Akşam iş çıkışından sonra evimin olduğu sokağa döndüm ve yürürken sanki arkamdan biri beni takip ediyomuş hissine kapılıp direkt arkama doğru baktım ve tam o anda kafasında siyah şapka, ağızlarında siyah baf ellerindeyse siyah deri eldiven ve çelik beyzbol sopaları olan iriyarı kaslı 1.90 boyunda kocaman adamlar vardı. Karşımda bu manzarayı görünce koşmam gerektiğini anlayıp koşmaya başladım. Adamlar o kadar iriyarıydılarki tam beni yakalıycakları sırada evime çok yaklaştığımı görüp dahada hızlandım. Tam apartmana girmiştimki uzun boylu ve iriyarı adamlar daha ben hareket edemeden gazlı bezle ağzımı kapatıp camları siyah filmle kaplı minibüs'ün içine fırlattılar. Gözümü açtığımda soğuk ve rutubet kokan depo görüş alanıma girdi " Oooo bakıyorumda erkencisin tatlım" " Aaaaa imdat kurtarın beni burdannn" " Hahaha hiç boşuna bağırmana gerek yok güzellik çünkü seni burda hiç kimse duyamaz " " İmdat yokmu kimse yaaa " "Hahaha ben varımya güzellik ben sana yetmiyomuyum " "İmdatttt sende kimsin be " ağlamaklı bir ses tonuyla "Offf şimdi ne güzel duşumu alıp yatağıma girmiştim bile yağğ ıığğğ".Bacağım ıslanınca anladım ağladım ağladığımıağladığımı. "Ooooo patron beyimizde teşrif etmişler şükür " " Lan bana niye söylemedin kızı kaçırdığınızı "" olum hani biz iyi mafya babasıyız ya hani "" eee nolmuş yani iyi taraftaysak bertuğ "deyip güldü. " Anla işte patron " . " İyimi hah sizmi iyisiniz lan, ben burda niye bağlıyım o zaman "diye bağırdım. " Biz iyi taraftayız, o yüzden seni kötü taraftan kurtardık "." Yani artık evime gidebilir miyim". " Hayır, bu gidebileceğin anlamına gelmez güzelim, çöz onu bertu" " Oldu bil patron".