Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Bölüm 1: Cinayetin Gölgesinde

@070613kill

Buraya başlama tarihlerinizi yazabilirsiniz.


Büyük şehrin ışıklı sokaklarında yürürken, kafamda Elliot Albon'un ölümü ve bu cinayetle bağlantılı tutuklanan Şevval Daisy Yılmaz ile Zehra Lucia Saraç'ın yüzleri belirdi. Karanlık sokaklar arasında adımlarımı hızlandırırken, zihnimde olayın parçalarını bir araya getirmeye çalışıyordum. Bu şehir, her türlü gizemi barındırabilirdi ama benim görevim, bu gizemi çözmekti.


Polis memuru Jackson West, dosyaları inceleyerek yanıma yaklaştı. "Eddy, Şevval ve Zehra'yı ne zaman sorgulamayı düşünüyorsun?" diye sordu, gözleri merakla parlıyordu.


"Onlarla yüz yüze gelmeden önce daha fazla bilgi toplamamız gerekiyor," dedim kararlı bir ses tonuyla. "Elliot Albon'un ölümü sadece bir cinayet değil, derinlerde yatan karmaşık ilişkilerin de bir yansıması olabilir. Şevval ve Zehra'nın geçmişteki bağlantıları üzerine odaklanmamız gerekecek."


Jackson başını salladı ve ciddiyetle devam etti, "Anladım. Biz de polis departmanı olarak elimizden geleni yapıyoruz, ancak senin özel yeteneklerin işinizi farklı kılıyor."


Birkaç saat sonra, büyük şehrin gürültülü merkezinden uzaklaşıp kasabanın sakin sokaklarına doğru ilerledik. Hava, geceye özgü sessizliğiyle doluydu. Arabayı kasabanın girişinde durdurup indik. Kasaba, adeta zamanın durduğu bir yer gibiydi. Küçük evler sıralanmış, dar sokaklar sessizlikle doluydu.


Şevval Daisy Yılmaz ve Zehra Lucia Saraç'ı sorgulamak üzere küçük bir polis karakoluna doğru ilerledik. İkisi de çocukluk arkadaşı olmalarına rağmen, zamanla farklı yollara sapmışlardı. Şevval, kasabanın yerlisiydi ve burada bir kafe işletiyordu. Zehra ise uzun yıllar önce kasabaya yerleşmiş bir sanatçıydı.


Karakolun kapısından içeri girdik ve sorgu odasına doğru ilerledik. Kapıyı açtığımda, içeride Şevval ve Zehra'nın beklediğini gördüm. Şevval masada otururken sinirli bir şekilde etrafına bakınıyordu. Zehra ise pencereden dışarıyı izlerken derin düşüncelere dalmış gibiydi.


"İşte geldik," dedim sessizce ve içeri adım attık. Şevval ve Zehra, benim girdiğimi fark edince gözlerini bana çevirdiler. Aralarındaki sessizlik, odanın içinde yoğun bir atmosfer oluşturdu.


"Eddy Johanson," dedi Şevval keskin bir ses tonuyla, "Bu haksız suçlamaları bir an önce ortadan kaldırmanız gerekiyor. Ben bu cinayette hiçbir şekilde rol almadım."


Zehra sessiz kaldı ve düşüncelerini toplamak için bir an bekledi. Sonra sakin bir ses tonuyla konuştu, "Ben de masumum. Bu cinayetle ilgim yok. Elliot'la daha önce tanışmadım bile."


Jackson West, masanın diğer tarafına oturdu ve notlarını almaya başladı. Ben ise dikkatlice Şevval ve Zehra'nın her sözünü dinliyor, gizli kalmış ipuçlarını bulmaya çalışıyordum.


"Şevval, seninle ilgili birtakım şehir efsaneleri var," dedim düşünceli bir şekilde. "Kasabanın yerlisi olman ve burada kafe işletmen, insanların seni iyi tanımasını sağlıyor. Ancak bu cinayette senin nasıl bir bağlantın olduğunu anlamamız gerekiyor."


Şevval gözlerini sertçe kıstı ve başını hafifçe salladı. "Benim bu olayla hiçbir bağlantım yok. Elliot Albon'u tanımıyorum bile."


Zehra ise sessizce ekledi, "Elliot Albon'un ölümü beni derinden üzdü. Ancak bu olayla ilgili bilgim yok."


Bu sırada Zehra'nın gözleri, dikkatle gözlemlediğimden emin oldum. Aramızda bir anlık bir bakışma oldu ve gizemli bir şekilde gülümsedi. Bu durum, aralarında daha önce hiç görmediğim bir bağ olduğunu düşündürdü bana.


Jackson West, kalemini not defterine koydu ve gözlerini bize çevirdi. "Sorgu için şimdilik yeterli," dedi ciddi bir ifadeyle. "Eğer başka bir şey hatırlarsanız veya eklemek istediğiniz bir şey varsa bize ulaşın."


Şevval sinirle ayağa kalktı ve hızlı adımlarla odadan çıktı. Zehra sessizce kalkıp onu takip etti ve koridorda yakaladı. "Şevval, beklememiz gerekiyor," dedi sessizce.


Şevval, "Bu saçmalıkla başa çıkamam," diye karşılık verdi, gözlerindeki öfke belirginleşiyordu.


Zehra nazikçe onun kolunu tuttu. "Sakin ol. Bu durumdan kurtulmak için bize yardımcı olacak tek şey, sabırlı olmak ve işbirliği yapmaktır."


Şevval derin bir nefes aldı ve sonra başını salladı. "Haklısın," dedi yumuşak bir ses tonuyla. "Seninle kalmak daha iyi olacak."


Birlikte polis karakolundan çıktılar ve Şevval'in kafesine doğru yürümeye başladılar. Şevval'in kafesi, kasabanın merkezinde küçük ve samimi bir yerdi. İçeri girdiklerinde, kafe sessizdi ve tek bir müşteri masasında oturuyordu.


Şevval, Zehra'ya döndü ve hafifçe gülümsedi. "Kahveni al, ben de hemen geliyorum," dedi ve mutfağa doğru yürüdü.


Zehra kahve siparişi verdi ve sonra masaya oturdu. Gözleri kafenin içinde dolaşırken, bir köşede asılı duran yerel sanat eserlerini inceledi. Kısa süre sonra Şevval geri döndü, bir tepsiyle kahveleri getirdi ve karşısına oturdu.


"Elliot Albon'u hiç duydun mu?" diye sordu Zehra sessizce.


Şevval kafasını salladı. "Hayır, onunla hiçbir bağlantım olmadı. Bu kasabada kimse onu tanımaz."


Zehra düşünceli bir şekilde devam etti, "Peki, son zamanlarda birileri sana garip davranışlar sergiledi mi? Belki birileri seninle sorun yaşamak istiyordu."


Şevval bir an duraksadı ve sonra düşünceli bir ifadeyle konuştu, "Aslında, son zamanlarda bazı müşterilerim garip davranmaya başladı. Özellikle bu hafta, birkaç kez tuhaf telefonlar aldım. Kim olduklarını söylemediler ama beni rahatsız ettiler."


Zehra kafasını salladı. "Bu bilgi önemli olabilir. Belki de biri seni hedef almak istedi."


Bu sırada, kafenin kapısı açıldı ve Jackson West, Şevval ve Zehra'ya doğru yürüdü ve ciddi bir ifadeyle konuşmaya başladı. "Kızlar, sizi dinledik ve şu an için sizi serbest bırakma kararı alamıyoruz. Elliot Albon'un olay yerinde bulunan DNA izleri sizin çıktı. Bu nedenle, sizi şu anda tutuklamak zorundayız."


Şevval sakin kaldı ve soğuk bir ifadeyle karşılık verdi, "Benimle gelirseniz sorularınızı cevaplamaya hazırım."


Zehra da sessiz kaldı, ama endişeli bir bakış attı Jackson West'e.


Jackson West sessizce yaklaşıp ellerini Şevval ve Zehra'nın arkasına bağladı. Şevval sakin bir şekilde işbirliği yaparken, Zehra'nın gözleri dolmaya başladı.


Bu sırada kafenin içindeki birkaç müşteri, olan biteni şaşkınlıkla izliyordu. Bazıları konuşma mesafesindeydi ve merakla gözlemliyorlardı. Kafe sessizliğe gömülmüş gibi hissediliyordu.


"Elliot'u tanımıyorum bile!" diye sakin bir ses tonuyla söyledi Şevval. "Lütfen bana inanın, masumum."


Zehra da sessizce ekledi, "Bu bir yanlış anlama olmalı. Biz suçsuzuz."


Jackson West sessiz kaldı ve sadece başını salladı. Onları dışarıya doğru yönlendirirken, içimdeki endişeler de artmaya başladı. Bu kızlar gerçekten masum mu yoksa cinayetin perde arkasında daha karmaşık bir ilişki mi var?


Kısa bir süre sonra, Şevval ve Zehra'yı karakola götürdük. İçerideki hücrelere kilitledikten sonra, kendim de masanın başına geçip dosyaları incelemeye başladım. Elliot Albon'un ölümüyle ilgili daha fazla detay öğrenmek zorundaydım. Bu kızların masumiyetini veya suçlarını kanıtlamak için elimden geleni yapmalıydım.


Elliot Albon'un geçmişi, kasabanın derinliklerindeki gizli bağlantılarını araştırmam gerekiyordu. Bu cinayet sadece bir kaza mıydı yoksa planlanmış bir suikast mıydı? Şevval ve Zehra'nın, bu karmaşık hikayenin bir parçası olup olmadıklarını anlamak için tüm ipuçlarını toplamam gerekiyordu


(Dedektif Eddy'nin Anlatımı)


Şevval Yılmaz'ın sorgusu başladığında, odada sessiz bir gerilim vardı. Şevval, soğukkanlı ve kararlı bir tavırla karşıma oturdu. Elleri masaya dayalıydı ve gözleri kararlılıkla doluydu.


"Sana daha önce sorduğum soruları tekrar etmek istiyorum, Şevval," dedim sessizce. "Elliot Albon'u tanıyor musun?"


Şevval gözlerime bakarak sakin bir sesle yanıtladı, "Hayır, onunla hiç karşılaşmadım ve tanışmadım."


"Öyleyse, Elliot Albon'un cesedindeki DNA izlerinin seninle eşleşmesinin nedeni nedir?" diye devam ettim, dosyayı önüme koyarak.


Şevval'in ifadesinde bir değişiklik olmadı. "Bu imkansız. Benimle hiçbir ilgisi yok."


"Ama dosyada yazanlar bunu gösteriyor," dedim, ona bakarken. "Ayrıca, eski erkek arkadaşın Elliot Albon'u tanıyor olduğunu söyledi. Sana bununla ilgili bir şey söylemek istiyor musun?"


Şevval hala kararlıydı. "Eski erkek arkadaşımın suçları benimle ilişkilendirilmesi mantıklı olabilir, ancak ben Elliot Albon'u tanımıyorum ve onun ölümüyle hiçbir bağlantım yok."


Bu sözler üzerine sessizlik bir an için odada asılı kaldı. Şevval'in masumiyetini savunması, ancak delillerin aksini göstermesi gerçekten zor bir durumdu. Arka planda, cinayetin daha derin bir hikayesi olduğunu düşünüyordum, ama henüz tüm parçaları birleştirememiştim.


❤️‍🔥❤️‍🔥❤️‍🔥


Umarım okurken eğlenmişsinizdir.

Yorum ve vote atmayı çok unutmayın 🤗

Hikaye hakkında yorumlarını bekliyorum.

İkinci bölüm yarın gelecek.

Loading...
0%