Yeni Üyelik
16.
Bölüm
@zero__

 

Gün bitmişti ve ben Arsen'e değil, evime gitmiştim. Evet, evime. Bartu, Mert ve Demir ile. Murat Bey ile konuşmam gerekenler var. Çünkü Arsen'in mesajlaşmaları beni buna mecbur kılıyordu.

 

İyi rol yapan biriyim. Üvey annem ve üvey babam beni buna zorlamıştı. Eda; o hep bir başkaldırı içerisinde idi. Cesur ve yaptıklarının sonucunu düşünmeden hareket eden biridir. Devridir. Fakat ben öyle değilim çekimgen, korkak biriyim. Fakat ikizimden farklı bir yönüm var: mükemmel bir oyuncuyum. Uzun zamandır rol yapmıyor idim ama o son mesajlar her şeyi değiştirdi.

 

Arsen aslında beni bir tür koz olarak kullanmıştı. Benden daha iyi rol yapanlarda varmış. Bartu hakkında anlattıklarını koz olarak kullanmayı planlıyor idi ama bir şey bulamamıştı. Buda iyiydi. Çünkü ne olduğum bir şeye bulaşmak istemiyordum.

 

Şu an salondaydık ve Murat Bey içeri girmişti. Daha kimse selamlaşamadan, "Murat Bey, konuşmamız gereken bir konu var." Dedim. Hepsi bana anlamaz gözlerle baktı.

 

"Tabii."

 

"Yalnız!" Sert çıkışımı hiç biri beklemiyor olacak ki şaşırdıklarını belli eden mırıltılar çıkardılar. Murat Bey'de buna şaşırmıştı.

 

Bana yol vererek ilerlememizi işaret etti, "Çalışma odama."

 

Ona Arsen'in mesajlarını gösterecek idim. Mesajda Timurtaş soyunu kurutmaktan ve beni koz olarak kullanmaktan bahsediyordu. Ona anlattığım taciz olayından sonra ne yapacağını bilmiyordum, sadece gözlerindeki öfkeyi görmüştüm. Nedeni bu ailenin bir ferdi olmammış. Çünkü o olayı da koz olarak kullanmayı planlıyor imiş.

 

Onu sevebilirdim ama olmadı...

 

Murat Bey'in odasına gitmiştik. O kendi sandalyesine ben de karşısındaki sandalyeye oturdum. Bir şey demeden sadece telefonunu çıkarttım ve daha önce fotoğrafını çektiğim mesajları gösterdim.

 

Murat Bey, tereddüt ederek telefonu aldı ve baktı. Okuduğu her kelimede daha da hayrete uğruyor, emin olamadığım bir duyguya bürünüyordu. Telefonumu masasının üstüne koydu ve derin bir nefes alarak bana baktı. Gözlerini gözlerime dikti.

 

"Artık anlatmanın vakti geldi."

 

"Neyin?"

 

"Pek masum bir ailenin çocuğu olmadığının," dedi ve dünya durdu. Mutlu olduğum, hayat bulduğum, benim için gerçek aile kavramının ne olduğunu öğrendiğim, tattığım anda bu cümle beni bitirmişti. "Bizde yer altı dünyasında yer alan ünlü ve saygın iş adamlarındanız ve herkesin bildiği ezeli bir düşmanımız var: Ayyıldız ailesi."

 

"Mafya mısınız?"

 

"Evet."

 

"Ve ben sizin kızınızım?"

 

"Evet."

 

"Mafya kızıyım?"

 

"Evet."

 

"Ve hayatım tehlikede?"

 

"Maalesef evet..."

 

Sona kadar keyfim gayet yerindeydi. Murat Bey şimdilik bu kadar bilmem gerektiğini söyledi ve tekrar oturma odasına geçtik. Herkes bana ve Murat Bey'e bakıyordu. Bir şey demedim ve Demir'e baktım. "Odana taşınıyorum Demir'ciğim," dedim ve sırıttım.

 

"Odamın yarısı artık senin güzelim," dedi ve beni yanına oturttu.

 

"Geçmiş olsun," dedi Mert, "her gün Buz Devri izleyeceksiniz," ona baktım.

 

"Ne münasebet?! Stranger Things izleyeceğiz," o an Mert gözlerini kocaman açtı ve bana baktı.

 

"BENİM ODAMA TAŞIN!" Dedi ve dudağını büktü.

 

"Seçim şansım olsaydı eğer Vural abimin odasına taşınırdım."

 

"Psikolojin bozukurdu," dedi Bartu. "Uzun bir süre oda arakadaşı olduk." Dedi dişlerinin arasından, imalı imalı, Vural abime bakarak.

 

"Çok şükür ki o uzun oda arkadaşlığı bitti." Onlar birbirlerine imalı imalı ve öfkeli, hırslı ve daha bir çok duygu ile baktılar.

 

Bu gerginliği Demir bozdu. "Anlamadım." Ona bakmadan, Vural abim ve Bartu'ya bakmaya devam ederken' onu onayladım. "Yalnız değilsin Demir."

 

"Umursamayan bi' ben varım sanırım," dedi Mert ve kucağındaki yastığı bana ve Demir'e atarak ayağa kalktı ve gitti. Tek sıkıntı yastığın suratıma isabet etmesiydi.

 

Bir süre sadece boş boş oturduk. Sonra derin bir nefes aldım. "Mafyanın içine de düştük, hayatımız tehlikeye de girdi, artık gözüm açık gitmem," dedim ve hepsi bana bön bön, şaşkın şaşkın baktı. "Sadece mafya olduğumuzu ve ezeli düşmanımızın Ayyıldızlar olduğunu öğrendim."

 

"Nasıl?" Diye sordu Vural abim.

 

"Saçma salak triplere girip evi terk ettiğimde sokakta Arsen diye biri ile tanıştım -kızmayın çünkü kankilerim o işi halletti bile- bir süre onda kaldım bileceğiniz gibi. Sonra geçen gün mesajlaşmalarını gördüm, sonra gösteririm. Murat Beye de onu sordum demin. Ha bir de o Arsen denen şahsiyetin soy adı Ayyıldız." Diye minnacık anlattım. Benden beklenmeyen performans.

 

"Beni de geçen bilinmeyen bir numara aradı," diye söze başladı Bartu. "Bir kadındı ve bize müteffik olduğumuzu ayrıca Ayyıldızların soyunu kurutmaktan başladı."

 

Söze girdim. "Peltek miydi?"

 

"Evet."

 

"Cümleleri kafiyeli miydi?"

 

"Evet."

 

"Kendinden emin mi konuşuyordu?"

 

"Evet de neden?"

 

"Bilmem, sorasım geldi." Hayır, ikizim ölmemiş olabilir.

 

Onun cesedini ne üvey ailem ne de ben görmüştük.

 

Eda hâlen yaşıyor olabilir mi?..

 

 

 

Loading...
0%