---
Kayıp Mektup
Bir mektup kayboldu, ama ardında bıraktığı izler, kalpleri derinden sarstı. İstanbul’un eski sokaklarında, bir doktor ve bir çiçekçi kız arasında gelişen masum bir aşkla başlar her şey. Zengin bir ailenin tek oğlu olan Ömer, mesleğiyle tüm dünyayı kurtarmaya çalışan idealist bir gençken; Fidan, hastalıklı bir kardeğiyle hayatta kalmaya çalışan, sevgi dolu bir kızdır.
Bir gün, yağmurlu bir İstanbul akşamında, yolları kesişir. Bir kırmızı karanfil ve kaybolan bir mektup, iki kalbi birbirine bağlamak yerine uzaklaştıracaktır. O eski İstanbul’da, her duygu, her adım, her kayıp bir iz bırakır. Aşk, gurur, kayıp ve yeniden buluşmalarla örülü bu hikâye, zamanın ve şehrin içinde kaybolan bir sevdanın izlerini sürer.
"Her kaybolan şey, başka bir kaybın yolunu açar."
Mardindi burası kadınların zorla evlendirildiği,berdele Kurban gittiği,sevdiklerine veda ettiği yerdi Mardin ne kadar güzel olsa bile kadınların CEHENNEMİ`YDİ.
Merhaba canlarım kitaplarım hakkında duyuru yapmak için böyle bir yöntem buldum kendimce
Hem sizlerin seveceyini düşünüyorum çünkü kitaplarım da
Hangi gelişmeler olacak onu anlatıcam
Annesi ve babası boşandığı için ikizinden ayrı kalan Eliz,
Babasını yalnız bırakarak ikizi Edis’in yanına gitmeye karar verir.
Ancak Edis’in okulda bir sürü düşman yaptığından ve her adım bastığı yerde bi kaos oluşacağından habersizdir.
❗️KİTABA ARA VERİLMİŞTİR❗️
Gulyabânî, Hüseyin Rahmi Gürpınar tarafından yazılan ve 1912 yılında basılan, yazarın karşı olduğu peri, gulyabânî gibi bâtıl inançlarla saf ve nâmuslu insanların nasıl kandırıldığını anlatan ve bilimsel düşünceyi savunan bir kitaptır.
Olayların çoğu o târihte bir köy olan Dudullu`da geçer.
Yazarın vefatının üzerinden yetmiş yıl geçtiği için telif hakkı koruma dışına alınmış eserdir. Bu sebeple ne yazarın, ne varislerinin, ne de herhangi bir yayınevinin hakkı yenilmemiştir.
Kitappad tarafından ilk defa dijital ortamda eksiksiz sunulan bu orijinal halini gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.
Eylül, Mehmet Rauf`un ilk psikolojik roman olarak Türk tarihine geçen romanı.Ayrıca bireyin öznel yaşantısını doğrudan konu alan ilk roman olarak da bilinir.
Olaylardan çok kahramanların ruh halinden bahseden kitap, 1900 yılında Servet-i Fünûn dergisinde yayımlanmaya başlamış, 1901 yılında ise kitap halinde basılmıştır. Kitapta; Süreyya, Suat ve Necip Bey arasındaki aşk üçgeni anlatılır.
İlk defa 1901’de Âlem Matbaası’nda kitap olarak basılmıştır. Kitabın ilk baskısında çok fazla yazım ve noktalama yanlışı vardır. Romanın üçüncü baskısı yazar hayatta iken 1925 yılında yapılmıştır. İlk iki baskıdaki hataların düzeltilmiş olması sebebiyle burada 1925 yılındaki baskı esas alınmıştır.
Yazarın vefatının üzerinden yetmiş yıl geçtiği için telif hakkı koruma dışına alınmış eserdir. Bu sebeple ne yazarın, ne varislerinin, ne de herhangi bir yayınevinin hakkı yenilmemiştir.
Kitappad tarafından ilk defa dijital ortamda eksiksiz sunulan bu orijinal halini gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.
Aşk-ı Memnu (günümüz Türkçesi: Yasak Aşk), Halid Ziya Uşaklıgil`in realist-naturalist bir romanıdır. İlk olarak 1899-1900 yıllarında Servet-i Fünûn dergisinde tefrika edildikten sonra 1901`de kitap olarak yayımlanmıştır. 1939`da ilk defa yeni harflerle ve yazarı tarafından yenilenerek yayımlanmıştır. Burada yayımlanan eser 1939 baskısının birebir aynısıdır.
Yazarın vefatının üzerinden yetmiş yıl geçtiği için telif hakkı koruma dışına alınmış eserdir. Bu sebeple ne yazarın, ne varislerinin, ne de herhangi bir yayınevinin hakkı yenilmemiştir.
Kitappad tarafından ilk defa dijital ortamda eksiksiz sunulan bu orijinal halini gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.
İlk defa 1896’da Servet-i Fünun’da tefrika edildi. Kitap olarak ilk defa 1898’de Arap harfleriyle basıldı.
Yazarın vefatının üzerinden yetmiş yıl geçtiği için telif hakkı koruma dışına alınmış eserdir. Bu sebeple ne yazarın, ne varislerinin, ne de herhangi bir yayınevinin hakkı yenilmemiştir.
Kitappad tarafından ilk defa dijital ortamda eksiksiz sunulan bu orijinal halini gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.
11 Eylül 1324 (1908)-29 Kananusani 1324 (1909) tarihleri arasında Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika edilmiştir. Kitap olarak ilk defa 1910’da Arap harfleriyle basılmıştır. Burada yayınlanan metinde bu baskı esas alınmış, hiçbir değişklik yapılmamıştır.
Türk polisiye edebiyatının ilklerinden biri sayılan, usta romancı Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın yazdığı ve kendi deyimiyle ‘‘Bir zabıta romanı’’ olan Kesik Baş; iki yaman dedektifin korkunç bir cinayeti aydınlatmaya çalışırken, karşılaştıkları insan manzaralarının da mükemmel bir anlatımla gözler önüne serildiği trajikomik bir roman.
Burada yayınlanan eserin ilk baskısı olan 1942 Hilmi Yayınevi baskısının birebir aynısıdır. Herhangi bir sadeleşmeye gidilmemiştir.
İlk kez 1941 yılının Mayıs ayında yayımlanan Garip`te Melih Cevdet Anday`ın on altı, Oktay Rifat`ın yirmi bir, Orhan Veli Kanık`ın ise yirmi dört şiiri yer aldı.
İçimizdeki Şeytan, Sabahattin Ali`nin, 1940 yılında yayımladığı, ikinci romanıdır.
Roman, Macide ve Ömer isimli iki önemli karakterin aşkını içerir. Eserde kişilerin iç konuşmaları ve kendileri ile hesaplaşmaları yaygın olarak kullanılmış, bu yolla duygu ve hisler çok başarılı bir şekilde anlatılmıştır. Ömer`in sürekli kendini sorgulaması, olaylara çözüm üretmek istemesi ve başarısız olması göze çarpan hususlardandır. Ömer bu sıkıntıları içindeki şeytandan kaynaklandığına kanaat getiriyor. Bu romanında, Sabahattin Ali toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" etkileyici bir biçimde anlatıyor. Ayrıca roman, yazarın yaşadığı dönemin (1940’lı yıllar) Türkiye’sini yansıtmaktadır.
Kuyucaklı Yusuf, o zamana kadar bir öykü yazarı olarak tanınan Sabahattin Ali`nin 1937 yılında kaleme aldığı ve yayımladığı ilk romanıdır. Romanın baş kahramanı olan Yusuf, Türk edebiyatının en romantik karakterlerinden birisi olarak kabul edilir. Roman, Millî Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretim öğrencilerine tavsiye ettiği "100 Temel Eser" listesinde yer almaktadır.
Roman, 1985 yılında Feyzi Tuna tarafından aynı adla sinemaya uyarlandı.