Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4.Bölüm

@zalimelfesya

Hello herkese yeni bölüm ile yayındayız 😘

 

🗝️

 

Yorum ve yıldız attın ve kurgumu lütfen yayın sizi seviyor ben

 

🗝️

 

Ne zaman veya nerede kaderin bizi bulacağı belli olmaz ,zaten pekte kadere inanmam, pek sevmesem de kaldığım yurttaki bir dede vardı. İnanılmaz derece kadere inanırdı bazen öyle çok inanırdı ki bizi de inandırır dı ,yani bir çok kişi ona inanırdı.

 

 

Uzakta diğer masada oturan kızların başına yaşlı bir adam geldi elinde beyaz buruşmuş hatta kirli bir defter vardı kızlardan birine uzattı.

 

Kızların hiçbiri defteri almak için elini uzatmadı adam kızlara son kez bakıp ardına döndü . Tam gideceği sıra arkasından diğer kızlardan daha normal giyimli bir kız çıktı .

 

Yetimhanede herkes eşittir diye bir kural yoktur o masada oturan dört kız yetimhanede kalıyordu ama ailesi vardı ve her sene onlara para geliyordu ama arkada olan yaşlı adama çağıran kız,işte onun gerçekten bir ailesi yoktu.

 

Adam arkasına dönüp kıza baktı. Kızın üstünde siyah badi altında eşofman birde hırka vardı . Adam yavaşça kıza yaklaşıp defteri uzattı, kız hiç düşünmeden defteri aldı ve adama baktı.

 

Adam gözlerini kapatı ,bir sürenin ardından açıp ' dik dur sakın eğilme gün gelicek allah senin için yolunda durulup dinlenmeni sağlayacak ' dedi kız inanmadı adam biraz uzaklaştı.

 

' kadere inan , inan çocuk kadere ve onun yaptıklarına inan ' dedi ve arkasına dönüp gitti.

 

Kız elinde olan pis deftere baktı ve yukarı kendi odasına çıkmak üzere yetimhane'ye girdi .

 

Odasına çıkıp ranza'nın üst kısmına çıktı elindeki defteri yatağa koyup açtı .

 

Ardından kapattı ve hiç açmamak için yatağın iç kısmının yırtık olan yerine sokup yatağa uzandı.

 

Kadere o günden sonra hiç inanmadı zaten kader inanılacak birşey miydi ?

 

Bilmediğim bir şehirde yılları mı geçirmiştim ne yapacağımı, nasıl yapacağımı bilmeden yanımda olan benden büyük adama çalışmıştım.

 

Baba ve anne kavramı hiç yoktu bende bazen yoldan geçen aileye bakarak kendime tek bir soru sorardım ' hiç mi sevilecek biri değilim' derdim.

 

Gerçekten anne ve baba beni bırakırken ne düşündüler , neden ki ? Bir gün diyorum ya karşıma çıkarlarsa ya ben senin annen ve babanım derlerse işte o gün ne yapacağımı hep düşündüm .

 

Dün olanı da düşündüm ve hiç bir şey yoktu hafızamda ,yanıma gelen adam ' seni çocukluk arkadaşıma aksa'ya benzettim ' dediğinde bile onun hakkında geçmişte hiçbir şey yoktu.

 

Dün onun söylediğinden sonra direk ordan ayrılmış yukarı odaya çıkmış ve hiç düşünmeden yatıp uyumuştum sabah olduğunda da direk bana getirilen kıyafetler ile duş alıp kıyafetleri giymiştim.

 

Normalde Victor'un yanında korumalık yaparken kumaş pantolon üstüne gömlek ve ceket giyerdim,şuan Karaaslan'ın yanında korumalık yaparken bana gelen kıyafet , üst siyah badi altı kot ve yine siyahtı.

 

Ben ek olarak üstüme deri bir ceket ile ayağıma düz spor ayakkabı giydim saçlarımı yukarıda alt kuyruğu yapıp hafif bir makyaj ile tamamladım.

 

Belime silahımı takıp tam hazır bir şekilde çıkmıştım. Karaaslan bugün full evde olacağı için bende evde olacaktım bu yüzden ceketi giydiğim gibi çıkarmıştım.

 

Ve evde dolaşmayı seçmiştim çok kişi yoktu evde iki kişi yemek yapıyordu, iki kişi temizlik .

 

Bir kadın vardı kartal'ın asistanı o da gelmişti bugün ve bir yada bir buçuk saattir odadaydılar.

 

Artık canım sıkılıyordu koruma olmuştum ama heyecan verici hiç bir olay yoktu birde dışarı çıkamıyordum çünkü yağmur yağıyordu.

 

Önüme konulan çay ile sigarayı söndürüp kafamı kaldırdım bugün yeni tanıştığım benden iki yaş büyük kadına baktım adı eslem di.

 

Önümde ki sandalyeye oturup çayından bir yudum içti aslında pek arkadaş ortamım olmadığı için daha doğrusu hayata erken atılmak zorunda kaldığım için iş dışında hiç konuşmayan biriydim.

 

Ama eslem farklıydı tatlı bir kızdı ve benden büyük olmasına rağmen bana hiç küçükmüşüm,hatta beni yeni tanımasına rağmen çok yakınmışız gibi davranıyor du.

 

' aksa şimdi ben doğru anlıyorum sen kartal beyin sol kolusun ' dediğinde çaydan yudum alıp koydum ve başımı salladım ' evet eslem kartal beyin sol koluyum ' dedim.

 

' peki şimdi hep onla beraber mi olacaksın ' dediğinde yine başımı salladım.

 

' peki diyelim ki çatışma oldu sen ne yapacaksın ' dedi elimi belime attıp silahı çıkarıp masanın üstüne koydum ' kartal beyi koruyacağım ' dedim .

 

Eslem elini dudakları ile kapatıp ' kız kaldır şunu şeytan doldurur ' dedi başımı iki yana salladım ve geriye doğru yaslandım.

 

Bu sırada mutfağa sabahtan beri kartal'ın odasında olan elay girdi çok kendini beğenmiş biriydi salak bir yapısı vardı burnu değil götü havada gezenlerdendi.

 

Üstünde mini bir elbise vardı ağır makyajı ve elinde sürekli ayırmadığı ucu kalpli ponponlu kalemi sarı saçları, buğday teni ve ela gözleri vardı.

 

Eslem ayağa kalktı direk ' buyrun birşey mi istediniz ' dedi elay sandalyeye oturup,eli ile başından kovar gibi bir hareket yaptı eslem'e bu sinirimi bozdu.

 

Eslem kırılmış ve sinirlenmiş gibi geri çekildi elay ' bana sütlü kahve kartal'a ise şekersiz bir kahve yanına da bir iki atıştırmalık koy ' dedi .

 

Eslem başı ile onaylayıp tezgaha giderken elay yine o sikik ağzı ile'birde şu üstüne kartal'ın hizmetçisine layık bir şeyler giy ' dediğinde bu son noktam olduğu için elimi masaya vurdum.

 

Elay korku ile bağırırken yavaşça olduğum yerden onun üstüne doğru eğildim ve dişlerimi sıkarak.

 

' bir daha onun hakkında bu şekilde konuşursan ağzının içinde dil bırakmam haberin olsun ' dedim elay korku ile geri çekildi ve ayağa kalktığı gibi mutfaktan çıktı .

 

Eslem bana dönüp minnet ile bakınca oturup ' lütfen o tip ile bakma sevmiyorum ' dedim eslem arkasına dönüp kahveleri yapıp tepsiye koydu ardından bir tabak içinde fıstık koyunca ayağa kalkıp tepsiyi aldım.

 

' ne yapıyorsun aksa bırak ben götürürüm' dediğinde ' yok zaten kartal beye birşeyler sormam gerek bunu götürmüşken sorarım ' dedim ve mutfaktan çıktım.

 

Yukarı çıkan merdivenleri tek tek çıkarken ağzıma bir tane fıstık attım ve kartal kahvesinden içtim .

 

Tam sevdiğim gibiydi kartal'ın kahvesi onun çalışma odasının önüne gelince kapıyı tıklatıp gir sesi ile içeri girdim.

 

Kartal sandalyesinde otururken onun tam önünde masaya oturmuş kıçına kadar elbisesini yukarı çekmiş bir şekilde onun önünde oturuyordu.

 

Beni gören kartal ile elay da bana döndü içeri girip kapıyı kapattım elimdekileri masaya bıraktım elay komik bir şey varmış gibi gülerken ona dönüp bakmadım bile..

 

' efendim bir konu hakkında konuşmamız lazım '

 

' söyle aksa dinliyorum '

 

' efendim dün kontrol edip kendi deponuza gönderdiğiniz silahlar bugün dediğiniz gibi gelen iki kişiye teslim edilmiş ve birde verdiğiniz çanta William beye ulaşmış ' dedim .

 

Kartal başı ile onaylayınca odadan çıkmak için kapıya döndüm ama kartal'ın 'aksa sen bekle ' demesi ile durup onlara döndüm.

 

Elay hâlâ öyle otururken kartal başıyla dışarıyı gösterdi ama elay çıkmadı hatta ordan kalkıp duvar önünde olan siyah deri koltuğa oturmuştu.

 

Kartal başını iki yana salladı ve önündeki koltuğu gösterdi. Yavaş adımlarla karşısına oturdum.

 

Elay sağ bacağını sol bacağının üstüne koyup koltuğa sırtını dayadı ona boş boş bakıp kartal'a döndüm.

 

' dinliyorum efendim ' dedim saygılı bir biçimde kartal ellerini masanın üstünde birleştirdi ' yarın seninle beraber İstanbul'a gidiceğiz bu yüzden akşamdan hazırlığını yap ' dedi başımı sorgusuz sualsiz tamam anlamında salladım.

 

' peki efendim saygısızlık olmazsa neden gideceğiz ' dedim kartal geriye yaslandı ve benim gelirken içtiğim kahvesini alıp bir yudum içti ve masaya geri bıraktı.

 

' yarın İstanbul'da çok önemli bir davet var ' dedi ardından benim konuşmama fırsat vermeden ' bu davete gitmem çok önemli , William yarın bu davette çok önemli bölge liderlerini ve ailelerini davet etti ' dedi .

 

' peki kaç kişi gideceğiz ona göre bir yer ayarlarım efendim '

 

' ben , sen ,kuzey ve elay ' dedi

 

' peki efendim kendi otelinize -' demeden direk sözümü kesti ' benim otelim olacak, zaten direk İstanbul'a geçince hazırlanıp akşamki davete katılıcaz ' dediğinde başımı salladım ve ayağa kalktım.

 

' anlaşıldı efendim ' dedim kartal birşey demeden bizim konuşmamızdan sıkılan elay kalkıp odadan çıktı.

 

Onun çıkması ile ' özür diledim efendim ' dedim anlamamış gibi bakınca parmağım ile elinde tuttuğu kahveyi gösterdim.

 

' size gelirken güzel koktuğu ve sevdiğim bir kahve olduğu için içtim ve sizde bir süredir benim içtiğim yerden içtiniz ' dedim .

 

Geriye doğru yaslanıp yanını gösterince yanına gittim elindeki kahveyi uzattı ' al iç ' dedi başımı iki yana hayır anlamında salladım.

 

' aksa senin içtiğini zaten biliyorum o yüzden geri kalanını da içebilirsin ' dedi .

 

' ner'den anladınız ' dedim elinden alıp içerken gülerek başını aşağı doğru eğdi ve benim içtiğim gibi masaya bıraktığım kahveyi aldı ve bana döndürüp ağız kısmını gösterdi.

 

Bakışlarım ağız kısmında kalan toprak rengi ruj'da kaldı. Gülerek başını salladı aklım bian da gülen yüzüne kaydı.

 

Dudaklarının kenarında olan gamzesi insanı cezbediyordu, benim ona bakmam ile gülen yüzü soldu ve oda bana bakmaya başladı direk aklıma Victor'un casusu geldi ve başımı iki yana salladım ve ' iyi çalışmalar efendim ' dedim ve direk hızlı odadan çıktım.

 

O gün hiç işimiz olmadığı için odadan çıkmadım ve elime geçen bugün söylenen konu için Victor'u aradım.

 

İlk çalışta açılınca direk konuşmaya başladım.

 

' Сэр, завтра мы с Караасланом поедем по приглашению в Стамбул. В этом приглашении также примут участие региональные лидеры и их семьи.'

(Efendim yarın Karaaslan'la davetli olarak İstanbul'a gideceğiz. Bu davete bölge liderleri ve aileleri de dahil olacak.) Dedim.

 

Victor konuşmadan dinleyince devam ettim .

 

'Вероятно, это будет преподнесено как семейное приглашение и что-то еще будет сделано закулисно, но я в этом не уверен. просто предположение'

(Muhtemelen bir aile daveti olarak sunulacak ve perde arkasında başka bir şey yapılacak ama bundan emin değilim. Sadece bir tahmin.) dedim.

 

Victor telefonu açtıktan ve şuan yüzüme kapattığından beri hiç konuşmadı içimden küfür ede ede telefonu indirip yatağa bodoslama uzandım .

 

Yarın olacak davetti düşündüm ve yataktan kalkıp banyoya girdim. Üstümdekileri çıkarıp ılık suyun altına girdim ve sadece öylece uzanıp suyun üzerime dökülmesini bekledim.

 

Su yüzüme vurdukça eskiler geldi aklıma .

 

Karşımda oturan adamın sadece ayaklarına baktım yüzüne bakmak beni çok korkutuyordu.

 

Yaşım 7 ama yaşadıklarım işte o yaşımdan bile fazla isteyen 40 ,isteyen 50 desin .

 

Korkuyorum karşısında bir aciz gibi titriyorum elinde olan kemeri bacağının üstüne koydu ve elleri ile bana uzanıp kendine çekti direnmek istedim ama gücüm yoktu .

 

Tam üç hafta sadece su ile beslenip dayak yemiştim ve şimdi yine onun yanında ve önündeydim elleri elbisemin alt kısmını tutu ve yukarı doğru çekerek çıkardı.

 

Ama gördükleri ile yine sinirlendi çünkü bu sefer bir elbise , bir atlet yoktu .

 

Bu sefer bir atlet dört kalın kazak vardı sinirli sinirli o dört kazağı ve atleti çıkardı. Üstüm çıplak kalınca sırtımı kendine doğru çevirdi.

 

Başım yerde öylece göz yaşı dökerken eli sırtımda gezindi ardından külükte olan yeni yakılmış sigarayı aldı ve sırtımda diğerlerinin yanına bastırdı.

 

Benim sırtım beyaz tertemiz değildi, benim sırtım kan revan içindeydi, her renkten vardı.

 

Acıyla bağırdığımda sigarayı çekip beni yere diz çöktürdü ve bacağındaki kemeri aldı .

 

Sesler boğuktu ama hepsi harfi harfine yerindeydi ' yapma ' ,' lütfen çok acıyor' , ' lütfen ' ,' lütfen ' hep aynı cümleler ama farklı serzenişler.

 

Gözümün önünden geçen görüntü ile biraz daha kaydım küvetin içine,başka bir eski anı geldi suyun yüzüme vurması ile ...

 

Koşarak demirlikleri atlayıp diğer tarafa geçiyorum ve koşmaya başlıyorum, gecenin bir karanlığı sadece gökyüzünde ay ve yıldızlar tek tük çok görünmüyorlar.

 

Nefeslerim kesiliyor ama durmuyorum yine ve yine koşuyorum bu sefer o karanlık yere girmemek için ,geri dönmemek için koşuyorum, yetimhanenin köşesine döndüğümde bir araba çıkıyor.

 

Ve ben ona çarpıyorum aslında o bana çarpıyor ama herkes beni suçlayacak bundan eminim..

 

Yüzüme önce ışık vuruyor sonra bir şey küçük bedenime çarpıyor ve yanımdan geçip gidiyor..

 

Yağmur yağıyor bu sırada ama ben beyaz ışık görüyorum belki saniyler belki saatler sonra biri yanıma geliyor ve beni hiç düşünmeden kucağına alıyor.

 

Bir ses duyulur yerden kaldırıldığımda, kırılma sesi ama durmuyor beni kaldıran , koşuyor ve beni bir yere götürüyor.

 

Neresi bilmiyorum ama kalktığımda sadece acı hissedeceğim bir yer .

 

Günler geçiyor gibi ama aslında sadece bir gün geçmiş gözlerimi karanlık bir odada açıyorum başımda kalp sesimi duyduğum bir cihaz var .

 

8 yaşındayım. Olgunum. Bedenim büyük artık...

 

Ellerim yatağın iki yanında zincirle bağlanmış yine o odadayım, bağırmak istiyorum ama heryerim ağrıyor ve ben yine titriyorum bir aciz gibi..

 

Odanın kapısı açılıyor ve o giriyor. Dışarıda ki herkesin saydığı duyduğu ama kız çocuklarının tek korktuğu adam bahri diğer adı ile bapsi.

 

Ve ben o gün yine 8 yaşındayım. Olgunum. Bedenim büyük artık.

 

Başımı full soktum küvete nefesim daralana kesilene kadar nefes almadan suyun içinde bekledim.

 

O gün olanlar geçti aklımdan bir tek o gün değildi ki. Beş yaşından on iki yaşına kadar ardından burnuma kaçan su ile nefes nefese çıkarıyorum başımı suyun içinden.

 

Sırtımı yasladım ve suyu kapadım nefesimi toplayana kadar bekledim ve banyodan havluya sarılıp çıktım. Hatırlama dediklerim her bir su damlasında zihnime düşüyordu.

 

Odaya geçince altıma şort üstüme crop giyip odadan çıktım açtım ve birşeyler yemek ve odaya çıkıp uyumak istiyordum.

 

Rize bugünde yağmurluydu.

 

Buraya geleli bir haftayı geçmişti yarın İstanbul'a gidecek ve davette bilgi almaya çalışacaktım. Aşağı indiğim gibi mutfağa girdim ve kendime tost için malzeme çıkarmaya başladım.

 

Tezgaha koyduklarım ile tost makinesinin fişini prize taktım. Bu sırada ' ne yapıyorsun aksa ' diyen ses ile anında arkama döndüm ve dönmem ile elimin yeni yeni ısınmaya başlayan tost makinesine çarpması bir oldu direk elimi geri çekip ses bile çıkarmadan.

 

' kusura bakmayın efendim karnım açıkmıştı ve kimse yoktu yemek yapabilecek o yüzden bende kendime tost yapacaktım ' demem ile karnım guruldadı .

 

Kartal yine başını eğerek gülünce 'lütfen efendim gülmeyin komik bir şey değil aç olmak ' dedim başını kaldırıp ' adım ile konuşabilirsin efendim demene gerek yok ' dedi.

 

Tost makinesinin fişini çektim ve ona döndüm ' anlamdım ' dedim ada tezgahının diğer tarafında olan sandalyeye oturdu ve ellerini birleştirdi.

 

Herzaman takım içinde olduğu için bu görüntüsü bir değişik gelmişti üstünde polo yaka t-shirt altında siyah bir eşofman vardı saçları ise ıslaktı yeni duş almış olmalıydı benimde saçlarım açık ve ıslaktı.

 

Benim gibi oda beni baştan aşağı inceledi hatta bayağı bir süzdü çıplak bacaklarımdan açık ıslak saçlarıma kadar .

 

Boğazını temizledi ve ' kimse olmadığı ve iş dışında adım ile seslene bilirsin ' dedi başımı anladım anlamında salladım ve ellerimi ada tezgahına koydum .

 

Gözleri direk crop'un içine pek sığmayan göğüslerime kaydı aslında büyük göğüslerim yoktu ama crop ilk defa giydiğim için ve bedene bakamadığım için küçüktü bu yüzden göğüslerimi sıkıyordu bu da öne çıkmasını sağlıyordu.

 

Gözleri hâlâ oradayken ' o zaman iş dışında arkadaş gibiyiz ' dediğimde sadece başını salladı hızlı doğrulup ellerimi birbirine vurup ' tost yapacağım sen de ister misin?' dedim .

 

Kendini çabucak toparladı ve başını iki yana salladı ve ayağa kalktı.

 

' tostu boş ver ben de kurt gibi açım o yüzden gecenin bu saatinde kendimize bonfile yapalım ' dediğinde mantıklı buldum ve hızlı başımı salladım ve ellerim ile tezgahı gösterdim.

 

' kusura bak sana yardım edemeyeceğim çünkü yemek yapmasını bilmiyorum, o yüzden bonfile'yi sen yapıyorsun.' dedim ve ada tezgahının üstüne çıktım.

 

Bu yaptığım ile bakıp başını tamam anlamında salladı ve önce malzemeleri çıkardı.

 

Ben tezgahta otururken o bonfile'yi pişirmek için tavayı alıp ocağın üstüne koyarken bende onu izledim. Nedeni bilinmez bir şekilde garipti,

 

' orda oturmayı bırak da bize salata yap ama güzel olsun ' dediğinde bu samimiyeti ile bir iki dakika donsamda sonradan çözülüp ada tezgahında indim ve dolabı açıp salata malzemelerini çıkardım.

 

Malzemeleri önce yıkayıp ardından tek tek doğrayıp büyük salata kasesine döktüm üstüne tuz ,yağ ve limon sıkıp karıştırdım.

 

Oda bu sırada olan bonfile'yi tabaklara koydu ve masaya yerleştirdi bende salatayı koydum o çatal ve bıçak koyarken bende köşede gördüğüm içki dolabından kendime şarap ona viski aldım ve masaya yerleştirdim.

 

İkimizde karşılıklı oturduk ve hiç konuşmadan yemekleri yedik daha doğrusu ben yedim o ara sıra ağzına bir tane et attıp,bir beni izliyordu, galiba tanımaya çalışıyordu .

 

Bonfile'nin son kalan parçasını çatala bastırıp ağzıma attım ve üstüne şarap'ı içtim ve ayağa kalktım.

 

' sana afiyet olsun ' dedim ve çatal, bıçak,tabak ve şarap bardağını yıkayıp oradan ayrıldım..

 

Direk yukarı çıkıp odama girdim ve yatağa boylu boyunca uzandım, karnım doymuştu ve ilk defa uykum kendi kendine gelmişti direk uyku pozisyonuna geçip gözlerimi kapadım.

 

Belki dakikalar belki saatler sonra karanlığa varınca işte o zaman anladım uyuduğumu.

 

🗝️

 

 

Kartal Karaaslan

 

' sun lan ! Artık ' dedim son kalan sabır kırıntısını da bırakarak 'yürüyün gidin odadan' dedim ve arkamı dönüp dolabın içinden takım elbisemi alıp onlara arkamı döndüm ve banyoya girdim.

 

Ben onları ne kadar dinlemek istemesem de o itler sürekli bir şey anlatma derdindeydi bugünde mevzu dün akşam aksa ile beraber yediğim yemekti bizi gören hizmetliler konuşurken Varol duymuş tabi o duyunca diğeri dururmu p da öğrenmiş.

 

Şimdide neden onunla yemek yediği mi soruyorlardı daha çok hadlerineymiş gibi hesap soruyorlardı.

 

Banyoya girince önce kısa bir duş aldım ardından uzayan sakalarımı kirli sakal görünümü verdim ne uzun sakal ,nede hiç sakal değildi hep aynı olan kirli sakal kullanırdım.

 

Saçlarım kısa kesim daha çok herkesin kullandığı üç numara bir saçtı aslında saçların gürdü ama şu aralar pek uzatmıyordum .

 

Üstümü giyinip kravatımı taktım ve parfüm sıkıp banyodan çıktım odaya döndüğümde en azından gitmiş olan ikili ile ayakkabı modelleri ile dolu olan dolabımdan aynı model siyah ayakkabıları alıp giydim.

 

Bugün İstanbul'a gidecektik ve yarın da davet olacaktı normalde bu akşam olan davet ne hikmetse yarına alınmıştı o yüzden sabah olan uçak biletini öğlen saatlerine almıştım.

 

Odadan çıkıp aşağı indim ve etrafa baktım, aksa'yı göremeyince büyük salon odasına gittim. Başta şaşırdım ama sonra yine gülme geldi , televizyon 'un tam dibine çekilen tekli koltuk, koltuğun üstünde dün akşam ki elbiseleri ile elinde mısır kasesi olan aksa vardı.

 

Aslında kızmam lazımdı sonuçta buraya iş için gelmişti çalışması gerekiyordu ama şuan evin çalışanı değilde kız kardeşimiş gibi....

 

Oğlum!kartal senun o dilinun kemucuni sikiyim emi ben ! Kardeş ne du da. Ula kardeş dedin cül gibi kıza kardeş!

 

Zihnimde konuşan ses bir an beni de düşündürdü kardeş denilemeyecek kadar güzeldi. Omuzlarında olan kısa kesim kumral saçları, şuan uyuyor olmasa yeşil olan gözleri, diğer kadınlara göre uzun ama bana göre kısa bir kadındı birde koruma olması nedeniyle kollarında kasları vardı.

 

Ve birde sürekli gördüğüm yaraları, üstünde göğüslerinin başı ve sonunda biten galiba adına şimdilerde crop denilen şey vardı. O yüzden kolunda morluklar ve çürümeye dönmüş yaralar bıçak ve dikiş izleri ,birde yeni olduğu kurşun izi vardı sırtında da aynıydı.

 

Koruma olacağım derken bu yaralarla anca öteki tarafa ... Tövbe estağfurullah dediğim şeylere bak gerçekten..

 

Yavaşça ona yaklaşıp bir dizimin üstüne çöktüm şuan tam onun önünde diz çöküyordum ve gördüğüm manzara dikkatimi dağıtıyordu.

 

Sol tarafına doğru kafası kaydığı için, sağ tarafta yanında duran saçları yüzüne düşmüştü , bilinmeyen bir nedenle kokusu içime doluyordu ve bu bana ilk defa değil ,onu gördüğüm ilk gün ki gibi hissetmiştirdi.

 

Yüzünde baktım normal bir boyuta kaşları,uzun kıvrık kirpikleri, küçük burnu, hafif tombul yanağı kırmızı dolgun dudakları,, yutkunma isteği geldi, ellerimin ucu bir anda kaşınmaya başlayınca sadece bir anlık gaflete düşerek elimi kaldırdım ve ona doğru uzattım.

 

Ve işte o an aksa önce kalkan elimi bilek kısmından tutu ve gözleri açtı, hisleri ve hızlı oluşu yine beni şaşırttı iyi eğitilmiş ti .

 

Yüzüme bakarken yavaşça saniyeler aramızda akıp giderken o yavaşça kolumu bıraktı ve kalkıp Mısır'a koltuğa koydu önümde yine hazır ol konumuna gelince bende ayağa kalktım ve takımı elimle düzeltip karşısında durdum ellerim gayri ihtiyari bir şekilde cebime girdi birbirimize bakarken ondan bir adım bekledim ama o yine sessiz kaldı.

 

Boğazıma sarılan elleri hissetsemde nedenini anladığım için boğazımı temizledim ' günaydın ' dedim söylediğim gibi bu kelimeyi saçma geldi bana oda benim gibi kelimeyi saçma bulmuş olmalı ki öylece kaldı.

 

' anladım efendim ' dedi ağzımın içinde homurdanarak 'efenduni siksinler ' dedim sinir basınca Rize şivesi direk geliyordu normalde işler ve makamım yüzünden daha çok İstanbul şivesi yani daha düz bir aksan kullanırdım.

 

' efendim bir şey mi dediniz' dedi yine başımı iki yana salladım ' yok bir şey aksa ' dedim

 

'öğlen saatlerine alındı uçak bileti o yüzden toparlan ve arabaları hazırla birazdan çıkarız Varol da gidip elay'ı alsın gelsin onu da söyle ' dedim ve arkamı döndüm ama sonra değişen davet günü yüzünden ona döndüm.

 

' birde bu akşam ki davet yarına alındı ona göre bu akşam için İstanbul'da güzel bir restoranda yer ayırt ' dedim ve salon kısmından çıkım yukarı çalışma odama gitmek için merdivenleri çıkmaya başladım.

 

Ama bir anda niye yukarı çıktığımı düşündüm sonuçta yukarıda işim yoktu. Aksa'yı gördükten sonra herşey sıfıra sıfır olmuştu beynim sanki durdu .

 

Kesinlikle bu kadın beni çok fena yakıp yıkacak, feleğimi şaşırtacaktı.

 

🗝️

 

Zalim-elfesya

 

Aksa kartal'ın talimatı üzerine arabaları hazırlatıp varol ile konuşup odasına çıkmıştı önce duş alıp ardından siyah badi altına siyah kot giymişti. Çantayla geldiği buraya şimdi koca bir valizle İstanbul'a gidecekti orada kartal'ın koruması olarak gideceği için en iyi kaliteli ve pahalı olan kıyafetlerini koymuştu birde gece için giyeceği gecelik ve bir takım normal kıyafetleri..

 

Bavulları kapının kenarına koyup bir kaç parça olan makyaj malzemeleri ile banyoya girdi ve hafif bir makyaj yaptı saçlarını yine yukarıda alt kuyruğu yapıp banyodan çıktı.

 

Bir iki dakika sonra çalan telefonu ile masanın üzerinde şarjda olan telefonunu alıp direk açtı 'dinliyorum' dedi am karşıdan duyduğu rusça konuşma ile telefonu kulağından çekip ekrana baktı.

 

Ekranda büyük harflerle 'BÜYÜK PATRON' yazıyordu tekrar kulağına götürüp bu sefer rusça bir şekilde konuşarak 'я слушаю' ( dinliyorum) dedi tekrardan.

 

'Вы нашли что-нибудь о Карааслане?'

(Karaaslan'la ilgili bir şey bulabildin mi?)

 

'На данный момент большого события нет, но сегодня вечером мы отправимся в Стамбул, завтра мы посетим приглашение с региональными лидерами и главарями мафии.'

(Şu anda büyük bir olay yok ama bu akşam İstanbul'a gideceğiz, yarın bölge liderleri ve mafya liderlerinin katılımıyla bir davete katılacağız.)

 

 

'Хорошо, если с этого момента что-нибудь произойдет, позволь мне узнать первым, это понятно?'

(Tamam, bundan sonra bir şey olursa ilk öğrenen ben olayım, anlaşıldı mı?)

 

'Извините, если я перехожу границы, но почему я должен сказать об этом первым вам, а не мистеру Виктору?'

(Sınırlarımı aşıyorsam özür dilerim ama neden Bay Victor'a değil de önce size söyleyeyim?)

 

'Когда придет день, я скажу тебе, а пока делай то, что я говорю, и не задавайся вопросами.'

(Günü geldiğinde anlatacağım ama şimdilik ne dersem onu yap ve sorgulama.)

 

'Понятно, сэр'

(Anladım efendim)

 

Telefon aksa'nın son sözleri ile kapandı aksa pek bir şey anlamasada alınan komut ile büyük patronun sözünden çıkmayacaktı.

 

Son olarak cebine telefonu,bel kısmına silahını, üstüne ceketini, ayağınada günlük hayatta kullanılan spor ayakkabısını giyip bavulları alıp odasından çıktı.

 

Merdivenlerin inerken aşağıdan gülüşüme sesleri gelince daha hızlı inip kimseye bakmadan dışarı çıktı ve ilk önde olan arabanın bagajını açıp bavullarını yerleştirdi.

 

Ardından bagajı kapatmadan yukarıdan indirilen kartal'ın bavullarını da açık bagaja koyup kapattı kendini arabanın arka kısmına bagaja yaslayıp kapıdan çıkan üçlüyü baktı.

 

Elay 1.67 boyunda ,sarı uzun kıvırcık saçları,mavi gözleri vardı, aşko kuşko bir kızdı sürekli aynı renkte giyerdi. Pembe en sevdiği renkti ama bir asistan hemde hem bölge lideri hemde mafya lideri olan bir adamın asistanı olduğu için gri yada kırmızı renk giyerdi ,belki ilk görüşte herkes onun kartal'a flört ettiğini onu etkilemeye çalıştığını anlardı.

 

Kendi çapında bir hayatı olduğu için birde kendine kartal'ı yakıştırdığı için aksa'nın geldiğinden beri kartal'a daha çok yaklaşmaya başlamıştı artık yaptıkları kartal'ı ne kadar sinirlendirsede kadın olduğu ve en yakın herşeyin bildiği için susuyordu ama ne zamana kadar belli değildi.

 

Varol ise 1.96 boylarında sarı gür saçlı bir adamdı her kızı kendine aşık edecek derece yakışıklı biriydi bir ailesi yoktu sokakta büyümüştü ama en iyi dostları vardı bunların arasında biri kartal diğeri ise kuzey'di.

 

Bir de varol çapkınlıkları ile duyulan biriydi tek gecelik ilişki yaşardı ve kimseyi hayatına almazdı bugüne kadar uzun ilişkisi olmamıştı en uzun süre olan ilişki ise sadece iki saat sürmüştü.

 

Kuzey ise onlardan çok farklıydı 14 yaşına kadar babasının şiddetlerine kaplanmıştı kız kardeşini korumak için ama bir gün babası çok ama çok büyük bir hata yapmıştı ve kuzey onu öldürmüştü. Öldürdüğü gece kız kardeşini de alıp Ankara'dan kaçmıştı İstanbul'a kalan son paraları ile geçmiştiler.

 

Sonra bir gün kartal'ın en zor gününde onu korumuştu yani bur bakıma onu vuracak kişiyi ondan önce davranıp öldürmüştü ve kartal'ı kurtarmıştı bu hayatta zaten iki kişiyi öldürmüştü biri kansız babası diğeri kartal'ı öldürmek isteyen Ivan'ın erkek kardeşi.

 

Kuzey ankara'lı olduğu için siyah aynı şu aralar kartal'ın kullandığı saç stilini kullanıyordu üç numara siyah saçları ile aynı renk olan siyah gözleri vardı,2.07 boyu ile herkesin korktuğu biriydi boyu uzun gözleri koyu olan adam onlara baktıkça ölümü hissediyordu.

 

Kuzey'in hayatında sevdiği yoktu, sevdası da yoktu yanlız yaşamayı tercih eden bir adamdı ve gerçekten yanlız bir adamdı çünkü kız kardeşi gizem babasının ona yaşattığı şey yüzünden sadece iki ay sonra intihar etmişti.

 

Sesiz sakın gülen ikinin yanında duran kuzey yavaş adımlar ile aksa'ya yaklaştı. Aksa ona göre çok sessiz sakin bir kızdı aslında kuzeyde yeri geldi sessiz yeri geldi mi eğlenen biriydi ama çok işi yoktu öyle gezmelerde tozmalarda.

 

Aksa onun üzerine gelmesi ile yana kaydı kuzey boş olan kısma sırtını dayadı ve önündeki iki salağa baktı kuzey elay'dan hiç haz etmiyordu.

 

Ama işte kartal'ın iş yerindeki asistanı diye bir şey de demiyordu aksa cebinden sigara paketini çıkardı ve önce kuzey'e uzattı kuzey başta şaşırdı sonuçta konuşmuşlukları yoktu o yüzden şaşırdı ama sonra içinden bir tane alıp dişleri arasına aldı .

 

Aksa da bir tane alıp dişleri arasına koydu ve cebine paketi geri yerleştirdi kuzey önce aksa'ya döndü izin ister gibi bakınca aksa sadece göz kırptı kuzey hızlı onun sigarasını sonra da kendi sigarasını yakıp çakmağı cebine koydu.

 

İkiside bagaja yaşlanmış bir şekilde sigara içerken önce onları varol ile elay gördü ardından kapıdan çıkan Kartal.

 

Tabiki ikiside sigaraların dan bir nefes daha çekip yere atmıştılar ve aynı anda yine sigara izmarite ayakları ile basmıştılar.

 

Kartal onların aynı hareketleri yapması ile durdu ardından kartal en başta ona ait olan eş sevdiği arabasının arka koltuğuna oturdu ve bekledi.

 

Kuzey ve aksa aynı anda hareket ettiler aksa şoför koltuğuna kuzey ise onun yanına oturdu arabalar tek tek harekete geçtiler ve yola çıktılar.

 

Saatler sonra havalimanına varan arabalar arka arkaya durdular aksa arabadan inip kartal'ın kapısını açtı kartal arabadan inip uçağa doğru yürüdüğü aksa da onun peşinden giderken kuzey ,Varol ve elay da onların peşinden gitti.

 

Beş'i de uçağa bindiler uçak sadece yarım saat sonra kalktı ve İstanbul'a doğru uçmaya başladı.

 

Yine sadece saatler sonra İstanbul'da inen uçak ile önce restoranta gidip yemek yediler ardından da otele gidip odalarına geçtiler.

 

Yarın büyük gündü, yarın bazı gerçeklerin olacağı ve aksa'nın elline büyük bilgi geçtiği gündü.

 

🗝️

 

Bölümleri okuyanlar için söylüyorum şuan Wattpad kullanım koşullarını nedeniyle kimse giremesede ben yinede olan imkanlar sayesinde girip bölüm atıyorum lütfen sizlerde okuyanlar bana destek olursanız sevinirim

 

Zorunlu değilsiniz ne okumak nede yorum ile yıldız atmak ama sonuçta bölüm emek harcanarak yazılıyor ve gerçekten zor zoruna bitiyorum çünkü evde ve dışarıda da hayatım olduğu için gün boyu oturup bölüm yazamıyorum bunun birde yazıldıktan sonra düzeltmeleri olduğu için bayağı uğraş veriyor.

 

İnşallah bölümlerin karşılığında sizde yıldız ve yorum yaparak beni mutlu edersiniz ama gerçekten söylüyorum zorunlu değilsiniz.

 

Eğer yazım yanlışı olursa kusura bakmayın bölümler bitip düzenlediği zaman atıyorum tiktok WhatsApp ve Instagram hesabından takip edip bölümler hakkında konuşmak istersiniz yeni açtım oradan konuşabiliriz.

 

Tiktok: elfesya682

Instagram: zalimelfesya905

Wattpad: zalim-elfesya

 

Sizleri sevgiler ile öpüyor ve görüşürüz diyerek bölümü bitiyorum.

 

Loading...
0%