Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left4.
Bölüm
keyboard_arrow_right
@canankeserr
Her küstüğümüzde kendimi hep çiğköfte yediğimiz yerde bulur; bir sürü çiğköfte yerdim ağlaya ağlaya...
Sonra sende gelir otururdun karşıma; başlardık karşılıklı çiğköfte yemeye...
El ele çıkardık her defasında dışarıya, gülerek anlatırdık birbirimize...
Yürüye yürüye dolaşırdık sokaklarda...

Hatırlıyor musun? Yine bir gün tartışmıştık basit bir kıskançlıktan dolayı...
Durdur arabayı deyip indiğim gibi ilk dolmuşa atmıştım kendimi hızlıca, sen arabayla dolmuşun arkasında, ben dolmuşta ağlaya ağlaya gitmiştik çiğköfteciye...
Dolmuştan indiğim gibi sarılmıştın bana sımsıkı sanki hiç gitmeyecek gibi, hiç bitmeyecekmişiz gibi...
Onca hakaretime karşılık;

-buranın çiğköftesi çok güzel! Beraber yiyelim mi? Demiştin...

Gülmeye başlamıştım birden o hallerine. Komiktin çok komiktin sevgili... Ne yapsam, ne kadar delirsem, ne kadar çocukça davransam da affederdin beni her seferinde... O yüzden çiğköfte yiyen sevgililer hiç ayrılamaz derdim sana, çünkü biz hep barışırdık çiğköftecide...

Ben o günleri çok özledim, çok özledim seninle çiğköfte yemeyi...

Ben çok gittim senden sonra ama sen gelmedin bir daha...

Yine çiğköfte yedim, yine ağladım, ama sen gelmedin...

Oradaki abla bile o kadar alışmış ki bize gelir birazdan dedi,
Ama sen gelmedin birazdan, uğramamışsın hiç hep sordum seni
Yine gitsem ağlaya ağlaya, otursam masamıza, başlasam çiğköfte yemeye; gelip sende oturur musun karşıma?

Ama hani?

Çiğköfte yiyen sevgililer hiç ayrılmazdı...

Sende inanmıştın bu sözüme...

Hadi sevgili kır ne kadar zincirin varsa bağladığın üzerine, at gururunu bir köşeye; ben yine aynı çiğköftecideyim, aynı masada... Ömrümün sonuna kadar bekleyeceğim seni orada...

Çiğköfte yiyen sevgililer ayrılmazmış ya...







modal aç
modal aç
modal aç