Yeni Üyelik
27.
Bölüm

24. Bölüm

@zeytan34


24.Bölüm


Sabah dürtüklenmesiyle gözlerini açan Ekber karşısında İlay'ı görünce şaşırdı.


İlay tereddütlü bir ifadeyle : '' Şey kalksan iyi olur , annengil gelmeden etrafı toplasam iyi olur .'' dediğinde Ekber kaşlarını çatıp : '' Saat kaç '' diye sordu.


İlay ilk başta idrak edemese de soruyu anlayınca : '' Dokuza geliyor , kahvaltını hazırladım'' demesiyle ayağa kalkan Ekber bel ağrısıyla yüzleşir koltukta hoşnutsuz bir ifadeyle : '' uuuf '' diyerk kalktığında banyo düş alıp , havluyu belime sardı . Odaya giren Ekber üstünü çıkarır iken İlay odaya girdi . Kocasını yarı çıplak görünce panikle : '' Özür dilerim, banyodan çıktığını bilmiyordum'' deyip odadan çıkması bir oldu.


Kafasını iki yana sallayan Ekber içinden - bu kız gerçekten saf alışsa iyi olur- diye geçirdi. Tam odadan çıkacak iken gözü yatakta kaldı. İlay son derece düzgün toplamış olduğu yatağa bakıp : '' ah bu kız '' diyerek mutfağa gittiğinde İlay yumurtayı masaya koydu. Ekber çekmeceden bıçağı alıp yatak odasına girdinde İlay da şaşkınlıkla peşinden gelip : '' Onu ne yapacaksın''dedi.


Ekber yatağın örtüsünü yere atıp kolunu kestiğinde İlay gözlerine inanamayarak :'' Ne yapıyorsun? 'demişti.


Ekber uykulu ve huysuz sesiyle : '' Kapa çeneni , kız olmadığını sanmalarını mi istiyorsun ? Yatağı da böyle bırak sonra annem gördükten sonra toplarsın '' deyip mutfağa bıçağı bırakan Ekber kahvaltıya başladı.


İlay da ürkekçe gelip çayı Ekber'in bardağına doldurduktan sonra karşısına oturup kahvaltıya başladı.


Ürkek bir sesle İlay : '' Teşekkür ederim'' demesiyle Ekber çayından bir yudum alıp gözlerini İlay'ın gözlerine kilitledi.


Ekber sakin ve bariton bir sesle :'' Beni iyi dinle , biraz sonra herkes gelir. Annemgilin yanında otururken zorlanıyormuş gibi yap ya da yürürken bir anda karnın ağrıyor gibi arada elini karnına götür tamam mi '' dedi anladığından emin olmak için.


İlay şaşkınlıkla : '' Neden ki ?'' dedi.


Ekber derin bir nefes verip : '' Her şeyi bilmesen de olur bücür , bunları yapmayı unutma. Onun dışında normal davransan yeter '' diyerek göz kırptı.


İlay başıyla onaylayarak : '' Tamam '' demişti.


Kapının çalmasıyla İlay kapıyı yeni ailesine açtı..


+++++2 hafta sonra+++++++


İşlerini bitiren Ekber eve gidecek iken Nisan :


'' Ekber diyorum ki bir kutlama yapalım. Sen , eşin ben hatta Selçuklarda gelsin ne dersin ?'' diye heyecanla arkadaşının tepkisine bakıyordu.


Ekber yorgunlukla : '' Ne gerek var hem iki hafta geçti boş ver , gel gidelim bize bizimkiler yemek hazırlamıştır orda mis gibi yeriz ''dedi.


Nisan kızgın bir sesle :'' Senin için yaşlanmış ya dışarı da yiyelim buralar çok sıkıcı. Sen de olmasan yeminle depresyona gireceğim , işten başka hiçbir şey yok'' diye sitem etti


Ekber : '' Geliyor musun , gelmiyor musun hem annem davet etmişti . '' diye yineledi teklifini.


Nisan yüzünü düşünceli bir hal alıp : '' Emin misin annenin davet ettiğinden ? ''diye merakla sordu.


Ekber telefonu cebinden çıkarıp : '' Arayayım sor '' diye güldüğünde , Nisan pes edip : '' Tamam inandım , bekle çantamı alayım '' diyerek odasına yöneldi.


Arabayı park eden Ekber zili çaldığında İlay kapıyı açıp eşinin iş çantasını alıp geri çekildi. Ekber de geri çekilip arkadaşına yol verip : '' Geç Nisan içeri '' dedi.


İlay topuklularını çıkarıp içeri girdiğinde..


İlay eşine soru sorar bakışlarla bakıyordu . Ekber içinden- hiç cevap veresim gelmiyor en iyisi görmezden gelmek- diye geçirip ceketi eşine uzatıp içeri girdi.


İçeri giren Ekber Anne ve babasını karşılarına oturmuş Nisan'ı pür dikkatle dinlediklerini görüp :'' İyi akşamlar , beni güzel ailem ''diye söyleyip annsinin yanına otururdu.


Nisan arkadaşına dudak bükerek :^ '' Valla Meral teyze bu oğlun çok inatçı , gel yemeğe gidelim diyorum yok efendim iş, işte iş olmaz böyle , içi yaşlanmış bunun ''dedi.


Ekber gülüp Mehmet beye :'' Kaan nerede acaba , işte mi ? '' diye sordu.


Mehmet bey umursamaz bir ifadeyle : '' Bilmem bütün gün beş karıştı suratı , benden izin istedi ben de verdim , yok ortada gelir şimdi .'' dedi.


Ekber merakla : '' Ben bir arayayım'' deyip mutfağa gitti. İlay yemekleri tabağı koyarken Ekber'i görmesiyle : '' Bir şey mi istedin ? '' diye merakla sordu.


Ekber :'' Yok sen işine devam et '' diyerek geçiştirip telefonunu cebinden çıkarıp kardeşi Kaan'ı arardı . Telefonda aranıyor, aranıyor yazmasına rağmen açılmıyor Ekber tekrar tekrar arıyordu. Sonunda telefon açıldığında sinirle :'' Niye açmıyorsun it , nerdesin sen '' diye sordu.


Karşıdaki ses : '' Alo Ekber abi , Kaan hiç iyi değil ''diye panikle cevapladı.


Ekber telaşla : '' sen kimsin ? '' dediğinde karşındaki ses : '' ben Ahmet abi , Kaan ile dayak yedik , hiç iyi değiliz. Kaan sanırım bayıldı abi yardım et^'' diye feryat etti.


Ekber telaşla : '' Ahmet nerdesin söyle çabuk , hemen oraya geliyorum ''deyip adresi alıp çıkacak iken İlay korkulu bir ifadeyle : ''Ne oldu rengin attı '' dedi.


Ekber aceleyle : '' İlay benim çıkmam lazım babamgile hiçbir şey anlatma , beni sorarlarsa acil bir evrağı alması gerekiyormuş falan dersin '' dediğinde İlay : '' Tamam ''demesiyle hızla dışarı çıkıp koşarak Selçuklara kapısını hızla çaldı. .


Kapının açılmasıyla Selçuk'un annesi Saliha teyze sinirle :'' Alacaklı misin nesin , ne diye kırıyorsun kapıyı'' diye sitem edip kapıyı açtı.


Ekber paniğini bastırarak :'' Saliha teyze Selçuk evde mi? Evdeyse acil çağırsana , arabası lazım'' dediğinde Saliha teyze ardından kapıya Selçuk gelip : '' Hayırdır oğlum telaşlısın '' dedi.


Ekber : '' kardeşim acele işimiz var'' deyip annesini işaret ettiğinde Selçuk ayakkabısı giyip dışarı çıktı.


Arabaya bindiklerinde Selçuk : ''Nereye '' dedi merakla..


Ekber :'' Şu ııı ne parkıydı Çamlıca parka sür kardeşim'' dedi paniği her geçen dakikada artarak.


Selçuk kontağı çalıştırıp : '' Tamam da ne işimiz var orda hem de bu saate '' dedi.


Ekber kendine hakim olamayıp : '' Sür lan Kaan kavga etmiş. Baygınmış , acele et bende bilmiyorum'' demekle yetindi.


Parka geldiklerinde hızla inen Ekber etrafta kardeşini aramaya başladı. Kısa bir aramanın sonunda ileride karartı fark edip Kaan ile Ahmet'i gördü. Koşarak yanına varan Ekber kardeşine baktı yüzü gözü kandan görünmüyordu.


Ahmet'e dönerek :'' Ne oldu lan kardeşime , kim yaptı size bunu'' dedi bağırarak.


Ahmet : ''Abi valla bizim suçumuz yok ,abi yaşıyor mu korkudan bakamadım, yaşıyor mu ? '' diyerek ağlamaya başladı.


Selçuk sakin olmaya çalışıp :'' Tamam hadi sizi hastane götürelim. Ahmet sakin ol.'' Dedi.


Ekber kardeşinin boynuna elini koyduğunda nabzının atmasıyla rahatladı. Ekber kardeşini tek seferde kucağına alıp arabaya bindirdi . Arabayı hastaneye sürdüler.


+++01 saat sonra+++


Kaan kendine gelmişti.


Ekber korku ve merakla :'' İyi misin , nasıl oldu anlat abine'' dedi.


Kaan savunmaya geçip :'' Abi babama anlatma , valla benim suçum yok yeminle..'' dediğinde Ekber : '' Oğlum

korkma , babama söylemem anlat abine ' ' dedi.


Kaan korkuyla :'' Erkek sözü ver anlatacağım'' dedi.


Loading...
0%