Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left11.
Bölüm
keyboard_arrow_right

Kan Davası Mı?

@ayseggul
Ortalık bir anda karışmıştı. Silah sesini duyanlar önce şaşırıp etrafına bakmışlar. Sonra yerde yatan Gökberk ile beni görünce bize doğru koşmaya başlamışlardı. Bize ateş açan araba ise çoktan toz olmuştu. Canımın acısı ile bile arabanın plakası var mı yok mu diye bakmayı unutmamıştım. Gökberk üzerimden kalkıp bana baktı.

"Ceyda iyi misin Ceydam iyi misin!"

"Bağırıp durma Gökberk canım acıyor lan!"

Konuşurken dişlerimi sıkıyordum altı üstü bir sıyrıktı ama yine de baya bir kanama vardı ve gerçekten canım çok yanıyordu. Gökberk gömleğini çıkarmış yarama bastırıyordu. Bu gerzek içine neden atlet giymemişti. Canım acısa bile şuan düşündüğüm şey kızların Gökberk'e bakıyor olmasıydı. Ben oturuyordum Gökberk ise yanımda yarama gömleğini bastırıyordu. Okulun yarısı da etrafımızda çember oluşturdu. Sonunda okul müdürü gelip herkesi okula gönderdi. O sırada ambulansta okulun önüne gelmişti. Okul müdürü Gökberk ile konuşurken sağlık ekipleri de benim dibimde bitti. İlk müdahaleyi yapıp beni hastaneye götürmek için ambulansa bindirdiler. Zaten herkes üzerime geliyordu. Bir bu eksikmiş gibi birde vurulmuştum. Şimdi Allah bilir ailem dahil herkes neler neler söyleyip beni delirteceklerdi. Ben hastaneye geldiğimde polislerde oradaydı. Koluma dikiş atılırken polis memuru beni sorguya çekmeye başlamıştı bile.

"Kimin yaptığını gördünüz mü?"

"Hayır görmedim polis abi. Galiba adamın yüzünde maske vardı."

"Peki kim böyle bir şey yapabilir? Bir düşmanınız var mı?"

"Bunu yapacak kadar düşmanım olduğunu sanmıyorum polis abi."

"Arabanın plakasını gördün mü?"

"Arabada plaka yoktu."

"Anladım bu planlanmış bir saldırı belli ki araştıracağız bakalım. Geçmiş olsun."

Polis abi baya ciddi bir adamdı. Bana sordukları soruları Gökberk'e de sorduklarına emindim. Acaba onu vurmak isterken benimi vurmuşlardı. Hiç bir şey bilmiyordum. Kafamda bir milyon tane soru vardı. Üstüne üstlük kolum acıyordu. Hani o filmlerde "Sıyrık yaa bir şey yok" diyen dallamalar var ya yalancı işte onlar. Hiçte öyle 'bir şey yok' denecek bir acı değildi. Canım acıyordu hatta canım yanıyordu. Hemşireler sağ olsun iğne ile bir ilaç yapmışlardı da biraz acısı hafiflemişti. Ben hastane yatağının üzerinde otururken içeriye Gökberk girdi.

"Sana bir şey olacak diye çok korktum."

"Ben iyiyim. Sen iyi misin?"

"Ben iyiyim de bunu yapan şerefsizleri bulamazsam iyi olmayacağım."

"Bunu yapanları polisler bulacak Gökberk. Sen değil!"

"Tamam polisler arasın bende ayrıyeten arayacağım. İnşallah tahmin ettiğim kişi değildir."

"Nasıl yani? Ne demek tahmin ettiğim kişi!"

"Bizim ailenin kan davası var. Bana zarar vermeye çok çalıştılar. Onlar olabilir."

"Gökberk seni değil beni vurdular ve öyle bir şey varsa biz bunu neden polise söylemiyoruz?"

"Ceyda polis bilmiyor mu sanıyorsun!"

"Kafam allak bullak oldu anlamıyorum söyledikleri bana açık açık anlatsana sen."

"Bu adamlar benim canımı yakmak için seni vurmuş olabilirler. İsteseler o mesafeden öldürücü bir atış yapabilirdi ama yapmadı. Göz dağı veriyorlar. Polis yıllardır onlarla kan davamız olduğunu biliyor. Suçlular zaten hapiste dışardakiler ise intikam peşinde. Kanıt olmadan o adamlara hiç bir şey yapamazlar. Anladın mı?"

"Anladım da hangi devirde yaşıyoruz. Kan davası nedir? Yıllar önce bizim ailede de olmuş böyle bir şey ama bak şimdi kimse intikam peşinde değil. Bunlar neden böyle bir şeyin peşinde ki?"

"Bu insanlar senin dediklerini anlayacak kapasitede değiller. Neyse ailene haber verildi. Ben gideyim şimdi ortalık karışmasın. Okul müdürüne söyledim ben yanında olduğumu söylemeyecekler."

"Ya polis söylerse? Biliyorsun babam direk okuldan alır beni."

Öldürülebilirdim az önce kıyısından dönmüştüm lakin tek düşündüğüm şey babamın beni okuldan alma ihtimali ve insanların neler söyleyeceğiydi.

"Düşünme sen bunları ben hallettim merak etme."

Her şey bitti tek eksiğimiz vardı oda kan davası! Bu adamlar beni öldürmemişti. Ama her an Gökberk'i öldürebilirler ya da zarar verebilirlerdi. Kendim için endişeyi bırakmış onun için korkuyordum. Ben kara kara düşünürken asıl endişe gelmişti. Babam! Koşup bana sarıldı. O an resmen kanım dondu. 17 yaşımdaydım dile kolay 17 yıl ve ben ilk defa babamın bana sarıldığına beni öptüğüne şahit oluyordum. Göz yaşlarımı tutamıyordum. İstemsiz bir şekilde sel olup akıp gidiyordu. Babam suratıma baktığında ilk defa yüzündeki o korku ve sevgiye şahit oldum. Şu durumda beni mutlu eden tek şey bu olmuştu. Demek ki babamın sevgisini görebilmek için başıma bir şey gelmesi gerekiyormuş. Babam iyi olduğumu anlayınca okul müdürüne ve polislere kimin yaptığını neden yaptığını sormaya başlamıştı. Polisler ve okul müdürü bunun bir maganda kurşunu olduğunu ve etrafa boş boş ateş açan birinin yaptığını anlatarak çok zor olsa da babamı ikna etmişlerdi. Bunlar kesin Gökberk'in işiydi. İkna olan babam bana döndü.

"Okul falan yok eve gidiyoruz."

Tek cümle ve net bir cümle söyleyen babamın karşısında ağlamaya başladım. Devreye hemen okul müdürü girdi.

"Yapmayın etmeyin beyefendi Ceyda en başarılı öğrencilerimizden kızınızın geleceğini yakmayın."

"Beni ikna ettiğinizi sanıyorsunuz ama ben bu olayın böyle olduğunu düşünmüyorum. Kesin başına bir iş açtı benim salak kızım. Başına bir şey gelmemesi içinde eve götürüyorum."

Ben hüngür hüngür ağlarken okul müdürü babamı tekrar ikna etme çabası içindeydi.

"Ne zamana kadar evde tutacaksınız kızınızı. Okulu bitirmesine izin vermezseniz ne yapacak ben söyleyeyim mi? Adamın biriyle evlenip gidecek. Bırakın bu kızı zaten başarılı kendini kurtaracağı da belli yapmayın."

Etraftaki hemşireler, polisler hepsi babamla konuşup onu ikna etmişti. Buradaki bu iyi insanları gördükçe içimdeki umutlarda yeşeriyordu. Babamın telefonundan annemle konuşup onunda içini rahatlatmıştım. Babam haberi aniden alınca bir arkadaşı ile alel acele yola çıkmış annemi almak aklına gelmemiş. Okul müdürü beni yurda göndermek istese de ben okula gidip derslere girmek istediğimi söylemiştim. Yurda gidersem Gökberk ile görüşemezdim. Babam zor ikna olmuş olsa da içi rahat etmeye etmeye köye geri döndü. Bizde okula gelmiştik. Allahtan herkes dersteydi de etrafıma üşüşüp soru soran yoktu. Okul müdürü sınıfın kapısını çaldı. Ders fizik dersiydi. Sayısal sınıfında zaten ne dersi olabilir ki? Müdür ile birlikte sınıfa girdik bütün sınıf merakla bana bakıyordu. Gözlerim Gökberk'i arıyordu ama bulamıyordu. Çünkü yoktu. Okul müdürüne bakıp "Gökberk nerede?" diye sorduğumda "Bilmiyorum." Demişti. Eee sırf onunla konuşmak için okula gelmiştim ve o okulda yoktu. Teneffüste ilk işim Berfin'i bulup yanına gitmek olacaktı. O Gökberk'in nerede olduğunu öğrenirdi. Bütün sınıf geçmiş olsun derken bende onlara teşekkür edip yerime geçtim. Fizik hocası da geçmiş olsun dedikten sonra derse devam etti. Zaten ruhsuz adamın tekiydi. Bugün de ders işlemeyelim dese olmazdı. Sabırsızlıkla dersin bitmesini beklerken teneffüs zili çaldı. Esra ve Feride hariç herkes etrafıma toplandı.

"Nasıl oldu?"

"kim yaptı?"

"Gökberk nerede?"

Ben herkese bilmiyorum diye kısa cevaplar verip hemen kendimi sınıftan dışarıya attım. Hızla karşı sınıfa doğru ilerlerken Berfin de bana doğru geliyordu. Koşup bana sarıldı. Bunu yaparken canımı acıtmayı da eksik etmedi.

"Ayyy özür dilerimmmm Ceyda çok korktumm sana bir şey oldu diyee!"

"Berfin kuzum ben iyiyim de Gökberk ortalıkta yok onu bulmamız gerekiyor."

"Dur çantamdan telefonu alayım bahçeye çıkalım."

Berfin telefonu alıp geldi ve bahçeye doğru ilerledik. Bahçedeki en uzak kuytu köşeye geçip Gökberk'i aradık. Telefondan gelen yanıt ise "Aradığınız kişiye şuan da ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar..." derken Berfin telefonu kapattı.

"Eeeee kapalı bu napcaz şimdi nasıl ulaşıcazz biz bu adama!"

"Dur endişelenme ben şimdi ulaşıcam ona."

Berfin başka birisini arıyordu bende merakla onu bekliyordum. Kim olduğunu bilmediğim birisine Gökberk'in yerini sordu. Aldığı yanıttan pek memnun görünmüyordu.

"Ne oldu neredeymiş?"

"Cemal'in dükkanına gidecekmiş?"

"Cemal kim Berfin adam akıllı anlat şunu!"

Berfin donmuş bana bakıyordu bende Berfin'e bağırıyordum.

"Cemal büyük ihtimalle seni vurduran ya da vuran kişi."

"Nerede bu Cemal'in dükkanı?"

Sorduğum soru ile Berfin irkildi.

"Hayır Ceyda aklından geçenleri unut."

"Sen söylemesen de ben bulurum biliyorsun demi. O yüzden söyle de bizde gidelim. Gökberk'e bir şey olmasına müsaade etmem."

"Ceyda dizi ya da film çekmiyoruz burada o adamlar gerçekten tehlikeli insanlar."

"Ne yapalım! Burada böyle oturup kötü haber mi bekleyelim. Sen gelme ben gidiyorum."

"Offf Ceyda offff Allah çarpsın sizinle uğraşılmaz. Gökberk ayrı deli sen ayrı delisin! Ben çantalarımızı alıp geliyorum. Sen burada bekle duvardan atlar gideriz."

Berfin çantalarımızı alıp gelmişti. Kimse görmeden duvardan atlayıp okuldan uzaklaşmaya başlamıştık. Bu Cemal kimdi bilmiyordum ve öğrenmeye gidiyordum. Berfin bana deliymişim gibi bakıyor ve beni vazgeçirmek için uğraşıyordu. Ama bilmediği bir şey vardı ben gerçekten deliydim.

"Merhaba sevgili canım okurlarım nasılsınız bakalım. Hadi size biraz soru sorayım ama lütfen yanıtsız bırakıp beni üzmeyin olur mu?

Siz ceyda olsanız ne yapardınız?

Sizce Esra ve Feride neden küstüler ve iftira attılar?

Gökberk'I sevdiniz mi?

Hadi bakalım cevapları bekliyorum. Sizleri çok seviyorum. Görüşmek üzere."

modal aç
modal aç
modal aç