Türük Devletinin kılıç tutkunu prensesi Açina, kendisi gibi maceraperest olan çok sevdiği dostlarıyla birlikte devamlı obalarından kaçıp kadim efsanelerin peşine düşer.
Düştükleri her efsane peşinde maceradan maceraya atılırlarken Sangal adlı ejderhanın uyanışıyla birlikte Orta Dünya`daki tüm düzen değişmeye başlar.
Kötücül tehditler Türük Devleti`nin dört bir yanını sarar.
Bebekliklerinden beri aileleri tarafından evlendirilmek istenen Prenses Açina ve Atay birbirlerini görebilme fırsatını devamlı kaçırıp bir kere bile yüz yüze gelemezlerken yazgıları, birbirleri için yaratılmış iki sevdalı yüreği büyük bir savaşın kucağında bir araya getirir.
Ancak çok geçmeden ateş, yıkım ve küller altında; kan ve ihanetten oluşan sele kapılmaktan kurtulamazlar.
``Önceden en büyük tutkum, yazılan efsanelerin peşinden koşmaktı. Bu sefer, yazılacak bir efsane varsa onu bizzat ben yazacağım. Türk`ün kanının efsanesini tüm acuna duyuracak ve kalgancı çaka (kıyamete) dek asla unutulmamasını sağlayacağım.``
~Açina~
``Biz, kanlarıyla suladıkları toprak ile harç yapan ve kemikleriyle vatan inşa eden atalara sahip bir milletiz. Atalarımızın kemiklerini, bize bıraktıkları vatanımızda sizin sızlatmanıza hiç izin verir miyiz?``
~Atay~
🏹Not: Kurgumuz buram buram Türk mitolojisi ve tarih içerir.🏹
Mitolojiden esinlenerek yazılmaktadır. Sizleri Senem`in mitolojik Dünya`ya girerek. Ulu Ruh Gömeç`in yardımıyla Toprak ve Ay` ın varış Tanrıçası Ayana kimliğiyle Savaş Tanrısı Kubai`nin Yolculuğuna beklerim.
Sonları nasıl olacak? Şeytan Erlik ne yapacak? Heyecanla devam eden Tanrı ve tanrıça olaylarına sizleri misafir olarak beklerim.
Melezler...
Bize taktıkları isim, yargılandığımız sıfat ve ailelerimizin günahı...
Biz buyduk.
Bir araya gelmesi yasaklanmış iyeler ile insanların kurallara karşı gelmesiyle doğmuş, yadırganmış, yaşarken ölmeye terk edilmiştik.
Kimine göre şans kimine göre lanet olan güçlerle varolmuş, onlarla büyümeyi öğrenmek zorunda bırakılmıştık.
İçimizde şanslı olanlar da vardı, aklı barik olana kadar gücünden bihaber olup ama biz hep çocukluğunu yaşayamadan sorumluluklar altında ezilenlere odaklandık.
Bu hikaye şanssız birinden dinleyeceğiniz iki şanslı genç kızın hikayesi.
Onlar kendi şanslarını yaratırken biz yok sayılmayı tercih etmiştik.
Kendi şansınızı yaratabilmeniz dileğiyle...
Ulukayın kökleri, Türk mitolojisinde ve Orta Asya`nın eski inanç sistemlerinde önemli bir yere sahiptir. Ulukayın, genellikle "Büyük Ağaç" veya "Dünya Ağacı" olarak anılır ve evrenin merkezinde yer aldığına inanılır. Bu ağaç, kökleriyle yeraltı dünyasına, dallarıyla ise gökyüzüne uzanır. Kökleri, yeraltı dünyasında yaşayan ruhları ve ataları temsil ederken, dalları göksel varlıkları ve tanrıları simgeler. Ulukayın kökleri, yaşamın ve ölümün döngüsünü, doğanın ve evrenin birliğini ifade eder. Bu mitolojik yapı, Türk kültüründe doğa ile insan arasındaki derin bağları ve ataların bilgeliğine olan saygıyı vurgular. Ulukayın`ın kökleri, insanın kendi köklerine, geçmişine ve kültürel mirasına olan bağlılığını da sembolize eder.
Ben bir muhafızdım ve tıpkı benden öncekiler gibi ben de Türk`ün kutsallarını canım pahasına korumalı, onları kötü emellerinden sonuna kadar muhafaza etmeliydim.
Bir gün düşünün, ufak tefek sıkıntılar dışında oldukça sıradan bir gün. On yedi yaşında dinç, gururundan ödün vermeyen, hatta kibirli bir gençsiniz ve o sırada tek derdiniz fakültenizin merdivenlerini hızlı bir şekilde tırmanarak yarım saat sonra yapılacak olan sınava yetişmek.
Düşündünüz mü?
Şimdi de çıktığınız o merdivenlerde sonsuz bir döngüye sıkıştığınızı ve oradan nasıl çıkacağınızı bir türlü anlayamadığınızı düşünün. Yiyecek yok, su yok, yatak yok, yorgan hiç yok. Sadece siz ve merdivenler. Oradan kurtulmak için delicesine çırpındığınızı düşünün.
Düşündünüz mü?
Şimdi de merdivenin gizemini çözüp kurtulduğunuzda eve döneceğinizi umarken önünüzde devasa bir kapının açıldığını ve orada hiç bilmediğiniz kişi ve yaratıklar arasında yaşamak zorunda olduğunuzu düşününün.
Düşündünüz mü?
Şimdi bir de çok güçlü bir tanrının tek çocuğu olduğunuzu ve orada kaldığınızı düşünün.
Son olarak da bunların hepsini birbirine karıştırarak düşünün. Ya da boş verin, düşünmeyin. O nadide beyninizi yormayın, çünkü ben bunların hepsini sizin yerinize düşündüm ve ortaya Asar`ın Çocukları çıktı! Türk Mitolojisinden beslenen, kurguya özel çizimlere sahip bu büyüleyici hikayeye hepiniz davetlisiniz.
-Asar`ın Evlatları uzun bir seri olacak olan Asar serisinin ilk kitabıdır.
Önemli Not: Çizimler için Ateşin Yüreği kitabının yazarı, dostum Serhat Kalip`e en içten teşekkürlerimi sunarım.