Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left 1.
Bölüm
keyboard_arrow_right
@venomiee
Song: Billie Eilish - Lovely

Kendi hayat hikayem bir kitap olsaydı sanırım ön sözünde şu satırlar yazardı;

Sıradan bir insanım diyemeyecek kadar sıradan olan bir insanın satırları bunlar. Aslında benim hayatımı nerede görseniz tanırsınız. Mesela sokakta kızına kızan baba ya da sesi soluğu çıkmayan kolundan annesi tarafından sürüklenen o çocuk.. Bunlar bendim. Size ben farklıyım demeyeceğim. Ben de içinizden biriyim. Bana hiç kendimi anlatma şansı tanımadılar. Kendimi anlatacak bir dil yaratmak istedim, görmezden gelip benim adıma kendi dillerini konuşturdular.

Bana yaşamayı, yaşatmayı öğretmediler. Ben de öğrenmek istemedim zaten. Onların elleriyle kirlettiği bu dünyadan bir bilgi öğrensem bu ne yararıma dokunacaktı?

Yapma dediler yaptım.

Sevme dediler sevdim.

Konuşma dediler boğazım yırtılırcasına bağırdım. Ama en sonunda sustum. Kelimeler bile anlamsızlaştı benim için. Oysa hiç önemli değilmiş bu çırpınışlarım. Ne yaparsam yapayım yine benim adıma konuştular.

Şimdi benim adıma konuşan ve bana değer veriyor gibi gözüken ama umurlarında olmadığım bu insanlara ihanet ederek yeni bir dil öğrenmeye başladım. Bu, yürümeyi bilmeyen bir bebeğe ilk adımlarını öğretmek gibi bir şeydi.

Ama zor olsa da, ne kadar bu yolda dizlerimin üzerinde düşsem de zar zor ayağa kalkarak savaşmak istedim. Çünkü o dil, hayatımı değiştiriyordu. Beni düştüğüm, sonu görünmeyen çukurdan kurtarmıştı. Kalbimde son nefesini vermekte olan umudumu yeniden yaşama sürüklemişti.

O benim canımdı.

O benim canhıraşımdı..

Ellerini yana açmış, umutla gökyüzünü izlemekte olan bu adamın kalbi paramparça olmuştu. Dünyadaki bütün kötülükler sanki onun zihnini esir almış gibiydi. Yine de her şeye inat gülümsüyordu.

"Sev..." dediğinde gözlerinde gördüğüm acıya rağmen benden bir adım geriye doğru atarak uzaklaşmayı başarmıştı. "Önce kendini, sonra başkasını.."

"Bilirsin beni, denizden korkarım. Yüzemem. Ama bak.." dediğinde bakışlarını arkasında görünen deniz manzarasına çevirdi. "Şimdi ona geldim. Ne kadar garip değil mi?"

Başımı onu onaylarcasına salladığım zaman ellerim titremeye başlamıştı. Onu susturmak, onu vazgeçirmek adına konuşmak istedim. Ancak dudaklarımda görünmez bir zincir vurulmuştu. Konuşamıyordum.

"Denizden korkan bir adam ölümü için denizin kucağına koşuyor."

"Peki ben.." dediğim zaman duraksadım, bakışlarım ona çevirdiğim zaman içimdeki tereddüt duygusunu görmezden geldim. Dudaklarım aralandığında zor olsa da doğru kelimeleri ayıklayıp konuşmaya başladım.

"Yaşamaktan korkan bir kadın, ölümün kucağına koşarak giden bir adama aşık.. Şimdi söyle bana. Ben ne yapmalıyım?"

"Sev kadın.." dediğinde elini bana uzatarak gülümsedi. "Kendini çok sev.."



modal aç
modal aç
modal aç