Sanatkâr Mı? Asahina Mafuyu  |
Sanatkâr Mı?
Hiroshi küçüklüğünden beri birkaç enstrüman çalıyor ve güzel resim çiziyor. Fakat bu nedenlerden dolayı ona zorbalık yapanlar gittikçe çoğalıyor. Hiroshi intikam alacak mı?
|
|
|
 |
Gece İle Gündüz Arasında
Kaybolmuş bir Şehirde Gece ile Gündüz arasında Sen Denizin karşısında upuzun Elbisenle, başında Kırmızı Karanfil çiçeklerinden yapılmış bir Taçla gelip giden Gemileri izlerken ben de bir ağacın gölgesinde sana şiirler yazıyor tüm kelimeleri gülüşüne feda ediyor olacağım...
|
|
|
|
 |
Ömür & Ben
İçimde ki güllü her ne kadar kopartsam da sen hep var olacaksın!..
|
|
 |
Batı
Açıklanınca değeri kaybolur bazı şeylerin...
|
|
|
 |
Şiir Yağmuru
Kendinden bir parça saklı kalmış hisler bulabileceğin şiirler
|
|
|
|
|
 |
Bir Sevgi Hikayesi
Bir oyuncu olan aynı zamanda müzisyen kimliği ile bilinen Oğuzhan Koç.
Bir oyuncu olan aynı zamanda güzelliği ile bilinen Yağmur Tanrı Sevsin.
Bu ikilinin hikayesi şuan`a kadar okuduğunuz çoğu hikayeye benzemeyen bir hikaye.
Biri bana şunu demişti.
-Sevmek ancak kalan sevgiyle tamamlanır, zaten birini seviyorsan onu hep içinde hissedersin.
Ben ise şu cevabı vermiştim.
-Sevgi bir gözyaşı gibidir, akıttığınız zaman içinizi yakan, gördüğünüz zaman dünya açan.
O ise bana bakıp güldü ve gitti.
Bu hikaye`nin başı ilginç devamı acı bazen de bir gülümseme şimdi ise karanlık ile güneşin ortasında bir yerlerde.
Bu hikaye`nin ana konusu sevgi üzerinedir, her bölüm hayatta karşı zorlukları anlatmayı amaçlar.
Bir gün ağlıyıcak olsam yine seninle aynı yerde kalbi`nin içinde ağlamayı tercih eder, ve yine sana sonsuz güvenirim.
Çünkü sevgi güven, his, vazgeçmemek, zorlukların altından birlikte kalkmayı öğretir.
Bazen de öğrettiği şey sonsuz sadakat ve acıdır.
İşte o yüzden bizim hikayemiz diğer hikayelerden farklı olan bir hikaye.
Adı da o yüzden Bir Sevgi Hikayesi..
Hikaye`nin Sözü:
"Sen bana gelen en güzel yıldızın bile, en büyük yerine sahiptin."
Bizim sevgimiz kalpten başlayıp yıldızlara kadar uzanan bir hikayedi.
|
|
 |
Üveyik Kuşu
Yüreklerinde aşk işaretiyle doğanlar, yeryüzüne gönül indiremezler. Hayatı ve insanları anlarlar, hayata ve insanlara merhamet duyarlar ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar! ..
Yüreklerinde aşk işareti ile doğanlar, yaşarken dünyaya talip olmazlar. Bilirler ki ne isteseler, neyi ansalar, ne kazansalar, Aşk’ın dışında hiçbir şey avutmaz onların işaretli kalplerini, teselli etmez sürgün gönüllerini... Gizliden gizliye hissederler bunu. Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir. Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse, içlerinde ki acı da o denli derindir. Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri. Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye var olduklarını! ...
*************************************************************
Lakin kalbinde aşk işaretiyle doğan biri de gün gelir yorulur sebepsiz ayrılıklardan, anlam yükleyemediği terk edilişlerden. Yorulur kendisini anlatamamaktan. Sevgilim der durur. Sevgilim der içini acıtan yanık bir fısıltıyla. Sevgilim der ama "Sevgilim" dediği de yanında değildir, bilir...
************************* *** *************************
İnsan soluksuz kalmaya görsün! ... Sevgili diye bütün yanlışlarına, bütün kaçışlarına, kendine yaptığı ihanetlere bile sarılabilir bazen. İnsan bir kere içindeki Aşktan umudunu kesmeye görsün! .. Her şey olmak, her yere yetişmek için hayat damla damla düşer gözlerinden... Her şey olduğunu, her yere yetiştiğini sandığı anda, ortada kendisi yoktur artık. “Kederli bir kayboluşun dipsiz boşluğunda" bulur kendini... Kopup geldiği `Işığa` inancı azalmıştır. Sanır ki daha az acı çekiyordur artık. Ama daha mutsuzdur eskisinden aslında....
“Daha da mutsuzdur, “O Işığa” acı çekerek özlem duyduğu günlerden.”
İçinde azaldığına inandığı acının, aslında bir yanılgıdan ibaret olduğunu anlamaya başlayınca tümden soluksuz kalır. Hızla eksilir. Hızla milyonlarca parçaya bölünür yüreği. Işık solar, mazi solar! .. Solar yüreğindeki ‘Aşk İşareti’ .... Öylesine kaybolur ki , anlayamaz artık içinde neyi yitirdiğimi ve neyi kirlettiğini...
Bütün mevsimler kışa döner, bütün renkler matlaşır birden. Anlar kaybettiği ışığa doğru yürümesi gerektiğini. Menzile doğru... Düşe kalka yürümek, menzile varmanın bir diğer adı. Ömrümün sonuna dek sürse de bu ıstıraplı, çileli yolculuk; yola revan olmuştur bir kere...Dönemez. Yürümek; üstelik kimseyle düşüp kalkmadan, tek başına ve bir Elif gibi dimdik durarak... Yalnız! ..Yapayalnız...Ve aklın o kendini bilmez kılavuzluğuna muhtaç olmadan...Oysa çok şey istememişti...
Bir Dost’un gölgesini istemişti Şems gibi...
Kalbine düşen İlk ve Son Aşk işaretini, bir nefes gibi... İçinde kaybolan O ses gibi! ..
Yüreğinin çarptığını hissettiren, ağlatan, güldüren, sevindiren, hüzünlendiren Işığa yürümekten vazgeçmemeye SÖZ verir.
Söz verir kalbini Aşk işareti ile İşaretleyene...
|
|
 |
Elveda Gülüm
yıllarca karşılıksız kalan bir sevginin acısı ...
|
|
 |
Cinsiyetsiz
Zenon dünyasında dört sınıf vardır ve bu dört sınıfın her birinin kendine ait sembolü mevcuttur.
Kupa sınıfı (♥)
Maça sınıfı (♠)
Karo sınıfı (◆)
Sinek sınıfı (♣)
Ametist, Sinek sınıfında yer alan bir çiftçi çocuğudur, Karo sınıfındaki bilim adamlarının tasarlamış olduğu Alginat bakterisi insan vücudunda değişikliklere yol açar ve Zenon dünyasında yeni doğan çocukların tümü dünyaya cinsiyetsiz olarak gelir. Ametist, cinsiyetsiz çocuklardan yalnızca biridir. Ne yazık ki bu kötü dünyada cinsiyetsiz olarak doğan çocuklara kimse iyi davranmaz.
Cinsiyetsizlerin zorlu hikayesini keyifle okumanızı dilerim.
Saygılarımla
MİKAA TİNAA
©Tüm hakları saklıdır.....
Serinin Tüm Kitapları CİNSİYETSİZ başlığı altında toplanmıştır.
Tüm Hakları Saklıdır
|
|
 |
Gönül Kadrajı
Gönül süzgecinden geçenleri yazmakla meşgulüm. Ah bir şifa niyetine yazıyorum. Bölüyorum uykularımı gecenin deminde...
|
|
 |
Şimdi Hangi Yolu Seçeceksin ?
nsanlar için vazgeçmek çok kolaydır peki ya hiç diğer tarafından düşünen nadir insanları tanıdınızmı? en kötü haldeyken en yüksek şekilde yaşayanlar hayalleri küçük ama çok mutlu edebilecek hayal kuran insanlar,nadir insanlar...
benimle gel ozaman hadii bekleme bekletmeyelim.
|
|
 |
Scįmus Shaoghal - Bilinen Dünya
Tanrı`nın bahşettigi şeylere ağlama oğlum! Gözyaşların boşa gitmesin. Değiştirdi ataların içine çektiğin temiz havayı sjn ile. İlk kez ne zaman yıkandık ya da sjn tenimize ilk ne zaman değdi? Gözlerimizden dökülecek kadar basitse, Shaoghal neden bundan yoksun? Ağlama.Sakın aglama oğlum!
|
|
|
|
 |
Psikopat Ask
Annesini kaybeden Deniz babasını da bulamamıştı. Deniz her ne kadar yipransada Ali daysi ve Bora arkadaşı onu ayakta tutabilmisti. Ama Bora`nin hesaplayamadigi bir şey vardı. Deniz gece kulübünde çalıştıgi andan itibaren hayatı degisecekti. Deniz gece kulübünde Kaya ve çetesiyle tanisacakti.
Peki Kaya ismi kadar kaya birirmi?
|
|
 |
Kanatların Dansı
Herkes bilir ki insanlar bu evrende yalnız değildir. Vampirler, periler, hayaletler, cadılar, troller... Hepsi bu evrenin bir parçası. Bizim hikâyemiz ise ailesinden dışlanmış, doğal hali olan ejderhaya dönüşemeyen...
|
|
 |
Rüzgarın Hikayesi
Hayat olabildiğine rutin ve düzeninde devam edince insan sanki ölünceye dek aynı hikâyeyi yaşayıp sanki sonsuza dek aynı şekilde yoluna devam edebileceğini düşünüyor. Ancak bu düşünce ne kadar sıradan da görünse öyle değil ne yazık ki. Anlamsızca “stabil bir hayat” yaşayan bir insanın bile aklının kenarlarında gizli kalmış “yoldan çıkma” hayallerinin bir gün gerçeğe dönüşebileceği olasılığını unutmamalıyız. Belki yaşadığınız şehrin arka sokakları o kadar da gizemli değildir. Belki geceler sandığınız kadar korkutucu, gündüzler ise sandığınız kadar güvenli değildir. Belki sadece küçük bir “mesaj” sizi olabildiğinizden daha zorlu bir hikâyeye sürükler. Kim bilir belki bundan sonra olduğunuz insanın aynadaki ile bir alakasının olmadığını görebilecek kadar bu hikâyeye sürüklenebilirsiniz. Gözlüklerinizi bir kenara bırakın zira aklınızın alamayacağı kadar “gerçek boyutlu” bir filme başlarken gözlük sadece birer çerçeveden ibaret kalacak. Neyse çok uzatmadan sizi de çok manipüle etmeden Kaf dağının ardından artık düzlüklere inmiş, pencerenizden size serinliğini hissettirebilecek kadar hafif bir “Rüzgâr”ın hikayesine geçelim…
|
|
 |
Gerçek Düşünce Zamanı!
Hayatı öyle hızlı yaşıyoruz ki gerçek ve nitelikli düşünebilmek için zaman dahi bulamıyoruz. Alışkanlıklar, korkular, öğrenilmiş çaresizlikler, olumsuz telkinlerden, tembellikten, aile, çevre, eğitim, kültür, psikolojik nedenler, inanç gibi önemli etkenlerden dolayı düşünme görevinin bilim insanlarının, toplumu yöneten kişilerin görevi ve ödevi olduğunu zannediyoruz.
Fikir üretmekten aciz, bir iskelet ve et birleşiminden oluşmuş toplum, başka milletlerin bilim insanı dedikleri kişilerin düşünceleri olan kuramları ezberlemek ve taklit etmekten başka bir şey yapmayan, ciddi düşünmeyi sıkıcı bulan, çıkarları için birbirinin kuyusunu kazan, ahlaki değerleri kaybolmuş, tüketim ve eğlence meraklısı maddi bir varlığa dönüştük. Herkes halinden çok memnun. Hiç kimsenin de bunu değiştirmek için düşünme yetisini kullanmaya niyeti bile yok. Böyle gelmiş böyle gidecek mi?
Bu kitap, klişe kişisel gelişim seminerlerinde bize dayatılan, şunları uygulamalıyız şöyle düşünmeliyiz den ziyade toplumumuzda gözlemlediklerimi derleyerek olumlu eleştiri tadında hem sohbet edasında hem de biraz olsun düşünmenize katkıda bulunmak için evde, okulda, parkta dert ortağınız olmaya taliptir.
Bu Kitap, kaybettiğimiz gerçek düşünebilme yetisini tekrar geri kazanabileceğimizi, çok istediğimiz takdirde hayallerimize kavuşabileceğimizi, alışkanlıklarımızın kaderimiz olmadığını ve onları düşünce gücümüzle değiştirebileceğimizi, etkili düşündükçe var olabilmenin sırlarını keşfedebileceğimizi, var olmanın muhteşem hazzı ile yaşam sevincimizi ve mutluluğumuzu yakalayabileceğimizi öğrenmeyi temenni etmekte, gerçek düşünce dalgaları içerisinde sörf yapmayı garanti etmektedir!..
|
|
Son Yıldız Rabia Yavru  |
Son Yıldız
Aslında her şey bu şiire benziyor.
Şimdi hapisdeyim önümde demir parmaklıklar.
İstesem yıkılır bu duvarlar,
Ama yıkılmadıkça sizin kafanızdaki parmaklıklar.
Yeniden önüme dikilecektir bu duvarlar.
|
|
 |
Arş
ARŞ romanının iki ana konusu vardır bunlardan birincisi;
Tamamen birbirleriyle zıt dünya görüşlerine sahip olan bir grup genç dünyayı değiştirmek niyetiyle bir örgüt kurarlar,kurdukları örgüt zamanla iyi yerlere geldiğinde ise yolları ülkenin en tehlikeli iki ismiyle kesişecektir.
İkincisi ise; Distopik bir dünyada geçen felsefi bir aşk hikayesini konu alır.
|
|
|
 |
Dövmeciyi Takip
İçeri giren başkomiserin nutku tutulmuştu. Duvara saplanan iki çıtaya koltuk altlarından asılmış, vücudundaki tüm kanı boşaltılmış cesede baktı. Kadının karın boşluğundaki dövme çarptı gözüne. Hatırlıyordu bu sembolü. Biraz daha yaklaştı maktule. Tabi ya; Koç burcunun sembolüydü bu.
|
|
|