@hakikat.orucoglu
|
Bu şehir, bu yalnızlık üstüme geliyor
Tanıdığım tüm insanlara yabancılaştım Ömrüm zamanın kollarında tükeniyor Bir garip sona doğru ilerliyor saatim Artık duruldu içimdeki fırtına, Çocukluğumun mavi meneviş yılları Gençliğimin seyrine yön veriyor Sigaranın beni cezbeden ahengine Ne zaman tutuldum İlk ne zamana ağladım, ne zaman hayal kurdum Hatırlamıyorum... Bir asırlık tarih gibi yağmalandı zihnim Düşünüyorum da ilk ne zaman sevdalandım Hangi savaşın ortasında esir alındım Bu keşmekeş, Bu dinmeyen sessizliğin uğultusu Ne zaman işlendi kulaklarıma Hatırlamıyorum.. Soğuk kış zamanlarında, tutmayan ellerimi Titreyen dizlerimi, üşüyen kalbimi Annemin şefkatli siğnesin de, Beni sarıp sarmalayan kollarını. Yüzümün sararmış benzini Buz kesen aynalardaki yansımasını Hatırlamıyorum artık Sanki ben değildim yaşayan, Ben değildim, bunca yolu aşındıran Yarım yamalak hatırlanan bir rüya gibi Nasıl başladı, nasıl bitti, Nerede itildim uçurumlara, Adımı kimsesiz diye ilk kim çıkardı Hatırlamıyorum... Boş ver, bugün de böyle bitti, Bir meçhul yolculuk benimkisi. Mevsimlerin yıllara dönüşen ilkimin de Bir tek ukde kaldı içimde kimseye diyemediğim Her yeni güne, hep aynı adımla başlamak Tekrar eden bir döngüye dönüşüyor. Sevinçlerimiz, hüzünlerimiz, ölümlerimiz Hayatın bir cilvesi sadece. |