!!!
Boş bakan gözlerim birinin koluma dokunması ile kendime geldim hemen kendimi geri çekip gelene baktım gelen kişi lev'di.
'акса' (aksa )
'Что случилось, Лев?' ( Ne oldu Lev?)
'Виктор сказал нам обоим готовиться.' ( Victor ikimize de hazırlanmamızı söyledi)
'ты' ( sen ?)
' да, я тоже' ( evet ben de )
' Откуда' ( neden )
Bilmem der gibi omuz silkince bende dudaklarımı büküp eve doğru yürüdüm normalde çalışanlar için arka tarafta iki müştemilat vardır biri korumalar için erkekler için diğeri kadınlar için olan diğeri ise hizmetliler için olandı.
Evde kalan sadece özel Victor'un korumalarıdır biri benim diğeri Mihail biride lev'di tabiki şirket koruması olana kadar .
Yarın gideceğim için odama çıkar çıkmaz sırt çantamı alıp takım elbiserimden iki tane koydum iç çamaşır koyup kendime aut özel herşileri yerleştirip çantayı kapattım.
Zaten evin içinde olan odamda küçük ve az eşyalıydı bir tane yatak bir gardırop bir de masa vardı.
Yatakta yatmazdım bilmiyorum ama yatak şanki çok büyük gibi gelirdi ve ben yatağın dibinde uyurdum gardırop ta daha demin koyduğum iki parça takım elbisem birde iç çamaşırlarım vardı masa da kitaplarım vardı.
Aksa / iki hece dört harfti aynı Rize gibi , yeşil gözlerim vardı rizenin yeşili gibi,kumral saçlarım vardı toprak gibi , uzun boyluydum dik omuzluydum aynı Rize gibi, ama yalnızdım ve yine içi dolu ama hiç kimsesi olmayan Rize gibi...
Çantayı masanın köşesine bırakıp banyoya geçtim soğuk bir duş alıp odaya geri döndüm ayna olmayan odada camın karşısına geçip camı açtım rüzgar ıslak olan saçlarımı rüzgar misali uçurdu gözlerimi kapadım derin bir iç çektim.
Kimisine göre kolay olan bana göre boş bir şeydi korkmuyor ama gitmeye çekiniyordum insan doğduğu şehre gitmeye çekinir mi? ben çekiniyorum,korku yok hiçte olmadı ama çekince vardı.
Hiç görmediğim annemi bilmediğim babamı ben görebilirdi ama tanımazlardı aynı ben gibi bende tanımazdım.
Ama rize'yi bilirdim. ailem ,yurdum ,dostum, kardeşim, vatanım olan Türkiye'ye geri dönüyordum .
Rus olarak değil bir Türk kızı olarak dönücektim burda olduğu gibi rusça değil vatanım gibi türkçe konuşacaktım.
Rize'de bir arkadaşım vardı hep asker olmak isterdi onunla yakın olduğumuz için bende asker olmak isterdim ama şimdi rus'yada bir mafya'nın korumasıyım.
Kolay değil
Gözlerimi açıp camı kapatıp yatağın köşesine geçtim ve yere cenin pozisyonunda uzanıp gözlerimi kapadım kolay olmamıştı hiçbir şey ve olmayacaktı rüyalarım hep bir anne ve baba arayacaktı.
Ama onlar yine rüyada kalıcak bende uyandığımda kimsesizliğim ile kalacaktım, kimsesizliğimin kimsesi olacaktım yine ve yine.
Zor değildi ama kolay da değildi ....
🗝️
Şafağın odaya doğuşu ile ayağa kalkıp gardırop ta olan hiç giymedigim normal kıyafetleri alıp giydim saçlarımı yukarıda alt kuyruğu yaptım ve çantamı alıp odadan çıktım.
Victor daha uyanmadığı için aşağı mutfağa indim türkçe bilen ve Türkiye'ye ait yemek yapan kızı mutfakta görünce ' ufak bir kahvaltı tabağı hazırla ' dedim kız başını sallar salamaz mutfağın ada kısmına geçip sandalyeye oturdum.
Başımda ufak bir ağrı olduğu için 'ağrı kesici versene ' dedim kız yine başıyla onaylayıp tezgahın üst kısmında olan beyaz kapaklı dolabı açıp içinden kutuyu çıkardı.
Kutudan bir ağrı kesici ve su ile bana verince direk tabağa konmuş ağrı kesiciyi ağzıma atıp suyu tek dikişte bitirdim.
Masaya konan kahvaltı tepsisi ile yemeğe başladım bu sırada telefonla Rize hakkında bir şeyler baktım.
Bana sorduğunda Türkiye hakkında birçok şey bilmem gerekiyordu aynı Rize gibi herşeyi ezberime kaydettim. Bildiğim kadarıyla hatta tahminini bizim için hiçbir şey yapılmamıştı sadece gideceğim yerde benimle aynı özellikleri taşıyan kız ayarlanmıştı.
Direk kendime uçak bileti aldım biri Rusya'dan Türkiye'ye diğeri İstanbul'dan rize'ye bu kısa mesafelerde araba bulup gidersem oraya çabuk varırdım aynı gün olan uçuşlar için Rize ye varınca dinlenmek için kendime normal düzeyde bir otelde rezervasyon aldım.
Yemeğim bitince masadan kalkıp elimi yıkamak için suyu açıp elimi yıkadım ardından ' sağol kolay gelsin ' deyip mutfaktan çıktım evden çıkacağım sıra merdivenden inen lev ve Victor ile durup başımla selam verip' доброе утро, сэр' ( günaydın efendim) dedim .
Lev benim yanıma geçerken Victor beni başıyla onayladı 'и тебе доброе утро' ( sana da günaydın) dedi bende başımla onayladım Victor ' вы готовы' ( hazır mısın) dedi 'да, сэр' (evet efendim) dedim .
'Дай мне знать, когда приедешь, и расскажи мне все, что знаешь.' ( oraya varınca bana haber verin bir de her öğrendiğiniz bildiğiden haberim olsun ) dedi onu başımızla onayladıktan sonra ikimizde dışarı çıktık Mihail bizi havalimanına kadar bırakacaktı ben şoförün yanındaki koltuğa lev'de arka tarafa oturdu o bavul ben çantayla gidince çok komik duruyorduk.
Mihail arabayı çalıştırıp arkaya doğru sürdü ardından u dönüşü yapıp demir kapıdan çıktı yol sessiz geçmişti hiç birimizden çık çıkmıyordu aralarında tek kadın ve en küçükleri bendim.
Ben 27 yaşındayım, Mihail 32, lev ise 30 yaşındaydı.
Ayak ucumda çanta vardı kafam koltuğa yaslı kollarım göğsümün üstünde bağlı gözlerim kapalıydı. Camdan esen rüzgar ,hızlı giden araba, korna çalan diğer arabalar müzik eşliğinde giden arabalar vardı.
Islak olan saçlarım artık kuruydu makyaj yapan bir insan değildim yüzüm herzaman kusursuz du. Başımda olan ağrı ilaç sayesinde hafiflemiş ti. Arabanın anı duruşuyla gözlerimi açtım.
Havalimanına gelmiştik arabadan inip çantamı sırtıma taktım yürüyüşüm bozulmadan içeri girdik işlemler için çantam kontrol edildi ardından pasaportu geçiş izni yok uçuş bileti falan derken bir saat geçti lev de aynı ben gibiydi ama o yorulmuş gibi duruyordu.
Uçak saati gelene kadar o yemek yemeğe gitmişti bende dışarı çıkmıştım çantayı ayak ucuma koyup pantolonun cebinden sigara paketini çıkardım ve içinden bir dal aldım çakmakla yakıp cebime ikisini koyup sigarayı işaret parmağı ve orta parmağım ile ağzımdan alıp dumanı saldım gözümün önünde oluşan sis ile durdum ve gözlerimi kapadım.
Tek bir şarkı gibiydi hayatım kısa ama anlamlı sözler beni anımsatıyordu her bir cümle harf hece hepsi bendim o şarkı aynı bendim aksa eşittir o şarkıydı ama gerçek şuydu ki işte öyle bir şarkı yoktu.
Bir saat de uçağın kalkışı sürmüştü uçağa binme saati gelince bindik ikimizde aynı yere geçmiştik ama ben onla birlikte giremeyeceğim için karşı koltuğuna oturdum.
Çantam alındığı için telefonda çantada kalmıştı o yüzden başımı geriye yasladım ve giden havayı izledim masa mavi hava yol gittikçe, saat geçtikçe, tonunu değiştirdi.
Uçağın inişi ile lev'e dokumayacağım için ' мы пришли ' ( geldik) dedim lev homurdanınca umursamadan kalkıp hostese yürüdüm kadın çantamı uzatınca alıp içinden telefonu çıkarıp çantayı sırtıma taktım ardından uçaktan inip etrafa baktım.
TÜRKİYE/ ÜÇ HECE ALTI HARF KOCA BİR VATAN....
Koca bir nefes çektim içime ardından içeri doğru yürüdüm Türkiye sınırlarının içerisinde çoktan geçmiştik yolda sıkıntı çekmedik bu garibime gitti ilk defa Rusya'dan dışarı çıktığım içindi galiba...
Şuan İstanbul'daydım , İstanbul havalimanındaydım içeri girer girmez yine aynı işlemden geçince sıkıntıdan oflayarak tek tek gereken herşeyi yerine getirip uçak geline kadar kazınan midemi doyurmak için aşağıda olan yere indim ve kendime tost ile ayran söyleyip cam kenarı olan bir masaya tündüm.
Telefondan burdan rize'ye kaç saat olduğuna baktım 1 saat 40 dakika uzun bir yolculuk olmayacaktı.
Bir anda omzuma değen elle geri çekilip ayağa kalktım ve hızlı yumruk yaptığım elimi suratına gömdüm acı dolu bir çığlık ile lev'e baktım.
Bana dokunmaması gerektiğini çok iyi biliyordu ama bilerek benim boşluk anımda yapıyordu eli gözünde öylece eğik sururken birileri yanımıza gelmesi ile ' sıkıntı yok kendisi abim olur ' dedim herkes dağılırken sanki lev daha demin yumruk yememiş gibi hızlı kalkıp tehtik eder gibi işaret parmağını bana doğru kaldırıp.
'ben senin abin değilim ' dedi çok düzgün olmayan Türkçesi ile onu duymazdan gelip masaya konan yemeği odaklandım oturup direk tost'tan koca bir ısırık aldım.
Ağzımda hissettiğim sucuk kaşar ile sanki ilk defa yiyor gibi mırıldandım lev yanıma oturup ' neden beni çağırmadın ' dedi Rusça konuşmak yerine Türkçe konuşuyordu büyü ihtimalle Victor onu uyarmıştı.
Biz söylemeden anlamazlarsa kimseye Rus olduğumuzu söylemeyecektik eğer anlarsa Türkiye'de doğup büyüdüğümüzü, ama okumak için yurt dışına, yani rusya'ya gittiğimizi, rusya'yı da orda öğrendiğimizi söyleyecektik.
Ayranı da içip tabağı alıp kalktım plastik tabağı, tost'un kağıdını ve ayranı çöpe attıp çantayı sırtıma taktım ve yarım saat kalan uçak için dışarı çıktım lev'de ardımdan geliyordu konuşarak.
' ben açtım ama ' dedi umursamazca omuz silkip ' git ye ' dedim ve ilerleyerek cam açılan kapıdan çıktım o da ardımdan geliyordu bulduğum ilk boş banka oturdum çantayı ayak ucuma bırakıp cebimden sigara çıkarıp bir dal alıp dişlerim ile tutum paketi cebime koyup çakmağı çıkarıp sigaranın ucunu yaktım ve çakmağı da cebime koydum .
Parmaklarım arasında sıkıştırdığım sigaradan derin bir nefes çektim içime sığmak istemeyen duman burnumdan kendini saldı ve havaya karıştı.
Sigarayı içerken lev'de yanımda oturup telefonla uğraşıyordu elindeki telefonda ne bulduğunu bir anlasam aslında anlamaya gerek yoktu çünkü karı kıza yazdığı belliydi çünkü sırıtıyordu sürekli.
Ucunda biriken külü hafifçe sigaraya vurup yere düşmesini salladım tekrar dudaklarımın arasına koyup derin bir nefes aldım, hayatta en çok okunan ve bilinen bir bilgi sigara insanı öldürmez ama yaşatmazdı da .
Ellerim arasında biten sigarayı banka bastırıp yere attım çok duyarlı bir insandım.
Aynen aksa çok duyarlı bir insansın ne kadar duyarlı bir insan olduğunu yere attığın sıra attığında biliyoruz
Sanane kusura bakta, SANANEE!!!
Kaderin oyunu oynar biz izlerdik aynı şimdiki gibi 15 yıl sonra koca bir 15 yıl sonra tekrar vatan olan yurt olan yerdeydim birazdan ise terk edildiğim hayatımın karartılmış olduğu yere rize'ye gidiyordum .
Uçağın kalkış anı gelince hızlı kalkıp uçağa bindim kadın çantamı aldığında telefon elimde kalmıştı o yüzden telefonu uçak moduna alıp cebime attım yine karşı kısma oturdum ve uçağın insanlar dolduğunda kalkışını ve yol alışını izledim.
Yol boyu hiç düşünmeden nasıl olur neler yapmalıyım diye düşünmeden yolu bitirdim.
Uçağın inişi ile uçaktan indik lev yine kalkmadığı için uğraşmadan ilk gördüğüm taksiye binerek otelin yerini söylerek Victor'u aradım.
' Сэр, мы прибыли в Ризе.' (efendim rize'ye geldik) dedim Victor 'Ладно, завтра в полдень сходи в компанию Карааслан и поменяйся с девушкой местами.' ( Tamam, yarın öğlen Karaaslan'ın şirketine git ve kızla yer değiştir.) dedi taksici bana dönüp durduğu için ' Сэр, мне нужно повесить трубку' ( Efendim, kapatmam gerekiyor) dedim .
Victor 'Береги себя' (dikkatli ol ) demesiyle telefon kapanması bir oldu sanki telefon hâlâ açıkmış gibi gülerek ' tamam Ece söz rusça mı düzeltip rusya'ya gelicem tamam tamam görüşür bayyyh) diye telefonu direk kapatır gibi yapıp çantama attım .
Adam ara ara bana bakarak otele gelebildiğin de yukarıda yazan paradan bir fazla verip ' kolay gelsin abi ' diyerek taksiden inip çantayı sırtıma taktım ve hızlı adımlarla otele girdim girişte hissedilen klima ile derin bir nefes çektim ve içeri girdim.
Kenarda masada bir şeyler ile ilgilenen kadına doğru gidip elimi masaya değdirmeden 'kolay gelsin ben burdan rezervasyon almıştım ' dedim kadın başını salladı ve bilgisayardan birşeylere bakıp bulunca çekmece açıp bir kart verdi siyah renkli kartın üzerinde koca harfler ile Karaaslan yazıyordu.
Siktir siktir siktir koca bir siktir Victor için intikam almaya geldiğim rize'ye bir de o adamın otelini bulmuştum gerçekten şaka gibiydi.
Boş vermiş gibi yaparak kadının berdigi kartı aldım ' 6'ıncı kat 438'inci numara ' dedi başımı sallayıp ' kolay gelsin ' deyip yukarı doğru çıkmaya başladım asansörleri tek kaldığım süre kullanmayı sevmiyordum korku falan değildi sadece asansör ne biliyim öyle işte..
Altıncı kata gelene kadar canım çıksa da gocunmadan odamı bulup kartı siyah kapının sol tarafında olan kutuya bastırdım tık diye gelen ses ile demir kapıyı itirip içeri girdim karanlık olan otel odasında sadece ışık boydan boya camdan geliyordu.
Bildiğin duvarın bir kısmı gökyüzüne bakıyordu ve duvar değil camdı pek umursamadan içeri girdim ve ardımdan ayağım ile iterek kapıyı kapadım.
Kapıdan içeri girdiğimizde direk büyük bir yatak ve yanında dolap komidin ıvır zıvır bir kaç herşiler vardı kırmızı,bordo ve nedense sevdiğim siyah tonlardaydı.
Gözlerim bu sefer acayip yorgunluktan kapanmak üzere olduğu için ışığı açmak yerine çantayı yere atip üstümü iç çamaşırlarım kalana kadar çıkardım ve sacalrimi tokadan kurtardım kimse izinsiz giremeyeceği için ilk defa tekrar aksa yerine küçük oldum ve yatağa uçar gibi koşarak atladım yumuşak ve soğuk yatak çok iyi geldi uzun bir arada sonra.
Gerçekten uzun bir aradan sonra yerde değil yatakta yarım ve öylece uykuya daldım.
Saatler belki sadece dakikalar sonra kapının tıklaması ile gözlerimi ovalayarak ayağa kalktım çantamdan uzun siyah t-shirt çıkardım ve üzerime giydim altıma bir şey giymek yerine direk kapıyı açtım lev'i karşımda gördüğüm de kapıyı açık bırakıp yatağa tekrar yatım.
Kapının kapanması ile lev ' neden benle birlikte gelmedin buraya ve neden beni de çağırmadın ve neden buradan rezervasyon aldın ' dedi uykudan yeni uyandığım ve yüz üstü yatığım için boğuk çıkan sesim ile 've ,neden kelimesini bu kadar çok kullanıyorsun ' dedim yatağın yanı hafif çöktüğünde yatmaya devam ettim.
Elini uzatması ile geri çekildim'kaçma artık benden aksa ' dedi Türkçesi ben kadar olmasada anlaşılıyordu 'senden kaçtığım yok ' dedim yatakta sırt üstü yatarak ' sana ne zaman dokunmak istesem bunu yapıyorsun ama ' dedi ve elini tekrar uzattı kafamın altından çektiğim yastığı elini getirmeden önüme koydum ve eli yastığa çarptı.
' kaç kere bu konu hakkında uyarıcığım seni ' dedim oflayarak yanıma uzandı.
'Aksa sana aşık olduğumu biliyorsun ve bunu bilerek kendini hep geri çekiyorsun ' dedi
' sen aşıksın ben değil 'dedim en makul şekilde sağ kolunu bükerek yatağa bastırdı ardından elini başına yaslayarak bana döndü 'bir kere dokunsam olmaz mı ' dedi yüzüne bakıp ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüyüp kapıyı açtım ve elimle ona dışarıyı gösterdim.
Oflayarak kalkıp ceketini düzelti ve hızlı adımlarla yanımdan geçti odanın dışında kalınca kapıya yaslandım onun karşısında ilk defa yarı çıplaktım bacaklarıma uzun uzun baktı ardından kısa gelen kalçamda hizalanmış t-shirt'e ve açık saçlarıma baktı.
İs dışı olduğum için ciddi durmak zorunda değildim o yüzden yine kendim gibi oldum.
Beni süzerken bana dokumayacağı için t-shirt'ü kaldırıp altımı siyah dantelli iç çamaşırını gösterdim ' bunlar rahatsız ediyor beni o yüzden gidersen onları çıkarmayı düşünüyorum ' deyip t-shirt'ü indirdim.
Gözleri koyu olmaya başladı yani siyahları biraz büyüdü buda köyü olduğu anlamına geldi o kadar aramızda mesafe olmamasına rağmen bana yaklaştı ve yüzüme doğru eğildi nefesi yüzümü okşarken hafifçe kafasını eğdi dudakları dudaklarıma yaklaşınca o günü hatırlayıp hızlı kendimi çektim ve kapıyı suratına kapadım.
Hızlı banyoyu bulup direk girdim ve yine unutmak ve lekelerin izini silmek için tırnaklarım ile heryerimi sıcak su ile yıkadım banyodan saatler sonra çıkıp üzerimi değiştirdim altıma her zamanki siyah eşofman ile üstüme siyah sweatshirt giydim.
Ardından aç karnim için sadece kartımı alıp odadan çıktım aşağı indim ve restorantın yerini öğrenip o kata indim gecenin bir yarısı olduğu için kimseler yoktu saati bilmediğim için...
Garson görmem ile yanıma çağırdım ve balkon masa yerine geçtim,garson menü bırakınca bakmadan 'et ve şarap ' dedim adam başını salladı ve hızlı menuyu alıp gitti.
Yarım saat geçti yada geçmedi geri döndüğünde ' sağol bide eğer varsa bana sigara getirirmisin yada birinden aldırırmısım ' dedim kafasını salladı ve gitti .
Et yari pişmiş ve güzeldi yumuşak ve aşırı kanlı görünüyordu şarapta öyle yavaşça alt dudağımı yaladım ve bıçağı ile uğraşmayıp çatal ile kopara kopara yedim açlığım çok olduğu için et acayip bir şekilde midemi doyurmadı iki tabak daha yedikten sonra bir şişe şarap bitirdim.
Garson tabakları alıp giderken bir şişe daha geldi ve birde sigara....
Paket bitti, şişe de bitti,şafak söktü güneş doğdu ve ben masadan yeni yeni kalktım.
Ve karşımda onu gördüm bütün şıklığı ile herkese korku salan namı diğer kaplan gerçek ismi kartal karaaslan olan o adam..
Elleri cebinde arkasında onun gibi yırtıcı bakan adamlar ile bana bakıyordu başta beni anladı Victor'un adamıyım biliyor sandım ama öyle olmadı yüzünde olan sert görünüm dudağının kıvrılması...
' merhaba hanum efendu ' dedi Karadeniz ağzı ile durdum ve gözlerimi gözlerinden ayırmadan 'buyrun beyefendu ' dedim karadeniz ağzı ile konuşmam gözlerinin büyümesini yani şaşırmasını sağladı.
Elerimi sweatshirt'ün cebine sokup baktım ve yanından geçtim girecekken 'buralı mısınız ' dedi ona döndüm oda bana dönüktü 'evet buralıyım ' dedim eğer karşılaştıysak bunu o kız olmadan da kendimi içeri, yani koruma olarak yanına aldırabilirdim de ,sonuçta burda beni gördü ordada beni görüp sorucaktı.
Elimi cebimden indirip ' buraya yeni geldim aslında bir süredir yurtdışındaydım ve iş için buraya geldim ' dedim.
' neden orda bulmadın kendine iş orası buraya nazaran iyidir ' dedi ama sanki bu kelime canını sıkmış gibi yüzünü buruşturdu.
' yurtdışına öylesine gezmek kültür öğrenmek için gitmiştim normalde yani aslında korumalık yaptığım bir işim vardı ' dedim
Eliyle masayı gösterdi benimle konuşmak mı istiyordu bilmiyorum ama masaya geçtim oda karşıma oturdu adamlar 'abi biz yan masadayız ' dediler ve bir arkamızda ki masaya oturdular.
Anam, anam ,anam oğlana bak kız aksa ne yakışıklı emin misin bunun koruması olacağına bence karısı olsak daha iyi
Bi siktir git ya Allah aşkına ne karısı...
Önümüze konulan viski ile kendi önüne ve benim önüme bardaklari koydu ardından 'ne korumalığı ' dedi işte fırsat bu fırsatı aklını çelmeliydim.
'bir mafya liderinin sağ koluydum ama işte bir gün canım sıkıldı ve sağ koluktan çıktım ardından yurtdışına çıktım orada hem dil hemde beden eğitimi aldım kısacası şu arkanızdaki adamları ve onların iki fazlasını yukabilecek güçteyim ' dedim birşeyler tartı ardından.
Kafasını arkaya bile cevirmeden gözlerime bakarak ' varol,kuzey gelin buraya ' dedi arkadaki adamlar kalktı ve yanımıza geldiler 'buyur abi ' dediler eliyle beni gösterdi.
' bu kadın ikinizi yenebileceğini söyledi ' dedi
' abi kuzey'i bilmemde beni yenemez ben kadar kaslısını heleki ' dedi ardından kuzey dediği ensesine vurup ' asıl abi bu beni yenemez hata ikiside beni yenemez ' dedi
Ayağa kalktım ' eğer bu adamları yenersem beni sağ kolun olarak alırsın ' dedim geriye doğru yaslanıp içkiden bir yudum aldı ve ' eğer ikisini de yenersen sol taraf senin küçük hanım ' dedi .
Başımı salladım ve öndeki olan bana doğru yürüyüp yumruk atacağı sıra hiç düşünmeden yumruğunu avucuma hapsedip eğilerek bacağını tutup omzuma yaptırdığım gibi arkaya doğru savurdum adam yeri bulunca diğeri geldi ve o direk koluma sarılıp beni göğsüne çekince gözlerimi kapadım ve hislerimi yok edip gözlerim kapalı bir şekilde kolumu elinden kurtarıp kafasını iki yandan tutum ve öne doğru sert bir şekilde çektim.
Adam önümde kafası elimin içindeyken beni bacağımda tutup kendine doğru çekti onu bedeni altında kalınca hızlı erkekliğine tekme atıp yüzüne yumruğu çaktım geriye doğru düşüp sızlanırken diğeri sweatshirt'ün şapka kısmını tutup beni ayağa kaldırdı ardından yumruğunu yüzüme vurması ile gerildim ağzımdan akan kanı tükürüp bana atacağı tekmeyi havada yakalayıp kendime çektim yere sırt üstü düşünce üstüne çıkıp yüzüne pes peşe yumruklarımı çaktım.
'Tamam' dendiği an uwtunden kalkıp ağzımdaki kanı yere tükürdüm ve sweatshirt'ü alt kısmından tutup üstümden çıkarıp ellerimi ve ağzımı silip karşı masaya attım bana garip bakan adama dönüp ' alındım o zaman ' dedim kafasını zor zoruna salar gibi sallayıp ayağa kalktı ' yarın gel ' dedi.
Ceketin cebinden bir kart uzattı 'numarayı ara seni burdan alıp karaaslan şirketine götürsünler' dedi başımı salladım ve elimi uzattım parmaklarımız birbirinde dediğinde ikimizde anında çektik kart yere düştü o eğilmeden ben eğilip aldım ve ' teşekkür bu arada kusura bakmayın adamlarınız haşat oldu ' dedim .
Başını onlara döndürüp umutsuz vakalarmış gibi baktı ardından 'varol ve kuzey kalkın ve ben sizi görmek isteyen kadar kaybolun ' dedi ikisi zor zoruna kalkıp gittiler bende tam arkamı dönücekken ' ya da vazgeçtim sen direk karaaslan malikâne 'ye gel ' dedi ve gitti.
Bende hızlı yukarı çıkıp telefonu alıp Victor'u aradım ilk çalışta açıldı 'Я устроился на работу левой рукой Караслана.' ( Karaslan'ın sol kolu olarak işe girdim.) dedim
Arkadan kahkaha sesi bağırış sesi gelince telefonu kulağımdan uzaklaştırdım Victor gülmeyi kesip 'Молодец, я знал, что ты заставишь меня гордиться.' ( Aferin, beni gururlandıracağını biliyordum.) dedi.
'Теперь всё очень просто, работайте с ним в его регионе и не злите его, делайте всё, что он говорит и собирайте информацию.' ( Artık çok basit, onunla kendi bölgesinde çalışın ve onu kızdırmayın, söylediği her şeyi yapın ve bilgi toplayın.) Dedi.
'Карааслан увидел меня в ресторане гостиницы, в которой я только что был, поговорил со мной, я сделал предложение, он согласился, я победил его людей и стал его левой рукой, но Льва там не было. только меня взяли' ( Karaaslan az önce bulunduğum otelin restoranında beni gördü, konuştu, teklif yaptım, kabul etti, adamlarını mağlup edip onun sol kolu oldum ama Lev orada değildi. beni aldılar ) dedim beni dinledikten bir süre sonra sessiz kaldı ardından.
'В любом случае важным был ты, так что забудь об этом, не забывай, что я сказал тебе, главное — собрать информацию, которая может его уничтожить, и дать мне знать.' ( Zaten önemli olan sendin, o yüzden unut gitsin, sana söylediklerimi unutma, asıl mesele onu yok edebilecek bilgileri toplayıp bana haber vermek.)Dedj ardından bir kaç birşey daha deyip telefonu kapatı yarın gideceğim için bugün kendime ayırıp uzun deliksiz bir uyku çektim.
Gece saatlerinde kalktığımda ise öğrendiğim bilgi ile kendime özel bir elbise aldım bu akşam karaaslan kendi gibi bölge lideri olan biriyle görüşme yapacakmış ve buluşacağı yer ise bir gece mekanı ve bayağı uzun bir süre sonra elbise giyicektim oraya gitmek için.
Kırmızı kalçamın altında biten askılı bir elbiseydi sırtı ve göğsü kısmında dekolte vardı sırtımda olan jaguar dövmesi bütün görsel şölen havası verdi siyah yeşil gözlü bir jaguar dövmesi...
Ayağımda özel üretim olan topuk kısmı gerçek bıçak kılıf gibi topuklu da saklanan altı kırmızı üstü siyah stiletto giydim makyajım ise siyah koyu bir makyaj dı dudaklarım ise bordo renkli bir rujla tamamladım .
Üstüme siyah bir kaban elime ise marka ama hangi marka bilmediğim pahalı olan çanta bu kadar çanta için tiliryon ödemiştim daha doğrusu Victor ödemişti.
Silahı çantaya attıp kartı ve telefonu da koyup odadan çıktım.
Ah be aksa bu güzelliği harcıyorsun ya sana bir şey demiyorum!!!!
Aşağı indiğim gibi kapıya konulan arabaya bindim bunu da lev almıştı çantamı yana attıp ayakkabıları vikardim nefret ediyordum bundan arabayı çalıştırıp gece mekanına sürdüm gittiğimiz yerde Karaaslan'a aitti.
Yol da giderken kendime bir rep şarkısı açıp bağırarak söylerek gece mekanına kadar gittim oraya varınca müziği kapadım ve çantadan silahı alıp arabanın ön kısmına koydum ve indim anahtarı valeye verip içeri girdim.
Önüme çıkan koruma ' isim soyisim ' dedi lev'in bunu da ayarladığını bildiğim için 'aksa şahin ' dedim listeyi kontrol edip ' üstünüzü çıkarın ' dediğinde çantayı eline verip kabanın ön kısmınında ki kemeri çıkarıp kabanı omuzlarımdan çıkarıp ona verdim etrafımda bir tür dönüp.
' boşum silahım arabada ' dedim kafasını salladı ve eşyalarımı onun yanında duran kadına verdi içeri girip ' eşyalar pahalı dikkat edin ' dedim ve yavaş ve emin bir kadın gibi ilk defa yürüdüm bu kata olmadığı için üst kata olan merdivenleri çıktım.
Alkol ter yüksek müzik eşliğinde insanlar iğrençtiiiii....
Yukarı çıktığımda onu gördüm önündeki adamla görüşüyordu onları girmemiş gibi karşı taraftaki onun önünde olan yere oturdum garson önüme bıraktığı viskiyi görünce 'şarap ' dediğimde burada olan ikinci bar kısmına gidip oradan bir kadeh şarap getirdi ' sigaran varmı ' dedim önümde kolları dövmeli siyah pola yakalı t-shirt altında siyah kot pantolon kısa kesim saçlı bir gençti .
Cebinden bir paket ve çakmak çıkarıp önüme koydu ' isteğiniz olunca çağırın ' dedi ve göz kırpıp geri dönüp gitti.
Şaraptan bir yudum alıp paketten bir dal sigara aldım marka önemli değildi hepsini de içmiş biri olarak sadece içiyordum bir tür zevk...
Yarım saat geçen sürenin ardından garson geldi ve eliyle karşı masayı gösterdi gözlerim masada bana bakan adamlar ile karşılaşınca baş selamı verdim ikiside aynı ben gibi başıyla selam verip aynanda ellerini kaldırıp aynanda masayı gösterdi.
Bu gece eğer bilgi toplarsam kısa sürede kartal karaaslan'ı yok ederdim.
Ama bilmediğim bir s y vardı karaaslan asla rakibini tanımadan kimseyi yanına almazdı ve ben bunu onun yanında koruma olmaya başlayınca anlayacaktım.
Belki de biz değil o bizi mağlup ederdi...
Karaaslan boşuna kaplan kalıbını almamıştı o gerçekten bir kaplan dı mavi gözleri siyah saçları ve yapılı vücudu bir kaplan gibiydi avını ta on metre uzaktan tanır kokusunu alırdı almıştı da zaten sadece doğru zamanı bekliyordu.
Avı yavaşça ona yaklaşıp kapana sıkıştığı an onu parçalamak için...
......
Bunun gibi ama tam değil kılıç olan yerde kılıf gibi bıçağı sardığı için kalın
Bölümler tam olduğu an atıyorum saatte bakmadan sabaha kadar oturup bunu bitirdim karşılığında sadece okumak ve yıldız atmak Emin olun beğeneceksiniz
Sadece bu kısımlar kısa bu gittikçe bölüm olarak uzayacak yani şuan sadece aksa'nın bölümleri var diğer bölümlerde yeni karakterler yeni konular gelir bu yüzden şuan yazdığım 4436 kelime olur size 6000 kelime belki de 7000 bilmiyorum sıkıcı bulduğunuz yerleri çekinmeden mesaj olarak okuyanlar atabilir müsait olduk ça bakarak yorumlarını cevap vericem şimdiden teşekkürler.
Tiktok hesabım var bu kitap hakkında
@elfesya682
|
0% |